Brezilya, 2025 yılı itibariyle hem iç hem de dış politikada önemli sınavlarla karşı karşıya kalmıştır. Ülkenin siyasi istikrarı, ekonomik büyüme süreci ve uluslararası ticaret ilişkileri birçok faktör tarafından şekillenmektedir. Brezilya’nın gündeminde, Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva’nın kamuoyundaki desteğinin azalması, Merkez Bankası’nın ekonomik yavaşlamaya yönelik tutumu, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile ticaret savaşları ve çelik tarifeleri konusundaki gelişmeler gibi önemli meseleler yer almaktadır.
Brezilya’da siyasi istikrar, ekonomik başarının yanı sıra kamuoyunun hükümete verdiği destekle yakından ilişkilidir. Ancak son yapılan Datafolha anketi, Lula Hükümeti’nin kamuoyu desteğinin hızla düştüğünü göstermektedir. Aralık 2024 tarihinde %35 olan onay oranı, Şubat 2025 itibariyle %24’e kadar gerilemiş durumdadır.[1] Bu, Lula’nın üç farklı başkanlık dönemi içerisindeki en düşük destek oranlarından biri olarak öne çıkmaktadır. Aynı zamanda hükümetin icraatlarını olumsuz bulanların oranı %34’ten %41’e yükselmiş, nötr bir değerlendirme yapanlar ise %32 seviyesindedir.[2]
Bu düşüşün temel nedenleri arasında ekonomik durgunluk, enflasyonist baskılar, sosyal politikalara yönelik eleştiriler ve uluslararası ticaret politikalarındaki gerilimler yer almaktadır. Lula’nın önceki dönemlerindeki popülaritesi, ekonomik büyüme ve sosyal refah programları sayesinde oldukça yüksekti. Ancak günümüzde halk, hükümetin ekonomi yönetimi konusunda yeterli adımları atmadığını düşünmektedir. Bu durum, Lula’nın önümüzdeki yıllarda siyasi inisiyatifini kaybetmesine yol açabilir.
Brezilya ekonomisi, küresel piyasalardaki belirsizlikler ve iç dinamiklerdeki dalgalanmalar nedeniyle zorlu bir süreçten geçmektedir. Merkez Bankası Başkanı Gabriel Galipolo, ekonomide bir yavaşlama yaşandığını kabul ederken, erken önlem alınmasının riskli olabileceğini vurgulamıştır.[3] Banka, Ocak 2025 tarihinde faiz oranlarını 100 baz puan artırarak %13,25 seviyesine çıkarmış ve mart ayında benzer bir artış yapılacağını duyurmuştur.[4]
Ancak birçok ekonomist, faiz oranlarının yüksek seviyelerde tutulmasının ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebileceği konusunda uyarıda bulunmaktadır. Özellikle özel sektör yatırımları ve tüketici harcamaları üzerindeki baskıların artması, işsizlik oranlarını yükseltebilir. Hükümet, ekonomik büyümeyi teşvik etmek için altyapı yatırımları ve kamu harcamalarını artırma yoluna gidebilir, ancak bu tür adımlar enflasyonist baskıları daha da artırabilir.
Brezilya para birimi olan real, 2024 yılında ABD doları karşısında %20’den fazla değer kaybetmiştir. Ancak, 2025 yılının ilk aylarında %8’lik bir toparlanma yaşanmıştır.[5] Bu toparlanma, Merkez Bankası’nın sıkı para politikası ve ABD’deki ticaret politikalarının getirdiği değişimlerden kaynaklanmaktadır. Ancak Brezilya’nın sürdürülebilir ekonomik büyüme sağlaması için faiz politikalarını daha esnek hale getirmesi ve dış ticaretteki riskleri yönetmesi gerekmektedir.
ABD Başkanı Donald Trump’ın 2025 yılında çelik ve alüminyum ithalatına %25 gümrük vergisi koyma kararı, Brezilya için büyük bir ekonomik sorun yaratabilir.[6] ABD, Brezilya çeliğinin en büyük alıcılarından biri konumunda yer almaktadır ve söz konusu yeni vergiler, Brezilya’nın ihracat gelirlerini önemli ölçüde azaltabilir.
Lula Hükümeti, bu karara sert bir yanıt vererek Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) şikâyette bulunabileceklerini ya da ABD’den ithal edilen bazı ürünlere ek vergiler getirebileceklerini duyurmuştur.[7] Ancak bu tür misilleme hamleleri, iki ülke arasındaki ticari ilişkileri daha da kötüleştirebilir. ABD’nin Brezilya’yla yıllık ticaret hacmi 80 milyar doları aşarken, bu tür bir ticaret savaşının her iki ülke için de maliyetli olacağı düşünülmektedir.[8]
Lula, ticari ilişkilerde uyumlu bir politika izlemek istediklerini belirterek Brezilya’nın ekonomik çıkarlarını koruyacağını da vurgulamıştır.[9] ABD’nin Brezilya’dan ithal ettiği çelik ürünlerine ek olarak Brezilya’nın ABD’den ithal ettiği bazı ürünlere yönelik yeni düzenlemeler getirmesi beklenmektedir. Bu gelişmeler, Latin Amerika’nın en büyük ekonomisinin ticari bağlarını yeniden şekillendirebilir.
Brezilya’nın karşı karşıya olduğu zorluklar, ülkenin ekonomik, siyasi ve diplomatik hamlelerini titizlikle planlamasını gerektirmektedir. Ekonomik büyüme ve istikrarın sağlanabilmesi için doğru stratejilerin belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. Bu noktada Brezilya’nın gelecekteki ekonomik ve siyasi istikrarını koruyabilmesi için bazı önemli adımların atılması gerekmektedir.
Ekonomik büyümeyi teşvik edici politikalar öncelikli olarak ele alınabilir. Faiz oranlarının yüksek seyretmesi nedeniyle iç talepte bir daralma yaşanabilir. Bu durumun önüne geçebilmek için hükümet, özel sektör yatırımlarını artıracak teşvikler sunarak büyümeyi destekleyebilir. Böylece hem yerel sanayi gelişebilir hem de işsizlik oranları azaltılabilir. Kamu yatırımlarının artırılması da ekonomik canlanma açısından bir başka önemli adım olarak değerlendirilebilir.
ABD’yle ticaret ilişkilerinin yönetimi konusunda Brezilya’nın dikkatli bir diplomatik süreç izlemesi gerekmektedir. Çelik tarifeleri gibi sorunlara karşı misilleme yapmadan önce diplomatik yolların değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Brezilya’nın ABD’yle sürdürülebilir ticari ilişkileri koruması adına müzakereleri etkin bir şekilde sürdürmesi ve adil ticaret anlaşmalarına yönelmesi gerekmektedir. Bu, iki ülke arasındaki ekonomik bağların korunmasına ve ticari savaşların önlenmesine yardımcı olabilir.
Kamuoyu desteğinin yeniden kazanılması, Lula Hükümeti açısından kritik bir konu haline gelmiştir. Hükümetin sosyal politikalar ve işsizlik gibi konulara öncelik vererek halkı rahatlatacak çözümler sunması gerekmektedir. Artan enflasyon ve hayat pahalılığı, halkın refah seviyesini doğrudan etkileyen faktörlerdir. Bu nedenle sosyal destek programlarının genişletilmesi ve ekonomik krizden en çok etkilenen kesimlere yönelik teşviklerin artırılması, hükümetin kamuoyundaki desteğini yeniden kazanmasına yardımcı olabilir.
Brezilya, 2025 yılına karmaşık ekonomik ve siyasi dinamikler içinde girerken, ülkenin geleceğini belirleyecek kritik kararlar alınması gerekmektedir. Lula Hükümeti’nin kamuoyu desteğini yeniden kazanması, Merkez Bankası’nın ekonomiyi canlandıracak önlemler alması ve ABD’yle ticari ilişkilerin dengeli bir şekilde yönetilmesi büyük önem taşımaktadır. Önümüzdeki aylarda Brezilya’nın alacağı kararlar hem ülke ekonomisi hem de küresel ticaret dinamikleri açısından belirleyici olacaktır.
[1] “Approval Rating of Brazil’s Lula Falls to 24% from 35%, Pollster Datafolha Says.” Reuters, www.reuters.com/world/americas/brazils-lula-approval-rating-falls-24-35-pollster-datafolha-says-2025-02-14, (Erişim Tarihi: 16.02.2025).
[2] Aynı yer.
[3] Ayres, Marcela. “Brazil’s Central Bank Chief Says Bank Can’t Act Preemptively on Economic Slowdown.” Reuters, www.reuters.com/world/americas/brazils-central-bank-chief-says-bank-cant-act-preemptively-economic-slowdown-2025-02-14, (Erişim Tarihi: 16.02.2025).
[4] Aynı yer.
[5] Aynı yer.
[6] “Brazil Hints at WTO Complaint, Tax on US Products after Trump Steel Tariffs.” Reuters, www.reuters.com/world/americas/brazil-hints-wto-complaint-tax-us-products-after-trump-steel-tariffs-2025-02-14, (Erişim Tarihi: 16.02.2025).
[7] Aynı yer.
[8] Aynı yer.
[9] Aynı yer.