Analiz

Çin’in Yeni Dönemde Reform ve Dışa Açılma Politikası

Şi Cinping’in liderliğinde Çin’in ekonomik ve politik stratejileri büyük bir dönüşüm yaşamaktadır.
Çin, yenilikçi teknolojilere odaklanarak ve stratejik sektörlere kaynaklarını yönlendirerek hem iç pazarını güçlendirmeyi hem de küresel arenada daha bağımsız ve güçlü bir konuma gelmeyi hedeflemektedir.
Önümüzdeki yıllarda, Çin’in bu yeni ekonomik model ve reform politikaları, ülkenin iç ve dış dinamiklerini şekillendirecek ve gelecekteki global güç dengelerinde önemli bir aktör olarak konumunu pekiştirecektir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Aralık 2012 tarihinde Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin yeni seçilen Genel Sekreteri Şi Cinping, ilk inceleme gezisini ülkenin reform ve açılım politikalarının başladığı yerlerden biri olan Guangdong eyaletine gerçekleştirmiştir. Bu ziyaret, Şi’nin liderliği altındaki Çin’in ulusal ve uluslararası politika yönelimlerini anlamak açısından önemli bir dönüm noktası olarak anılmaktadır.[1] Şi, Guangdong ziyaretinde yaptığı konuşmada, reform ve dışa açılma politikalarının Çin açısından doğru bir yol olduğunu vurgulamış ve ülkenin bu yolda kararlılıkla ilerlemesi gerektiğini belirtmiştir. Bu açıklama, Şi’nin ekonomik reformlara ve küresel entegrasyona olan bağlılığını göstermiştir.

Reform ve dışa açılma politikaları, 1978 yılında Deng Şiaoping tarafından başlatılmış ve Çin’in ekonomik büyümesinin temel taşlarından biri olmuştur. Şi, bu politikaların devam ettirilmesi gerektiğini savunarak ekonomik reformların derinleştirilmesine yönelik bir seferberlik emri vermiştir. Şi’nin liderliği altında Çin’de ekonomik reformlar hız kazanmıştır. Özellikle yolsuzlukla mücadele, devlet şirketlerinin yeniden yapılandırılması ve serbest piyasa ekonomisinin geliştirilmesi konularında önemli adımlar atılmıştır. Şi’nin reform politikaları, ekonomik büyümenin sürdürülebilirliğini sağlamak ve orta gelir tuzağından kaçınmak amacıyla tasarlanmıştır. Bu politikalar, aynı zamanda Çin’in iç pazarını genişletmeyi ve yenilikçi endüstrileri desteklemeyi hedeflemektedir.

2024 yılı, Şi’nin reform politikalarının derinleştirilmesi açısından kritik bir yıl olarak öne çıkmaktadır. Şi, 1.4 milyar Çinli vatandaşın desteğiyle yeni bir reform dönemine öncülük etmeyi planlamaktadır. Bu dönemde, teknolojik yenilikler, çevre dostu politikalar ve sosyal refahın artırılması gibi alanlarda önemli reformlar yapılması beklenmektedir. Bu reformlar, Çin’in ekonomik ve siyasi gücünü daha da pekiştirecek ve uluslararası ilişkilerdeki rolünü güçlendirecektir.[2]

Çin Komünist Partisi, uzun süredir ertelenen üçüncü genel kurulunu 15-18 Temmuz 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilme kararı alınmıştır.[3] 15 Temmuz 2024 Pazartesi günü başlayan üçüncü genel kurul, Çin’in gayrimenkul krizi, yüksek genç işsizlik oranı, azalan şirket ve tüketici güveni, artan yerel hükümet borcu ile karşı karşıya olduğu bir dönemde gerçekleştirilmiştir. Çin Başbakanı Li Qiang, genel kuruldan büyük adımlar beklenmemesi gerektiğini ima etmiştir.[4]

Çin’in Üçüncü Genel Kurul Toplantısı ve Yeni Ekonomik Model: Çin Komünist Partisi’nin Merkez Komitesi’nin Üçüncü Genel Kurul Toplantısı, Çin’in ekonomik büyüme modelinde önemli bir değişikliği temsil etmektedir. Üçüncü toplantı, genellikle önümüzdeki beş ila on yıl için büyük politika girişimlerini tanıtan önemli bir toplantıdır. 1978 yılında Deng Şiaoping’in başlattığı reformlar gibi bu toplantı da Çin’in ekonomik stratejisi üzerinde derin etkiler bırakmıştır. Üçüncü toplantı, Çin’in büyüme paradigmasını nominal büyüme oranını yakalamaktan, yenilikçi ve dayanıklı bir ekonomi inşa etmeye kaydırmıştır. Bu toplantıda, ekonomik kaynakların stratejik ve yenilikçi sektörlere kanalize edilmesi ve yoksullara asgari sosyal refah sağlanması gibi iki ana politika değişikliği tartışılmıştır. Bu politikalar, Çin’in daha merkeziyetçi ve yenilik odaklı bir ekonomik yönetime doğru adım attığını göstermektedir.[5]

Toplantıda öne çıkarılan ilk slogan “yeni kaliteli üretici güç” olmuştur. Bu vizyonla birlikte Çin ekonomisinin yeni teknolojilerin inovasyonunda öncü bir rol oynaması hedeflenmektedir. Bundan böyle nihai hedef, Çin’i hassas teknoloji üreterek ve yüksek kaliteli üretime ölçeklenerek bir inovasyon şampiyonu yapmaktır. Bu terimin tanıtımı, parti liderliğinin ekonomik yönetiminde büyük bir değişikliği işaret etmektedir. Pekin’in ekonomik ve sanayi politikaları, mevcut teknolojilerde ilerleme kaydetmek ve Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) stratejik kuşatmasına dayanabilmek için kendi kendine yeterlilik sağlamak üzerine odaklanmıştır.[6]

İkinci yeni terim ise “yeni ulusal sistem” olmuştur. Bu, ulusal kaynakların daha güçlü merkezi kontrol ile dağıtılmasını, sermayenin stratejik öneme sahip sektörlere tahsis edilmesini ifade etmektedir. Buradaki temel vurgu, ekonomiden ziyade jeopolitik üzerinedir. Çin’in kolektif Batı ile kötüleşen ilişkileri, gelecekteki pazar ve teknoloji inovasyonuna erişimini zaten sınırlamış durumdadır. “Ulusal sistem”, Pekin’in ev yapımı teknoloji atılımlarını desteklemek için tüm mevcut ulusal kaynakları bir araya getirerek teknolojileri edinme reçetesidir. Bu terim, mevcut parti liderinin ekonomik yönetim modeli ile son 45 yılın daha açık piyasa odaklı reform ve açılım dönemleri arasındaki net bir ayrımı tekrar ortaya koymaktadır.

Bu iki yeni terim, Başkan Şi yönetiminde inovasyon atılımlarına odaklanan ve merkezi ekonomik yönetişimi daha da pekiştiren bir adımı daha temsil etmektedir. Üçüncü toplantı, genellikle büyük reformları tanıtma eğiliminde olmasa da mevcut politikaları genişletme ve parti liderlerinin daha önce ana hatlarıyla belirlediği reform direktiflerini uygulama eğilimindedir. Tüm bu faktörler göz önüne alındığında Şi’nin Üçüncü Genel Kurul Toplantısı’nda temelde rotasını değiştirmesi olası görünmemektedir.

Sonuç olarak Şi Cinping’in liderliğinde Çin’in ekonomik ve politik stratejileri büyük bir dönüşüm yaşamaktadır. Üçüncü Genel Kurul, bu dönüşümün kritik bir aşamasını temsil etmektedir. Çin, yenilikçi teknolojilere odaklanarak ve stratejik sektörlere kaynaklarını yönlendirerek hem iç pazarını güçlendirmeyi hem de küresel arenada daha bağımsız ve güçlü bir konuma gelmeyi hedeflemektedir. Bu stratejiler, Çin’in ekonomik sürdürülebilirliğini artıracak ve uluslararası ilişkilerde daha etkili bir rol oynamasını sağlayacaktır.

Önümüzdeki yıllarda Çin’in bu yeni ekonomik model ve reform politikaları, ülkenin iç ve dış dinamiklerini şekillendirecek ve gelecekteki global güç dengelerinde önemli bir aktör olarak konumunu pekiştirecektir. Bu süreçte Çin’in başarıya ulaşması, yenilikçilik, teknolojik ilerleme ve stratejik planlama konularında gösterdiği performansa bağlı olacaktır. Şi’nin vizyonu ve Deng’in mirasına sahip çıkılması doğrultusunda atılan kararlı adımlar, Çin’i modern dünya düzeninde öncü bir güç yapma potansiyeline sahiptir.


[1] “Xi Jinping leads China’s reform and opening up in new era”, CGTN News, https://news.cgtn.com/news/2024-07-11/Xi-Jinping-leads-China-s-reform-and-opening-up-in-new-era-1v9PgAvbf0I/p.html, (Erişim Tarihi: 12.07.2024).

[2] “China’s third plenum marks a sea change in growth model”, Chatham House, https://www.chathamhouse.org/2024/07/chinas-third-plenum-marks-sea-change-growth-model, (Erişim Tarihi: 12.07.2024).

[3] “China plenum to deliver policy agenda hindered by conflicting goals”, Reuters, https://www.reuters.com/world/china/china-plenum-deliver-policy-agenda-hindered-by-conflicting-goals-2024-07-11/, (Erişim Tarihi: 12.07.2024).

[4] “What to watch for during China’s Third Plenum”, VOA, https://www.voanews.com/a/what-to-watch-for-during-china-s-third-plenum/7700950.html, (Erişim Tarihi: 17.07.2024).

[5] Aynı yer.

[6] “Politics First: The Key to Understanding China’s Third Plenum”, Asia Society, https://asiasociety.org/policy-institute/politics-first-key-understanding-chinas-third-plenum, (Erişim Tarihi: 12.07.2024).

Zeynep Çağla ERİN
Zeynep Çağla ERİN
Zeynep Çağla Erin, 2020 yılında Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden "Feminist Perspective of Turkish Modernization” başlıklı bitirme teziyle ve 2020 yılında da İstanbul Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Sosyoloji bölümünden mezun olmuştur. 2023 yılında Yalova Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim dalında "Güney Kore'nin Dış Politika Kimliği: Küreselleşme, Milliyetçilik ve Kültürel Kamu Diplomasisi Üzerine Eleştirel Yaklaşımlar” başlıklı yüksek lisans tezini tamamlayarak mezun olmuştur. Şu an Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim dalında doktora eğitimine devam etmektedir. ANKASAM stajyeri olarak çalışan Erin'in başlıca ilgi alanları; Asya-Pasifik, Uluslararası İlişkiler'de Eleştirel Teoriler ve Kamu Diplomasisi'dir. Erin iyi derecede İngilizce ve başlangıç seviyesi Korece bilmektedir.

Benzer İçerikler