İkinci Dünya Savaşı sonrası uluslararası toplum, ilk toprak ilhakına 2014 yılında tanıklık etti. Kırım’ın Rusya Federasyonu tarafından ilhakı hiç beklenmiyordu ve bu sebeple özellikle Batılı ülkelerde olmak üzere dünya genelinde bir şoka neden oldu. Toprak ilhakından sonra tüm sorumluluk Putin’in Rusya’sına atfedildi. Batılı medya Rusya Federasyonu’nu hiçbir geçerli neden olmaksızın Ukrayna’ya saldırmakla suçladı. Bu çalışma Batılıların Rusya’yı suçlamakta haklı olup olmadıklarını veya Ukrayna’ya yönelik kendi dış politikalarını gözden geçirmelerine gerek olup olmadığı hususlarını ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Soğuk Savaş sonrası Batılı ülkeler Rusya Federasyonu’nun kapasitesini ve kararlılığını hafife aldılar. Rusya her fırsatta açık bir şekilde ulusal savunma politikasının kırmızı çizgilerini açıkladığından Batılı ülkelerin Rus taleplerini anlamamış olması olası gözükmemektedir. Soğuk Savaş’ın bitiminden beri Rusya Federasyonu Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO’yla entegrasyonunun kabul edilemez olduğunu ifade etmektedir.
Devletlerin rasyonel aktör olduğuna yönelik realist varsayımların aksine Batılı ülkelerin davranışları Ukrayna olayında irrasyonellik göstermektedir. Ukrayna’nın Batıya entegrasyon kapsamındaki politikalarına baktığımızda da irrasyonel kararları kolayca görebiliriz. Ancak Rusya rasyonel olarak hareket eden tek aktör olarak karşımıza çıkmaktadır.