Bosna Hersek Savcılığı, anayasal düzenin ihlali olduğu gerekçesiyle Sırp Cumhuriyeti’nin Bosna Hersek devlet kurumlarından çekilme oylaması için bir soruşturma başlatmıştır.[1] Sırp Cumhuriyeti’ndeki muhalefet partilerinin temsilcileri için celp yayınlanmış, ifadelerin toplanması büyük ölçüde tamamlanmıştır. Sırp siyasilerin savcılıktaki ifadeleri sonrasında yaptıkları basın açıklamaları, Sırp Cumhuriyeti’nin Bosna Hersek’ten ayrılması konusunda, aşırı milliyetçi olarak tanımlanan Milorad Dodik’le pek de farklı düşünmediklerini göstermektedir. Dahası Dodik, sadece Rusya ya da Sırbistan tarafından değil; Boşnakların milli kimliğini kabul etmeyip, inatla onları Müslüman olarak tanımlayan pek çok kesimden de destek görmektedir.
Bosna Hersek’in iki idari biriminden olan Sırp Cumhuriyeti’nin idari merkezi olan Banja Luka’da Sırp Ulusal Meclisi, 11 Aralık 2021 tarihinde olağanüstü toplanıp Bosna Hersek devlet kurumlarından ayrılmayı oylamıştı.[2] Oturumda, altı ay içinde, Sırp Cumhuriyeti hükümeti güvenlik, savunma, vergi idaresi ve yargı sistemini düzenleyen mevzuat ve düzenlemelerin oluşturulmasını ve Banja Luka’nın Sırp Cumhuriyeti’nin başkenti olmasını da öneren yeni bir anayasa taslağı hazırlanmasına 49 vekilin oyuyla karar verilmişti.
Muhalefetteki Sırp Demokrat Partisi (SDS) lideri olan ve 2000-2002 yılları arasında Sırp Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı, 2002-2003 döneminde ise Bosna Hersek Başkanlık Konseyi’nin Sırp üyesi olan Mirko Sarovic, savcılığa davet edilmesinin yasallığını tartışmaya açmadan Sırp Parlamentosu’nun ilgili oturumu hakkında ifade vermiştir. Mirko Saroviç, Dodik’in en güçlü rakibidir. Saroviç ve partisi, 10 Aralık 2021 tarihli oturumda kısmen çekimser kalmıştı. Saroviç, süreç için hazırlıksız olunduğunu düşündükleri için oy vermemeyi tercih ettiklerini söylemektedir. Saroviç açıkça Bosna Hersek devletinden ayrılma haklarının olduğunu ama yöntem konusunda Dodik’le aynı yönde düşünmediklerini ifade etmektedir.[3] 2005, 2006 ve 2010 yıllarında da Bosna Hersek devletine yetki devrine karşı olduğunu ve bu tutumunu sürdürdüğünü söylemektedir.[4] Özetle Saroviç, yetkilerin Sırp Cumhuriyeti’ne iade edilmesini tartışılmaz bulduğunu; ancak önce Sırp Cumhuriyeti’nde bu konuda bir uzlaşıya varılması gerektiğini ifade etmektedir.
Sırp Sosyalist Partisi Genel Başkanı Goran Selak da aynı soruşturma kapsamında tanık olarak ifade verdikten sonra yetkilerin iadesi konusundaki oylamaya parti olarak katılmadıklarını, hangi yetkilerin anayasaya aykırı şekilde devredildiğini ve hangi prosedürle Sırp Cumhuriyeti’ne geri dönebileceğini konuşmak gerektiği kanaatinde olduklarını söylemiştir.[5] Selak, Savcılığa Bosna Hersek içinde istikrarlı bir Sırp varlığı için Sırp Cumhuriyeti’nin kurumlarını güçlendirmekten yana olduğunu ifade ettiğini açıklamıştır.[6] Selak da zamanlama ve yöntemin tartışılması gerektiğini savunmakta ve yapılan oylamanın anayasal düzene saldırı olmadığını düşünmektedir.[7]
Sırp Cumhuriyeti Ulusal Meclisi Başkanı Nedeljko Čubrilović, anayasal düzene yönelik saldırı iddiasıyla ilgili olarak Bosna Hersek Savcılığı’ndan bir duruşma için davet almadığını açıklamış; Sırp Cumhuriyeti’nin anayasal çerçeve ve yetkilerin ötesine geçmediğinin kesin olduğunu da eklemiştir.[8] Čubrilović, Sırp Parlamentosu’nun 30. yıl dönümü münasebetiyle Banja Luka Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi tarafından düzenlenen Ulusal Meclis konulu 21 Aralık 2021 tarihli toplantıya da katılmıştır. Toplantıda Čubrilović, Sırp halkının hayatta kalması, kendi kaderini tayin etmesi ve devlet inşa eden bir topluluk olarak Sırp Cumhuriyeti’nin kurulması için verilen mücadelede, Sırp Ulusal Meclisi’nin rolünün hayati önem taşıdığını söylemiştir.[9]
Dodik’in danışmanı Radovan Kovaceviç de muhalefet temsilcilerinin soruşturmaya çağrılmasını ve onların da ifade vermeye gitmesini talihsizlik olarak değerlendirmiştir. Kovaceviç’e göre, Sırp Cumhuriyeti vatandaşlarının iradesini temsil eden kişilerin soruşturulması, Bosna Hersek Savcılığı’nın Sırp Cumhuriyeti ve kurucu halk olan Sırplarla hesaplaşmak için siyasi bir araç olarak kullanıldığını ispatlamaktadır. Sırp Cumhuriyeti’nin e Dayton Anlaşması uyarınca kendilerine ait olan hakların geri verilmesini istediğini, ifade etmiştir.[10] Dodik de daha önce “Bosna-Hersek Yüksek Yargı ve Savcılık Kurulu, anayasaya aykırı bir organdır” diyerek kurumun Yüksek Temsilci tarafından Dayton karşıtı davranışlar temelinde oluşturulduğunu iddia etmiştir.[11] İlgili soruşturma hakkında ise aslında kendilerinin anayasayı savunduklarını ifade etmiştir. Ayrıca sözlerine “Müslüman yargıçların hikayesini bırakın, planımızda tutarlıyız ve dışarıdan gelen itirazlarla durdurulamayız” diyerek devam etmiştir.[12] Oylamaya katılmayan siyasi partileri ise eleştirmiş ve en büyük ihanetin Sırp Cumhuriyeti’nin yetkilerini geri kazanmasına karşı çıkmak olduğunu söylemiştir.[13]
Bosnalı Sırp siyasilerin ifadeleri, Batı medyasında “arsız milliyetçi” olarak tanımlanan Milorad Dodik’in Sırp Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı konusundaki fikirlerinde yalnız olmadığını göstermektedir. Herhangi bir şekilde Dodik’in yerini bir başka Sırp siyasinin alması, Sırp Cumhuriyeti’nin ayrılma taleplerinde değişiklik yaratmayacaktır. Esasen bazı hususlarda ağız birliği yapılması, Batı’ya ülke gerçeğinin dayatılması anlamını taşımaktadır. Çünkü Batı kurumlarının Kıbrıs haricindeki sorunlara çözüm arayışı sahadaki fiili duruma uygun şekilde gerçekleşmektedir. Sırp Cumhuriyeti, Dayton Anlaşmasıyla ayrı bir devletin bir federasyona katılması şeklinde dizayn edilmiştir.
Açıkçası Bosnalı Sırplara böylesi bir hukuki zemin, 1995 yılında hediye edilmiştir. Muhalefetteki Sırp siyasi liderler, Bosna Hersek devletinden ayrılma konusunda meclis oturumu yapılmasını ve oylamayı, anayasal düzene saldırı olarak görmemektedir. Bu durumda anayasada ayrılma hakkının düzenlendiğini düşünüyor olmalılar. Oysa böyle bir düzenleme bulunmamaktadır. Ne var ki Bosna Hersek devlet kurumlarının oluşturulması sürecinde yetkiler, merkezi devlete Sırp Cumhuriyeti Parlamentosu’nda yapılan oylamayla devredilmiştir. Kâğıt üstünde olan şudur: 30 Ekim 2003, 5 Aralık 2003, 25 Şubat 2004, 11 Mart 2004 ve 30 Ağustos 2005 tarihli meclis oylamalarıyla alınan yetki devri kararları, 11 Aralık 2021 tarihinde geri çekilmiştir.
Muhalif siyasiler sadece zamanlama ve yöntemin birlikte belirlenmesi gerektiği itirazlarını öne sürmektedirler. Burada, Sırp toplumunun ayrılıkçı yapısının yansıması da görülmektedir. Zira siyasiler, Bosna Hersek’in parçası olarak kalmayı doğru buluyor olsalar bile, bunu ifade ettiklerinde oy kaybına uğrayacaklarını bilmektedirler. Dodik de yönetime geldiği ilk zamanlarında Batılı kurumlarla işbirliği yapan, istenenden daha fazla savaş suçlusunu teslim eden bir siyasiydi. Ayrılıkçı retoriği kullandığında oylarını arttırdığını fark edince siyasi çizgisini ayrılıkçılık zemininde oluşturmuştu. Kaldı ki bugünün koşullarına ulaşabilmiş bir Sırp topluluğunun Bosnalılık fikrine sadakat göstermesi beklenemez. Konjonktür de kendini diğerinden farklı hisseden grupların devletleşmeye gitmesini mümkün kılar yönde olduğu için Bosnalı Sırp bir siyasinin bunun tersine bir pozisyonu savunma gerekçesi kalmamıştır. Siyasi oluşumlarda her zaman belirleyici olanın “önceki hukuk” olduğu dikkatlerden kaçmamalıdır. Bosnalı Sırplar, bugünün “önceki hukukunu” 1995 yılında sağlamıştır. Burada da en büyük desteği Batı’dan görmüşlerdi. Bunu Miloşeviç, Karadzic ve Mladiç’in mahkemedeki ifadelerinde görmek mümkündür.
Diğer taraftan Bosnalı Sırplar, Batıyla çatışma alanını eski Sovyet coğrafyasından Balkanlara çekmek isteyen Rusya ve Asya-Pasifik’teki ilgiyi Balkanlardaki karışıklıklarla dağıtmayı tercih eden Çin dışında, İslamofobi etkisindeki kimi Avrupa ülkelerinden de destek görmektedir. Ayrıca Bosna Hersek’teki olası sınır değişikliğinin tetikleyeceği harita yenilemelerinden faydalanmayı planlayan diğer bazı ülkelerin desteği de söz konusudur. ABD, İngiltere ve birkaç AB üyesi Dodik ve Sırp Cumhuriyeti’ne yönelik yaptırım kararları açıklasa bile, Dodik’in cebinde buradan doğacak kayıpları misliyle kapatabilecek destek vaadi bulunmaktadır.
Sırp yönetiminin parçası olan siyasiler savaş seçeneğine mümkün olduğunca direneceklerdir. Bunun için Sırp basınında Müslüman saldırganlar haberlerinin artacağı öngörülebilir. Sırp yönetimi ise hukuk ve diplomasiyi zorlayarak mevcut kazanımlarını geliştirmeye ve bağımsızlığa yürümeye çalışacaklardır. Dodik’in de tüm açıklamalarını Dayton Anlaşması ve anayasaya uyumlu davrandıkları vurgusuyla yapması, planlarının hukuki zeminde yürümek olduğunu göstermektedir. Sırp yönetimi, Dayton Anlaşması’nın uygulanmasıyla ortaya çıkan her türlü yeni durumu reddetmektedir. Ancak Dayton Anlaşması’nın kazanımlarını istemektedir. Bu talebi Savcı Vekili Oleg Čavka da dile getirmektedir.[14] Buradan Sırpların hukuki durumlarını, Dayton Anlaşması’nın imzalandığı 14 Aralık 1995 tarihine döndürmek istedikleri anlaşılmaktadır. Ortada bir Sırp Cumhuriyeti yokken Dayton Anlaşması’yla böyle bir tüzel kişilik hayat bulmuştur. Yugoslavya’nın sadece cumhuriyetlerine ve mutlaka mevcut sınırlarla bağımsızlık ilanlarına cevaz verilmişken;[15] Dayton Anlaşması, ortaya çıkardığı Sırp Cumhuriyeti’ni Bosna Hersek Federasyonu’yla bir devlet çatısı altında birleştirerek bu kurala da bir yan yol yaratmıştır. Özetle Bosnalı Sırp siyasiler, kendilerini hukuk kazanımları üzerinden bağımsız bir devlete ilerlemenin son aşamasında görmektedirler.
Uygulanan soykırım ve katliamlar karşısında sessiz kalan dünyanın Boşnaklara huzur içinde yaşayacakları bir vatan borcu vardır. Ancak Sırpların soykırım ve etnik temizlikle aldığı toprakların onlarda kalmasına izin vereneler ve yapılan anlaşmayla Bosna Hersek içinde bir cumhuriyet yaratanlar, şimdi Dodik karşısında “çaresiz kalmış” gibi görünmektedirler…
[1] Bosna Hersek yasalarına göre, anayasal düzene saldırı suçunun cezası 5 yıl hapistir.
[2] Oylanan maddeler için bkz. “Zaključcı Na Vıše Nıvoa: Skupština Republike Srpske usvojila odluku o vraćanju nadležnosti”, Novosti, https://www.novosti.rs/republika-srpska/vesti/1064990/skupstina-usvojila-odluku-vracanju-nadleznosti, (Erişim Tarihi 10.12.2021).
[3] “Шаровић саслушан у Тужилаштву БиХ; Враћање надлежности Српској није спорно већ припрема сједнице НСРС”, RTRS, https://www.rtrs.tv/vijesti/vijest.php?id=457426 (Erişim Tarihi 21.12.2021); “Počeo Pravosudnı Progon Lıdera RS! U Tužilaštvu BiH formiran predmet o posebnoj sednici NSRS o vraćanju nadležnosti”, Novosti, https://www.novosti.rs/republika-srpska/vesti/1068146/poceo-pravosudni-progon-lidera-tuzilastvu-bih-formiran-predmet-posebnoj-sednici-nsrs-vracanju-nadleznosti, (Erişim Tarihi 21.12.2021).
[4] “Šarović saslušan u Tužilaštvu BiH zbog sjednice NSRS-a: Mislim da to nije bio napad na Ustav”, Klix, https://www.klix.ba/vijesti/bih/sarovic-saslusan-u-tuzilastvu-bih-zbog-sjednice-nsrs-a-mislim-da-to-nije-bio-napad-na-ustav/211221044, (Erişim Tarihi 21.12.2021); Oylamadan önceki gün katıldığı BN televizyonununbir yayınında da Šarović, partilerinin devredilen yetkiler konusundaki görüşlerini kamunun bilmesini istedikleri için oturuma katılacaklarını açıklamıştır. Konu hakkında detaylı bilgi için bkz. “Šarović o sutrašnjoj sjednici NSRS-a: Srljamo grlom u jagode, nisu svjesni opasnosti u koju nas vode”, Klix, https://www.klix.ba/vijesti/bih/sarovic-o-sutrasnjoj-sjednici-nsrs-a-srljamo-grlom-u-jagode-nisu-svjesni-opasnosti-u-koju-nas-vode/211209148, (Erişim Tarihi 21.12.2021).
[5] “Zbog napada na ustavni poredak osumnjičena Željka Cvijanović te predsjednici partija iz vlasti u RS-u”, Klix, 21 Aralık 2021, https://www.klix.ba/vijesti/bih/zbog-napada-na-ustavni-poredak-osumnjicena-zeljka-cvijanovic-te-predsjednici-partija-iz-vlasti/211220050, (Erişim Tarihi 21.12.2021).
[6] “Селак саслушан у својству свједока у Тужилаштву БиХ”, RTRS, https://www.rtrs.tv/vijesti/vijest.php?id=457309, (Erişim Tarihi 21.12.2021).
[7] Demokratik Halk İttifakı (DNS) Başkanı Nenad Nesiç ve Demokratik İlerleme Partisi (PDP) Başkanı Branislav Borenoviç ve Sırp Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Dragan Lukac celp aldıklarını doğrulamış, ifadeye daha sonra gideceklerini açıklamıştır. Sırp Cumhuriyeti Başbakanı Radovan Višković de Savcılık makamlarından davet almadığını açıklayan isimlerdendir. Konu hakkında detaylı bilgi için bkz. “Вишковић: Нисам добио позив Тужилаштва; Уколико позив дође одазваћу се”, RTRS, https://www.rtrs.tv/vijesti/vijest.php?id=457452, (Erişim Tarihi 21.12.2021); “Лукач добио позив Тужилаштва; Потврдићу чињенице већ познате јавности”, RTRS, https://www.rtrs.tv/vijesti/vijest.php?id=457450, (Erişim Tarihi 21.12.2021).
[8] “Чубриловић: Нисам добио позив Тужилаштва БиХ”, RTRS, https://www.rtrs.tv/vijesti/vijest.php?id=457429, (Erişim Tarihi 21.12.2021).
[9] “Округли сто поводом 30 година постојања Парламента”, RTRS, https://www.rtrs.tv/vijesti/vijest.php?id=457430, (Erişim Tarihi 21.12.2021).
[10] “Ковачевић: Тужилаштво БиХ поново потврдило да је средство за обрачун са Српском”, RTRS, https://www.rtrs.tv/vijesti/vijest.php?id=457382, (Erişim Tarihi 21.12.2021).
[11] “Dodik najavio usvajanje zakona o VSTV-u RS-a do kraja godine, Schmidtove poruke nazvao fašističkim”, Klix, https://www.klix.ba/vijesti/bih/dodik-najavio-usvajanje-zakona-o-vstv-u-rs-a-do-kraja-godine-schmidtove-poruke-nazvao-fasistickim/211217109, (Erişim Tarihi: 21.12.2021).
[12] “Dodik: Mi branimo Ustav, ne urušavamo ustavni poredak”, Novosti, https://www.novosti.rs/republika-srpska/vesti/1067332/milorad-dodik-republika-srpska-bosna-hercegovina, (Erişim Tarihi 21.12.2021).
[13] “Dodik Poručio: Vreme će pokazati ko brani, a ko izdaje!”, Novosti, https://www.novosti.rs/republika-srpska/vesti/1065215/dodik-porucio-vreme-pokazati-brani-izdaje, (Erişim Tarihi 21.12.2021).
[14] “Селак саслушан у својству свједока у Тужилаштву БиХ”, RTRS, https://www.rtrs.tv/vijesti/vijest.php?id=457309, (Erişim Tarihi 21.12.2021).
[15] Peter Radan, The Badinter Arbitration Commission and the Partition of Yugoslavia, Cambridge University Press, Cambridge 2018; Alain Pellet, “The Opinions of the Badinter Arbitration Committee a Second Breath for the Self-Determination of Peoples”, Ejil, http://ejil.org/pdfs/3/1/1175.pdf, (Erişim Tarihi: 20.12.2021).