Analiz

Blinken’ın Pekin Ziyareti ve İkili İlişkilere Etkisi

Çin, ABD’nin “işbirliği veya çatışma” arasında seçim yapması gerektiği konusunda uyarıda bulunmuştur.
Genel itibariyle Pekin, kutuplaşmaya ve ittifaklara da karşıdır.
Uzmanlara göre; Washington’un Pekin’in endişelerini gidermek için çok daha somut ve samimi adımlar atması gerekmektedir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, 25-26 Nisan 2024 tarihlerinde Pekin’e önemli bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Temaslar esnasında Çin, ABD’nin “işbirliği veya çatışma” arasında seçim yapması gerektiği konusunda uyarıda bulunmuştur.[1] Blinken ise Ukrayna’daki savaşın sona ermesi adına Pekin’in Moskova üzerindeki nüfuzunu kullanması çağrısı yapmıştır.

ABD, Çin’in Rusya’ya devam eden teknoloji ürünleri ve savunma sanayi transferi nedeniyle Pekin’e yaptırımlar getirebileceğini söylemektedir. Blinken’ın ziyaretiyle bu mesaj, bir kez daha Pekin’e doğrudan iletilmiştir. Bunun yanı sıra ABD Hazine Bakanı Janet Yellen de yakın zamanda Çin’e yaptığı ziyarette benzer mesajlar vermişti. Bu gezi sırasında Yellen, Washington’un Çin finans kurumlarının Rusya ticaretindeki rolünü incelediğini de belirtmişti.

Blinken ziyareti, ikili ilişkilerin yumuşadığı bir dönemde gelmektedir. Nitekim 2023 yılının Kasım ayında ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, San Francisco’da bir araya gelerek savunma diyaloğunun yeniden başlatılması da dahil olmak üzere ilişkileri rayına oturtmaya çalışmıştı. Daha sonra Biden ve Şi, 2 Nisan 2024 tarihinde yaptıkları telefon görüşmesinde ikili ilişkileri geliştirme konusunda bir kez daha anlaşmışlardı.[2]

Bir yandan diplomatik temaslar pozitif yönde ilerlerken, diğer yandan ABD’nin Çin’in teknolojik uygulamalarına yönelik yaptırımları da devam etmektedir. ABD Kongresi’nin TikTok’un yasaklanmasını öngören bir yasa tasarısını onaylaması, bu adımların sonuncusu olmuştur. Görünen o ki Washington, ihracat kontrolleri yoluyla Pekin’in yüksek teknoloji endüstrilerindeki gelişimini engellemeye çalışmaktadır. Washington’un adımlarına Avrupalı ülkelerin de katılması, Pekin açısından büyük bir riske işaret etmektedir. Washington’un uyarıları ve yönlendirmesiyle Avrupa, Çin’e karşı ticaret savaşı başlatmaya hazırlanırken; Pekin, böyle bir hamlenin getireceği riskler konusunda Avrupa’ya sürekli uyarıda bulunmaktadır.

Hem Avrupa hem Rusya’yla ilişkilerinde birtakım zorluklar ve baskılarla karşı karşıya olan Çin, kendisine yöneltilen suçlamaları reddederek ABD’nin provokatif ve kutuplaştırıcı eylemlerde bulunduğunu ileri sürmektedir. Son yıllarda Çin, ABD’yi “Soğuk Savaş zihniyetiyle” hareket ettiği gerekçesiyle sıkça eleştirmiştir. Washington’un kutuplaşma siyaseti izlemesi nedeniyle Asya-Pasifik’teki gerginlik de tırmanmıştır. Büyük güçler arasındaki çıkar çatışmaları derinleşmekte ve sıfır toplamlı oyun anlayışı halen geçerliliğini korumaktadır. Ancak Çin’in bundan farklı olarak kazan-kazan anlayışını savunmaya devam ettiği söylenebilir. Diğer yandan ABD, tüm dünyadaki kutuplaşma eğilimiyle uyumlu olarak Çin’i karşı kutba itmeye çalışmaktadır.  Kısacası ABD, yükselen Çin’i sınırlandırmak için daha çatışmacı bir tavır takınmaktadır. Çin ise ABD’yle doğrudan rekabet etme arayışında değildir. Aksine, ikili ilişkileri pozitif yönlü tutarak ekonomik büyümesini sürdürmeyi hedeflemektedir.

ABD’nin Rusya, Avrupa, Güney Çin Denizi ve Tayvan gibi alanlarda Çin’e artan bir şekilde baskıda bulunması, ikili işbirliği zeminin de zayıflamasına neden olmaktadır. Örneğin ABD Temsilciler Meclisi milletvekillerinden oluşan bir heyetin 22 Şubat 2024 tarihinde Tayvan’a ziyarette bulunması,[3] şüphesiz Çin’in egemenliğine yönelik yeni bir meydan okuma olarak görülmüştür. Zira 2021 yılının Ağustos ayında dönemin Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan’a yaptığı ziyaret, Çin’in ada çevresinde büyük askeri tatbikatlar yapmasına yol açmıştı. 

Çin’le pozitif diyaloğun sürmesine rağmen ABD’nin aynı zamanda Tayvan’la ilişkilerini sıklaştırması dikkat çekmektedir. Halbuki ABD Başkanı Joe Biden, yakın zamanda yaptığı açıklamada “Çin’le düşmanlık arayışında olmadıklarını ve onu çevrelemek istemediklerini” söylemiştir.[4] Bu söylemin aksine ABD’nin Tayvan’ın yanı sıra Japonya, Filipinler ve Güney Kore’yle artan savunma bağları, Çin’i çevreleme stratejisinin birer parçasıdır. Diğer taraftan Pekin, Washington’la ilişkilerde diplomasi ve diyaloğun önemine dikkat çekmektedir. Genel itibariyle Pekin, kutuplaşmaya ve ittifaklara da karşıdır. Bu yüzden ABD’yle diyalog kanallarının açık tutulmasına önem vermektedir. Fakat buradaki tehlike, ABD’nin bunu fırsat bilerek Çin’in kırmızı çizgilerini zorlamasıdır.   

Sonuç olarak, Çin’in Rusya’yla ilişkileri, Tayvan meselesi ve Güney Çin Denizi’ndeki son gerginlikler ve ticaret sorunları gibi meseleler Pekin’in Washington’la bağlarını sekteye uğratmıştır. Uzmanlara göre; Washington’un Pekin’in endişelerini gidermek için çok daha somut ve samimi adımlar atması gerekmektedir. Pekin, ikili bağların sağlam ve istikrarlı bir temele oturtulması için çaba sarf etmektedir. Son yirmi yıldır süregelen ve 2018 yılında ciddi bir krize dönüşen ticaret savaşlarından sonra ABD-Çin ilişkilerindeki gerginlikler hızla artmıştır. 2023 yılının Şubat ayında Çin’e ait bir balonunun ABD hava sahasına girmesinin ardından Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in Pekin’e yapacağı ziyaret ertelenmişti. Blinken’ın Pekin ziyareti, 4 ay gecikmeli olarak Haziran 2023 tarihinde gerçekleşmişti. Genel olarak 2023 yılı içerisinde Washington ve Pekin, ikili rekabeti hafifletmeye çalışmışlardır. Blinken’ın Nisan 2024 tarihli son Pekin ziyareti, taraflar arasında olası bir askeri karşılaşma riskini azaltacak önemli bir adım olmuştur.


[1] “China warns Antony Blinken US must choose between ‘co-operation or confrontation’”, FT, https://www.ft.com/content/ef9d2f6f-3ef6-4249-af0c-649583e0ee43, (Erişim Tarihi: 22.02.2024).

[2] “Xi, Biden agree to advance cooperation”, China Daily, https://www.chinadaily.com.cn/a/202404/03/WS660c4151a31082fc043c0148.html, (Erişim Tarihi: 03.04.2024). 

[3] “US-Taiwan: Why are so many Congressmen heading for Taipei?”, BBC, https://www.bbc.com/news/world-asia-68346855, (Erişim Tarihi: 22.02.2024).

[4] “Biden Insists He’s Not Trying To ‘Contain’ China As He Courts Beijing’s Rivals”, NBC News, https://www.nbcnews.com/politics/joe-biden/biden-insists-s-not-trying-contain-china-courts-beijings-rivals-rcna104273, (Erişim Tarihi: 22.02.2024).

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler