Azerbaycan’ın Enerji Politikası

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Stratejik konumu ve doğal servetleriyle Güney Kafkasya’da büyük güçlerin dikkatini üzerine çeken ve tüm bağımsızlık mücadeleleri sonucunda bölgenin parlayan yıldızına dönüşen Azerbaycan, bugün Hazar bölgesinde enerji üssüne dönüşmektedir. Çeşitlendirilmiş enerji politikası hem küresel tehlikeler karşısında Azerbaycan’a büyük ekonomik ve siyasi kazançlar sağlamakta, hem de müttefik ülkelerin yanı sıra Avrupa’nın da enerji güvenliğinin temin edilmesinde önem taşımaktadır. Bu siyaset sayesinde Hazar Havzası, Asya ve Avrupa ülkeleri nezdinde cazip işbirliği merkezine dönüşmektedir.

Yakın perspektifte hem işgalden kurtarılmış arazilerinde hem de Nahçivan’da “yeşil enerji” konseptinin gerçekleştirilmesi ve enerji potansiyelinin etkin kullanımı için Azerbaycan sistematik çalışmalarını sürdürmektedir. Ülkenin son 30 yılda yaptığı önemli yatırımlar, Avrupa, Karadeniz, Kafkasya, Hazar ve Orta Asya bölgeleri arasındaki ekonomik, ticari, ulaşım ve lojistik bağlantıların geliştirilmesine hizmet etmektedir.

Bölgesel rekabet yerine işbirliğini tercih eden Azerbaycan, uluslararası alanda konumunu güçlendirirken, en büyük destekçisi Türkiye Cumhuriyeti olmuştur. Bu bağlamda bölgede Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye, Azerbaycan-İran-Türkiye, Azerbaycan-Türkmenistan-Türkiye ve Azerbaycan-Rusya-Türkiye şeklinde birtakım üçlü işbirliği mekanizmaları ortaya çıkmıştır.   

Türkiye, Azerbaycan’ın enerji kaynaklarının Batı’ya aktarılmasında büyük rol oynamakta ve bu, ikili ilişkilerin güçlendirilmesi açısından önem arz etmektedir. Azerbaycan ve Türkiye’nin enerji alanındaki işbirliğini taçlandıran projelerden biri TANAP (Trans-Anadolu Gaz Boru Hattı) projesidir. TANAP (Trans-Anadolu Gaz Boru Hattı), sadece Şahdeniz sahasından değil, Azerbaycan topraklarındaki diğer gaz sahalarından da çıkarılan doğalgazın taşınması potansiyeli nedeniyle çok önemli ekonomik değere sahiptir. Bunun yanı sıra TAP (Trans Adriyatik Gaz Boru Hattı) projesi, Azerbaycan’dan Avrupa pazarlarına doğal gaz ihracatının en kısa ve direkt rotasını oluşturarak Avrupa Birliği’nin (AB) enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesine önemli katkı sağlamaktadır. 

Azerbaycan ve AB, stratejik enerji ortakları olarak görülmektedir. Enerji arz güvenliğini sağlamak ve Rusya’ya olan enerji bağımlılığını azaltmak isteyen AB için Azerbaycan alternatifi, siyasi ve ekonomik anlamda avantajlar sağlamaktadır. Dünyada ve bölgede yaşanan çalkantılı askeri ve siyasi süreçlere rağmen Azerbaycan, müttefiklerinin gözünde “güvenilir bir ortak” olduğunu ispatlamayı başarmıştır. Azerbaycan, bu başarıya, ülkede hakim olan siyasi istikrar ve yükümlülüklerini zamanında yerine getirmesi sayesinde ulaşmıştır.

Moskova’da düzenlenen “VI. Uluslararası Rusya Enerji Haftası” Forumundaki konuşması sırasında Azerbaycan Enerji Bakanı Parviz Şahbazov, şu ifadeleri kullanmıştır:[1]

“Petrol ve gazın tamamen ortadan kaldırılması, %85’i hidrokarbonlardan, %55’i petrol ve gazdan oluşan mevcut enerji sisteminin dönüşümüne kısa vadede bir çözüm değildir. Enerji geçişi, enerji güvenliğini, karşılanabilirliğini ve çevresel sürdürülebilirliği dikkate alan uzun vadeli bir süreçtir. Dengeli bir enerji sistemine ulaşmak için, petrol ve gaz sektöründeki yatırımlara devam etme ihtiyacını sorgulamadan, aynı zamanda yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını da genişletmek önemlidir. Doğru ve rasyonel bir enerji dönüşümü politikasını uygulayabilecek olanlar, kendileri ve ortakları için enerji güvenliğini sağlamış olan ülkelerdir.”

Yeşil devrimin petrol ve doğalgazın hızla terk edilmesi fikrine dayandığına ve bu fikrin AB tarafından desteklendiğine inanan Rusya ile Batı eksenindeki tartışmalara Azerbaycan yetkililerinin bu örnekteki gibi siyasi olgunlukla yanaştığını dikkate alırsak, ülkenin enerji politikasının bölgesel ve küresel anlamda nasıl bir diplomatik çizgide ilerlediğini anlamak mümkündür.

Azerbaycan’ın başarılı enerji politikası sayesinde Trans-Hazar doğalgaz boru hattının inşasının gerçeğe dönüşmesi de umut vadetmektedir. Böylece Orta Asya cumhuriyetlerinde üretilen doğalgaz da Azerbaycan üzerinden ve Azerbaycan’ın oluşturduğu altyapı üzerinden Avrupa’ya taşınabilecektir. Dolayısıyla Azerbaycan ekonomik kazancın yanı sıra siyasi garantiler de elde edecektir.

Sonuç olarak petrol ve gaz ülkesi olan Azerbaycan, önemli transit fırsatlarına sahip bir yer olarak hem elektrik hem de hidrokarbon kaynaklarının ihracatından da yararlanmaktadır. Dünya çapında sanayi ve günlük yaşamda enerji talebi arttıkça Azerbaycan’ın transit ve çeşitli enerji kaynaklarına olan ihtiyaç da artmaktadır. Böylece dünyanın karşı karşıya olduğu enerji, gıda ve hammadde kıtlığı krizinin aşılmasında barış ve istikrarın ardından ilk sırayı enerji sektörü almaktadır. Bu durum Azerbaycan’ın enerji politikasını Asya ve Avrupa ülkeleri için alternatif kılmaktadır


[1] “Министр энергетики Азербайджана рассказал на «Российской энергетической неделе» о диверсификации энергетических рынков”, Azertag, https://azertag.az/ru/xeber/ministr_energetiki_azerbaidzhana_rasskazal_na_rossiiskoi_energeticheskoi_nedele_o_diversifikacii_energeticheskih_rynkov-2784730, (Erişim Tarihi: 12.10.2023).

Leman MEMMEDOVA
Leman MEMMEDOVA
Leman MEMMEDOVA, 2011 yılında Azerbaycan Kamu-Siyasi Universitesi Bölgesel Bilim (Yakın ve Orta Doğu) Bölümü'nden mezun olmuştur. Özel sektörde çalışmaktadır. İleri seviyede Türkçe, Rusça ve İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler