Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sudan ziyaretiyle söz konusu ülkeyi ziyaret eden ilk Türkiye Cumhurbaşkanı olarak kayıtlara geçmiştir. Bilindiği üzere ikili ilişkiler Osmanlı İmparatorluğu ile birlikte yüzyıllarca devam etmiş ve Sudan, İmparatorluğun sınırları için önemli yere sahip olmuştur. Bu bağlamda iki ülkenin yetkilileri de tarihsel sürecin beraberinde gelişen ikili ilişkiye önem vermektedir.
Bilindiği üzere Türkiye son yıllarda İslâm aleminin yaşadığı sorunları çözmek adına barışçıl politika izlemektedir. Sudan ise yıllardır Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başta olmak üzere bütün Batılı devletler tarafından izole olmuş ve ekonomik olarak zor durumda bırakılmıştır. 20 yıldır bu sorunlarla boğuşan Sudan’a destek olan yalnızca Türkiye ve Katar’dır. İki ülke arasında özellikle Türkiye’nin Sudan’a sağladığı maddi ve manevi destekler yadsınamaz boyuttadır. Maddi destek bağlamında örnek verilecek olursa, sağlık, altyapı ve eğitim sektörlerinde Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) ve Afet ve Acil Durum (AFAD) vasıtasıyla ciddi yardımlarda bulunmuştur. Nyala Türk Eğitim ve Araştırma Hastanesi[1] bu hususta verilecek örneklerden sadece bir tanesidir. Türkiye’nin manevi desteği ise Batı tarafından haksız yere uygulanan ekonomik ambargonun kaldırılması için uluslararası arenada birçok kez konuyu gündem haline getirerek soruna dikkat çekme yönünde olmuştur.
Türkiye’nin pozitif tutumu ve iyi ilişkiler kurduğu Sudan da her zaman Türkiye’yle iyi ilişkiler tesis etme noktasında irade göstermiştir. Örneğin; 15 Temmuz darbe gecesinde Türkiye vatandaşlarının sokaklara döküldüğü gibi Sudan halkı da Türkiye’nin dostu olduğunu göstermek adına sokaklara çıkmıştır. Bunun akabinde Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)’nün ülkedeki kurumlarına el koyulmuş ve Türkiye devletinin kurumlarına devredilmiştir. Bu bağlamda Sudan söz konusu örgütün Afrika’daki yapılanmasına dair mücadele edeceğini belirtmiştir.[2]
Yukarıda bahsedilen iyi gelişmeler bağlamında iki ülke arasında ilişkiler tarihi, siyasi, askeri, dini, kültürel olarak gelişmiş olduğu kanaati hasıl olsa dahi ekonomik açıdan istenilen düzeyde olmadığı aşikârdır. İki devletin ticaret hacminin yaklaşık olarak 500 milyon dolar civarında olduğu ifade edilmektedir.[3] Dolayısıyla Erdoğan’ın bu tarihi ziyaretinde 200 işadamının eşlik etmesi ekonomik ilişkileri geliştirmeye yönelik öncelik niteliğindedir. Bununla beraber Türkiye, Sudan’daki tarihi eserleri restore etmek adına da önemli kararlar almıştır.
İki ülke arasında ilişkilerin ekonomik ayağı baz alındığında Sudan’ın önemli bir ekonomik saha olduğu görülmektedir. Bu kapsamda 2017 yılının ekim ayında ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, 1997 yılından itibaren Sudan’a uygulanan “Washington Ambargosu”nun kaldırıldığını ilan etmiştir. Sudan zengin doğal kaynaklarına sahip olması hasebiyle birçok küresel ve bölgesel devlet tarafından ülke rekabet pazar alanı haline gelmiştir. Örneğin, son dönemde ABD merkezli enerji şirketlerinin yetkilileri, Sudan’da yatırım fırsatlarını incelemek adına ziyaretlerde bulunmuşlardır. Türkiye’de bu fırsatı kaçırmamalı ve Sudan pazarını küresel emperyal güçlere kaptırmamalıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerçekleştirdiği ziyaret, Sudan açısından da büyük önem arz etmektedir. Çünkü, 2011 yılında ülke Sudan ve Güney Sudan olarak ikiye ayrıldıktan sonra petrol gelirlerinin de %75’ini kaybetmesiyle ciddi bir ekonomik buhran söz konusu olmuştur. Bu bağlamda Türk işadamlarının Sudan’da yapacağı yatırımın ülkenin ekonomisini rahatlatacağı beklenmektedir. Siyasi olarak değerlendirildiğinde Hartum yönetiminin son dönemlerde dengeli bir dış politika izlediği gözlemlenmektedir. Bir yandan ABD ile ilişkilerini restore ederken, bir yandan da Rusya ve Çin’le her alanda ilişkilerini geliştirme çabasındadır. Bununla beraber bölgesel güçler arasındaki rekabette tarafsız tutum sergilemektedir. Sudan’ın denge politikasında Türkiye’de önemli bir aktör olarak yer almaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Sudan ziyaretinden sonra beklenen gelişmeler şu şekilde sıralanabilir:
- Siyasi boyutta: İki ülkenin uluslararası arenada birbirini destekleyeceği beklenmektedir. Uluslararası ve bölgesel sorunlarda benzer duruşlar sergileyeceklerdir. Trump’ın Kudüs kararına karşı durulduğu örneği gibidir.
- Ekonomik boyutta: Ziyaretin önemli hedeflerinden biri de iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri yüksek seviyeye çıkartmaktır. Diğer bir deyişle, 500 milyon dolar olan ticaret hacminin 10 milyar dolara çıkartılması hedeflenmektedir. Uluslararası ve bölgesel arenada yaşanan gelişmelere bakıldığında da söz konusu hedef bariz olarak görülmektedir. Çünkü Sudan, doğal zenginlikleri açısından oldukça önemli bir ülkedir. Özellikle Sudan’ın doğusu büyük altın rezervlerine sahiptir.
- Güvenlik boyutunda: İki ülke arasında güvenlik bağlamında ilişkilerinin iyi düzeyde olduğu bilinmektedir. Özellikle askeri ve sanayi alanında daha fazla olumlu gelişmeler yaşanacağı beklenmektedir. Sudan’ın İran’la ilişkilerini kesmiş olmasından dolayı Türkiye’nin bu alandaki boşluğu doldurabilecek tek ülke olduğu düşünülebilir.
- Eğitim boyutunda: Sudan üniversitelerinde yüzlerce Türk öğrenci eğitim alırken Türkiye’de de yüzlerce Sudanlı öğrenci eğitim almaktadır. Yaklaşık 450 Sudanlı öğrenci YTB burslusu olarak eğitim almaktadır. Söz konusu durumun ilerleyen süreçlerde artacağı ve aynı şekilde Türkiye’den birçok öğrencinin Sudan’da eğitim alacağı beklenmektedir. Ayrıca Hartum’da Sudan-Türkiye Üniversitesi’nin kurulmasına dair kararların alınmış olması, eğitim alanında atılacak isabetli bir adım olarak düşünülmektedir.
- Tarih ve Turizm boyutunda: İki ülke ilişkileri geçmişe dayanmaktadır. Bu ilişkilerin kanıtı niteliğinde Sudan’da Osmanlı İmparatorluğuna dair eserler bulunmaktadır. Sevakin Adası buna örnektir. Zamanında restore edilmesi için de Türk yetkilileri talepte bulunmuşlardır. Söz konusu ada restore edildiği takdirde iki ülke arasında tarihi hafıza canlandırılmış ve Sudan’da turizm sektörüne önemli bir katkıda bulunulmuş olacaktır.
Sonuç ve Öneri
Yukarıda da belirtildiği üzere, iki ülke arasındaki ilişkiler oldukça eskiye dayanmaktadır. Erdoğan’ın bu tarihi ziyareti ikili ilişkilerin ekonomik, siyasi, askeri, dini ve kültürel olarak gelişmesi için önemli bir adım niteliğindedir. Özellikle Sudan’ın yerel zenginlikleri açısından büyük potansiyele sahip olması, Türkiye açısından ekonomik ilişkiye büyük önem verilmesi beklenmektedir.
Afrika kıtasında yabancı yatırımcıların en çok endişe duyduğu konu, can ve mal güvenliği meselesidir. Vurgulanması gereken bir husus da güvenlik açısından Sudan, Afrika ülkelerinin en güvenli ülkesi olarak nitelendirilmektedir. Bu bağlamda Türk iş adamlarına endişe duymadan yatırım yapabilmeleri önerilebilir. Ayrıca Sudan hükümeti, Türk iş adamlarının yatırımı çerçevesinde gerekli hukuki ve alt yapı düzenlemeleri yapmaları önerilebilir.
[1] “Sudan’da Türk Hastanesi Açıldı”, Ensonhaber, http://www.ensonhaber.com/sudanda-turk-hastanesi-acildi-2014-02-28.html, (Erişim Tarihi: 26.12.2017).
[2] “Cumhurbaşkanı Erdoğan Sudan’da”, Konhaber, http://www.konhaber.com/haber-cumhurbaskani_erdogan_sudan_da-790481.html, (Erişim Tarihi: 26.12.2017).
[3] T.C. Ekonomi Bakanlığı, “Sudan Ülke Profili”, www.ekonomi.gov.tr/portal/faces/home/disIliskiler/ulkeler/ulke-detay/Sudan, (Erişim Tarihi: 26.12.2017).