Enerji Yaptırımları: Batı Kendi Ekonomisini mi Baltalıyor?

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından Batılı ülkeler, savaşa yönelik en sert tepkiyi Moskova yönetiminin en büyük gelir kaynağı olan enerji ihracatına yönelik yaptırımlarla göstermiştir. Ancak enerji konusunda Avrupalı ülkeler, Rus doğalgazına Kremlin’in müşteriye olan bağımlılığından daha fazla muhtaçtır. Dolayısıyla Avrupalı devletler, Rusya’yı hedef alan yaptırımlar nedeniyle resesyona girme riskiyle karşı karşıyadır.

Söz konusu süreçte Batılı ülkelerin ana hedefi, Rusya’nın doğalgaz ve petrol ithalatına sınırlama getirmek olmuştur. Bu kapsamda 2022 yılının Şubat ayından beri Avrupa Birliği (AB), Rus enerji endüstrisine çeşitli yaptırımlar uygulama kararı almıştır. 2021 yılında doğalgaz arzının %40’ını; petrol arzının ise %25’ini Rusya’dan ithal eden Avrupalı devletler, yaptırımların da etkisiyle Rusya’dan enerji alımını azaltma ve alternatif kaynaklara yönelme çabası içerisindedir. 

Ana hedefi Moskova’nın uluslararası piyasalardan tecrit edilmesi ve dolaylı olarak Ukrayna’daki savaşın mali yükünü karşılayamaması olan yaptırımların savaşın yedinci ayında da devam etmesi nedeniyle başarısız olduğu yönünde tartışmalar ortaya çıkmıştır. Üstelik yaptırımların AB ülkelerinin ekonomisine daha fazla zarar verdiği de tartışılmaya başlamıştır.

Öte yandan savaşa ve yaptırımlara rağmen Rusya’nın petrol ve doğalgaz ihracat gelirlerinde büyüme görülmeye devam etmektedir. Rus petrolünün %90’ının Avrupa’ya ithalatını engelleyen ambargo, 5 Aralık 2022 tarihinde yürürlüğe girecek olmasına rağmen küresel piyasalar, Kremlin’in Avrupa’ya gönderemeyeceği petrolü başta Hindistan ve Çin olmak üzere Asyalı alıcılara kaydıracağının farkındadır.[1]

Moskova, yaptırımların etkisini ithal ikameyi teşvik ederek by-pass etmeye çalışmaktadır. Çin ve Hindistan’ın giderek artan enerji ihtiyacı ve tek kutuplu dünya düzenine Rusya’nın yanında yer alarak karşı çıkan tavırları, bu anlamda Moskova yönetiminin alternatif pazarlar bulmasını kolaylaştırmaktadır.

Üstelik Avrupa, yaptırımlara rağmen hala Rus petrolünün en büyük alıcısı konumundadır. Zira birlik ülkeleri, petrol ambargosu tam olarak yürürlüğe girmeden ve petrol fiyatlarındaki keskin artış görülmeden depolarını ucuz Rus petrolüyle doldurmak istemektedir.

Petrol üretim hacimleri ve pazardaki sınırlı arz nedeniyle fiyatlarda artış görülmektedir. Bu da Rusya’nın petrolden elde ettiği gelirlerin artmasıyla sonuçlanmıştır. Üstelik başta ABD olmak üzere Batı’nın Suudi Arabistan liderliğindeki Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nü (OPEC) üretim artışına zorlama girişimlerine rağmen OPEC+ kapsamında petrol üretiminde sadece küçük bir artış gerçekleşmiştir. Dolayısıyla Suudi Arabistan’dan sonra ikinci en büyük petrol üreticisi olan Rusya’nın petrol gelirlerini azaltma girişimi başarıya ulaşamamıştır.

Petrole kıyasla doğalgaz alanında alternatif tedarikçi bulmanın daha zor bilinmektedir. Petrole uygulanan yaptırımlar, Kremlin’in AB’nin hassas noktası olan “doğalgaz” kartını kullanmasına sebebiyet vermiş ve enerji piyasalarındaki kriz daha da derinleşmiştir. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kuzey Akım-I Boru Hattı’ndan doğalgaz akışını durdurmasının gerekçesi olarak ise G7 ve AB’nin Rus petrol ve doğalgaz ürünlerine tavan fiyat uygulama planlarını göstermiş ve şu şekilde tepki göstermiştir:[2]

“Tavan fiyat, Avrupa da dahil olmak üzere dünya pazarlarında daha fazla fiyat artışına yol açacak başka bir saçmalık. Tümüyle aptalca bir adım. Eğer sözleşmelerimize ve çıkarlarımıza aykırı olursa petrol, doğalgaz veya kömür, hiçbir şey göndermeyiz. Batı, bize şartlarını dikte edebilecek konumda değil; mantıklı düşünsünler.”

Rus liderin açıklamaları, doğalgaz fiyatlarında manipülasyona neden olmuş ve savaşın ardından Avrupa’nın enerji sistemleri üzerinde daha ağır bir baskının hissedilmesiyle sonuçlanmıştır. Artan enerji fiyatları, kış aylarına yaklaşırken ülkelerin sanayi sektörlerinin ve hane halkının omuzlarına ekstra yük binmesini beraberinde getirmiştir. Savaş nedeniyle Ukrayna’ya gönderilen mali yardımların da etkisiyle söz konusu durum, enflasyonun daha da artmasına yol açmıştır. 2022 yılının Ağustos ayının sonunda avro bölgesinde enflasyon, gıda ve enerji fiyatlarının artmasıyla %9,1’lik seviyeyle tarihi bir rekor kırmıştır.[3]

AB’nin en büyük ekonomisi ve %55 oranında Rus doğalgazına bağımlı olan Almanya’da Rus doğalgazının ithalatının durdurulmasının GSYİH’de %3’lük bir düşüşe yol açacağına dair hesaplamalar bulunmaktadır.[4] Üstelik gerileyen ekonomi ve artan enflasyon, birlik üyelerinin iç politikalarında da gerilimlere yol açmış ve Ukrayna’ya verilen desteğin kamuoyları nezdinde sorgulanmasına neden olmuştur. Örneğin Alman halkının %51’i yaptırımların Almanya’ya Rusya’dan daha fazla zarar verdiğine inanmaktadır.[5] Çekya’da da halk, artan enerji faturaları nedeniyle Rusya’ya karşı yaptırımların kaldırılmasını talep etmek için protestolar düzenlemektedir.[6]

Son kırk yılın en yüksek enflasyon oranlarının görüldüğü düşünüldüğünde, mevcut politikalar AB açısından bir paradoksa dönüşmüştür.Zira yaptırımlar, Rus gelirlerini azaltmayı başaramadığı gibi Rusya’nın Ukrayna için daha fazla asker seferber etmesi, nükleer misilleme tehdidinde bulunması ve Rus işgali altındaki toprakların ilhakına dönük adımlar atmasıyla[7] neticelenmiş; yani savaşın gidişatı üzerinde de etki yaratamamıştır.

Kısaca özetlemek gerekirse, Batılı ülkelerin yaptırımlardan beklediği etkiyi bulamadığı; bilakis Rusya’nın enerji tekelinden ve başta doğalgaz olmak üzere Avrupa’nın enerji bağımlılığından dolayı kendi ekonomisini baltaladığı söylenebilir.Bu noktada yaptırımların sonuç vermesinin uzun bir süreç gerektirdiği gerçeği de ortadadır.

Ukrayna’ya karşı savaşın başlamasından bu yana Rusya, ekonomisinin şeffaflığını büyük ölçüde azaltmış; istatistikleri ve verileri yayınlamayı kesmiştir. Dolayısıyla Batı’nın yaptırımlarının kesin etkisi noktasında değerlendirmeye varmak zorlaşmaktadır. Nitekim dış ticaret verilerinin gizlenmesi nedeniyle yaptırımların Rus ekonomisi üzerindeki etkisinin azımsanamayacak düzeyde olduğu ve Moskova’nın bu etkiyi gizlemeyi tercih ettiği de öne sürülmektedir.

Belirtmek gerekir ki; Avrupalı devletlerin uyguladığı yaptırımlara rağmen şeffaflığı sorgulansa bile Rus ekonomisinin bir kaosa sürüklenmemesi, Avrupa kamuoyunda yaptırımlara dair inancı sarsmakta ve bu da kolektif hareket etmeyi zorlaştıracak bir kamuoyu baskısı yaratmaktadır.

Sonuç olarak Rusya’nın Ukrayna’ya saldırılarının yanıtlanması amacıyla uygulanan politikalarda Batı’nın sınıfta kaldığı iddia edilebilir. Ayrıca yaptırım kararının alınmasında bile AB içerisinde çatlak seslerin yükseldiği görülmüştür. Üstelik petrole tavan fiyat uygulamasının detayları hala kesinleşmemiş ve doğalgaza yönelik tavan fiyat ise yine üye ülkelerin muhalefeti nedeniyle yürürlüğe konulamamıştır. Bu da AB’nin yekpare bir şekilde hareket etmesinin her geçen gün daha da zorlaşacağına işaret etmektedir.


[1] “Ukraine Crisis: Russian Oil Turns to Asia”, BBC, https://www.bbc.com/news/world-asia-india-60783874, (Erişim Tarihi: 29.09.2022).

[2] “Putin Says Russia to Stop Supplying Energy If Western Price Caps Imposed”, Reuters, https://www.reuters.com/business/energy/putin-blames-germany-west-nord-stream-1-shutdown-2022-09-07/ (Erişim Tarihi: 29.09.2022).

[3] “Euro Zone Inflation Hits Another Record of 9.1% As Food and Energy Prices”, CNBC, soarhttps://www.cnbc.com/2022/08/31/euro-zone-inflation-hits-another-record-of-9point1percent-as-food-and-energy-prices-soar.html (Erişim Tarihi: 29.09.2022).

[4] “Germany Says it Cannot Completely Replace Russian Gas”, Anadolu Agency (AA), https://www.aa.com.tr/en/europe/germany-says-it-cannot-completely-replace-russian-gas/2675381, (Erişim Tarihi: 29.09.2022).

[5] Aynı yer.

[6] “Thousands gather at ‘Czech Republic First’ Rally Over Energy Crisis”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2022/sep/04/czech-republic-prague-protest-sanctions-energy-crisis-gas-russia, (Erişim Tarihi: 29.09.2022).

[7] “Putin Mobilizes More Troops for Ukraine, Threatens Nuclear Retaliation and Backs Annexation of Russian-Occupied Land” NBC News, https://www.nbcnews.com/news/world/putin-announces-partial-mobilization-russian-military-ukraine-war-rcna48585, (Erişim Tarihi: 29.09.2022).

Elif TEKTAŞ
Elif TEKTAŞ
2020 yılında Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olan Elif Tektaş, aynı yıl Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans programına başlamıştır. Halihazırda yüksek lisans eğitimine devam eden Tektaş, iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler