Bosna Hersek’te Yaklaşan Seçimler ve Dayton Rejimi’nin Geleceği

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti, Josip Broz Tito’nun ölümünden sonra artan etnik çekişmeler, ekonomik bunalımlar ve Doğu Avrupa’daki güç dengelerinin değişmesi nedeniyle yaklaşık 20 yıl süren kanlı bir süreç yaşamış ve yedi ayrı ülkeye bölünmüştür.

Söz konusu bölünmede en sancılı süreç, Bosna Hersek’in kuruluş döneminde cereyan etmiştir. Bu dönemde Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM), Bosna Hersek’in bağımsızlığı için referandum yapılmasını önermiştir. 1992 senesinde yapılan ve Sırpların boykot ettiği halk oylamasına katılanların ezici çoğunluğu ise Bosna Hersek’in bağımsızlığı yönünde oy kullanmıştır. Ancak bu referandum, bölgedeki etnik ve dini fay hatlarını tetikleyerek bir iç savaşın fitilini ateşlemiştir.

Aynı yıl Bosna Hersek’in hem AB hem de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından tanınmasıyla, Sırplardan oluşan federal ordu ile Boşnaklar arasında kanlı olaylar yaşanmıştır. Dayton Görüşmeleri’nin başladığı bir dönemde Sırp Ordusu, görüşmelerde avantaj kazanmak için Sırp Bayramı arifesinde Srebrenitsa’ya saldırmış ve İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki en büyük katliam olan “Srebrenitsa Katliamı” gerçekleşmiştir.

14 Aralık 1995 tarihinde imzalanan Dayton Barış Anlaşması, her ne kadar iç savaşı sonlandırmış olsa da Bosna Hersek halkının ihtiyaçlarına cevap vermekte yetersiz kalmıştır. Bu antlaşma, Bosna Hersek’te zayıf bir merkezi otoritenin ve hantal bir devlet aygıtının oluşmasına sebebiyet vermiştir.

Covid-19 salgını sürecinin getirdiği ağır ekonomik koşullar ise başta Balkan coğrafyası olmak üzere, merkezi otoritenin zayıf olduğu coğrafyaları, sistem kriziyle karşı karşıya bırakmıştır. Bosna Hersek de mevcut kozmopolit yapısı ve dünyada ikinci bir örneği olmayan Dayton Düzeni’yle bu krizi en yakından hisseden devletlerin başında gelmektedir. Ülkedeki Sırp Entitesi ile Boşnaklar arasındaki etnik ve dini fay hatları, dış müdahalelere adeta davetiye çıkarmaktadır.

Diğer yandan AB, Bosna Hersek seçim yasasında birtakım değişiklikler yapılmasını ve Dayton Anlaşması’nın revize edilmesini önermektedir. 2 Ekim 2022 tarihinde yapılacak seçimlere de bu tartışmaların gölgesinde gidilmektedir.

Dayton Düzeni

Dayton Barış Antlaşması vesilesiyle ülke içerisinde Bosna Hersek Federasyonu ve Sırp Entitesi olmak üzere iki özerk bölge kurulmuştur. Çoğunlukla Boşnak ve Hırvat kökenlilerin yaşadığı Bosna Hersek Federasyonu, ülkenin yüzölçümünün %51’ini; Sırpların yaşadığı bölge ise %48’ini oluşturmuştur. Buna ek olarak ülke topraklarının %1’ini de herhangi bir entiteye bağlı olmayan ve özerk bir hükümeti bulunan Brçko bölgesi bulunmaktadır. Ayrıca “Doğu Slavoniya” şeklinde adlandırılan bölge ise Hırvatistan’ın kontrolüne bırakılmıştır. Böylece başta dış politika ve ekonomi olmak üzere Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatlar arasında bir konsensus sağlanması hedeflenmiştir.

Bu çerçevede ülke içerisinde kurulan iki özerk bölgenin kendi anayasası, parlamentosu ve hükümetinin olması kararlaştırılmıştır. Antlaşmaya göre Cumhurbaşkanlığı Konseyi, Bosna Hersek’in en yüksek siyasi otoritesini temsil etmektedir. Ülkedeki üç kurucu unsuru temsilen üç kişinin dört yıllığına seçildiği ve sekizer aylık periyodlarda dönüşümlü olarak Cumhurbaşkanlığı görevini yürüttüğü bir yapı inşa edilmiştir. Başbakan’ın ise Cumhurbaşkanlığı Konseyi tarafından önerilmesi şartıyla Temsilciler Meclisi’nde yapılan oylama sonucunda göreve gelmesi kararlaştırılmıştır.[1] Bosna Hersek Parlamenterler Meclisi ise 15 üyeli Halklar Meclisi (5 Boşnak, 5 Sırp, 5 Hırvat) ve 42 üyenin yer aldığı Temsilciler Meclisi (28 Üye Bosna Federasyonu, 14 Üye Sırp Entitesi) olmak üzere iki meclisli bir yapıyı içermektedir. Halklar Meclisi’nin üyeleri, entite meclisleri tarafından seçilmektedir.[2]

Dayton Antlaşması, sadece siyasal kurumları teşkil etmekle kalmayıp; sürecin sürekliliğini sağlamak maksadıyla uluslararası bir mekanizmayı da faaliyete geçirmiştir. Antlaşmanın gerekliliklerinin uygulanmasından sorumlu olan ve devletler ile uluslararası örgütlerden oluşan 55 üyeli Barış Uygulama Konseyi kurulmuştur. Konsey tarafından atanan ve sadece konseye karşı sorumlu olan Yüksek Temsilcilik Ofisi ise konseyin icra kanadını oluşturmaktadır.

Yüksek Temsilci, Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere Dayton Antlaşması’na uymayan herkesi görevden alma yetkisine sahiptir.[3] Antlaşmayla birlikte bölgede barışı tesis etmek amacıyla Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) öncülüğünde 60.000 kişilik “UygulamaGücü (IFOR)” bölgeye konuşlandırılmıştır. Bölgedeki gelişmelere paralel bir biçimde söz konusu askeri birlikte bazı değişikliklere gidilmiştir. 2004 yılına kadar bu askeri yapının sadeleştirilmiş şekli olan “İstikrar Gücü (SFOR)”, bölgede faaliyet göstermiştir. Daha sonra da mevzubahis görev, AB’nin öncülüğündeki “Althea Harekâtı”na verilmiştir.[4]

Mevcut Siyasi Durum

Bosna Hersek vatandaşları seçim yasası tartışmaları gölgesinde 2 Ekim 2022 tarihinde sandık başına gidecektir. Yapılacak seçimlerde Başkanlık Konseyi ve Parlamento’nun yanı sıra Bosna Hersek Federasyonu (FBIH) ve Sırp Cumhuriyeti (RS) olmak üzere iki özerk bölge ile Bosna Hersek Federasyonu içerisinde bulunan 10 kantonda parlamento üyeleri belirlenecektir.

Ülkede faaliyet gösteren en yüksek otorite olan Bosna Hersek Yüksek Temsilciliği görevini, 1 Ağustos 2021 tarihinden itibaren Alman politikacı Christian Schmidt yürütmektedir.[5] 2018 yılında gerçekleşen son Cumhurbaşkanlığı Konseyi seçimlerinde ise Sırp Bağımsız Sosyal Demokratlar İttifakı’ndan Milorad Dodik, Boşnak Demokratik Eylem Partisi’nden Şefik Caferoviç ve Hırvat Demokratik Cephe’den Zeljko Komsic ipi göğüslemiştir.[6]

Seçimlerde Cumhurbaşkanlığı Konseyi için dokuz adayın yarışması beklenmektedir. Ülkedeki Boşnakların en büyük siyasi partisi olan Demokratik Eylem Partisi’nin (SDA) Devlet Başkanlığı Konseyi adayı Bakir İzetbegovic olurken; on bir siyasi partiden oluşan muhalefet bloğu ise Sosyal Demokrat Parti’nin (SDP) adayı Denis Becirovic’i desteklediğini açıklamıştır. Kendisini “Devlet Koalisyonu” olarak adlandıran grup ise Mirsad Hadzikadic’i aday göstermiştir.

Konseyin mevcut Hırvat üyesi Zeljko Komsic, Demokratik Cephe (DF) ve Halk Birliği (GS) koalisyonunun ortak adayı olmuştur. Bosna Hersek Hırvat Demokrat Birliği’nin (HDZ) adayının partinin lideri Dragan Covic olması beklenirken, Komsic’in, bu yarıştaki rakibinin Borjana Kristo olacağı öne sürülmektedir.

Konseyin Sırp üyesi Milorad Dodik’in genel başkanı olduğu Bağımsız Sosyal Demokratlar Birliği (SNSD) ise konsey üyeliğine Sırp Cumhuriyeti’nin mevcut başkanı Zeljka Cvijanovic’i aday göstermiştir. Sırp İlerleme Partisi’nin (SDS) adayı Eski Dış Ticaret ve Ekonomik İlişkiler Bakanı Mirko Sarovic olurken; SDP’nin adayı Vojin Mijatovic, Demokratik Halk Birliği’nin (DNS) adayı da Nenad Nesic olmuştur.[7]

Seçim Yasası Değişikliği

Bosna Hersek’te başta AB olmak üzere Batı’nın çabalarıyla yapılmak istenilen seçim yasası değişikliği görüşmelerinden herhangi bir sonuç alınamamıştır. Ülkedeki mevcut etnik ve dini Dayton Düzeni, ülkenin AB üyeliğinin önündeki en önemli engellerdendir. Bu nedenle seçim yasası tartışmaları güncelliğini korumakta ve taraflar arasında somut bir ilerleme kaydedilememektedir. Taraflar arasındaki müzakerelerden bir sonuç alınamaması nedeniyle devletin 2022 yılı bütçesi uzun bir süre kabul edilememiş ve bu durum, yapılacak seçimler için gerekli kaynağın bulunmasına da engel teşkil etmiştir.

6 Haziran 2022 tarihinde uzun bir gecikme sonucunda kabul edilen bütçeden Merkezi Seçim Komisyonu’na ayrılan bütçe, Maliye Bakanı Vjekoslav Bevanda’nın vetosuyla karşılaşmıştır. Oturumda Bevanda’nın inisiyatifiyle seçimlerin finansmanına geçici bir çözüm bulunması yoluna gidilmiş ve Merkezi Seçim Komisyonu’na seçimler için ihtiyaç duyulan meblağın sadece belirli bir kısmı aktarılmıştır. Bosna Hersek Yüksek Temsilcisi Christian Schmidt’in devreye girmesiyle birlikte seçimler için Merkez Seçim Komisyonu’na 6,5 milyon avro tahsis edilmesi sağlanmıştır.[8]

Bosna Hersek Yüksek Temsilciliği, 9 Aralık 1997 tarihinde Almanya’nın Bonn kentinde yapılan toplantılar neticesinde çok geniş yetkilerle donatılmış ve bu yetkiler, literatüre “Bonn Yetkileri” şeklinde geçmiştir.

Söz konusu yetkiler sayesinde Yüksek Temsilci, ülkedeki pek çok sürece açıktan müdahale etmektedir. Nitekim Schmidt’in seçim yasasında değişikliğe gidilmesi konusunda siyasi liderlere tanıdığı süre 2022 yılının Eylül ayında. Schmidt’in yürürlüğe koymak istediği seçim yasası, 2013 senesinde yapılan nüfus sayımına göre Bosna Hersek Federasyonu’ndaki kantonlarda bir etnik grubun toplam entite nüfusunun %3’ünün altında olması durumunda, o kantondan Bosna Hersek Federasyonu Halklar meclisine milletvekili seçilmemesini öngörmektedir. Mevcut yasaya göre ise ülkedeki her kurucu unsurun kantonların tamamında üye çıkarma hakkı bulunmaktadır.[9]

Bilindiği üzere Balkan coğrafyası, tarih boyunca küresel güç mücadelelerine ev sahipliği yapmıştır. Söz konusu mücadele çerçevesinde Sırplar ile Rusya’nın tarihsel birlikteliğine karşı, bölgedeki diğer ülkeler NATO ve ABD’yle müttefiklik ilişkisi geliştirmeye yönelmiştir. Ancak ABD ve AB’nin öncülük ettiği Bosna Hersek’teki seçim yasası müzakerelerinden sonuç alınamaması, Batı ittifakının bölgedeki sorunları çözme noktasında yetersiz kaldığını göstermektedir. Üstelik Bosna Hersek’teki mevcut durum, siyasi krizi hızla derinleştiren bir güvenlik krizine dönüşme riskini de barındırmaktadır.

Esasen Dayton Rejimi, NATO’nun doğrudan taraf olduğu bir konudur. Sorunun çözülememesi halinde NATO’nun bölgesel etkisi ve sorun çözme kabiliyeti, bölge ülkeleri tarafından sorgulanacak ve psikolojik üstünlük Sırplara ve dolayısıyla Rusya’ya geçecektir.  

Bosna Hersek krizinin ne yöne evrileceği; AB’nin genişlemesi, NATO’nun varlığının sorgulanması gibi küresel etkiler doğurabilir. Bunun yanı sıra yaşanacak gelişmeler, Balkanlar özelinde Arnavut-Sırp gerilimini ve hatta daha genel anlamda Ukrayna Krizi’ni bile etkileyecektir. Bosna Hersek’teki siyasi istikrarsızlığın devam etmesi halinde başta ABD ve İngiltere olmak üzere Batılı devletler, Ukrayna Krizi’ni bahane ederek; tıpkı Arnavutluk ve Kosova’da olduğu gibi Bosna Hersek’teki askeri varlıklarını artırma adımları atabilir.

Belirtmek gerekir ki; Bosna Hersek’te uzun süredir devam eden seçim yasası reformu tartışmalarına rağmen ülkenin seçim komisyonu, genel seçimlerin 2 Ekim 2022 tarihinde yapılacağını duyurmuştur. Fakat Bosna Hersek gibi hassas dengeleri içerisinde barındıran bir ülkede bu kadar kısa süre içerisinde köklü bir seçim kanunu reformunun dış dayatmalarla gerçekleşmesi pek mümkün gözükmemektedir. Özellikle de Ukrayna Krizi’nin Balkanlardaki kutuplaşmayı artırması nedeniyle ülkedeki tarafların ortak bir paydada buluşması zorlaşmaktadır.Diğer taraftan Sırbistan ile Kosova arasındaki gerilimin de zaman zaman tırmandığı görülmektedir. Bu ortamda Bosna Hersek’teki statükoyu değiştirmek için bölgesel konjonktürün müsait olmadığı öne sürülebilir.

Son olarak vurgulamak gerekir ki; Belgrad-Priştine hattında 31 Temmuz 2022 tarihinde yaşanan gerilimin arka planında ciddi bir enerji savaşı söz konusudur. Gerilim tırmanmadan kısa süre önce Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, doğalgaz rezervlerinin ülke tarihinin en yüksek seviyesinde olduğunu belirtirken; Kosova ise ABD’yle yenilenebilir enerjiye geçiş için 236 milyon dolarlık hibe anlaşması imzalamıştır. Bu da ilerleyen dönemde ülkelerin enerji tercihlerinin bölgesel dinamikleri etkileyeceğine işaret etmektedir. Bosna Hersek ise doğalgaz açısından tamamen Rusya’ya bağımlı bir devlettir. Seçimlerden sonra ortaya çıkacak tabloya göre Sırp Entitesi, Rusya’yla enerji konusunda bazı anlaşmalar yapma yoluna gidebilir.


[1] Mehmet Dalar, “Dayton Barış Antlaşması ve Bosna Hersek’in Geleceği”, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1(15), 2008, s. 99.

[2] “Dayton Agreement”, UN Peacemakers, https://peacemaker.un.org/sites/peacemaker.un.org/files/BA_951121_DaytonAgreement.pdf, (Erişim Tarihi: 17.08.2022).

[3] “Agreement on Civilian Implementation”, Office of High Representative (OHR), http://www.ohr.int/dpa/default.asp?content_id=366, (Erişim Tarihi: 25.07.2022).

[4] Ferhan Oral, “Bosna-Hersek’in NATO Üyelik Süreci”, ANKASAM, https://www.ankasam.org/bosna-hersekin-nato-uyelik-sureci/, (Erişim Tarihi: 26.07.2022).

[5] “Bosna’nın Yeni Yüksek Temsilcisi: Bosna Hersek’in Geleceği İçin Tüm Gücümle Çalışacağım”, TRT Haber, https://www.trthaber.com/haber/dunya/bosnanin-yeni-yuksek-temsilcisi-bosna-hersekin-gelecegi-icin-tum-gucumle-calisacagim-599228.html, (Erişim Tarihi: 18.08.2022)

[6] Presidency of Bosnia and Herzegovina, http://www.predsjednistvobih.ba/biogr/default.aspx?id=37007&langTag=en-US, (Erişim Tarihi: 18.08.2022).

[7] “Bosna Hersek’teki Seçimlerde Başkanlık Konseyi Üyeliği İçin 9 İsim Yarışacak”, Balkan News, https://www.balkannews.com.tr/bosna-hersek/bosna-hersekteki-secimlerde-baskanlik-konseyi-uyeligi-icin-9-h3645.html, (Erişim Tarihi: 20.08.2022).

[8] “HR Schmidt imposed Decision on Financing the Elections”, Sarajevo Times, https://sarajevotimes.com/hr-schmidt-imposed-decision-on-financing-the-elections/, (Erişim Tarihi:20.08.2022).

[9] “Bosna Hersek Liderlerin Seçim Yasasında Uzlaşmaları İçin Dört Hafta Kaldı”, (10 Ağustos 2022), Balkan News, https://www.balkannews.com.tr/bosna-hersek/bosna-hersek-liderlerin-secim-yasasinda-uzlasmalari-icin-dort-hafta-h4022.html, (Erişim Tarihi: 20.08.2022).

Dr. Çağdaş DUMAN
Dr. Çağdaş DUMAN
Lisans ve Doktora eğitimlerini Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler, yüksek lisans eğitimini ise yine aynı üniversitede Türk Tarihi bölümünde tamamlayan Dr. Çağdaş Duman, Doktora eğitiminin bir bölümünde Otto-Friedrich Bamberg Üniversitesi'nde akademik çalışmalar yürütmüştür. Duman'ın doktora derecesini almış olduğu "Politik Şokların Şiddet İçeren Aktörler Üzerindeki Dönüştürücü Etkisi: Lübnan Hizbullah'ı Örneği (2005 - 2020) " başlıklı tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi tarafından alanında yılın doktora tezi ödülüne layık görülmüştür. Akademik hayatı süresince pek çok ulusal ve uluslararası çalışmalara iştirak eden Duman, Ortadoğu ve Balkanlar üzerine çalışmalarına devam etmektedir.

Benzer İçerikler