17 Ekim günü Çin’de Ulusal Refah Günü olarak, dünya çapında ise yoksulluğa dikkat çekmek amacıyla Yoksullukla Mücadele Günü olarak kutlanmaktadır. Dünya genelindeki yoksulluğun azaltılmasında Çin’in payı özellikle sahip olduğu dev nüfusu bakımından oldukça büyüktür. Dünya Bankası’nın 2011’de günlük 1,9 ABD doları olarak belirlediği yoksulluk sınırına dayanılarak yapılan değerlendirmeye göre, 1981-2012 yılları arasında dünyada yoksul nüfus 1 milyar 100 milyon kişi azalmıştır. Aynı dönemde Çin, 790 milyon kişiyi yoksulluktan kurtararak bu alanda dünyadaki payını yüzde 71,82’ye çıkarmıştır.[i] 2021 yılına gelindiğinde ise Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, aşırı yoksulluk oranını %0’a düşürerek bu mücadelede zafer ilan etmiştir.[ii]
Çin, 2015 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefine 10 yıl erken ulaşarak büyük bir başarıya imza atmıştır. Hükümet tarafından önderlik edilen politikalar ışığında sosyal katılıma önem vererek kalkınma, yoksulluğu ortadan kaldırmanın temel yolu olarak belirlenmiştir.
Başarının Temelleri
Yoksullukla mücadele bağlamında Deng dönemi öncesi bazı adımlar atılmış olsa da tarımda uygulanan yanlış politikalar ve sonuçları, Deng Şiaoping’in ilk olarak tarıma ve kırsal kesime odaklanmasına vesile olmuştur. Bu dönemde uygulanan politikalarda sosyalist anlayış ve bu anlayış doğrultusunda kırsaldaki yoksullukla mücadelenin bir görev olduğu bilinci mevcuttur.
1978 yılında “Çin değerleri ile sosyalizm” adlı ekonomik reform programı kapsamındaki dışa açılım politikasıyla beraber Çin, yabancı yatırımlara açılmış ve ülkenin ekonomik kalkınmasının önü açılarak kişi başına düşen gelirde artış yaşamıştır.[iii] Tarımın kolektiflikten çıkarılmasıyla 1975 ile 1985 yılları arasında tarımsal üretim yüzde 25 artmış, bunun ekonomiye olumlu yansımasıyla 1990’lı yılların başında yoksulluk, Çin’in geneline yayılmış bir sorun olmaktan çıkıp yalnızca bazı bölgeleri ve grupları kapsayan bir sorun haline gelmiştir.[iv]
1994 yılında Devlet Konseyi, Çin’in kesin hedeflere, tedbirlere ve net tarihlere sahip olan ilk Öncelikli Yoksullukla Mücadele Programı (1994-2000) kapsamında, 80 milyon yoksul kırsal bölge sakininin temel ihtiyaçlarının karşılanacağını taahhüt etmiştir. 1996 yılında yetkililer, Kalkınma Odaklı Yoksulluğun Azaltılması Ulusal Konferansını düzenleyerek 20. yüzyılın sonuna kadar yeterli yiyecek ve giyecek sağlama hedefine olan kararlılığı daha da netleştirmiş ve yardım temelli yoksulluğun azaltılmasından kalkınma odaklı yoksulluğun azaltılmasına geçiş yapmıştır. 2000 yılı sonunda kırsal alanlardaki yoksul nüfus 32,09 milyona ve o zamanki yoksullukla mücadele standardına göre yoksulluk oranı %3,5’e düşürülmüştür.[v]
Jiang Zemin ve Hu Cintao dönemlerinde yoksulluğu azaltmak ve kırsalı kalkındırmaya yönelik çeşitli politikalar uygulanmaya devam etmiştir. Çin’in yoksulluğu azaltma çabası, yoksulların temel ihtiyaçlarının karşılanması olan birincil misyonundan, yoksulluğun azaltılmasının hızlandırılması ve kalkınma kapasitesinin artırılması gibi yeni bir aşamaya evrilmiştir. 2010 sonu itibariyle yoksulluk standardına göre yoksul kırsal nüfus 26,88 milyona, yoksulluk oranı ise %2,8’e düşmüştür. 2011 yılında kişi başına düşen gelir 2300 yuan’a yükselmiş ve buna göre yoksul nüfus 122 milyon olmuştur.[vi]
Yeni Dönemde Dijitalleşmeyle Birlikte “Hedeflenen Yoksullukla Mücadele”
2012 yılında düzenlenen 18. ÇKP Ulusal Kongresi’nden bu yana Çin hükümeti, yoksulluğun azaltılmasını orta seviyeli refah toplumun inşa edilmesinin temel görevi olarak belirlemiştir. 2013 yılında Devlet Başkanı Şi Cinping’in öne sürdüğü “精准扶贫 jīngzhǔn fúpín” (hedeflenen yoksullukla mücadele) stratejisi, yoksulluk içinde yaşayan her bireyin özel olarak takip edilmesini ve ihtiyaçlarına göre özel çözümler geliştirilmesini sağlamıştır. İsabetli politikalar, yerel ekonomik projeler ve eğitim desteği gibi araçlarla yoksul bölgelerde gelir artışı sağlamıştır.
Bu dönemde Çin, diğer dönemlerden farklı olarak yoksulluğu bitirmek için bilgi teknolojilerini yoğun bir şekilde kullanmıştır. Yoksulluk içinde yaşayan bireyler ve haneler hakkında kapsamlı bilgiler içeren “ulusal yoksulluk veritabanı” oluşturulmuş, yoksul ailelerin durumları incelenerek ihtiyaçlarına uygun müdahaleler belirlenip uygulanmıştır. Bu sayede, kaynakların etkin bir şekilde kullanılması sağlanmış ve uygulanan politikaların verimliliği artmıştır. Ayrıca AliBaba gibi dijital uygulamaların yaygınlaştırılmasıyla beraber kırsal kesimde yaşayan üreticilerin ürünlerini satabilmelerinin ve daha büyük bir alıcı kitlesine ulaşarak gelir elde etmelerinin önü açılmıştır.
2021 yılına gelindiğinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, devamlı çalışmalar sonucu kırsal kesimde ikamet eden ve aşırı yoksulluktan mustarip 98,99 milyon insanın yoksulluktan kurtarıldığını, 832 ilçe ve 128.000 köyün 2020’nin sonu itibarıyla yoksul sınıfından çıkarıldığını kamuoyuna duyurmuştur. Bu kapsamda yapılan reformlar kademeli olarak gerçekleştirilmiş, bu da işletmelerin ve nüfusun değişikliklere uyum sağlamasına yardımcı olmuştur.[vii]
Bu büyük başarının temelinde devamlı politikalar olsa da politikaların başarılı olmasının ardında yatan bir diğer faktörün ideolojik olduğu açıktır. Çin’in kazan-kazan politikası ve insanlık için ortak geleceğe sahip bir topluluk inşası fikri 21. yüzyılın başlarında ileri sürülmüş gibi görünse de Marksizmin ve Konfüçyüs’ün dünyanın barış içinde iyileştirilmesi, açlık ve yoksulluğun ortadan kaldırılması gibi öğretilerine dayandığı gözlemlenebilir.(Khan, Wang&Ali, 2021) Aynı ideolojiden hareketle Kuşak ve Yol Girişimi’nin hem Çin’deki hem de KYG ülkelerindeki yoksullukla mücadelede önemli rol oynadığı da gözden kaçırılmaması gereken bir detaydır.
“Kendisinin başarılı olmasını isteyen, başkalarının da başarılı olmasına yardım etmelidir; Kendini geliştirmek isteyen, başkalarının da gelişmesine yardım etmelidir.”
Konfüçyüs
Çin’in kendi toplumunu kalkındırma ve yoksullukla mücadele başarısı ve bunu yaparken izlediği doğru politikalar, dünya genelindeki yoksulluğun azaltılması açısından örnek teşkil etmektedir. Yardımdan ziyade kalkındırma temelli yoksullukla mücadele fikri, Çin toplumunun kalıcı refahı için zemin oluşturmuştur. Ayrıca 1978 yılında dışa açılımla beraber gelişen ekonomiyle paralel olarak kırsalın kalkınması noktasında atılan adımları güçlenmiş, zaman içinde yaşanan dalgalanmalara rağmen kırsal bölgeler kalkınmaya devam etmiştir. Veritabanının ve dijital araçların akıllıca kullanımıyla daha isabetli çözümler üretilmesi, aşırı yoksullukla mücadele yolunda hedefe çok daha rahat ulaşılmasını sağlamıştır. Dünya nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturan Çin toplumu kalkındıkça ve yoksulluk seviyesi azaldıkça bunun dünya geneline yansıması da aynı oranda büyük olmuştur ve olacaktır. Ekonomik ve politik gücünü, dijitalleşme konusundaki gelişimini ve toplumundaki hâkim ideolojiyi ele aldığımızda Çin, başta Kuşak ve Yol Girişimi olmak üzere birçok projeyle dünya çapındaki yoksulluğun azaltılması yönünde de adımlar atmaya devam edecektir.
[i] “Çin´in Dünyada Yoksulluğun Azaltılmasındaki Payı Yüzde 70´i Geçti”, https://www.turkcindostlukvakfi.org.tr/TR,759/cinin-dunyada-yoksullugun-azaltilmasindaki-payi-yuzde-70i-gecti.html, (Erişim Tarihi: 20.10.2024).
[ii] “Xi declares “complete victory” in eradicating absolute poverty in China”, http://www.xinhuanet.com/english/2021-02/26/c_139767705.htm, (Erişim Tarihi: 20.10.2024).
[iii] Poverty Alleviation: China’s Experience and Contribution, http://sy.china-embassy.gov.cn/eng//xwfb/202104/t20210420_8922554.htm, (Erişim Tarihi: 20.10.2024).
[iv] Aynı yer
[v] Aynı yer.
[vi] Aynı yer.
[vii] Li, Xiaoyun and Chuanhong Zhang (2024), “Lessons from sustained poverty reduction in China”, in OECD, Development Co-operation Report 2024: Tackling Poverty and Inequalities through the Green Transition, OECD Publishing, Paris. https://doi.org/10.1787/3d97c256-en, (Erişim Tarihi: 20.10.2024).