Çin’in Enerji Güvenliği Bağlamında Kazakistan ve Türkmenistan İlişkileri

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Çin’in enerji güvenliği açısından Kazakistan ve Türkmenistan’la ilişkileri, bölgesel ve küresel etkileri olabilecek önemli bir konudur. Orta Asya’da bulunan bu ülkeler, zengin doğal gaz ve petrol rezervlerine sahip olmaları nedeniyle Çin’in enerji ihtiyaçlarını karşılamak için stratejik ortaklar olarak değerlendirilmektedir. Çin, enerji ihtiyacının büyük bir kısmını ithalatla karşılamaktadır. Kazakistan ve Türkmenistan gibi Orta Asya ülkeleri de Çin’e doğal gaz ve petrol tedarik etmektedir. Bu ülkeler Çin’in enerji açığını kapatmada önemli bir rol oynamaktadır.

Dünya enerji kaynakları arasında Orta Asya ve Hazar enerji kaynaklarının payı nispeten küçüktür. Buna rağmen söz konusu kaynakların önemi, Çin ve Rusya nezdinde giderek artmaktadır. Bölgede yer alan enerji kaynaklarının büyük bir kısmının Rusya topraklarındaki hatlardan geçerek dünya piyasalarına iletiliyor olması, Rusya’yı bölgede tekel konumuna getirmiştir. Rusya, sahip olduğu bu konumunu dış politikasında etkin bir biçimde kullanmaktadır. Rusya’nın enerji bakımından bölgedeki tekelci konumu, Kazakistan ile Çin arasında imzalanan petrol boru hattı anlaşmasıyla kırılmaya başlamıştır.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), günlük ortalama 19 milyon 960 bin varil petrol tüketimiyle dünyada ilk sırada yer alırken; Çin ise günlük ortalama 12 milyon 470 bin varil petrol tüketimiyle dünyada ikinci sıradadır. Çin’in ekonomisindeki büyümesine paralel bir şekilde enerji tüketiminde de artış yaşanmaktadır. Çin’in enerji ihtiyacının artmasıyla birlikte bu ihtiyacının önemli bir kısmını Orta Asya’dan gerçekleştirdiği ithalatla karşılamaktadır. 

Irak’ın işgalinin ardından Çin, enerji güvenliği için kaynaklarını çeşitlendirme politikasını izlemiştir. Bu politika kapsamında Çin, Orta Asya ve Hazar ülkeleriyle yakın ilişkiler geliştirme yoluna gitmiş ve bu bağlamda Çin ile Kazakistan arasında enerji köprüsü kurulmuştur. Çin’in enerji ihtiyacının Orta Asya bölgesinden karşılanması bağlamında Kazakistan-Çin Petrol Boru Hattı ilk adım olması bakımından oldukça önemlidir.

Çin, Kazakistan dışında Orta Asya’da bulunan diğer ülkelerle de enerji güvenliği bakımından yakın ilişki içerisindedir. Bunlardan biri de Türkmenistan’dır. Aşkabat, bir taraftan Moskova’yla işbirliğine devam ettiklerini, öte yandan da alternatif enerji politikalarının gündemlerinde olduğunu vurgulamaktadır. Böylece Türkmenistan, Çin’e enerji güvenliği konusuna sıcak baktığını göstermektedir. 

Türkmenistan sahip olduğu enerji kaynaklarının Kazakistan üzerinden Çin’e ulaştırılması için görüşmeler gerçekleştirerek Kazakistan-Çin hattının üçüncü ayağının Türkmenistan olduğunu açıklamıştır. Orta Asya’daki doğal gaz rezervlerini Çin’e taşıyarak ülkenin enerji ihtiyacını karşılamak ve enerji güvenliğini artırmak için yapılan Trans-Orta Asya Boru Hattı projesi, Çin ve Türkmenistan arasındaki enerji taşımacılığı için önemli bir altyapıyı temsil etmektedir.

Çin, Kazakistan ve Türkmenistan’la enerji kaynaklarının tedarik edilmesi, fiyatlandırma ve diğer konuları içeren stratejik enerji işbirliği anlaşmaları gerçekleştirmiştir. Bu işbirliği uzun vadeli ve karşılıklı yarar sağlayan ilişkilerin temelini oluşturmaktadır.

Çin’in Kazakistan ve Türkmenistan’la geliştirdiği enerji işbirliği, Çin’in enerji güvenliğini sağlama ve ekonomik büyümesini destekleme açısından da kritik bir öneme sahiptir. Bu ilişkiler bir taraftan Orta Asya ülkeleri için ekonomik fırsatlar sunmakta, diğer taraftan bölgesel istikrarın arttırılmasına katkıda bulunmaktadır.

Enerji kaynaklarının önemli bir kısmının dünya piyasalarına Rusya üzerinden gerçekleştirilmesi, Orta Asya ve Hazar ülkelerini Moskova’ya bağımlı hale getirmiştir. Rusya’nın Orta Asya bölgesindeki enerji güvenliği tekelinin kırılması bölge ülkelerinin enerji iletim hatlarının çeşitlendirmesi sayesinde mümkün olabilecektir. Bu doğrultuda bölge ülkelerinden Kazakistan ve Türkmenistan, petrol ve doğalgaz boru hattı projeleriyle Çin’le enerji politikaları kapsamında ilişkiler kurmakta ve bunu devam ettirmektedir.

Ayşe Süreyya PEKÇETİN
Ayşe Süreyya PEKÇETİN
Ayşe Süreyya PEKÇETİN, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü mezunudur. Aynı zamanda PEKÇETİN, çift anadal kapsamında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü de tamamlamıştır. Yüksek lisans derecesini 2011 yılında Marmara Üniversitesi İşletmecilik Anabilim Dalı’nda hazırladığı “hazırladığı “Serbest Bölgeler ve Nitelikli Sanayi Bölgelerinin İhracata Olan Katkılarının İncelenmesi” başlıklı teziyle almıştır. PEKÇETİN, doktora eğitimine İstanbul Gedik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı’nda devam etmektedir. PEKÇETİN, iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler