Cezayir-Fas Rekabetinin Ukrayna’ya Yansıması

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Soğuk Savaş döneminde iki kutuplu dünya sistemi çerçevesinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Sovyetler Birliği arasında çok boyutlu bir rekabet süreci yaşanmıştır. Bu dönemde Afrika da iki devlet ve blok arasındaki önemli rekabet alanlarından biri olmuştur. Özellikle de Sovyetler Birliği hem ideolojik söylemleri hem de Afrika ülkelerine verdiği destek sayesinde kıtada önemli bir nüfuz elde etmiştir. Buna karşılık ABD’nin de kıtada çeşitli faaliyetlerde bulunduğu ve önemli ilişkiler kurduğu bilinmektedir.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Afrika ülkeleri, ABD’yle münasebetlerini güçlendirmeye devam etmiştir. Ancak Asya’da yükselişe geçen Çin, Afrika için yeni bir alternatif olarak ortaya çıkmıştır. 2000’li yıllara gelindiğinde ise Rusya’da Vladimir Putin’in iktidara gelmesiyle birlikte yeni bir aşamaya geçilmiştir. Zira Putin liderliğindeki Rusya, tekrardan toparlanmaya ve güçlenmeye çalışırken; Afrika gibi coğrafyalarda ise Sovyetler Birliği’nden kalan mirası kullanmaya yönelik bir politika izlemiştir.

Böylesi bir ortamda Rusya hem ikili ilişkiler kurarak hem de Afrika Zirveleri vesilesiyle çok boyutlu olarak bölgedeki etkisini ve faaliyetlerini arttırmıştır. Hatta Rusya, Çin’le bölgesel bazda uyuşan çıkarlarını Afrika’da da sürdürmüştür. Bunun neticesinde ise Rusya ve Çin, Batılı aktörlerin Afrika’da kurduğu nüfuzu sarsmıştır. Buna örnek olarak, bir dönem Fransa’yla yakın ilişkilere sahip olan Orta Afrika Cumhuriyeti ile Mali’nin günümüzdeki konumlanışı gösterilebilir. Zira bu iki devlet de Rusya’ya oldukça yakındır.

Öte yandan Afrika ülkelerinden Cezayir de Rusya’yla güçlü ilişkilere sahiptir. Cezayir, savunma sanayisi açısından Moskova’nın en önemli müşterilerindendir. Hatta Afrika ve Arap Dünyası açısından bakıldığında Cezayir, Rusya’nın birinci müşterisi olarak ön plana çıkmaktadır. Cezayir ile Rusya arasındaki münasebetler, sadece silah ticareti boyutuyla sınırlı değildir. Ayrıca taraflar, Fas sınırına yakın bölgelerde askeri tatbikatlar da gerçekleştirmektedir.[1] Üstelik Cezayir, BRICS’e katılmak istediğini de açıklamıştır. Bu durum, Cezayir-Rusya ilişkilerine çok boyutlu bir özellik kazandırırken; Cezayir yönetiminin isteği, Moskova tarafından olumlu karşılanmıştır.[2] Mevzubahis gelişmeler, söz konusu ülkenin dış politikasındaki yönelimi net şekilde gözler önüne sermektedir.

Diğer taraftan Afrika’da hâlâ Batı’yla güçlü ilişkileri bulunan yönetimler bulunmaktadır. Bunun örneklerinden biri de Fas’tır. Rabat, Washington’la önemli ilişkileri bulunan bir aktördür. Hatta önceki ABD Başkanı Donald Trump, Fas’ın İbrahim Anlaşmaları kapsamında İsrail’le ilişki kurması durumunda, Batı Sahra’daki egemenliğini tanıyacağını açıklamıştı. Rabat’ın Tel Aviv’le ilişki kurmasının ardından ABD, Fas’ın Batı Sahra üzerindeki egemenliğini tanımıştır.[3]

Fas ile Cezayir arasında çeşitli bölgesel sorunlar ve rekabet yaşanmaktadır. Öncelikle taraflar arasında Fransız sömürgeciliğinden kalan bazı ihtilaflar bulunmaktadır. Bunun en önemli örneği, Batı Sahra’nın egemenliği konusudur. Cezayir yönetimi, bu süreçte Fas’a karşı Polisario Cephesi’ni desteklemektedir. Buna karşılık Fas, Cezayir’den ayrılmak isteyen Kabili halkını desteklemektedir.[4]

Anlaşılacağı üzere Cezayir ile Fas arasındaki rekabet, bu ülkelerin dış politikalarını da etkilemektedir. Fas, ABD’yle ilişkilerini güçlendirirken; Cezayir ise Rusya’yla olan bağlarını derinleştirmektedir. Bu durum, bölgesel bir sorunun ya da rekabetin, küresel bir özellik kazanmasına da yol açmaktadır. Zira buna dair en son gelişme, Fas’ın Ukrayna Ordusu’nu destekleyeceğine dair iddialardır.

Tüm bunlarla birlikte Rusya’nın Afrika’da önemli bir etkisi vardır. Rusya-Ukrayna Savaşı başladıktan sonra, Moskova’nın kıtadaki nüfuzu ve kıta devletlerinin ekonomik kayba uğramamak istememesi nedeniyle Afrika ülkelerinin yaklaşık yarısının tarafsız bir tutum takındıkları ve mesafeli yaklaştıkları görülmektedir. Ancak Cezayir-Rusya hattında gelişen ilişkiler, artan silah ticareti ve düzenlenen askeri tatbikatlara cevap olarak Birleşmiş Milletler’de (BM) Moskova aleyhindeki oylamalara katılmayan Fas’ın farklı bir tutum sergilemeye başladığı söylenebilir.

Bilindiği üzere, Rusya-Ukrayna Savaşı başladığından bu yana herhangi bir Afrika devleti, Ukrayna Ordusu’na destek göndermemiştir. Lakin ABD’nin devreye girmesi ve Fas yönetimini ikna etmesi üzerine Rabat’ın Kiev’e destek gönderme kararı aldığı iddia edilmektedir. Eğer iddia doğruysa, alınan karar ve atılacak olan adım, bir Afrika ülkesinden Ukrayna Ordusu’na gönderilecek ilk yardım olarak önem kazanmaktadır. Bunun halihazırda dikkat çekmesinin nedeni, artan Cezayir-Rusya yakınlaşması sürecinde Fas’ın Ukrayna’ya yardım gönderecek olmasıdır.[5]

Söz konusu iddialara bakıldığında Fas, Ukrayna Ordusu’na T-72 tanklarının yedek parçalarını gönderecektir. Yardımların “büyük bir gizlilik” içinde ABD’nin ikna etmesi sayesinde gönderilmesi kararlaştırılmıştır. Ancak Rusya-Ukrayna Savaşı’na mesafeli yaklaşan Rabat’ın tarafını seçtiği ve Washington’la uyumlu hareket ettiği görülmektedir.[6]

Sonuç olarak Cezayir ile Fas’ın arasında yaşanan bölgesel rekabetin küresel boyutu da bulunmaktadır. Bu nedenle devletler, sadece birbirlerini değil; rakip olarak gördükleri devletleri destekleyen aktörleri de hedef almaktadır. Bu bağlamda Fas, sadece Cezayir’i değil; Ukrayna’nın verdiği mücadeleye yardım ederek Cezayir’i destekleyen Rusya’yı da yıpratmaya çalışmaktadır. Eğer iddialar doğruysa, Cezayir-Fas hattındaki sorunun büyüyeceğini ve rekabetin derinleşeceğini söylemek mümkündür. Rabat’ın Rusya-Ukrayna Savaşı’na dair tutumunu değiştirmesi, Rabat-Moskova hattındaki tansiyonun yükselmesine ve Cezayir-Moskova ilişkisinin derinleşmesine yol açacaktır. Bu noktada küresel güçlerin benimseyeceği tutumun etkisi de önem taşımaktadır. Kısacası Fas-Cezayir ilişkilerindeki tansiyonun yükselmesi ve sürece ABD ile Rusya’nın dahil olması, Ukrayna’nın bir kazanımı olarak yorumlanabilir.


[1] Alba Sanz, “Russia and Algeria to Conduct Military Exercises on the Border with Morocco”, Atalayar, https://atalayar.com/en/content/russia-and-algeria-conduct-military-exercises-border-morocco, (Erişim Tarihi: 14.12.2022).

[2] Abdessalam Sakia, “Algeria-Russia: Historic, Strategic Relations Between Two Powers”, https://www.echoroukonline.com/algeria-russia-historic-strategic-relations-between-two-powers, (Erişim Tarihi: 14.12.2022).

[3] Tanmay Kadam, “1st African Country To Provide Military Support To Ukraine, Morocco Could Send T-72 Tank Spare Parts To Kyiv”, The Eurasian Times, https://eurasiantimes.com/1st-african-country-to-provide-military-support-to-ukraine-morocco/, (Erişim Tarihi: 14.12.2022).

[4] Yaşar Demir, “Fas-Cezayir Gerginliğinin Perde Arkası”, Anadolu Ajansı, https://www.aa.com.tr/tr/analiz/fas-cezayir-gerginliginin-perde-arkasi/2391716, (Erişim Tarihi: 14.12.2022).

[5] Kadam, a.g.m.

[6] Frédéric Ange Touré, “L’armement de l’Ukraine par les Américains passe par le Maroc”, Le journal de l’Afrique, https://lejournaldelafrique.com/larmement-de-lukraine-par-les-americains-passe-par-le-maroc/, (Erişim Tarihi: 14.12.2022).

Dr. Emrah KAYA
Dr. Emrah KAYA
ANKASAM Dış Politika UzmanıDr. Emrah Kaya, Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezundur. Yüksek lisans derecesini 2014 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde hazırladığı “Latin Amerika'da Sol Liderlerin Yükselişi ve Uluslararası Politikaya Etkisi: Venezuela-Bolivya Örneği” başlıklı teziyle almıştır. Kaya, doktora derecesini de 2022 yılında aynı üniversitede hazırladığı "Terörle Mücadelede Müzakere Yöntemi: ETA-FARC-LTTE-PKK" başlıklı teziyle elde etmiştir. İyi derecede İngilizce bilen Kaya'nın başlıca çalışma alanları; Orta Asya, Latin Amerika, terörizm ve barış süreçleridir.

Benzer İçerikler