Avrupa Birliği (AB) içinde önemli bir rol oymayan Avusturya, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) üye olmayan birkaç Avrupa ülkesinden biridir. Bu tarafsızlık durumu, Avusturya’nın dış ilişkilerinde kendine özgü bir yaklaşım geliştirmesine olanak tanımaktadır. İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden ve özellikle 1955 yılındaki Tarafsızlık Bildirgesi’nden bu yana Avusturya önemli bir siyasi istikrar yaşamıştır. Geleneksel olarak Avusturya siyaseti, iki büyük parti olan Avusturyalı Halk Partisi (ÖVP) ve Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) tarafından domine edilmiştir. Ancak son yıllarda Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ), Yeşiller (GRÜNE) ve NEOS gibi partilerin yükselişi, siyasi arenada çeşitliliği artırmıştır.[i] Bu değişim, Avusturyalı Halk Partisi ve Yeşiller tarafından kurulan mevcut koalisyon hükümetinde de görüldüğü gibi daha rekabetçi bir siyasi ortamı işaret etmektedir.
Avusturya, 29 Eylül 2024 tarihinde 28. Ulusal Konsey’in, yani iki meclisli Avusturya parlamentosunun alt meclisinin üyelerini seçmek üzere yasama seçimlerine gidecektir. Bu seçimler, AB’nin güvenliği ve temel değerleri açısından kritik bir dönüm noktası oluşturmaktadır. Aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi sürekli bir yükseliş göstermekte ve bu durum, ülkenin hukuk devleti geleceği ile Avrupa’daki siyasi istikrar açısından endişelere yol açmaktadır. Macaristan ve Slovakya gibi anti-AB ve Rusya yanlısı yönetimlerin varlığı, AB’nin birlik ve güvenliğini tehdit eden bir durum yaratmaktadır.
Son anketler, Avusturya Özgürlük Partisi’nin %27 civarında oy oranına ulaştığını göstermektedir, bu da partinin 2019 yılındaki %16.2’lik oranından büyük bir artış anlamına gelmektedir. FPÖ’nün eski koalisyon ortağı olan ÖVP ise %24’e düşerken, SPÖ %21, Yeşiller %9 ve NEOS %11 oranında oy almaktadır.[ii] FPÖ’nün önde olması, aşırı sağ bir koalisyon hükümetinin kurulma olasılığını artırmaktadır ve bu durum, Avusturya’da FPÖ liderliğinde bir şansölyenin iş başına gelmesi anlamına gelmektedir.
FPÖ, 2019 yılında patlak veren İbiza Skandalı’yla da gündeme gelmiştir.[iii] Bu skandal, FPÖ lideri Heinz-Christian Strache’nin Rusya hükümetini temsil ettiğini iddia eden bir kişiye, parti etkisini artırma karşılığında kamu ihale süreçlerinde yardım teklif ettiği bir videonun ortaya çıkmasıyla başlamıştır. Bu olay, FPÖ’nün Rusya ile olan ilişkileri konusunda ciddi endişelere yol açmıştır. FPÖ, 2000’lerin ortalarından itibaren Putin rejimiyle yakın ilişkiler geliştirmiştir. Parti, Rusya’ya karşı bir sadakat ve dostluk ifadesiyle çeşitli etkinlikler düzenlemiş ve AB’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlara karşı çıkmıştır. 2016 yılında FPÖ ve Putin’in partisi ‘Yedinaya Rossiya’ arasında bir işbirliği anlaşması imzalanmıştır.[iv] FPÖ’nün İçişleri Bakanı olduğu dönemde Herbert Kickl, Avusturya’nın istihbarat hizmetini (BVT) kontrol etmeye çalışmıştır. Bu, önemli belgelerin kaybolmasına yol açmıştır ve bu belgelerin Rusya’nın eline geçmiş olabileceği endişelerini doğurmuştur. Finansal Times’ın 14 Temmuz 2023 tarihli bir makalesi, Avusturya’nın Rus casusluğunun merkezi haline geldiğini öne sürmüştür. [v]
Eğer FPÖ, 29 Eylül seçimlerini kazanırsa bu, Avusturya’da hukuk devleti ve AB’nin bütünlüğü için büyük bir tehdit oluşturabilir. FPÖ lideri Kickl, Orbán’ın programını uygulamak istediğini belirtmiştir. Orbán’ın seçim yasası reformları ve medya üzerindeki kontrolü, Avusturya’da benzer bir otoriter yönetimin oluşmasına zemin hazırlayabilir. Orbán’ın uyguladığı seçim yasası reformları, ülkesindeki yasama organının sayısını azaltmış ve medya üzerinde kontrol sağlamıştır. Bunun sonucunda basın özgürlüğü ciddi şekilde kısıtlanmış, yargının bağımsızlığı zayıflatılmıştır. FPÖ’nün de benzer bir yaklaşım benimsemesi durumunda, basın ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik baskılar artabilir. Ayrıca FPÖ’nün, Rusya-Ukrayna Savaşı’nı çelişen tarafların mücadeleleri olarak görmesi, Avusturya’nın dış politikasını da olumsuz etkileyebilir.
FPÖ’nün Avrupa’nın göç politikalarına karşıt duruşu, insan hakları ihlallerini ve ayrımcılığı teşvik eden uygulamalara yol açabilir. FPÖ liderliğindeki bir koalisyon hükümeti, AB’nin dış politikasını da zayıflatabilir. Ayrıca, FPÖ’nün Brüksel’in Rusya’ya yönelik yaptırımlarını eleştirmesi ve enerji krizinin etkilerini vurgulaması, AB içindeki anti-demokratik eğilimleri güçlendirebilir.
Avusturya halkı, yüksek yaşam maliyetleri ve daha sıkı göçmenlik kuralları gibi konulara odaklanmış durumdadır. FPÖ, “Avusturya Önceliği” gündemi doğrultusunda suç işleyen göçmenlerin yuvalarına geri gönderilmesini desteklemektedir. FPÖ-ÖVP koalisyonu, vergi indirimlerine kapı açarken, daha merkezi bir koalisyon, Rus gazından bağımsızlık geçişini hızlandırabilir.
Sonuç olarak Avusturya’nın 29 Eylül 2024 seçimleri, sadece ülkenin siyasi geleceğini değil, aynı zamanda AB’nin bütünlüğünü de etkileyebilecek kritik bir dönüm noktasıdır. FPÖ’nün iktidara gelmesi, sadece Avusturya’nın değil, AB’nin geleceği için de belirleyici bir faktör olacaktır. Aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi’nin yükselişi, hukuk devleti ve demokratik normlar açısından ciddi tehditler oluşturabilir. FPÖ’nün, Orbán’ın politikalarını takip etme niyeti, medya özgürlüğü, yargının bağımsızlığı ve sivil topluma yönelik baskıları artırabilir. Ayrıca Avrupa’nın göç politikaları ve Rusya’yla olan ilişkilerde de kaymalar yaşanması muhtemeldir.
Ana akım partilerin FPÖ’yü iktidardan uzak tutmak için geniş bir koalisyon oluşturması, Avusturya’nın demokratik değerlerini koruması ve AB’nin birliğini sağlaması açısından hayati öneme sahiptir. Seçim sonuçları, Avusturya’nın iç politikasını şekillendirmenin ötesinde Avrupa’nın siyasi haritasını da değiştirebilir. Bu nedenle Avusturya’nın geleceği ve AB’nin dayanıklılığı için kritik bir eşik olan bu seçim dikkatle izlenecektir.
[i] Nikita Triandafillidis, ‘‘Kaleidoscopic Elections In Austria: A New Parliament, a New Europe?’’, Modern Diplomacy, https://moderndiplomacy.eu/2024/09/17/kaleidoscopic-elections-in-austria-a-new-parliament-a-new-europe/, (Erişim Tarihi: 20.09.2024).
[ii] ‘‘What’s at stake in Austrian parliamentary election?’’, Reuters, https://www.reuters.com/world/europe/whats-stake-austrian-parliamentary-election-2024-09-19/, (Erişim Tarihi: 20.09.2024).
[iii] Theodoros Benakis, ‘‘Why Austrian general elections are critical for Europe’’, European Interest, https://www.europeaninterest.eu/why-austrian-general-elections-are-critical-for-europe/, (Erişim Tarihi: 20.09.2024).
[iv] Aynı yer.
[v] Aynı yer.