Çin-ABD İlişkilerinin Geleceği

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Çin’in 1978 yılında Deng Şiaoping’le başlattığı atılım politikasına daynanan istikrarlı büyümesi, 2000’li yıllarda meyvelerini vermeye başlamıştır. 2008 yılındaki küresel ekonomik krizin[1] ardından da 2010 senesinde Çin’in Japonya’yı geçerek dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olduğu görülmüştür.[2] Nitekim Çin, Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) sonra dünyanın en büyük ekonomisidir.[3] Bu da Washington ile Pekin arasında küresel çapta önemli bir rekabetin meydana gelmesine yol açmıştır. Dolayısıyla Çin’in küresel hedeflerinin ABD’yle çatıştığı söylenebilir. Zira iki aktör arasında jeopolitik, jeostratejik ve jeoekonomik boyutları bulunan bir mücadele yaşanmaktadır.

Söz konusu mücadelede ABD’nin en önemli stratejisinin Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği’ne karşı uygulayarak avantajlı bir sonuç elde ettiği çevreleme politikasını Çin’e karşı da hayata geçirmek olduğu öne sürülebilir. Zira ABD gerek bölgesel ittifaklar ve gerekse de QUAD, AUKUS Paktı ve ANZUS Anlaşması’yla bu politikayı hayata geçirmeye çalışmaktadır. Tüm bunlara rağmen tarafların karşılıklı bağımlılık temelli ekonomik ilişkilere sahip olması nedeniyle Washington ve Pekin, söz konusu rekabetin sıcak çatışmaya dönüşmemesine özen göstermektedir.

Bu noktada ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in 18-19 Haziran 2023 tarihlerinde Çin’e düzenlediği ziyaretin büyük ehemmiyet arz ettiği söylenebilir.[4] Olumlu mesajların verildiği görüşmelerde Blinken de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang da rekabeti tırmandırmaktan kaçınarak yapıcı mesajlar vermiştir.

Öte yandan ABD Başkanı Joe Biden ise Blinken’in 19 Haziran 2023 tarihindeki olumlu mesajlar içeren ziyaretinin ardından 20 Haziran 2023 tarihinde Çin Devlet Başkanı için “diktatör” ifadesini kullanmıştır.[5] Biden 20 Haziran 2023 tarihinde Kuzey Kaliforniya’da düzenlenen bağış toplama etkinliğinde, “Casus Balon” olayına dikkat çekmiş ve şu ifadeleri kullanmıştır:[6]

“ABD Çin’e ait casus balonu düşürdüğünde, Şi oldukça üzüldü. Bunun nedeni Şi’nin balonun orada olduğunu bilmemesiydi. Bu bir diktatör için büyük bir utanç.”

Daha sonra da Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, Biden’ın açıklaması hakkında şu yorumu yapmıştır:[7]

“Bu açıklamalar, son derece saçma ve sorumsuzca. Aynı zamanda bu cümleler, gerçeklere tamamen aykırıdır ve diplomatik protokolü ciddi şekilde ihlal etmektedir. Dahası bu açıklamalar, Çin’in siyasi onuruna zarar vermektedir”

Bu kapsamda her ne kadar görüşmeler olumlu seyretse veya aktörlerin rekabeti sıcak çatışmaya dönüştürmeme isteği ön planda olsa da kısa vadede gerilimin azalmayacağı öngörülebilir.

Diğer taraftan Biden’ın diktatör çıkışı, ABD’nin dış politika üretim sürecinde Dışişleri Bakanı ile Başkan arasında bir ayrışma olduğunu gösteriyor olabilir. Bunun da ilerleyen süreçte Çin’in elini güçlendireceği çıkarımı yapılabilir. Zira mevzubahis ayrışma, zaman içerisinde daha da belirginleşebilir.

Mevzubahis ayrışmanın sebeplerinden birinin taraflar arasındaki hedef farklılıkları olduğu öne sürülebilir. Çünkü ABD’de Başkanlık Seçimleri yaklaşmaktadır. Bu sebeple de Biden’ın bir “öteki” üzerinden bu seçimler özelinde halkını konsolide etmeye çalıştığı ve önceliğini iç politikaya verdiği ifade edilebilir. Zira Biden seçim sürecinde Çin’le olan rekabeti bir “tehdit” algısı yaratma noktasında kullanabilir.

Dışişleri Bakanı ise gerek küresel çapta meşgul olunan birçok sorun ve gerekse de ekonomik tutum bağlamında rasyonel olanın Pekin’le ilişkileri yumuşatmak olduğu şeklinde düşünüyor olabilir.

Mevzubahis ayrışmanın seçimlere yaklaşıldıkça daha da belirginleşmesi ise küresel rekabette Pekin’i daha avantajlı bir konuma getirebilir. Elbette bu da Washington’un gerek küresel müttefiklerinin gerekse de Asya-Pasifik’teki ittifaklarının gözünde dengesiz bir aktör olarak görülmeye başlamasına yol açabilir.

Sonuç olarak ABD-Çin rekabetinin devam edeceği açıktır. Bununla birlikte ABD Başkanlık Seçimleri yaklaştıkça Çin’e karşı benimsenen politika noktasında Biden ile Blinken arasındaki farklılıklar ön plana çıkabilir.


[1] “As Pac West Shares Dive, Are We Seeing The 2008 Financial Crisis All Over Again?”, Cable News Network World, https://edition.cnn.com/2023/06/18/china/blinken-china-visit-wang-yi-meeting-intl-hnk/index.html, (Erişim Tarihi: 22.06.2023).

[2] “China Passes Japan as Second-Largest Economy”, The New York Times, https://www.nytimes.com/2010/08/16/business/global/16y, (Erişim Tarihi: 22.06.2023).

[3] “The World’s Largest Economies”, World Data Info, https://www.worlddata.info/largest-economies.php, (Erişim Tarihi: 22.06.2023).

[4] “Why is US Secretary of State Antony Blinken Going to China?”, Al Jazeera, https://www.aljazeera.com/news/2023/6/16/why-is-us-secretary-of-state-antony-blinken-going-to-china, (Erişim Tarihi: 22.06.2023).

[5] “Biden Likens Chinese President Xi Jinping to a Dictator”, Al Jazeera, https://www.aljazeera.com/news/2023/6/21/biden-likens-chinese-president-xi-to-dictators, (Erişim Tarihi: 22.06.2023).

[6] “Biden Likens China’s Xi to a Dictator; Beijing Slams Remark as ‘Absurd, İrresponsible’, France 24, https://www.france24.com/en/americas/20230621-biden-calls-china-s-xi-a-dictator-a-day-after-blinken-s-talks-in-beijing, (Erişim Tarihi: 22.06.2023).

[7] “Fierce Backlash in Beijing to Biden Likening Xi to a Dictator Comes as He Hopes For a Thaw”, Cable News Network Politics, https://edition.cnn.com/2023/06/21/politics/biden-xi-china-dictators-fundraiser/index.html, (Erişim Tarihi: 22.06.2023).

Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan Gülten, 2021 yılında Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden “Amerikan Dış Politikası” başlıklı bitirme teziyle ve 2023 yılında da Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Dış Ticaret bölümünden mezun olmuştur. Halihazırda Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda Tezli Yüksek Lisans öğrenimine devam eden Gülten, lisans eğitimi esnasında Erasmus+ programı çerçevesinde Lodz Üniversitesi Uluslararası ve Politik Çalışmalar Fakültesi’nde bir dönem boyunca öğrenci olarak bulunmuştur. ANKASAM’da Asya-Pasifik Araştırma Asistanı olarak çalışan Gülten’in başlıca ilgi alanları; Amerikan Dış Politikası, Asya-Pasifik ve Uluslararası Hukuk’tur. Gülten, iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler