Çin ve Rusya, NATO’ya Karşı Birleşik Cephe mi Oluşturuyor?

İngiltere ve ABD’nin başını çektiği Batı Dünyası, artık uluslararası sistemin merkezinde değildir.
Rusya’nın NATO’ya karşı zaferi, görünüşte Çin’in lehine gibi görünmektedir. Ancak realist paradigma bunun aksini söylemektedir.
İngiltere ve ABD, sıfır toplamlı oyun kapsamında Rusya ve Çin’e kaybettirmeye çalışmaktadır.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Çin Savunma Bakanlığı’ndan bir temsilci, 16 Mart 2024 tarihinde yaptığı açıklamada, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) veya Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) Rusya’ya saldırmaya karar vermesi durumunda Pekin’in “müdahale etmeye hazır” olduğunu belirtmiştir.[1]

2024 yılının Mart ayının başında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, NATO’nun Ukrayna’ya asker gönderme ihtimalini gündeme taşımıştı. Avrupa’da bu mesele tartışılmaya devam ederken Batı’yı bir kez daha uyaran Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova’nın askeri-teknik açıdan nükleer savaşa hazır olduğu belirtmişti.  

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasından bu yana NATO üyelerinin katkıları şimdiye kadar Ukrayna’ya asker göndermek yerine mühimmat ve askeri teçhizat sağlamakla sınırlı kalmıştır.  Ancak Ocak ayında NATO, Rusya’ya ittifakın kendi topraklarını savunmaya hazır olduğunu göstermek için Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük askeri tatbikat olan Steadfast Defender 2024 tatbikatını başlatmıştır. Bu büyük çaplı tatbikatlar 32 ülkeden 90.000 askeri bir araya getirmiştir.

Avrupa-Rusya arasında gerginlik tırmanmaya devam ederken, 13 Mart 2024 tarihinde Çin ve NATO arasında Pekin’de sekizinci güvenlik politikası diyaloğu icra edilmiştir. Çin Ordusu yaptığı açıklamada, “İki taraf, Çin ile NATO arasındaki savunma alışverişi, uluslararası ve bölgesel durumlar ve diğer ortak endişe verici konular hakkında görüş alışverişinde bulundu.” ifadesini kullanmıştır.[2] NATO ise bu görüşmelerde özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ele alındığını belirtmiştir.

Çin’in Rusya’ya destek açıklamasından sonra Putin, NATO’yla olası bir çatışmanın 3. Dünya Savaşı’na yol açacağı uyarısında bulunmuştur.[3] Bu bağlamda Çin’in Rusya’yla işbirliğinin askeri boyutlara (savaşta destek konumuna) taşınması gündemdedir. Batı’nın Rusya’yla savaşı derinleşirse buna Çin ve Kuzey Kore’nin dahil olması neredeyse kaçınılmaz hale gelmiştir. Çünkü Çin, NATO’nun Asya-Pasifiğe genişlemesinden uzun süredir rahatsızdır ve bunu sürekli dile getirmektedir. Hatta Çin, Asya’daki herhangi bir NATO genişlemesine ‘kararlı bir yanıt’ vereceğine dair söz vermiştir.[4] Bu anlamda Çin ve Rusya, NATO’nun genişlemesine karşı birleşik bir cephe oluşturmakta kararlıdır.

İngiltere ve ABD’nin Ukrayna üzerinden Rusya’ya karşı bir vekaleten savaş yürüttükleri söylenebilir. Kıta Avrupası, bu savaşı sürdürme konusunda isteksizken; İngiltere ve ABD, bu savaşın devamından yanadır. Dolayısıyla büyük güçler arasındaki güç rekabetinde İngiltere ve ABD’nin karşısında Rusya ve Çin’in konumlandığı söylenebilir. Bugün Avrupa’da sahnelenen savaşın arka planında bu güçler arasındaki güç rekabeti yatmaktadır. Bu bağlamda dünya siyasetini halen daha realist teori, sıfır toplamlı oyun ve kutuplaşma siyaseti üzerinden analiz etmek mümkündür.

Rusya, Ukrayna’ya saldırarak aslında Batı’yı yıpratmak ve onu yenilgiye uğratmak istemişti. Çin ise bu savaşın etkilerinin askeri anlamda Asya-Pasifik’e ulaşmasından endişe duymaktadır. Rusya’nın NATO’yla kavgası büyüdükçe bundan Çin de zarar görmektedir. Batı’yı öfkelendiren Moskova, aslında Pekin’i de zor durumda bırakmaktadır. Çin’in Rusya’yı Ukrayna’daki savaştan dolayı eleştirmekten kaçınması ve Moskova’ya getirilen yaptırımlara katılmaması nedeniyle Batı, bu kez Pekin’i de hedef almaya başlamaktadır. Kısacası Rusya, Batı’yla savaşını derinleştirdikçe Batı’nın Çin’e yönelik baskısı da artmaktadır. Bu yüzden Çin, bir yandan Batı’yı dizginlemeye çalışırken diğer yandan Rusya’ya bu savaşı bitirmesi noktasında çağrı yapmaktadır. İngiltere ve ABD liderliğindeki Batı ekseni ise Ukrayna’daki savaşta Rusya’yı kaybeden konumuna düşürmek için var gücüyle çabalamaya devam etmektedir. Bu süreçte İngiltere, ABD ve Kıta Avrupası arasında veya Rusya ve Çin arasındaki işbirliğinin boyutları sürekli değişmiştir.

Yukarıda sayılan aktörler, sıfır toplamlı oyun kapsamında birbirlerini kutuplaştırmaya başlamışlardır. İngiltere ve ABD’nin başını çektiği Batı Dünyası, artık uluslararası sistemin merkezinde değildir. Dünya sisteminde yükselen güç olarak Rusya ve Çin, eski yerleşik güçler olan Batı’ya meydan okumaktadır. Bu durum karşısında İngiltere ve ABD, sıfır toplamlı oyun kapsamında Rusya ve Çin’e kaybettirmeye çalışmaktadır. İngiltere ve Rusya arasındaki rekabetin oyun alanı Ukrayna’dır. ABD ve Çin arasındaki mücadelenin ana sahnesi ise Asya’da giderek tırmanan yeni krizlerdir. Eğer Avrupa’daki savaş sona ererse İngiltere, Rusya’yla mücadelesini başka coğrafyalara taşımak isteyebilir. ABD’nin beklentisi de bu yöndedir. Washington, Avrupa’nın ilgisini artık Pekin’e yönlendirmesini istemektedir. Mevcut konjonktürde Rusya’nın Ukrayna’dan sonra Moldova, Gürcistan veya Baltıklarda yeni krizler yaratma ihtimali büyüktür. Yani Rusya, Batı’ya karşı savaşını derinleştirmeye devam edecektir. 

Çin ise Rusya’yı sözde Batı öncülüğündeki uluslararası düzenin yerine alternatif bir dünya düzeni kurma yönünde hareket eden benzer bir ortak olarak görmektedir. Rusya’nın NATO’ya karşı zaferi, görünüşte Çin’in lehine gibi görünmektedir. Ancak realist paradigma bunun aksini söylemektedir. Moskova’nın Batı’yla kavgası büyüdükçe Çin, kendisini kutuplaşmanın içerisinde bulmaktadır. Batı, Pekin’in Moskova’yla süren ortaklığından halen endişe duymaktadır. Çin, Batı ile Rusya arasında hassas bir denge kurmaya çalışmaktadır. Fakat bu denge politikası henüz başlangıç aşamasındadır. Bundan ötürü Çin’in dış politikasındaki eğilimi şimdiden tahmin etmek zor olacaktır. Çünkü hem Batı’yla kurulan diyaloğun hem de Rusya’yla sürdürülen stratejik ortaklığın Çin açısından birtakım maliyetleri olabilir.  


[1] “China ‘ready to intervene’ if America, NATO attack Russia: Report”, Newsbyteapp, https://www.newsbytesapp.com/news/world/china-reportedly-ready-to-intervene-if-us-nato-attack-russia/story, (Erişim Tarihi: 18.03.2024).

[2] “China and NATO Officials Meet Amid Warnings of Russia Alignment”, Newsweek, https://www.newsweek.com/china-nato-ukraine-russia-war-dialogue-1879500, (Erişim Tarihi: 18.03.2024).  

[3] “Putin warns the West a Russia-NATO conflict is just one step from WW3”, Euractiv, https://www.euractiv.com/section/global-europe/news/putin-warns-the-west-a-russia-nato-conflict-is-just-one-step-from-ww3/, (Erişim Tarihi: 18.03.2024).   

[4] “China promises ‘resolute response’ to any NATO expansion in Asia”, Al Jazeera, https://www.aljazeera.com/news/2023/7/12/china-promises-robust-response-to-any-nato-expansion-in-asia, (Erişim Tarihi: 18.03.2024).

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler