Avrupa Birliği (AB), Çin’den 27 üye ülkesinin ürünleri için pazar erişimini iyileştirmesini ve taraflar arasındaki yıllık 200 milyar dolarlık ticaret dengesizliğiyle başa çıkmasını istemektedir. Çin, AB’ye 450 milyar doların üstünde mal ihraç ederken, AB’den yaklaşık 260 milyar dolarlık mal ithal etmektedir.[1]
Ticari uyuşmazlıklar, Çin ile AB arasındaki ilişkilerde önemli bir sorun haline dönüşmektedir. Bu uyuşmazlıklar, daha çok ekonomik, ticari ve siyasi faktörlerle bağlantılıdır. Ekonomik açıdan bakıldığında; AB, Çinli şirketlerin devlet desteğiyle daha düşük fiyatlarla ürün sunduklarını ve bunun yerli AB şirketlerinin rekabet gücünü olumsuz etkilediğini ileri sürmektedir. Diğer yandan AB, Çin’e yönelik bazı ürünlerde uyguladığı tarifeleri ve gümrük vergilerini artırarak, özellikle Çin menşeli ürünlerin Avrupa pazarına girişini sınırlamaktadır. Bu tür ticaret engelleri, Çin ile AB arasındaki ilişkileri gerilmesine yol açmaktadır.
Zira Çin’in Avrupa’daki stratejik sektörlerdeki yatırımlarına dair bazı kaygılar bulunmaktadır. AB, Çinli şirketlerin özellikle teknoloji ve altyapı sektörlerine yatırım yaparak Avrupa’daki kritik varlıklara hakim olma amacında olduğunu iddia etmektedir. Bu durum, AB ülkelerinde ulusal güvenlik endişelerini yükseltmektedir. Çin’in yapay zeka ve dijital ekonomi konusundaki hızlı ilerlemeleri, AB’yi endişelendiren diğer hususlardır.
Çin ve AB liderleri, özellikle son iki yıldır ticaret anlaşmazlıkları ve Rusya-Ukrayna Savaşı üzerine geniş kapsamlı görüşmeler gerçekleştirmektedir.[2] AB, Çin’in elektrikli araçlara yönelik teşvikleri üzerine bir soruşturma başlatarak, bunun Çinli üreticilere Avrupa pazarlarında haksız rekabet avantajı sağlayıp sağlamadığını belirlemeye çalışmış ve bu da Çin’in tepkisini çekmiştir. Konuyla ilgili Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, “Çin asla kasıtlı olarak bir ticaret fazlası peşinde koşmadı” demiştir. Wang, yabancı şirketleri, üretimlerini 1.4 milyarlık nüfuslu Çin pazarına satmaya teşvik ettiğini söylemiş ve son dönemdeki ithalat ve tedarik zinciri fuarlarına işaret etmiştir.[3]
Wang, AB’nin Çin’e yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatına sıkı kısıtlamalar getirmesi durumunda ticaretin sekteye uğrayacağını belirtmiştir. AB; kozmetik, şarap ve diğer alkollü içecekler gibi çeşitli ürünler için daha iyi pazar erişimi aramaktadır.[4]
Çin, Avrupa ülkelerinin çoğunun Rusya’ya karşı yaptırımlar uyguladığı bir durumda tarafsız bir duruş sergilemiştir. AB, Çin’i Ukrayna’daki savaşı sona erdirmek adına Rusya üzerindeki etkisini kullanmaya çağırmaktadır.[5] Çin ve AB arasındaki ilişkiler, ekonomik, ticaret, politika ve stratejik çıkarlar açısından karmaşık bir manzaraya sahiptir. Her iki taraf arasındaki bu ilişki hem ekonomik avantajlar hem de siyasi anlaşmazlıklar içermektedir.
AB, Çin’le olan ticaret dengesizliğini düzeltme çabası içindedir. Yıllık 200 milyar doları aşan bir ticaret açığı, AB’nin Çin’e olan ihracatını artırmak ve Çin’deki pazar erişimini geliştirmek istemesine neden olmaktadır. Çin’in elektrikli araçlara yönelik teşvikleri nedeniyle başlatılan soruşturmanın, ticari ilişkilerdeki gerginliği artırdığı görülmektedir. Bu durum, her iki taraf arasında ticaret politikalarının gözden geçirilmesi ve iyileştirilmesi ihtiyacını ortaya koymaktadır.
Çin, ticaret fazlasını savunurken; AB, Çin’in pazarında daha fazla rekabet avantajı elde etmek ve ticarette adil bir ortam sağlamak için çaba göstermektedir. Bu durum, gümrük tarifeleri, pazar erişimi ve ticaret politikalarının genel bir revizyonunu gerektiren karmaşık bir süreci beraberinde getirmektedir.
Politik boyuttan bakıldığındaysa Çin ve AB arasındaki siyasi anlaşmazlıklar, özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında belirgin hale gelmiştir. AB, Çin’in Rusya-Ukrayna Savaşı’nda kendi yanında olmasını istemektedir. Bu savaş, iki taraf arasında siyasi diyalog ve işbirliği potansiyelini sınırlayan bir faktördür.
Yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatına yönelik olası kısıtlamalar da siyasi bir gerilime neden olabilir. Bu durum, teknolojik bağımlılık ve güvenlik endişeleri etrafında gerilimlere yol açabilir. Her iki tarafın da teknoloji ve inovasyon konularında ortak bir anlayış geliştirmesi, olası anlaşmazlıkları önlemek adına kritik bir öneme sahiptir.
Sonuç olarak Çin ve AB arasındaki ilişkilerdeki karmaşıklık, dengeli bir ticaret ve işbirliği ortamı sağlamak için daha fazla çaba gerektirdiğini göstermektedir. Çin ve AB arasındaki ilişkiler, karşılıklı çıkarlara dayalı adil ve sürdürülebilir bir ortamı oluşturmak adına daha fazla çaba, işbirliği ve diyaloğu gerektirmektedir.
[1] “Divides over Trade and Ukraine are in Focus as EU and China’s Leaders Meet in Beijing”, Associated Press News, https://t.ly/pWbik, (Erişim Tarihi: 07.01.2025).
[2] “Divides over Trade and Ukraine are in Focus as EU and China’s Leaders Meet in Beijing”, Associated Press News, https://apnews.com/article/china-eu-trade-xi-europe-beijing-ukraine-8533724dcda6087280210c1a02d1b331, (Erişim Tarihi: 07.01.2025).
[3] Aynı yer.
[4] Aynı yer.
[5] Aynı yer.