2021 yılının başında göreve başlayan Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, 9 Haziran 2021 tarihinde Türkiye’ye resmi bir ziyaret amacıyla gelmiştir. 11 Haziran 2021 tarihine kadar sürmesi planlanan söz konusu ziyaretin, Ankara ile Bişkek arasındaki ikili ilişkilerin gelişmesinde yeni bir dönüm noktası olacağına inanılmaktadır. Kırgızistan’daki ekonomik sorunlar, son bir ayda Tacikistan sınırında artan gerilim ve çok yönlü dış politika arayışı, Caparov’un ziyaretini önemli kılmaktadır.
Ziyaretin ilk gününde gerçekleştirilen Kırgızistan-Türkiye Stratejik İşbirliği Yüksek Kurulu 5. Toplantısı’nda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Caparov, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) çerçevesinde ikili ve çok yönlü işbirliğinin yanı sıra güncel etkileşim konularını ele almıştır. İki ülke arasındaki bağları güçlendirmek amacıyla yapılan toplantıda devlet liderleri; ticari, kültürel ve insani işbirliğinin artırılması gibi meselelerin yanı sıra ekonomi, enerji, eğitim, sağlık, savunma, ulaşım ve yatırım alanlarındaki etkileşimi de değerlendirmiştir. Bu kapsamda “Bitki Koruma ve Bitki Karantinası Alanında İşbirliği Anlaşması”, “Telif ve Bağlantılı Haklar Alanında İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı”, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kırgız Cumhuriyeti’nin Bakanlar Kurulu Arasında Kültürel İşbirliği Anlaşması”, “Kültür Merkezlerinin Kuruluşuna ve İşleyişine İlişkin Anlaşma”, “Türkiye Cumhuriyeti Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Kırgız Cumhuriyeti Kültür, Enformasyon, Spor ve Gençlik Politikası Bakanlığı Arasında Gençlik Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı”, “Kültürfizik ve Spor Alanında İşbirliği Anlaşmasının Uygulanmasına İlişkin Protokol” ve “Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile Kırgız Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Arasında Protokol Alanında İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı”nın yanı sıra “Türkiye Cumhuriyeti ile Kırgız Cumhuriyeti Arasında Yüksek Düzeyde Stratejik İşbirliği Konseyi 5. Toplantısı Sonuçlarına İlişkin Ortak Bildiri”yi imzalanmıştır.[1]
Görüldüğü gibi, iki ülke de aralarındaki iktisadi ilişkilerin güçlendirilmesine özel önem atfedilmektedir. Bu durum şaşırtıcı değildir. Zira Kırgızistan, dünyanın farklı ülkeleriyle gelecek vadeden ekonomik münasebetler tesis etmenin yollarını aramaktadır. Üstelik Bişkek’te mühim değişimler de yaşanmaktadır. Bu aşamada Caparov yönetiminin misyonu, ekonomiyi canlandırabilecek politikaları uygulamaktır. Bu bağlamda Türkiye, Kırgızistan açısından uluslararası ilişkilerin gelişmesi nokrasında mühim bir ortaktır. Zira Caparov, Türkiye’ye olan ılımlı yaklaşımını zaman zaman dile getirmektedir. Örneğin Erdoğan’ın kutlama mesajına cevaben Caparov şu yanıtı vermiştir:
“Türkiye ile ilişkileri en üst düzeye çıkarma arzumu özellikle vurgulamak istiyorum. Çünkü Türkiye’ye yönelik dış politikamız sürekli ve sabittir. Türkiye, Kırgızistan’ın sadece stratejik bir ortağı değil; sınırlarının ötesinde kardeş bir ülkedir. Bu fırsatı değerlendirerek, ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin her alanda gelişeceğine ve güçleneceğine olan inancımı ifade etmek istiyorum.”
Buna ek olarak Caparov, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 10 Mart 2021 tarihindeki Kırgızistan ziyaretinde de endüstriyel işbirliğini genişletmenin, ortak girişimler oluşturmanın ve çeşitli ekonomik sektörlerde iş ilişkileri tesis etmenin önemine dikkat çekmiştir.
Kırgızistan ve Türkiye’nin ekonomik potansiyelini karşılayan mühim projelerin hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Caparov, tarafların ortak ticaret cirosunu 1 milyar dolara çıkarmak için her türlü çabayı göstermeleri gerektiğini söylemiştir. Bu bağlamda Bişkek yönetimi, Kırgızistan’daki Türk yatırımlarının hukuki ve fiziki güvenliğinin sağlanması için gerekli tüm tedbirleri alacağını taahhüt etmiştir.
Taraflar arasındaki diplomatik ilişkiler 24 Aralık 1991 tarihinde kurulmuştur. 1992 yılının Nisan ayında ise Bişkek’te Türkiye Büyükelçiliği ve aynı yılın Ekim ayında da Ankara’da Kırgızistan Büyükelçiliği açılmıştır. Kırgızistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin tarihi gelişimine bakıldığında, son 30 yılda iki devlet arasındaki diplomatik ilişkilerin yüksek bir seviyeye ulaştığını ifade etmek mümkündür.
Kırgızistan’ın bağımsızlığını kazanmasından beri ilişkilerde ortak tarih, kültür, dil ve din gibi değerler ön plana çıkmaktadır. Bu da siyasi, ticari, ekonomik, kültürel ve insani alanlarda yakın işbirliğini geliştirme imkânını yaratmaktadır. İki ülke arasındaki ilişkilerin içeriğini ve ruhunu yansıtan temel belgeler şunlardır:
- 24 Ekim 1997 Tarihli Ebedi Dostluk ve İşbirliği Anlaşması
- Devlet Başkanlarının 1 Temmuz 1999 Tarihli “Kırgızistan ve Türkiye: XXI Yüzyılda Birlikte” Ortak Açıklaması
- Kırgızistan ve Türkiye Arasında Stratejik İşbirliği Yüksek Konseyi’nin Kurulmasına İlişkin 2011 Yılındaki Açıklama
Kısacası Kırgızistan ve Türkiye arasındaki işbirliği stratejik mahiyete sahiptir. Bu nedenle de ilişkiler dinamik bir şekilde gelişmektedir. Caparov’un Türkiye ziyareti ve imzalanan anlaşmalar, iki ülke arasındaki ilişkilerin derinleşmesine katkıda bulunacaktır. Bu durum, sadece iki ülke açısından değil; bütün Türk devletleri ve özellikle de Orta Asya ülkeleri için önemlidir. Bu anlamda mevzubahis ziyaret, Türk Dünyası’nın entegrasyonuna yönelik çalışmalara da katkı sağlamaktadır.
Son dönemde Türk Dünyası’nın bütünleşmesi yönünde atılan adımlar hız kazanmaktadır. Ankara, 2019 yılında “Yeniden Asya Açılımı” kapsamında Orta Asya ülkeleriyle ilişkileri bir öncelik olarak gördüğünü duyurmuştur. Buna eşi görülmemiş diplomatik faaliyetler ve devasa yatırımlar eşlik etmektedir. Bu duruma hem gayrimenkul ve altyapı alanında önde gelen Türk şirketlerinin hayata geçirdiği büyük projelerden hem de ekonominin çeşitli sektörlerinde faaliyet gösteren binlerce küçük Türk şirketinin faaliyetlerinden örnekler göstermek mümkündür. Zaten bu nedenle Türkiye’nin bölge ülkeleriyle olan ticaretinin hacmi, 2019 yılında 8,5 milyar dolara ulaşmıştır.
Türk Dünyası’nı yakın işbirliğine iten faktörlerden biri de enerji güvenliğidir. İkinci Karabağ Savaşı’ndan sonra, Nahçıvan üzerinden Türkiye ile Türk Dünyası arasında doğrudan kara bağlantısının oluşması, önemli enerji, ulaştırma ve ticaret koridorlarının tesis edilmesine kapı aralamıştır.
Sonuç olarak, Türk Dünyası’nın yükselişi gözle görülebilir bir boyut kazanmıştır. Bölge ülkeleri arasında artan işbirliği ve dayanışma, bu yükselişi teşvik etmektedir. Türkiye ve Kırgızistan’ın yanı sıra Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Macaristan bu sürecin en önemli aktörleri olarak öne çıkmaktadır. Caparov’un Türkiye ziyaretinin ve Erdoğan’ın samimi yaklaşımının, bahse konu olan süreçteki gelişmelere hız kazandıracağı söylenebilir. Bu da hem Türk Dünyası’nın hem de Asya’nın küresel siyasetteki yükselişine olumlu katkıda bulunacaktır. Mevzubahis katkı, bölgesel barışa hizmet edeceği gibi, doğu ile batı arasında bir köprü olan Türk Dünyası’nın önemini de arttıracaktır.
[1] “Cumhurbaşkanı Erdoğan: Omuz Omuza Vererek FETÖ Tehdidinin Üstesinden Geleceğiz”, TRT Haber, https://www.trthaber.com/haber/gundem/cumhurbaskani-erdogan-omuz-omuza-vererek-feto-tehdidinin-ustesinden-gelecegiz-587410.html, (Erişim Tarihi: 10.06.2021).