Analiz

Bangladeş-Pakistan İlişkilerinde “Yeni Dönem”

Bangladeş ve Pakistan, 50 yıl sonra doğrudan ticaret yapmaya başlayarak ekonomik ilişkilerini yeniden canlandırmıştır.
Bangladeş ve Pakistan arasındaki askeri işbirliğinin güçlenmesi iki ülke arasında stratejik yakınlaşmayı hızlandırabilir.
Bangladeş ve Pakistan arasında yeni şekillenen ilişkiler, bölgede ve hatta dünyada güvenlik ve ekonomi konularında önemli etkilerde bulunabilir.

Paylaş

This post is also available in: English Русский

Bangladeş-Pakistan ilişkilerinde son dönemde birtakım önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Bunlar arasında iki ülke arasında ticaretin yeniden başlatılması ve askeri işbirliğinin arttırılması gibi önemli gelişmeler bulunmaktadır. Bu gelişmelerin Güney Asya’nın jeopolitik ve ekonomik dinamiklerinde etkide bulunacağı öngörülebilir. 

Bangladeş ve Pakistan, 1971 yılında yaşanan Bangladeş Bağımsızlık Savaşı’ndan sonra farklı siyasi yollara gitmiştir. İki ülke arasında uzun bir süre boyunca diplomatik, ticari ve kültürel ilişkilerde büyük bir kopukluk yaşanmıştır. Pakistan’ın Bangladeş’in bağımsızlık ilanını kabul etmesi ve 1971 savaşının ardından iki ülke arasındaki ilişkiler bozulmuştur. Özellikle ekonomik ve askeri alanda hiçbir ciddi işbirliği yapılmamış ve iki ülke arasındaki ilişkiler çoğunlukla soğuk kalmıştır. Ancak Bangladeş’te Şeyh Hasina sonrası Muhammed Yunus geçiş hükümetinin gelmesi ve bölgesel dinamiklerin de değişmesiyle birlikte bu ilişkilerde bazı gelişmeler görülmektedir.

2025 yılının Şubat ayında Bangladeş ve Pakistan arasındaki doğrudan ticaret yeniden başlamıştır. Bu gelişme, 50 yıl aradan sonra iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin yeniden canlanması anlamına gelmektedir. Bangladeş’in Pakistan’dan 50.000 ton pirinç alım anlaşması yapması bu sürecin somut bir örneğidir. Bu anlaşma, sadece ticari ilişkilerin yeniden başlaması anlamına gelmemekte, aynı zamanda ekonomik bağların yeniden kurulması, güçlenmesi ve bölgesel ticaretin teşvik edilmesi açısından stratejik bir adım olarak görülmektedir.[1]

Ticaretin yeniden başlaması, iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğini sadece belirli ürünlerle sınırlı bırakmakla kalmayıp daha geniş bir ticari faaliyet sürecine zemin hazırlayabilir. Sadece ekonomik büyüme sağlamaya yardımcı olmakla kalmayarak aynı zamanda uzun vadede işbirliği fırsatlarını artırarak bölgesel politikalarda değişimler sağlanmasına da katkı sağlayabilir. Özellikle Bangladeş’in son yıllarda hızlı bir ekonomik değişim sürecine girmesi bu tür ticaret anlaşmalarının stratejik öneme sahip olmasını ortaya çıkarmaktadır. Pakistan ise son yıllarda ekonomik sıkıntılarla boğuşmakta olup dış ticaretini çeşitlendirme çabalarını sürdürmektedir. Bangladeş’le yeniden başlatılacak ticaret, Pakistan için yeni pazarlar ve ekonomik fırsatlar anlamına gelirken, Bangladeş için de komşu bir ülkeyle güçlü bir ekonomik ortaklık kurma imkanı sunmaktadır. Bu durum, her iki ülkenin de ekonomik büyüme hedeflerine ulaşmalarını kolaylaştırabilir.

Bangladeş ve Pakistan arasındaki askeri işbirliği de son dönemde önemli bir gelişim göstermiştir. Şubat ayının başlarında Bangladeş Donanma Komutanı’nın Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı ile Rawalpindi’de bir araya gelmesi, savunma alanında birtakım müzakerelerin yapıldığının, ileriye yönelik gelişmelerin olabileceğinin bir göstergesidir. Görüşmelerde denizcilik işbirliği ve çok uluslu tatbikatlara katılım gibi konular gündeme gelmiştir. Bu görüşme, bir ayı geçmeden yapılan ikinci görüşme olup iki ülkenin savunma işbirliğini güçlendirmek adına önemli bir adım teşkil etmektedir. Özellikle denizcilik alanındaki işbirliğinin artırılması, Güney Asya’daki deniz güvenliği ve bölgesel tehditlere karşı ortak bir duruş geliştirilmeye çalışılması açısından kritik bir öneme sahiptir.[2]

Bangladeş, son dönemde büyük siyasi dönüşümler geçirmiş ve bölgesel alandaki askeri rolünü güçlendirmeye çalışmıştır. Pakistan ise geleneksel olarak Güney Asya’da güçlü bir askeri aktör olmayı sürdürmektedir. Bu iki ülke arasındaki askeri işbirliği, hem stratejik hem de savunma güvenliği açısından birbirlerini tamamlayıcı bir rol oynayabilir. Ayrıca, bölgesel güvenlik tehditlerine karşı işbirlikleri yapmak, her iki ülkenin savunma yeteneklerini güçlendirebilir.

Bangladeş ve Pakistan arasındaki işbirliğinin artması, Güney Asya’daki jeopolitik dengeyi yeniden şekillendirebilir. Hindistan, bölgedeki en güçlü aktörlerden biri olarak öne çıkmaktadır. Ancak Bangladeş ve Pakistan’ın güçlerini birleştirmesi, Hindistan’a karşı bir denge unsuru oluşturma potansiyeli taşımaktadır. Bu yeni ittifak, Hindistan’ın bölgedeki etkisini sınırlayabilir ve bölgesel rekabeti kızıştırabilir.

Hindistan; Bangladeş ve Pakistan arasındaki bu yeni dönemi yakından izlemektedir. Hem ekonomik hem de askeri olarak güçlü bir aktör olan Hindistan, bu tür bir yakınlaşmaya karşı dikkatli bir strateji geliştirebilir. Özellikle Hindistan’ın Pakistan’la olan sınır gerilimleri ve geçmişteki askeri çatışmalar göz önünde bulundurulduğunda, Bangladeş ve Pakistan’ın işbirliği, Hindistan’ın dış politikası üzerinde belirli etkiler yaratabilir.[3]

Aynı zamanda Çin’in bölgedeki etkisinin artması da önemli bir faktördür. Çin, Pakistan’la stratejik bir ortaklık kurmuş ve bölgedeki etkisini artırmıştır. Çin’in bu ilişkilerdeki rolü, Güney Asya’daki güç dinamiklerini daha karmaşık hale getirebilir. Bu noktada Bangladeş ve Pakistan’ın Çin’le ilişkiler bağlamında nasıl bir strateji izleyecekleri de dikkatle izlenmesi gereken bir durumdur.

Bangladeş ve Pakistan arasındaki ekonomik ve askeri işbirliği, bölgede güvenlik ve ekonomik konularına doğrudan etki yaratmaktadır. Ticaretin yeniden başlaması, ekonomik büyümeyi teşvik edebilir ve Güney Asya’daki ekonomik entegrasyonu hızlandırabilir. Bu tür işbirlikleri, bölgedeki ekonomik kalkınma için önemli fırsatlar sunarken, aynı zamanda bölgesel istikrarı da sağlayabilir. Ayrıca askeri işbirliği, özellikle denizcilik güvenliği ve çok uluslu tatbikatlara katılım gibi alanlarda daha fazla işbirliği yapılmasını sağlayabilir.

Bangladeş ve Pakistan arasındaki ilişkilerde yaşanan bu değişim, Güney Asya’daki jeopolitik ve ekonomik denklemleri etkileyebilecek bir gelişim olarak karşımıza çıkmaktadır. Ticaretin yeniden başlaması, askeri işbirliğinin güçlenmesi ve bölgesel stratejik hedeflerin şekillendirilmesi, her iki ülkenin gelecekteki ilişkileri üzerinde belirleyici olacaktır. Yeni dönemde Hindistan’ın bölgedeki rolü, Çin’in etkisi ve bölgesel güvenlik tehditleri gibi faktörler de önemli birer etken olarak öne çıkmaktadır. Bangladeş ve Pakistan’ın bu yeni dönemdeki işbirliği, sadece Güney Asya’yı değil, küresel jeopolitiği de etkileme potansiyeline sahiptir.


[1] “Bangladesh and Pakistan resume direct trade after more than 50 years”, Reutershttps://www.reuters.com/world/asia-pacific/bangladesh-pakistan-resume-direct-trade-after-more-than-50-years-2025-02-24/ (Erişim Tarihi: 26.02.2025).

[2] “Bangladesh Navy Chief meets Pakistan Army Chief in Rawalpindi”, The Economic Times https://economictimes.indiatimes.com/news/defence/bangladesh-navy-chief-meets-pakistan-army-chief-in-rawalpindi/articleshow/118096193.cms#google_vignette (Erişim Tarihi: 26.02.2025).

[3] “Bangladesh and Pakistan Are Changing South Asia’s Geopolitical Landscape”, The Diplomathttps://thediplomat.com/2025/01/bangladesh-and-pakistan-are-changing-south-asias-geopolitical-landscape/ (Erişim Tarihi: 26.02.2025).

Emin Mirbatur SEVAL
Emin Mirbatur SEVAL
Emin Mirbatur SEVAL graduated from the Department of History at Middle East Technical University (METU) in 2022. He is currently pursuing a Master's degree in the Department of History at METU. His main areas of interest are the East Asia Region and the Belt and Road Initiative. He is proficient in English and has an intermediate level of Chinese.

Benzer İçerikler