Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 8 Temmuz 2024 Pazartesi günü Pekin’de Macaristan Başbakanı Viktor Orban’la bir araya gelmiş ve taraflar, Ukrayna Krizi konusunda derinlemesine görüş alışverişinde bulunmuştur. Görüşmeler esnasında Orban, Ukrayna ve Rusya’ya yaptığı son ziyaretler hakkında bilgi verirken Şi, Macaristan’ın Ukrayna Krizi’nin siyasi çözümünü destekleme çabalarını takdir etmiştir. Erken ateşkes ve siyasi çözümün tüm tarafların çıkarına olduğunu vurgulayan Şi, önceliğin savaş alanının genişletilmemesi, çatışmaların tırmandırılmaması ve herhangi bir tarafın savaşı körüklememesi şeklindeki üç ilkeye uyarak durumu yatıştırmak olduğunu sözlerine eklemiştir.
Şi, uluslararası toplumu iki taraf arasında doğrudan diyalog ve müzakerelerin yeniden başlaması için koşullar yaratmaya ve destek sağlamaya çağırmıştır. Ancak tüm büyük ülkelerin negatif değil pozitif enerji enjekte etmeleri halinde bu çatışmada mümkün olan en kısa sürede ateşkes sağlanabileceğini söylemiştir. Çin ve Macaristan’ın temel önermelerinin ve çabalarının yönünün aynı olduğunu ve Çin’in Macaristan ve ilgili tüm taraflarla iletişim halinde kalmaya istekli olduğunu sözlerine ekleyen Şi, “Çin, barış görüşmelerini kendi yöntemleriyle aktif bir şekilde teşvik etmekte ve krizin barışçıl bir şekilde çözülmesine yardımcı olacak tüm çabaları teşvik ederek desteklemektedir.” ifadesini kullanmıştır.
Şi, iki ay önce Macaristan’a yaptığı başarılı devlet ziyareti sırasında ikili ilişkilerin yeni bir dönem için her koşulda kapsamlı stratejik ortaklığa yükseltildiğini, bunun da bu yıl diplomatik bağların kurulmasının 75. yıldönümüne yeni bir tarihi önem kattığını ve Çin-Macaristan ilişkilerinin üst düzey gelişimine güçlü bir ivme kazandırdığını vurgulamıştır.[1]
Macaristan’ı Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığını üstlenmesinden dolayı kutlayan Şi, Çin ile AB arasında jeopolitik bir çelişki ya da temel bir çıkar çatışması olmadığını belirtmiştir. Çin-AB ilişkilerinin stratejik öneme ve küresel etkiye sahip olduğunu ve istikrarlı ve sağlam bir gelişme sürdürmesi gerektiğini ifade eden Şi, iki tarafı küresel zorluklara ortaklaşa yanıt vermeye çağırmıştır. Çin Devlet Başkanı, AB dönem başkanlığını yürüten Macaristan’ın Çin-AB ilişkilerinin sağlam ve istikrarlı gelişimini teşvik etmede ve yapıcı etkileşimleri kolaylaştırmada olumlu bir rol oynamasını umduğunu sözlerine eklemiştir.
Orban, mevcut çalkantılı uluslararası durum karşısında Çin’in sadece barışı sevmekle kalmadığını, aynı zamanda bir dizi yapıcı ve önemli inisiyatif ortaya koyduğunu ve kendi somut eylemleriyle Çin’in dünya barışı için önemli bir dengeleyici güç olduğunu kanıtladığını söylemiştir. Macaristan’ın Çin’in rolünü ve etkisini çok takdir ettiğini, değer verdiğini ve Çin’le yakın stratejik iletişim ve koordinasyonu sürdürmeye istekli olduğunu dile getiren Orban, Macaristan’ın Çin’le işbirliğinin güçlendirilmesini savunmuş ve dışlayıcı kliklerin oluşmasına ve blok çatışmalarına karşı çıktığını sözlerine eklemiştir.[2]
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, 5 Temmuz 2024 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile olası bir Ukrayna barış anlaşması üzerine görüşmelerde bulunmuş ancak net bir sonuç alamamıştı. Üstelik Orban, AB adına orada bulunmadığına dair bazı AB liderlerinden tepki almıştı ve Ukrayna da önceden kendisine danışılmadığını söylemişti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen, Ukrayna’da adil ve kalıcı bir barışa giden yolun ancak 27 üyeli AB’nin birlik ve kararlılığından geçtiğini belirtmişti. X’te yaptığı açıklamada Von Der Leyen, “Yatıştırma Putin’i durdurmayacaktır” şeklinde sözlerini dile getirmişti. Orban’ı Kremlin’de kabul eden Putin, görüşmelerin faydalı olduğunu söylemiş ancak Ukrayna’yı iki buçuk yıldır devam eden savaşı sona erdirmek istememekle itham etmiş ve çatışmanın nasıl sona erdirileceğine dair ise kendi fikirlerinin çözüm yolu olduğunu, yani Ukrayna’nın teslim olması gerektiğini söylemişti.[3]
Çin ve Macaristan işbirliğinin gelişmesinde Kuşak ve Yol Girişimi büyük rol oynamaktadır. Ayrıca Macaristan, Çin’in Avrupa ülkeleriyle bağlantılarını desteklediğinden dolayı oldukça önemli bir konumundadır. Bu bağlamda Macaristan-Sırbistan Demiryolu Projesi örnek olarak gösterilebilir ki bu proje aynı zamanda Çin’in Yunanistan’a yaptığı yatırımların da tamamlayıcısı olarak görülmektedir. Orban’ın “Doğu Açılımı” politikasını benimsemesi, çok kutuplu dünya düzeninin oluşmasında kritik rolü olan Çin ile Batı arasında bir denge oluşturmaktadır. Bu nedenle Rusya-Ukrayna Savaşı’nın son bulmasında iki ülkenin birlikte hareket etmesi bir çözüm yolu sunabilir. Macaristan’ın şu anda Rusya ve Çin’le olan siyasi-ekonomik işbirlikleri her ne kadar AB ve ABD’nin Çin ve Rusya’ya karşı olan ekonomik-politik yaptırımlarına aykırılık teşkil ediyor gibi görünse de aslında AB’nin ihtiyaç duyduğu kaynaklara erişimine imkan sağlamaktadır.
[1] “Xi Meets Hungarian Prime Minister, Exchanging views on ties, Ukraine Crisis”, Xinhua, https://english.news.cn/20240708/896e207be0954397828c5faf68bb7cab/c.html, (Erişim Tarihi: 09.07.2024).
[2] Aynı Yer.
[3] “Hungary’s Orban Talks Ukraine Peace with Putin, Stirring EU Outcry”, Reuters, https://www.reuters.com/world/europe/hungarys-orban-says-no-position-negotiate-between-ukraine-russia-2024-07-05/, (Erişim Tarihi: 09.07.2024).