Çin ve Rusya’nın Askeri İşbirliğini Yeni Boyutlara Taşıması

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Çin ve Rusya arasında derinleşen bağların altını çizen önemli bir gelişme yaşanmış ve her iki ülkenin savunma bakanları Dong Jun ve Sergey Şoygu, askeri işbirliğini daha önce görülmemiş seviyelere çıkarma konusundaki kararlılıklarını teyit etmişlerdir. İki ülke arasında 31 Ocak 2024 tarihinde gerçekleştirilen ikili görüşmede yapılan bu açıklama, iki ülke arasındaki stratejik ortaklıkta kayda değer bir ilerlemeye işaret etmektedir.

Bu güçlendirilmiş askeri işbirliğinin pratikteki sonuçlarına ilişkin spesifik ayrıntılar henüz tam olarak açıklanmamış olsa da duyuru, potansiyel olarak ortak tatbikatların ötesine geçerek yeni silahların geliştirilmesine yönelik yenilikçi programları ve askeri istihbarat bilgi paylaşımında işbirliğini de kapsayacak şekilde çok daha yakın bir işbirliği anlamına gelebilir. Her iki savunma bakanı tarafından yapılan bu teyitler, Çin ve Rusya arasındaki stratejik uyumu derinleştirme ve savunma bağlarını güçlendirme yönünde açık bir niyeti simgelemektedir.

İki bakan arasındaki görüşme, bu yıl Çin ve Rusya arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 75. yıldönümüne denk gelmesi nedeniyle sembolik bir başarı olarak nitelendirilmiştir. Bu iki ülke arasındaki diplomatik bağlar, yeni kurulan Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ekim 1949 tarihinde Sovyetler Birliği tarafından tanınmasıyla başlamıştır. O zamandan bu yana iki ülke arasındaki ilişki, çeşitli jeopolitik değişimlerle evrilerek dayanıklılık ve uyumluluk göstermiştir. Son yıllarda Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki uyum, özellikle Batılı güçlerle artan gerilimin ortasında, giderek daha belirgin hale gelmiştir. Bu stratejik ortaklık, Rusya’nın Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’ya saldırısından hemen önce “sınırları olmayan bir ortaklık” olarak ilan edilmesiyle vurgulanmıştır.

İki ülke arasında askeri alandaki işbirliği yeni değildir. Son yıllarda Çin ve Rusya jeopolitik gelişmeler karşısında varlıklarını ve kabiliyetlerini ortaya koymak için ortak askeri tatbikatlardan giderek daha fazla faydalanmaktadır. Örneğin Çin’in Güney Çin Denizi’nin büyük bir kısmı üzerindeki hak iddiasını geçersiz kılan bir kararın ardından, ada ele geçirme operasyonlarına odaklanan Ortak Deniz 2016’yı gerçekleştirdiler. Benzer şekilde Mayıs 2022 tarihinde Tokyo’da düzenlenen Dörtlü Stratejik Diyalog (Quadrilateral Strategic Dialogue) zirvesine doğrudan bir yanıt olarak görülen ortak bir hava devriyesi de aynı zamana denk gelmiştir. Ayrıca bu tatbikatlar dost ve komşulara olumlu sinyaller de vermektedir. Çin ve Rusya arasındaki ortak tatbikatların yarısından fazlasına Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) üyeleri ve diğer komşu devletler de katılmaktadır. Bu tatbikatlar sadece katılımcı ülkelerin askeri kabiliyetlerini arttırmakla kalmıyor, aynı zamanda Pekin ve Moskova’nın bölgesel güvenlik tehditlerini ele almaya ve gerektiğinde yardım sağlamaya hazır olduklarına dair güvence vermeye de hizmet etmektedir.

Şoygu ayrıca Pekin ve Moskova’nın herhangi bir ülkeyi hedef alma niyetinde olmadıklarını ve resmi bir askeri ittifaklarının bulunmadığını açıklamıştır. Şoygu, “Bazı Batılı ülkelerin aksine iki ülke askeri bir blok oluşturmuyor” demiştir.[1] Bu açıklamalar genellikle Moskova’yla yakınlaşmasının küresel itibarı üzerindeki olası yansımalarından endişe duyan Pekin’den gelmektedir. İkili zirvelerin ardından Pekin tarafından yapılan açıklamalar daha az coşkulu olma eğilimindedir. Öte yandan bakanın bu kelime seçimi, küresel meselelerde bağımsız ve saldırgan olmayan duruşlarını vurgulayarak yaklaşımlarını Batılı ülkelerden farklılaştırmaya yönelik kasıtlı bir çabanın altını çizmektedir.

İlişkilerin güçlenmesinde NATO’nun Rusya sınırları yakınında gerçekleştirdiği askeri tatbikatların da etkisi olabilir. Geçtiğimiz Ocak ayında başlayan bu tatbikatlar NATO’nun son on yıllardaki en büyük askeri tatbikatını başlatmaya hazırlandığını göstermektedir. Aylarca sürecek tatbikatlara katılması planlanan yaklaşık 90,000[2] personelle bu planlar, olası bir Rus saldırısı durumunda NATO kuvvetlerinin askeri kapasite ve donanımının önemli bir göstergesidir.

Örgüte göre tatbikatlar, ittifakın on yıllardır ilk kez hazırladığı bölgesel savunma planlarının olası uygulamaları için bir prova niteliği taşıyacaktır. NATO, duyurusunda Rusya’nın adını açıkça zikretmese de en üst düzey stratejik belgesinde Moskova, üye ülkelere yönelik en önemli ve doğrudan tehdit olarak tanımlanmaktadır. Tatbikatlar, bu yılın Mayıs ayı sonuna kadar sürecek ve Polonya ile Baltık ülkeleri tatbikatların ana merkezleri olacaktır. Bu, Soğuk Savaş’tan bu yana gerçekleştirilen en büyük Batı askeri tatbikatına işaret etmektedir.

Çin ve Rusya arasındaki bu artan askeri işbirliği, küresel meselelerde stratejik bir işbirliğini yansıtmaktadır. Hem Şi Cinping hem de Vladimir Putin, Batı konusunda benzer görüşleri paylaşmakta ve ülkeleri arasında daha yakın bir ittifakın stratejik avantajlarının farkındadırlar. Bununla birlikte birbirlerinin çıkarlarına karşı temkinli olmaya devam ediyorlar. Bu temkinli yaklaşım, karşılıklı çıkarların birleştiği ancak bireysel egemenlik ve stratejik özerkliğin de korunduğu Çin-Rusya ortaklığındaki karmaşık dinamiklerin altını çizmektedir.


[1] “China’s New Defence Minister Urges ‘Closest’ Military Relations in First Talks with Russian Counterpart”, South China Morning Post, https://www.scmp.com/news/china/military/article/3250511/new-chinese-defence-minister-dong-jun-speaks-russian-counterpart, (Erişim Tarihi: 07.02.2024).

[2] “NATO Holds Biggest Exercise in Decades Amid Russia Build-Up Fears”, EuroNews, https://www.euronews.com/2024/01/19/nato-holds-biggest-exercise-in-decades-amid-russia-build-up-fears, (Erişim Tarihi: 07.02.2024).

Gadea Albaladejo LÁZARO
Gadea Albaladejo LÁZARO
Valensiya Avrupa Üniversitesi-Uluslararası İlişkiler Bölümü

Benzer İçerikler