Analiz

Çin’in EV Sektöründeki Yükselişi ve Etkileri

EV ekosisteminin en kritik bileşenlerine hâkim olan Çin, küresel EV satışlarının %50’sinden fazlasını oluşturarak pazar lideri konumundadır.
Çin’in karbon emisyonlarını azaltma potansiyeline sahip EV endüstrisi ve bu kapsamda izlediği politikalar, çevresel sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemektedir.
Teknolojik yeniliklerin yanı sıra sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda Çin’in diplomatik gücü daha da artacaktır.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Çin’in hızla büyüyen elektrikli araç (EV) endüstrisi, başta Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile olan ilişkileri olmak üzere uluslararası ilişkilerinin ekonomik, politik ve rekabet boyutlarını yeniden şekillendirmiştir. EV endüstrisi hem ticaret savaşlarının hem de stratejik işbirliklerinin merkezinde yer alarak Çin’in küresel etkisini artırmıştır. Üretim kapasitesi, teknoloji geliştirme ve stratejik politikalar sayesinde Çin hem bölgesel hem de küresel çapta bu alanda nüfuz kazanmıştır. Çin’in öncü konuma gelmesinin ardında stratejik planlamalar, güçlü sanayi politikaları ve pazar koşulları yatmaktadır.

Yenilenebilir enerji ve temiz teknolojiye yönelik küresel eğilimler, Çin’i EV sektöründe lider bir konuma taşırken, bu gelişmeler ülkenin ekonomik, çevresel ve jeopolitik stratejilerini yeniden şekillendirmektedir. Elektrikli araç bataryaları, şarj altyapıları ve yenilikçi üretim yöntemleriyle EV ekosisteminin en kritik bileşenlerine hâkim olan Çin, küresel EV satışlarının %50’sinden fazlasını oluşturarak pazar lideri konumundadır.[1] Bu üstünlükle birlikte Çin’in uluslararası ticarette stratejik gücünü artırdığı söylenebilir.

Çin’in EV teknolojilerindeki başarısı, ülkeler arası ekonomik işbirliğini artırmıştır. AB’yle yapılan anlaşmalar sayesinde Çin, batarya teknolojilerinde yeni standartlar oluşturmada kilit bir aktör haline gelmiştir. Güney Kore ve Japonya ile yapılan ortaklıklar ise batarya üretiminde “coopetition (rekabet-işbirliği)” kavramını gündeme getirmiştir. Bu ekonomik bağlar, Çin’in enerji bağımlılığına alternatif çözümler sunarak ticari koridorların genişlemesini sağlayan faktörler olarak nitelendirilebilir.

Çin’in karbon emisyonlarını azaltma potansiyeline sahip EV endüstrisi ve bu kapsamda izlediği politikalar, çevresel sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemektedir.[2] Bu politikalar Çin’in Paris İklim Anlaşması çerçevesinde, karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik küresel taahhütlerini güçlendirmiştir. EV ihracatı ve teknolojik destek, Çin’in çevresel liderliğini vurgulayan diplomatik araçlar haline gelmiştir. Ayrıca gelişmekte olan ülkelerle yapılan teknoloji transferi anlaşmaları bir yandan Çin’in yumuşak güç stratejisini de destekler niteliktedir.[3]

Bu adımlara ek olarak batarya geri dönüşümüne yönelik çalışmalar, çevresel sürdürülebilirliği güçlendirmeyi hedeflemektedir. Batarya geri dönüşümü ve şarj altyapısı konusundaki teknolojik yatırımlar, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi ile uyumlu olarak Asya, Afrika ve Avrupa pazarlarında etkisini artırmasını sağlamıştır. Bu yatırımlar, altyapı ve enerji transferini destekleyerek diplomatik bağları güçlendirmektedir. Öte yandan EV üretiminde kullanılan kritik mineraller ve batarya tedarik zinciri de Çin’in uluslararası işbirliği stratejisinin önemli bir parçası olmuştur. Lityum-iyon batarya teknolojisi ve bunun hammaddeleri konusunda ise Çin aynı şekilde Güney Amerika ve Afrika ülkeleriyle ticari ilişkilerini güçlendirmiştir. Kongo Demokratik Cumhuriyeti gibi ülkelerle kobalt madenciliği anlaşmaları, Çin’in bu kritik sektör üzerindeki kontrolünü artırmıştır.[4]

Çin’in EV üreticileri (BYD, Nio, Geely, vs.) uluslararası pazarlara açılmıştır. Bu doğrultuda Çin, EV ihracatında diğer ülkelerin yanı sıra AB ve ABD gibi gelişmiş pazarları da hedef almaktadır. Avrupa’da BYD’nin satışları artarken Nio’nun yenilikçi pil değiştirme istasyonları sektöre farklı bir dinamizm kazandırmaktadır. Bu ihracatlar, ekonomik bağları güçlendirdiği gibi ticari rekabeti de doğal olarak beraberinde getirmektedir. AB’nin Çin’e yönelik sübvansiyon soruşturması, EV sektörünün ekonomik rekabet üzerindeki etkisini vurgulamaktadır. Çin’in güçlü sübvansiyon politikaları yerel üreticilere avantaj sağlarken diğer ülkelerde endişeye yol açmıştır.

Son zamanlardaki en büyük endişenin rekabet baskısı olduğunu söylemek mümkündür. Volkswagen ve Renault gibi Avrupa’nın geleneksel otomobil devleri, Çin’in uygun maliyetli EV’leri nedeniyle ciddi bir rekabet baskısı altındadır. Volkswagen, Çin pazarında yerel ortaklıklar ve üretim tesisleri ile varlığını sürdürmeye çalışırken Çin, bu işbirliklerini genellikle kendi teknolojik gelişimine katkı sağlamak için kullanmaktadır. Son zamanlarda Volkswagen’in zor durumda olduğunu yansıtan haberlere bakıldığında Çin’in gittikçe büyüyen pazar payının bu duruma doğrudan veya dolaylı bir etkisi olduğu yorumu yapılabilir.[5] Volkswagen’ın Çin pazarında ciddi bir rekabet baskısı altında olmasına rağmen Çinli otomotiv şirketi olan SAIC Motor ile ortaklığını sürdürerek uzun vadeli bir strateji izleme niyetinde olduğu görülmektedir. Volkswagen’in SAIC ile yakın zamanda anlaşmasını 2040 yılına kadar uzatmış olması ise Çin’in sektör liderliği ve mevcut gidişatına rağmen üretim kapasitesini artırma, maliyet avantajı sağlama ve elektrikli araç pazarında daha güçlü bir konum elde etme çabasını yansıtır niteliktedir. [6]

Çin’in EV sektöründeki başarısı, ABD’yle rekabeti de artırmaktadır. BYD gibi Çinli üreticiler, Tesla’nın küresel liderliğini uygun maliyetli modellerle adeta sarsmaktadır. 2023 itibarıyla BYD ve diğer Çinli firmaların Tesla’nın satışlarını aştığı açıklanmıştır.[7] Şanghay’da yer alan Tesla Gigafactory’si, şirketin Çin pazarındaki güçlü varlığını sürdürmesine yardımcı olmaktadır. Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesi de bu dengeleri etkileyebilecek bir gelişme olmuştur.[8] Trump’ın Çin’e karşı sert politikaları ve dile getirmiş olduğu yeni gümrük vergileri Çin için dezavantaj yaratma potansiyeline sahipken; Trump’la iyi ilişkileri olan Elon Musk’ın destek gördüğü politikalar, Tesla için avantaj yaratabilir. Fakat ABD ile Çin arasında yaşanabilecek bir ticaret savaşı ve jeopolitik riskler, halihazırda iç pazarda büyük yer edinmiş BYD’ye kıyasla Tesla’nın büyüme stratejileri için önemli bir tehdit oluşturabilir.

Çin’in EV endüstrisinde liderliği büyük ölçüde devlet destekli politikalar, teknolojik yatırımlar ve büyük iç pazarın birleşimi sayesinde sağlanmıştır. Bu liderlik küresel ekonomik dengeleri değiştirirken, Çin’e jeopolitik üstünlük sağlamaktadır. Tesla ile rekabet ise Çin’in küresel pazarda uzun vadeli başarısını şekillendirecek önemli bir faktördür. Çin’in sürdürülebilirlik hedeflerini nasıl gerçekleştireceği ve Tesla gibi yenilikçi şirketlerle nasıl başa çıkacağı, EV endüstrisinin geleceği için belirleyici olacaktır.

Çin’in elektrikli araç endüstrisi, sadece ekonomik büyümenin bir aracı değil, aynı zamanda uluslararası stratejilerinin bir parçasıdır. EV sektöründeki liderlik, Çin’in küresel etkisini artırmakla kalmamış, aynı zamanda yeni ticaret yolları, diplomatik ittifaklar ve sürdürülebilir kalkınma modelleri oluşturmasına olanak tanımıştır. Teknolojik yeniliklerin yanı sıra sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda Çin’in diplomatik gücü daha da artacaktır. Bu etkinin sürdürülebilirliği, önümüzdeki yıllarda diğer ülkelerle olan rekabet ve işbirliği dengesine bağlı olacaktır.


[1] Yukun, L., “Nation poised to hold more than half of Global EV fleet by 2025”, China Daily, https://www.chinadaily.com.cn/a/202411/29/WS6749120ea310f1265a1d02dd.html, (Erişim Tarihi: 03.12.2024).

[2] Hu, Y., Wang, Z., & Li, X., “Impact of policies on Electric Vehicle Diffusion: An Evolutionary Game of Small World Network Analysis”, Journal of Cleaner Production, https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0959652620317509, (Erişim Tarihi: 03.12.2024).

[3] Raslan, R. A. A., “Climbing up the ladder: Technology transfer-related policies in the context of the belt and road initiative”, Utrecht Law Review, https://utrechtlawreview.org/articles/10.36633/ulr.922, (Erişim Tarihi: 03.12.2024).

[4] DeCoff, S., “Major copper discoveries”, S&P Global Homepage, https://www.spglobal.com/marketintelligence/en/news-insights/blog/major-copper-discoveries, (Erişim Tarihi: 03.12.2024).

[5] Valerio, P., “Ev makers struggle with slow demand and battery shortages”, EPS News, https://epsnews.com/2024/11/26/chinas-ev-prowess-disrupts-u-s-eu-car-makers/, (Erişim Tarihi: 03.12.2024).

[6] Fusheng, L., “VW and SAIC joint venture renewed”, China Daily, https://www.chinadaily.com.cn/a/202412/02/WS674d1f09a310f1265a1d0831.html, (Erişim Tarihi: 03.12.2024).

[7] Carson, E., “Tesla stock near highs as FSD V13 launches; BYD sales hit new high”, Investor’s Business Daily, https://www.investors.com/news/tesla-vs-byd-ev-sales-robotaxis/, (Erişim Tarihi: 03.12.2024).

[8] Aynı yer.

Simay GÜZEL
Simay GÜZEL
Simay Güzel, 2024 yılında Hacettepe Üniversitesi İngilizce Mütercim ve Tercümanlık Bölümü'nden yüksek şeref öğrencisi olarak mezun olmuştur. Şu anda Zhejiang Üniversitesi Çağdaş Çin Çalışmaları Bölümü yüksek lisans öğrencisidir. Başlıca ilgi alanları Çin dış politikası ve uluslararası ilişkilerdir. İleri seviye İngilizce, orta seviye Çince, başlangıç seviyesinde Almanca ve Fransızca bilmektedir.

Benzer İçerikler