Çin’in Pakistan ve Afganistan’daki Yeni Askeri-Güvenlik Hamleleri

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

İslamabad’daki üst düzey diplomatik ve güvenlik kaynaklarının aktardığına göre; Çin Halk Kurtuluş Ordusu, Kuşak-Yol Projesi’ni güvence altına almak ve yakın çevresindeki etkinliğini genişletebilmek için Pakistan ve Afganistan’da askeri üsler kurmaya çalışmaktadır.[1] İsmini açıklamayan Pakistanlı bir diplomatik bir kaynak, Çin’in İslamabad Büyükelçisi Nong Rong’un, bu konuda Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Dışişleri Bakanı Bilavel Butto ve Kara Kuvvetleri Komutanı General Kamer Cavid Bacva’yla temaslarda bulunduğunu belirtmiştir.[2] Esasında Çin’in Kuşak-Yol Projesi bağlamında anlaşma imzaladığı devletlerde askeri üsler kurmak için taleplerde bulunduğuna dair iddialar yeni değildir.

Bundan üç yıl önce, Çin’in İran’la imzaladığı 25 yıllık stratejik işbirliği anlaşmasında da en çok tartışılan hususlardan biri 5.000 Çinli güvenlik personelinin ekonomik projeleri korumak için İran’da konuşlandırılacağı iddiası olmuştur. Son birkaç aydır Pekin’in Solomon Adaları başta olmak üzere Pasifik ada ülkeleriyle güvenlik anlaşmaları imzaladığı veya burada askeri üsler elde etmek istediği iddia edilmiştir. Çin’in üsler kuracağına yönelik iddialar, söz konusu süreçte Myanmar, Kamboçya, Sri Lanka, Pakistan ve Afganistan’a kadar genişlemiştir. Buradan yola çıkarak Çin’in askeri-güvenlik stratejilerinde, özellikle de Pakistan ve Afganistan’da değişikliğe gittiği söylenebilir.

2022 yılının Temmuz ayında Hindistan basınında çıkan iddialara göre Pakistan, Çin’in ülkelerinde güvenlik şirketi açma talebini geri çevirmiştir.[3] Konuyla ilgili Pakistan İçişleri Bakanlığı, yabancı devletlerin ülkede güvenlik şirketi açmasına izin veremediğini açıklamıştır.[4] Yani Çin’e bu konuda bir ayrıcalık tanınamayacağı mesajını vermiştir. Gerçekten de yabancı güçlerin varlığı,Pakistan açısından bir ulusal güvenlik meselesi olarak görülmektedir ve buna hassas yaklaşılmaktadır. Örneğin, 2021 yılında Eski Pakistan Başbakanı İmran Han, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) askerlerinin Afganistan’dan çekilmesinin ardından ülkede Merkezi Haber Alma Teşkilatı’na (CIA) kesinlikle üs vermeyeceklerini açıklamıştır.[5] Halbuki Pakistan, Afganistan’daki operasyonlar için daha önceleri ABD’ye üslerini kiralamıştır. Dolayısıyla ABD ve dolayısıyla CIA, Pakistan’da varlık gösterebilirken; Çin’in burada kendi güvenlik şirketini kuramaması Pekin tarafından öfkeyle karşılanmıştır.

Çin, Pakistan’daki projelerine ve tesislerine yapılan saldırılarda gerekli önlemleri almadığı için İslamabad yönetimine tepki göstermektedir. Çünkü 2022 yılının Nisan ayında Karaçi’deki Konfüçyüs Enstitüsü’ne düzenlenen bombalı saldırıda üç Çinli öğretmenin hayatını kaybetmesinden sonra Çin Dışişleri Bakanlığı sert bir açıklama yaparak “Çinlilerin kanı boş yere dökülemez, bu olayın arkasındaki karanlık eller mutlaka bedelini ödeyecektir.” ifadeleri kullanmıştır.[6] Bu tarihten sonra Çin’in Pakistan’da kendi güvenlik şirketini kurmak için baskılarını arttırdığı tahmin edilmektedir. Zira Pekin yönetimi, bu ülkedeki ekonomik ve güvenlik çıkarlarını İslamabad Hükümeti’nin koruyamadığını düşünmeye başlamış görünmektedir. Dolayısıyla Çin, bir ön alıcı hamle olarak Pakistan’ın güvenliğine katkıda bulunmak için harekete geçmiş olabilir. Zira benzer adımları Afganistan’da da atmaktadır.

2021 yılının Temmuz ayında ABD ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) üyesi müttefiklerinin Afganistan’dan çekilmesi, Çin için hem tehdit hem de fırsat anlamına gelmiştir. Güvenlik-terör sorunları, çeşitli projeler açısından tehdit oluştururken; ABD askerlerinin bıraktığı güç boşluğu, Çin’in kendi askeri gücünü burada yayması için bir fırsat yaratmıştır. Daha önceleri ülkenin güvenliğini ABD sağlamıştır. Mevcut durumda ise aynı görevi Çin üstlenmek istememektedir. Pekin, daha çok Taliban’ın ülkede güvenliği tesis etmesini ve bu anlamda ona destek olmayı amaçlamaktadır. Çin, her ne kadar Afganistan’daki güvenlik durumunu ele almak için Taliban’la işbirliği yapsa da ABD ve NATO’nun burada üstlendiği rolü oynayamamaktadır. Aksine Çin’in buradaki krizin içine çekilme riski vardır. Bu tehlike nedeniyle son bir yıldır Pekin yönetimi, Afganistan’da da kendi özel güvenlik şirketlerini görevlendirmeyi Taliban’a teklif etmektedir.[7] Taliban, normalde yabancı güçlerin ülkede bulunmasına karşıdır. Ancak mecbur kaldığında “özel şirketler” adı altında Çin’in bu teklifini kabul edebilir.

Taliban, siyasi açıdan Pekin’in yakın markajı altındadır ve onun taleplerini dikkate alma olasılığı yüksektir. Yapılan bir araştırmaya göre, 2021 yılının Temmuz ayından beri Taliban’la en fazla (71 kez) görüşen ülke Çin’dir.[8] Buradan hareketle, Çin’in Taliban’ı etkileme ve yönlendirme kapasitesini son bir yılda olabildiğince arttırdığını iddia etmek mümkündür. Genel bir yorum yapılacak olursa; Çin, Afganistan’daki Taliban gerçeğini dünyadaki diğer birçok ülkeden daha önce kabul etmiştir, denilebilir. Örneğin Çin devletine bağlı Global Times gazetesinde Taliban Hükümeti’ndeki bir bakan için “Afgan bakan” veya “Afgan hükümet yetkilisi” ifadesi kullanılmaktadır.[9] Ayrıca Çin medyası, Taliban’ın Afganistan’da ABD’den “daha iyi bir güvenlik” sağladığını ve daha iyi yönetim yeteneklerine sahip olduğunu iddia etmiştir.[10] Bu sözler, Çin’in Taliban’ı kendi yanına çekme çabaları olarak değerlendirilebilir. Pekin, kendisi bizzat sorumluluk almaktansa, Taliban’ı bir vekil olarak kullanmayı arzulamaktadır.

Söz konusu düşünceden hareketle Pekin, Afganistan’ın güvenliğinin sağlanmasında Taliban’ın yeterli olduğunu belirtmektedir. Fakat burada asıl yapmak istediği şey, Taliban’ı kullanarak Afganistan’da özellikle de askerî açıdan bir varlık oluşturmaktır. Daha açık bir ifadeyle Çin, yukarıda da belirtildiği gibi, kendi güvenlik güçlerini Afganistan’da konuşlandırmaya veya askeri üsler tesis etmeye çalışmaktadır. Özellikle de Vahan Koridoru’nun güvenliğini tesis etmek için Taliban’la yakın işbirliği yapmak istediği ortadadır. Eğer Taliban, iktidarı ele geçirmemiş olsaydı, ABD’nin buradaki varlığı devam edecekti ve Çin, terör mücadele noktasında Kabil’e istediklerini tam manasıyla yaptıramayacaktı. Gelinen aşamada en azından Taliban’dan terörle mücadele sözü alabilmektedir.

Çin için daha avantajlı olan şey ise Afganistan’da demokratik bir yönetimin ortadan kalkmasıdır. Pekin, “bir yakın çevre ekseni” oluşturmak suretiyle kendisine “koruma kalkanı” oluşturmaya çabalamaktadır. Bu yüzden de Afganistan’daki Taliban yönetimi, Çin açısından mühim bir fırsattır. Taliban iktidarda kaldığı sürece Çin, buradaki askeri etkinliğini arttırmaya devam edecektir.

Bu noktada Çin’in geleneksel dış politika prensiplerinden “başka ülkelerin iç meselelerine karışmama” ve “egemenliklerine saygı duyma” ilkelerinden uzaklaşmaya başladığı ifade edilebilir. Özellikle de kendisinden zayıf gördüğü Myanmar, Sri Lanka, Solomon Adaları, Kamboçya ve Afganistan gibi ülkelere baskı yapmaya başladığı öne sürülmektedir. Bunun yanı sıra artık Pekin yönetiminin İran ve Pakistan gibi bölgesel aktörlere de çeşitli talepler üzerinden etki etmeye çalıştığı söylenebilir.  

Son dönemde yaşanan bir gelişmeden örnek vermek gerekirse Çin, Hindistan’ın uyarılarına rağmen kendi isteklerinde direterek bir araştırma gemisini Sri Lanka’ya göndermiştir. Bu durumun bir benzeri, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin uçağını Tayvan’a indirmesinde görülmüştür. Pelosi, Çin’e rağmen bu ziyareti gerçekleştirmiştir. Mevcut durumda ise Çin, Hindistan’a rağmen ve Yeni Delhi’yi karşısına alarak Sri Lanka’ya bu araştırma gemisini göndermektedir. Bu yaklaşımdan hareketle Çin’in askeri alanda kendi isteklerini gerçekleştirmek için yakın çevresinde ve özellikle de Pakistan ve Afganistan’da daha kararlı hamleler yapmaya devam edeceği öngörülebilir. Eğer ki; İslamabad ve Taliban, Çin’in isteklerini kabul etmezse Pekin daha da ısrarcı davranabilir.


[1] “After Docking Ship In Lanka, China Wants To Send Troops To Pak: Report”, NDTV, https://www.ndtv.com/world-news/after-docking-ship-in-sri-lanka-china-wants-to-send-troops-to-pakistan-report-3261150, (Erişim Tarihi: 17.08.2022).

[2] Aynı yer.

[3] “China Disappoints with Pakistan’s refusal for Opening Security Company in Country”, The Print, https://theprint.in/world/china-disappoints-with-pakistans-refusal-for-opening-security-company-in-country/1023445/, (Erişim Tarihi: 17.08.2022).

[4] “Pakistan Turns Down China’s Request to Open Security Company in Country”, The Print, https://theprint.in/world/pakistan-turns-down-chinas-request-to-open-security-company-in-country/1001651/, (Erişim Tarihi: 17.08.2022).

[5] “Pakistan Eski Başbakanı: ABD’nin Üs Talebini Reddettiğim İçin Hedef Alındım”, İstanbul’un Sesi, https://www.istanbulunsesi.net/2022/04/14/pakistan-eski-basbakani-abdnin-us-talebini-reddettigim-icin-hedef-alindim/, (Erişim Tarihi: 17.08.2022).

[6] “Pakistan’daki Saldırıda 3 Çinli Hayatını Kaybetmişti… Pekin’den Açıklama Geldi: Bedelini Ödeyecekler!”, CNN Türk, https://www.cnnturk.com/dunya/pakistandaki-saldirida-3-cinli-hayatini-kaybetmisti-pekinden-aciklama-geldi-bedelini-odeyecekler, (Erişim Tarihi: 17.08.2022).

[7] “Afghanistan: The Next Frontier for China’s Private-Security Companies?”, IISS, https://www.iiss.org/blogs/analysis/2021/10/afghanistan-the-next-frontier-for-chinas-private-security-companies, (Erişim Tarihi: 17.08.2022).

[8] @bedbolukbasi, “Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü, Taliban ile hangi ülke yetkililerinin kaç kez görüştüğünü gösteren bir grafik yayınladı.”, Twitter, https://twitter.com/bedbolukbasi/status/1559284036509523968?s=20&t=b8gFgw8G3rxgo3Jb8sN5sg, (Erişim Tarihi: 17.08.2022).

[9] “Afghan Minister Holds Talks with Chinese Mining Firm, Progress to be Expected”, Global Times, https://www.globaltimes.cn/page/202207/1270825.shtml, (Erişim Tarihi: 17.08.2022).

[10] “China Praises Taliban for Providing ‘Better Security’ to Afghanistan, Blasts U.S. on Withdrawal Anniversary”, Fox News, https://www.foxnews.com/world/china-praises-taliban-providing-better-security-afghanistan-blasts-u-s-withdrawal-anniversary, (Erişim Tarihi: 17.08.2022).

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler