BRICS, dünyanın gelişmekte olan beş büyük ekonomisinden (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) oluşan bir devletler grubudur. 2001 yılında Goldman Sachs’ın yazdığı bir makalede ortaya attığı BRIC kısaltmasıyla yola çıkan devletler, 2009 yılında da ilk zirveyi düzenlemişlerdir.[i] Düzenlenen zirveden sonraki bir yıl içerisinde Güney Afrika topluluğa davet edilmiştir ve 2010 yılında BRICS olarak günümüzdeki halini almıştır.
Küresel ekonomi ve politika üzerinde önemli etkilere sahip olan bu beş ülke, ekonomik işbirliğini arttırmak, gelişmekte olan ülkelerin küresel piyasadaki yerlerini güçlendirmek ve Batı merkezli liberal ekonomiye karşı denge oluşturmak maksadıyla bir araya gelmişlerdir.
Soğuk Savaş sonrası dünya düzeni, uzun bir süre ABD’nin başını çektiği tek kutuplu bir sistemle karakterize edilmiştir. Ancak son yıllarda bu sistemin zayıfladığına ve yerini çok kutuplu bir dünya düzenine bıraktığına dair artan bir görüş birliği mevcuttur. Özellikle BRICS ülkeleri bu yeni güç dengesinin merkezinde yer almaktadır. Çok kutuplu dünya düzeni, küresel güçlerin çeşitlendiği ve güç dağılımının daha dengeli olduğu bir sistemi ifade ederken BRICS, bu dönüşümde önemli bir rol oynamaktadır.
BRICS’in amacı, zaman içerisinde sadece beş ülkeyle sınırlı kalmamış ve genişleme stratejisiyle diğer gelişmekte olan ekonomilere de kapı açmayı hedeflemiştir. Ekonomik işbirliğini ve küresel siyasi etkiyi arttırmak amaçlı ortaya çıkan genişleme hedefleri, 2020 yılından itibaren ivme kazanmıştır. 22 Ağustos 2023 tarihinde Güney Afrika’nın Johannesburg şehrinde düzenlenen 15. BRICS Zirvesi’nde genişleme politikası ana başlık olarak ele alınmış ve tartışılmıştır.[ii]
Genişleme tartışmaları; Çin’in çekinceleri, Rusya’nın desteği ve Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika’nın şüpheci yaklaşımı altında ilerlemiştir. Üyelerin görece olarak heterojen dağılımı, politik, ekonomik ve askeri olan farklılıkları ortaya koymuş ve durumu karmaşıklaştırmıştır. Bu duruma rağmen çok kutuplu düzene evrilen dünya siyaseti ve orta güce sahip ülkelerin Batı hegemonyasına meydan okuma iddiaları grubu hem bir arada kalmaya hem de genişlemeye motive etmiştir. “Küresel Güney” adı altında da ifade edilen BRICS, Batı ile Çin arasındaki gerginlik ve Rusya-Ukrayna Savaşı gibi son dönemde uluslararası alanda yaşanan olaylar sebebiyle de daha bağımsız dış politikalar için yükselen bir araç olarak görülmektedir.[iii]
1 Ocak 2024 tarihinde BRICS, dört yeni üye kabul etmiştir. Bunlar; Mısır, Etiyopya, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’dir. Yeni üyelerin kabulü, BRICS’in küresel ekonomideki payını arttıracak ve dünya ticaretinde daha büyük bir güç elde etmesini sağlayacaktır. Özellikle petrol, enerji, maden kaynakları ve tarım alanlarında küresel ölçekte edinilecek daha büyük bir alan arzulanmaktadır. Bu ülkeler, kendi aralarında ticaretin artmasını teşvik ederek Batı’nın finansal sistemlerine alternatif oluşturmayı amaçlamaktadırlar. Özellikle ABD dolarının hâkimiyetini zayıflatma girişimleri, çok kutuplu dünya düzeninin ekonomik boyutunu pekiştiren adımlardır.[iv]
Sadece ekonomik ve siyasi boyutta değil coğrafi açıdan da yaşanacak olan genişleme, farklı bölgeleri kapsayacak şekilde gerçekleşen yeni devletlerin katılımıyla birlikte Afrika ve Orta Doğu bölgelerinde de stratejik dengeleri değiştirme potansiyeline sahiptir. BRICS, Batı’nın liderliğinde şekillenen tek kutuplu düzenin ötesine geçerek çok kutuplu bir dünya inşa etmeyi hedeflemektedir. Bu bağlamda kendi bankalarını ve kalkınma kuruluşlarını kurarak özellikle gelişmekte olan ülkelere yeni finansman seçenekleri sunmaktadırlar. 2014 yılında kurulan BRICS Yeni Kalkınma Bankası, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası gibi Batı merkezli finansal kurumlara alternatif olarak geliştirilmiştir.
BRICS, çok kutuplu dünya düzeninin yalnızca ekonomik bir oluşum olmadığını, aynı zamanda politik ve askeri açılardan da güçlenmek istediğini göstermektedir. Çin, Güney Çin Denizi ve Asya’daki artan etkisiyle bölgesel bir güç olmanın ötesine geçerek küresel bir aktör haline gelmiştir. Rusya ise Orta Doğu, Doğu Avrupa ve Afrika’daki etkisini artırarak ABD ile olan stratejik dengeyi yeniden şekillendirme çabası içerisindedir. Hindistan ise hem Batı ile ilişkilerini geliştirirken hem de bölgesel bir güç olarak bağımsızlığını koruma çabasındadır. Brezilya ve Güney Afrika ise kendi kıtalarında ekonomik ve siyasi liderliklerini pekiştirme gayretindedirler.
Çok kutuplu bir dünya düzenine geçiş, sadece avantajlarla değil, aynı zamanda zorluklarla da doludur. BRICS ülkeleri arasında ekonomik ve politik çıkar farklılıkları bulunmaktadır. Gruba potansiyel çatışmalar getirebilir ve ortak siyasi pozisyonlarda fikir birliğine varılmasını zorlaştırabilir. Üye ülkeler arası çıkar dengesinin bozulma ihtimali, Mısır ve Etiyopya devletleri göz önünde bulundurularak bir varsayım olarak öne sürülmektedir. Ayrıca Hindistan ve Çin arasındaki tarihi sınır anlaşmazlıkları ve bölgesel rekabet, BRICS içindeki uyumu zorlayabilir.
[i] “The BRICS bloc is riven with tensions”, Economist, https://t.ly/zI1Jz, (Erişim Tarihi: 05.10.2024).
[ii] Aynı yer.
[iii] Aynı yer.
[iv] “Expansion of BRICS: A quest for greater global influence?”, Europarl, https://www.europarl.europa.eu/thinktank/en/document/EPRS_BRI(2024)760368, (Erişim Tarihi: 05.10.2024).