Analiz

Çin ve Rusya’nın ŞİÖ ve BRICS’e Bakışları Neden Farklı?

Çin, ŞİÖ ve BRICS gibi örgütler üzerinden Batı’yla bir kutuplaşma yarışına girilmesine karşı çıkmaktadır.
Rusya, Ukrayna’daki savaşı sürdürdüğü için Batı’yla daha ziyade kutuplaşmayı sürdürmekten yanadır.
Avrupa’ya komşu olan Rusya’nın dünya görüşü ise Batı’nın bu tek kutuplu-sıfır toplamlı oyun anlayışından olumsuz etkilenmiştir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa ülkelerinin son dönemde sıkça dile getirdiği iddiaya göre; Çin ve Rusya, Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ve BRICS gibi platformları desteklemek-genişlemek suretiyle Batı Dünyası’na meydan okumakta ve çok kutuplu bir dünya yaratmaya çalışmaktadır. Uluslararası arenada geniş kabul gören anlayışa göre; modern dönemin temelini oluşturan Birleşmiş Milletler (BM), çoğunlukla Batı Dünyası’nın egemen olduğu bir uluslararası sistem meydana getirmiştir.

BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) temel görevi dünya barış ve güvenliğini korumak ve sürdürmektir. Ancak BMGK daimi üyelerindeki veto yetkileri, en temelde egemen eşitliği ilkelerine aykırıdır ve adil bir dünya arayışlarına gölge düşürmektedir. Ayrıca veto sistemi, dünyanın barış ve güvenliğini olumsuz etkilemeye başlamıştır. Bu yüzdendir ki Çin ve Rusya gibi Avrasyalı büyük güçler ve gelişmekte olan Küresel Güney ülkeleri, Batı’nın hegemon olduğu bu sisteme alternatif olabilecek yeni platformlar teşkil etmeye ve bunları güçlü şekilde desteklemeye başlamıştır. Bu çok uluslu yapılardan en dikkat çekenleri ŞİÖ ve BRICS’dir.

21. yüzyılın başında Çin’in öncülüğünde Orta Asya’daki sınır güvenlik sorunlarını çözmek ve terörle mücadele etmek adına kurulan ŞİÖ, 2017 yılında Pakistan ve Hindistan, 2021 yılında İran ve 2024 yılında Belarus’u tam üye kabul ederek önemli bir genişleme hamlesi başlatmıştır. Bu genişleme süreci, platformun daha global ve çok taraflı bir yapıya doğru ilerleyişinin ilk işaretleri olmuştur.

Çin ve Rusya’nın başını çektiği BRICS platformu ise 2024 yılında Mısır, Etiyopya, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni üyeliğe kabul ederek Küresel Güney’e doğru genişlemesini sürdürmüştür. Afrika, Amerika ve Asya’daki diğer bir dizi ülkenin yanı sıra Tayland ve Malezya gibi Güneydoğu Asya ülkelerinin de BRICS’e katılmaya ilgi göstermesi, Batı’nın farklı kıtalardaki baskı siyasetine karşı yükselen sesi temsil etmektedir.

Bahsi geçen iki platforma dünyadan büyük bir ilgi gelmesi, şüphesiz Çin ve Rusya gibi Avrasyalı aktörlerin uluslararası arenadaki konumlarını güçlendirmektedir. Kuruluşları itibariyle Batı Dünyası’nı temsil eden Avrupa Birliği ve G7 gibi kurumlar, yapısal olarak tek kutuplu-hegemon bir dünya sistemini desteklerken, Çin’in bundan farklı olarak çok kutuplu bir dünya vizyonunu paylaştığı ileri sürülebilir.

Avrupa’ya komşu olan Rusya’nın dünya görüşü ise Batı’nın bu tek kutuplu-sıfır toplamlı oyun anlayışından olumsuz etkilenmiştir. 2000’lerin başında çok kutuplu bir dünyaya geçiş sürecinde NATO’nun genişlemeye devam etmesi, Sovyetler Birliği’nin halefi Rusya Federasyonu’nun ulusal güvenlik sınırlarını tehdit etmeye başlamıştır. 2004 yılındaki genişlemeyle birlikte Baltıklara kadar uzanan NATO’nun bu hamleleri karşısında Rusya, daha proaktif ve sert güce dayalı bir strateji izlemeye başlamış ve Batı’yla karşılıklı bir güç yarışına girmiştir.

En son 2022 yılında NATO’nun devam eden genişlemesini gerekçe göstererek Ukrayna’ya karşı savaş başlatan Rusya, Batı’yla kutuplaşma yarışına girmiş ve Soğuk Savaş döneminden kalma sıfır toplamlı oyun mantalitesini sürdürmüştür. Fakat diğer taraftan Rusya, kendi söylemine göre, “Avrasyalı aktörler ve Küresel Güney ülkeleriyle birlikte çok kutuplu dünya sistemi inşa etmeyi” amaçlamaktadır. Konuyla ilgili yaptığı son açıklamada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, BRICS’le birlikte ŞİÖ’nün çok kutuplu yeni dünya düzeninin “temel direkleri olduğunu” belirtmiştir.[i] Aynı şekilde Çin, BRICS ve ŞİÖ gibi uluslararası çok taraflı platformlarda Rusya’yla olan stratejik koordinasyonu sürekli olarak güçlendirmeye hazır olduğunu vurgulamaktadır.[ii]

Ancak Rusya ve Çin, yeni dünya düzeninde ŞİÖ ve BRICS’in rollerine ilişkin farklı vizyon ve politikalara sahip olabilirler. Öncelikle her iki büyük güç de BRICS çerçevesinde doların hegemonyasını yıkmaya yönelik işbirliği yapma konusunda hemfikirdir. Yine her iki aktör de ŞİÖ ve BRICS gibi çok kutupluluğu destekleyen platformlar üzerinden gelecekte Batı Dünyası’na karşı bir denge unsuru yaratmakta kararlıdır. Bu bağlamda Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, örgütün son Astana Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, uluslararası manzara ne kadar değişirse değişsin ŞİÖ’nün ortak, kapsamlı, işbirliğine dayalı ve sürdürülebilir güvenlik temelini koruması gerektiğini vurgulamıştır.[iii] Bu noktada Rusya’nın Ukrayna’da Batı’ya karşı verdiği vekaleten savaşının devam etmesi, onun dünya siyasetinde savunduğu barış ve güvenliğine ilişkin yaklaşımına ve çok kutuplu dünya vizyonuna zarar vermektedir. Diğer yandan Çin, ŞİÖ ve BRICS gibi platformlar üzerinden inşa etmeye çalışılan çok kutuplu dünya düzeninde üye devletler arasında uyum, kalkınma ve güvenlik-istikrarın sağlanmasına büyük özen göstermekte ve kararlı şekilde desteklemektedir.

Sonuç olarak Rusya, Ukrayna’daki savaşı sürdürdüğü için Batı’yla daha ziyade kutuplaşmayı sürdürmekten yanadır. Ve bu bağlamda Rusya, ŞİÖ ve BRICS gibi platformları Batı’ya karşı mücadelesinde önemli birer destek aracı olarak görme ve kullanma eğilimindedir. Çin ise ŞİÖ ve BRICS gibi örgütler üzerinden Batı’yla bir kutuplaşma yarışına girilmesine karşı çıkmaktadır.


[i] “NATO summit matched by rise of rival SCO”, Asia Times, https://asiatimes.com/2024/07/nato-summit-matched-by-rise-of-rival-sco/, (Erişim Tarihi: 17.07.2024).

[ii] “China Says Beijing and Moscow Should Strengthen Coordination on Asia Pacific”, Reuters, https://www.reuters.com/world/asia-pacific/china-says-beijing-moscow-should-strengthen-coordination-asia-pacific-2024-02-28/, (Erişim Tarihi: 17.07.2024).

[iii] “Full text of Xi Jinping’s speech at ‘Shanghai Cooperation Organization Plus’ Meeting in Astana”, The State Council-PRC, https://english.www.gov.cn/news/202407/04/content_WS6686c48ac6d0868f4e8e8e25.html, (Erişim Tarihi: 17.07.2024).

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler