Enerji Piyasalarının Yükselen Yıldızı: Afrika

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Rusya’nın 2022 yılının Şubat ayında Ukrayna’yı işgaliyle başlayan enerji piyasalarındaki keskin dönüşüm, Avrupalı ülkelerin Rusya’nın doğalgazına ve kömürüne olan bağımlılığını değiştirmesi yönünde bir arayışa sebebiyet vermiştir. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre, Avrupa Birliği (AB) 2021 yılında 155 milyar metreküp (bcm) Rus gazı satın almıştır. AB’nin gaz ithalatının %45’i ve toplam gaz tüketiminin yaklaşık %40’ı Rusya’dan karşılanmaktadır. [1]

Avrupa’nın doğusunda patlak veren savaşın ardından AB ülkeleri, Rusya’nın ana gelir kaynağını oluşturan enerji ihracatına yaptırımlar uygulama ve bu yolla savaşa ayırılacak finansmanı kesme kararı almıştır. Bu bağlamda AB, Rusya’dan doğalgaz ithalatını bir yıl içinde üçte iki oranında azaltma kararı almıştır.  Söz konusu hedefe ulaşmaya yardımcı olmak için üye ülkeler, 2022 yılının sonuna kadar gaz kullanımını %15 oranında azaltmayı kabul etmiştir.

AB’nin hedefinin aksine, yaptırımlar nedeniyle oluşan enerji marketi koşullarında doğalgaz fiyatları artmış ve sonucunda Moskova, yaptırımlardan beklenilen etkiyi almamıştır. Savaşın başlamasından bu yana Rusya, AB’ye 46 milyar avro değerinde enerji ihraç etmiş ve enerji kaynaklarından elde ettiği gelirler ise artmaya devam etmiştir. Bu gelir, 2021 yılının aynı dönemindeki satış miktarının yaklaşık iki katına denk gelmektedir.[2]

AB ülkeleri, hem yaptırımlar konusunda koyduğu hedefe ulaşamaması hem yükselen enerji fiyatları hem de Rusya’ya bağımlılığı azaltılması noktasında alternatif kaynak arayışlarına yönelmiştir. Ancak AB’nin alternatif kaynakları nerede bulacağı konusunda şüpheler vardır. Zira enerji krizine en hızlı çözüm, başta Katar ve ABD olmak üzere diğer devletlerden sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) tedarik etmektedir. Bu durum ise başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın LNG tesisi eksikliği nedeniyle sorunlar yaratmaktadır.

Enerji çeşitlendirmesi arayışında rezervleri ve yatırıma açık üretim kapasitesi nedeniyle akıllara ilk gelen seçenek, Afrika ülkeleridir. Rus enerjisinin Avrupa pazarından çekilmesi, Afrikalı enerji üreticileri için daha büyük pazar payı anlamına gelmektedir. Zira Avrupa, savaş sonrası oluşan “enerji boşluğu”nun en kısa zamanda doldurulmasına yönelik bir arayış içerisindedir. Mevzubahis boşluk, Afrika gazına ve özellikle de depolanması ve taşınması kolay olan sıvılaştırılmış doğalgaza, eskiden olduğundan daha fazla alan açıldığı anlamına gelmektedir.

Nijerya, Afrika kıtasının kanıtlanmış en büyük doğalgaz rezervlerine sahiptir ve ardından da Cezayir, Senegal, Mozambik ve Mısır gelmektedir.[3] Bu bağlamda uzun süredir enerji projeleriyle gündeme gelmesine rağmen hiçbir somut çıktı elde edemeyen Afrika, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın kazanan tarafı olmuş ve Avrupa enerji resminin içine girmeye başlamıştır. Savaştan yaklaşık 3 ay sonra Almanya Şansölyesi Olaf Sholz, Senegal’in açık deniz projelerinden istikrarlı doğalgaz tedariki sağlamak amacıyla 22 Mayıs 2022 tarihinde ülkeye bir ziyaret gerçekleştirmiştir. [4]

Afrika kaynaklarına yönelen Avrupa ülkelerinin başında ise İtalya gelmektedir. Roma, 2022 yılında Cezayir’le ek doğalgaz tedariki için pazarlıklar yapmış ve ülkenin 2022 yılından sonra da ekstra hacim sağlamaya devam etmesini beklediğini açıklamıştır. Ayrıca Angola, Mısır ve Kongo Cumhuriyeti ile daha kapsamlı anlaşmalar hakkında görüşmeler yapılmaktadır.[5] Bu kapsamda AB’nin Afrika gazına sadece mevcut açığı kapatacak hızlı bir çözüm olarak değil; gelecekteki enerji piyasalarında önemli role sahip bir aktör şeklinde değerlendirdiği söylenebilir.

Avrupa’nın Rus petrol ve gazına olan bağımlılığını azaltmak için kurulan AB Enerji Platformu Görev Gücü’nün (EPTF) liderliğine getirilen Avrupa Komisyonu’nun Enerjiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Matthew Baldwin, verdiği özel bir röportajda Nijerya’nın AB’nin gaz arzına katkısı konusunda hevesli olduğunu açıklamıştır. Baldwin bu kapsamda şu açıklamaları yapmıştır:[6]

“Rusya-Ukrayna Savaşı’nın bir sonucu olarak Nijerya’dan daha fazla gaza ihtiyacımız var. Artık Rusya’dan gelen gaza güvenemeyiz ve Afrika’dan iyi ticari şartlarda daha fazla doğalgaz ve LNG elde etmek için zaten köklü bir ortaklığımız olan Nijerya gibi ülkelerle yeni bir ortaklık kurmak istiyoruz.”

Avrupa’nın enerji ithalatına olan hevesi ve kıtanın Avrupa’ya coğrafi yakınlığı göz önüne alındığında, Afrika Avrupa’nın tedarikçi çeşitlendirme politikasında en makul seçeneklerden biri olarak ön plana çıkmaktadır. Üstelik geleneksel olarak Avrupa’ya gaz tedarikçisi olan Afrika ülkeleri, ihracatlarını artırmak için uygun koşullara sahiptir. Zira Afrika ülkeleri, Akdeniz boyunca daha geniş Avrupa gaz şebekesiyle bağlantılı boru hatlarına sahiptir. Kıtadan Avrupa’ya yapılan mevcut boru hattı ihracatı, Medgaz Boru Hattı’yla Cezayir üzerinden İspanya’ya, Trans-Akdeniz Boru Hattı’yla (TRANSMED) Libya’dan İtalya’ya ve Greenstream Boru Hattı aracılığıyla Libya’dan Sicilya’ya uzanmaktadır.

Mevcut boru hatlarının geliştirilmesi, kapasitesinin artırılması yoluyla Afrika’dan AB ülkelerine ulaşan enerji tedarikini arttırmak, en makul opsiyonlardan biridir. Bu kapsamda ileriye dönük olarak yeni teknolojiler ve değişen jeopolitik koşullar, Afrikalı üreticilerin Avrupa’da pazar payını korumasını kolaylaştıracaktır. Ancak var olan potansiyellere rağmen Afrika’nın Avrupa pazarında yükselen bir yıldız olmasının önünde çeşitli engeller bulunmaktadır. Bu engeller şu şekilde açıklanabilir:

İlk olarak, bölge ülkelerinin finansman ve altyapı eksikliği nedeniyle durdurulan enerji projelerine yönelik yeni girişimlere ihtiyacı bulunmaktadır. Bu kapsamda AB’nin enerji çeşitlendirmesi noktasında Afrika’ya yatırımlarını arttırması gerekecektir. Dolayısıyla beklenenden daha fazla bir maliyet oluşacağı açıktır.

İkinci olarak ise başta Libya, Cezayir ve Nijerya olmak üzere enerji üretiminin fazla olduğu ülkelerde terör faaliyetleri ve istikrarsızlık kaynaklı güvenlik problemleri yaşanmaktadır. Bu nedenle AB’nin gaz akışının devamlılığını sağlamak maksadıyla söz konusu ülkelerde istikrarlılığın sağlanması için baskı yapılması gerekebilir. Bu da halihazırda devam eden güvensiz ortamın daha da kırılganlaşmasına yol açabilir.

Son olarak ise hem Afrika hem de Avrupa’nın yeşil enerjiye geçiş hedeflerinin atıl pozisyona düşmesi gündeme gelebilir. İki kıtanın da ülke liderleri, ekonomik kalkınmayı kolaylaştıracağı düşüncesiyle güneş, rüzgar ve hidroelektrik gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımın önünün açılmasını ve doğalgazın bir “geçiş yakıtı” olarak kullanılmasını savunmaktadır. Ancak Rusya’ya bağımlılıktan kurtulma çabası, yeşil enerjiye geçişi her iki kıta içinde yavaşlatabilir.

Tüm bu potansiyel sorunlara rağmen Rusya’dan enerji bağımlılığını azaltmak için en yüksek potansiyele sahip seçenek yine de Afrika ülkeleridir. Kuşkusuz doğalgazda Rusya’ya olan bağımlılığı azaltmak kolay değildir. Fakat Afrika’nın gaz üretiminin arttırılması için gerekli şartlar yerine getirilir ve enerji arzının güvenliği sağlanırsa kıta, Avrupa’nın Rusya’ya olan bağımlılığını azaltma potansiyeline sahiptir.

Üstelik kıtaya yönelik yatırımların artması ve çeşitlendirilmesiyle yalnızca doğalgazda değil, güneş ve rüzgâr enerjisiyle de AB’nin elektrik ihtiyacına yönelik projeler hız kazanabilir. AB’nin Afrika’nın potansiyelini değerlendirmeye karar vermesi, kıtanın başka enerjiye erişim olmak üzere kalkınmasına destek sağlayarak ekonomik, siyasi ve sosyal alanlarda da refaha erişmesine katkıda bulunacaktır. Sonuç olarak Afrika’nın Avrupa pazarında artan önemi, kıtanın bir rönesans yaşaması anlamına gelecektir.


[1] “How Europe Can Cut Natural Gas Imports From Russia Significantly Within a Year”, International Energy Agency, https://www.iea.org/news/how-europe-can-cut-natural-gas-imports-from-russia-significantly-within-a-year, (Erişim Tarihi: 20.08.2022)

[2] “Financing Putin’s war: Fossil fuel imports from Russia during the invasion of Ukraine”, CREA, https://energyandcleanair.org/financing-putins-war/, (Erişim Tarihi: 20.08.2022)

[3] “Top 10 African Countries Sitting on the Most Natural Gas”, Energy Capital Power, https://energycapitalpower.com/top-ten-african-countries-sitting-on-the-most-natural-gas/, (Erişim Tarihi: 20.08.2022)

[4] “Germany is Keen to Pursue Gas Projects with Senegal, Says Scholz on First African Tour” Reuters, https://www.reuters.com/world/russia-looms-large-scholzs-first-africa-tour-chancellor-2022-05-22/ (Erişim Tarihi: 20.08.2022)

[5] “Algeria Becomes Italy’s Biggest Gas Supplier in New €4bn Deal to Reduce Russian Dependency”, Euronews, https://www.euronews.com/2022/07/18/italys-draghi-visits-algeria-for-gas-talks-while-political-crisis-continues-at-home (Erişim Tarihi: 20.08.2022) 

[6] “EU Makes Offers to Nigeria to Drive LNG Supply to Replace Russian Gas”, Premium Times, https://www.premiumtimesng.com/news/top-news/546596-interview-eu-makes-offers-to-nigeria-to-drive-lng-supply-to-replace-russian-gas.html, (Erişim Tarihi: 20.08.2022)

Elif TEKTAŞ
Elif TEKTAŞ
2020 yılında Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olan Elif Tektaş, aynı yıl Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans programına başlamıştır. Halihazırda yüksek lisans eğitimine devam eden Tektaş, iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler