Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasının ardından Avrupa Birliği’nde (AB) Rus doğalgazına ve petrolüne olan bağımlılık nedeniyle ciddi bir endişe meydana gelmiştir. Diğer üye ülkelerin aksine Bulgaristan’ın Rus enerjisine yüksek oranda bağımlı olması ise bu ülkenin Rus doğalgazı ve petrolünden vazgeçmesi konusunda birtakım şüpheler oluşturmuştur. Zira Sofya, doğalgazının %77’sini Rusya devlet şirketi Gazprom’dan tedarik ederken; Balkanlar’ın en büyüğü olan tek petrol rafinerisi ise Rus Lukoil’e aittir.
Bir zamanlar Sovyetler Birliği’nin “en sadık Varşova Paktı müttefiki” olarak değerlendirilen ama 2004 yılında Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) ve 2007 senesinde de AB’ye katılan Bulgaristan, Batılı ülkelerle dost bir imaj çizmeye başlamış ve bu nedenle de Moskova yönetiminin tepkisini çekmiştir. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından Sofya’nın Batı yaptırımlarını desteklemesi, Bulgaristan Hükümeti’nin Batı’ya olan yönelimini hızlandırmıştır. Bu bağlamda savaş sonrasındaki ilk açıklamalarında dönemin Başbakanı Kiril Petkov, Sofya’nın tutumunu şu şekilde özetlemiştir:[1]
“Rusya’ya karşı mevcut yaptırımları tamamen destekliyoruz. Bu yaptırımların maksimum güce sahip olmasını sağlamak için AB’yle birlikte çalışıyoruz; ancak yapmayı göze alamayacağımız tek şey, petrol ve gaz ithalatını durdurmaktır.”
Hatırlanacağı üzere, 31 Mart 2022 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Bulgaristan’ı da içeren Rusya’nın “dostu olmayan” ülkelerin Rus doğalgazını ruble olarak ödemeleri hakkında bir kararname yayınlamıştır. Bunun ardından Bulgaristan ve Polonya devlet gaz şirketleri, ruble olarak ödeme yapmayı reddetmiştir. Bunun sonucunda Gazprom, her iki ülkeye de doğalgaz dağıtımını durdurmuştur.
Uzun yıllar boyunca Kremlin’in Sofya’daki kararları etkileme yeteneği; petrol, doğalgaz ve nükleer de dahil olmak üzere Bulgaristan’ın enerji sektörünün çeşitli kısımlarına fiilen hakim olmasına dayandırılmıştır. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yıllarca Sofya’yı başta Azerbaycan olmak üzere Orta Asya’daki tedarikçiler farklı arz kaynaklarına erişimi kolaylaştıracak Bulgaristan-Yunanistan sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) konnektörü açma konusunda desteklemiştir. Fakat Sofya, Gazprom’la daha derin ilişkiler lehine bu sınır ötesi boru hattını tamamlamayı uzun bir süre sürüncemede bırakmıştır.
Bulgaristan’ın Ukrayna’ya verdiği destek nedeniyle Moskova, akışları keserek “doğalgaz” kartını söz konusu ülkeyi cezalandırmak için kullanmıştır. Bu hamleye karşı Petkov, 20 Mayıs 2022 tarihinde “Putin’in hedeflerinden birinin, önceki Bulgar hükümetlerine kıyasla daha AB dostu bir rota çizen hükümeti devirmek olduğunu” dile getirmiştir.[2]
Gaz kesintisinin ardından Sofya yönetimi, Rus doğalgaz arzını durdurmaya hazır olduklarını ve alternatif kaynaklar için planlarının bulunduğunu söylemiştir. Planların başarıya ulaşması halinde Bulgaristan, daha düşük fiyatlarla daha fazla enerji bağımsızlığına sahip bir ülke konumuna yerleşecektir. Bu bağlamda Rusya’ya karşı sert bir tavır takınan Petkov yönetimi, 70 Rus diplomat ve casusu sınır dışı etmiş ve uzun yıllar sürüncemede kalan Yunanistan sınırındaki doğalgaz boru hattının operasyonelleşmesi de dahil olmak üzere alternatif enerji kaynakları arayışını hızlandırmıştır.[3] Nitekim Yunanistan’ın Gümülcine’yi Bulgaristan’ın merkezindeki Stara Zagora’ya bağlayan Interconnector Greece-Bulgaristan (ICGB) Boru Hattı’nın 2022 yılının Temmuz ayında her iki yönde de gaz pompalamaya başlayacağı açıklanmıştır.
Kısa bir bağlantı olmasına rağmen Avrupa’nın daha geniş bir alanına enerji güvenliğini getirmeyi vadeden ve 2022 senesinin Eylül ayında ticari teslimatlara başlayacak olan 180 kilometrelik yeni boru hattının Azerbaycan’dan gaz taşıyan Güney Gaz Koridoru’nun uzantısı olan Trans-Adriyatik Boru Hattı’ndan (TAP) ve ilerleyen dönemlerde Katar, Cezayir ve ABD’yi de içerecek şekilde gemiyle gelen LNG tedarikleriyle beslenmesi planlanmaktadır.
Son küresel olaylar ışığında Azerbaycan, Avrupa’nın en güvenilir enerji tedarikçilerinden biri olarak gündeme gelmiştir. Özellikle de savaşın ardından Güney Gaz Koridoru’nun Güneydoğu Avrupa ülkeleri için önemi oldukça artmıştır. Bu bağlamda Bulgaristan, Azerbaycan’la imzaladığı anlaşma çerçevesinde TAP üzerinden Azerbaycan gazının Avrupa’ya tedarik edilmesini sağlayarak Avrupa’daki Rus enerji tekelinin kırılmasında öncü bir rol üstlenmektedir.
Bulgaristan’ın 1 Temmuz 2022 tarihinden itibaren Azerbaycan’dan doğalgaz almaya başlaması, Güneydoğu Avrupa’nın enerji güvenliği için kritik öneme sahiptir. ICGB’nin faaliyete başlamasıyla, Azerbaycan’dan yılda 1 milyar metreküp (bcm) gaz tedarik edilecek ve sonraki aşamada bu hacim, enterkonektörün mevcut kapasitesine karşılık gelen 3 bcm’ye yükselecektir.[4] Alternatif doğalgaz arayışlarının bir sonucu olarak Sofya, Bakü’yle enerji alanında “stratejik ortaklık” seviyesine erişmiş ve dolayısıyla enerji güvenliğinde büyük bir başarı elde etmiştir.[5]
Savaşın ardından AB ülkeleri arasında gaz kesintisi yaşayan ilk ülkelerden olmasına rağmen doğalgaz krizini yönetmeyi başarabilen Bulgaristan, Rusya’ya karşı olan enerji bağımlılığından kurtulma noktasında verimli ve sürdürülebilir adımlar atmasıyla dikkat çekmiştir. Lakin doğalgaz çeşitlendirme planlarının tamamını gerçekleştiremeden parlamentoda güven oyu alamaması nedeniyle Petkov istifa etmiş ve Geçici Hükümet göreve başlamıştır. Bu ortamda ise enerji krizine yönelik çözüm arayışlarında bir rota değişikliğinin yaşandığı görülmeye başlanmıştır.
Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev tarafından atanan Geçici Hükümet, Petkov’un aksine Rusya’ya karşı daha ılımlı bir atmosfer yaratma çabasına girmiştir. Halihazırda Bulgar kamuoyunda “Rus yanlısı” olarak değerlendirilen Geçici Başbakan Galab Donev, iktidara gelir gelmez Rusya’dan enerji akışının yeniden başlamasını masaya yatırmış ve sonucunda Rusya’dan doğalgaz ithalatına devam edilebileceğinin mesajını vermiştir.
Petkov’un Sofya’yı Rus doğalgazına daha az bağımlı hale getirme çabalarına rağmen Geçici Hükümet, Bulgaristan’ın doğalgaz arzının yalnızca 2022 yılının Eylül ayına kadar dayanabileceğini söyleyerek arz durumunu “kritik değilse de ciddi” şeklinde nitelendirmiş ve Rusya’yla doğalgaz ticaretine başlamanın politik-ekonomik zeminini oluşturmuştur.
Petkov Hükümeti’nin bir Amerikan şirketinden yedi tanker LNG teslim edilmesini sağlayacak görüşmelerinin ardından Geçici Hükümet, terminallerde gelecek tedariklere yer açmanın yüksek maliyetini gerekçe göstererek LNG tankerlerinden yalnızca birini kabul edeceğini ve Azerbaycan’la gaz anlaşmasının yeniden müzakere edileceğini duyurmuştur. Ayrıca Rus casus ve diplomatların sınır dışı edilmeleri kararını da “enerji sektörünü, ekonomiyi ve halkı” riske attığı şeklinde eleştirmiştir. [6]
Bulgaristan’daki iktidar değişikliğinin ardından Enerji Bakanı Rossen Hristov’un Bulgaristan’ın Gazprom’la müzakereleri yeniden başlatmaktan başka seçeneği olmadığını söylemesi de Sofya’nın aylardır hız kazandırdığı enerji kaynaklarını çeşitlendirme gayretlerinde bir değişim yaşandığının göstergesidir. Ayrıca Hristov, Petkov’u Moskova’yla ilişkileri kötüleştirmek ve gelecekteki müzakereleri zorlaştırmakla suçlamıştır.[7]
Tüm bu gelişmeler ise Petkov döneminde yürütülen Bulgaristan’ın doğalgaz arzını çeşitlendirme çabalarının boşa çıkacağı yönünde bir düşünceye neden olmuştur. Zira Ukrayna’ya verilen desteğin bir parçası olarak enerji güvenliği bağlamında atılan adımların yeniden değerlendirmeye alındığı görülmektedir. Bu da Bulgaristan’ın geçmişte olduğu gibi Doğu-Batı dengesinde mekik dokuyacağı yönünde birtakım tenkitleri beraberinde getirmektedir. Zira Sofya yönetiminin Gazprom’la müzakerelere yeniden başlaması, Rusya’nın Bulgaristan siyasetindeki etkisini arttıracak bir gelişme olarak yorumlanabilir.
Neticede Bulgaristan’ın enerji güvenliği kapsamında Güneydoğu Avrupa’da bir transit merkez olarak mı kalacağı; yoksa tekrar Rus etkisi altına mı gireceği henüz belirsizdir. Fakat bu konuya ülkenin enerji politikalarında benimseyeceği rotanın yön vereceği aşikardır. Çünkü Geçici Hükümet’in attığı adımların arz güvenliğini sağlamak için atılmadığı ve daha çok jeopolitik bir tercihe dayandığı öne sürülmektedir. Ancak tam tersi bir şekilde Sofya, Ukrayna’daki savaş nedeniyle Rus gazına olan ihtiyacını göz ardı edemeyeceğini düşünerek pragmatik davranmayı da seçmiş olabilir.
[1] “Bulgaria Can’t Afford A Ban On Russian Energy: PM”, Barrons, https://www.barrons.com/news/bulgaria-can-t-afford-a-ban-on-russian-energy-pm-01646741107?tesla=y, (Erişim Tarihi: 24.08.2022).
[2] “Weekly Data: Can Bulgaria Live Without Russian Gas?”, Energy Monitor, https://www.energymonitor.ai/tech/networks-grids/weekly-data-can-bulgaria-live-without-russian-gas, (Erişim Tarihi: 24.08.2022).
[3] “Bulgaria Expels 70 Russian Diplomats over Spying Allegations”, Anadolu Agency, https://www.aa.com.tr/en/europe/bulgaria-expels-70-russian-diplomats-over-spying-allegations/2624995, (Erişim Tarihi: 24.08.2022).
[4] “Bulgaria to Receive Azerbaijani Gas Through IGB From 1 July”, CE Energy, https://ceenergynews.com/oil-gas/bulgaria-to-receive-azerbaijani-gas-through-igb-from-1-july/, (Erişim Tarihi: 24.08.2022).
[5] “Petkov: Bulgaria, Azerbaijan Are Strategic Partners in Natural Gas Supply” NEWS,
https://news.am/eng/news/712988.html, (Erişim Tarihi: 24.08.2022).
[6] “Bulgaria Risks a Relapse into Its Addiction to Russia’s Gazprom”, Politico, https://www.politico.eu/article/bulgaria-risks-a-relapse-into-its-addiction-to-russias-gazprom/, (Erişim Tarihi: 24.08.2022).
[7] “Bulgaria Minister Says New Negotiations with Gazprom ‘Inevitable’”, Balkan Insight, https://balkaninsight.com/2022/08/22/bulgaria-minister-says-new-negotiations-with-gazprom-inevitable/, (Erişim Tarihi: 24.08.2022).