Macaristan, Orta Avrupa’nın merkezinde, doğu ve batı seyahat rotaları açısından önemli bir geçiş noktasında bulunmaktadır. Ülke, ağır Sovyet baskısı altında geçen bir Soğuk Savaş’ın ardından tam bağımsızlığını kazanmasıyla birlikte 2004 genişlemesi sırasında Avrupa Birliği (AB) şemsiyesi altına girmiştir. O tarihten beri Macaristan, bu uluslarüstü organizasyonun içinde en çok tartışılan devletlerin başında gelmiştir.[i]
Macaristan’ın Avrupa Birliği Konseyi’nin 6 ayda bir dönüşen başkanlığını 1 Temmuz 2024 tarihinde devralmasını takiben Başbakan Viktor Orban önce Kiev, sonra Moskova ve Pekin’i ziyaret etmiştir. AB yaptırımları altındaki hükümetin Moskova’yı ziyaret etmesi, Kiev’de Avrupa Birliği bayrağını sergileyip Pekin’de ise Macaristan Başkanlık Logosu’nu kullanması, dikkat çekici bir gelişmedir.[ii] Orban, bu ziyareti barışı kurmak için yaptığını ve söz konusu taraflarla da konuşabilecek tek devletin Macaristan olduğunu iddia etmiştir.
2018 yılından beri demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne aykırı hareket ettiği için eleştirilen Macaristan’ın AB Konseyi Başkanlığı’nı yapması, bir çok Avrupalı aktör açısından kabul edilemez bulunmaktadır.[iii] 20 milyar avroya yakın fondan mahrum kalan Macaristan, iki defa aylık vadesi geçmesine rağmen Avrupa Adalet Divanı tarafından uygulanan 200 milyon avro’luk cezayı ödememiştir. Avrupa Komisyonu bu cezanın ödenmemesi halinde Macaristan’ın payı olan fondan bu paranın kesileceğini söylemiştir. Buna paralel olarak ülke, Avrupa Adalet Divanı’nın kararını dikkate almadığı ve sığınma hakkına karşı kısıtlamalarını kaldırmadığı her gün için 1 milyon avro para cezasıyla karşı karşıya kalmaktadır.[iv]
Macaristan, AB’deki karar alma mekanizmasını sekteye uğratmakta, genişleme süreci ve bütçe üzerinde de zorluklar çıkarmaktadır. Macaristan Hükümeti’nin AB’nin bu sene Ukrayna’ya sağladığı 50 milyon avroluk mali yardım fonuna muhalefeti ve yardımın geciktirmesi, bunun en net örneği sayılabilir. Nihayetinde 2024 yılının başında 27 üye ülkenin liderleri, Brüksel’de sadece Orban’ın bu tavrı nedeniyle bir zirve düzenlemiş ve büyük uğraşlar sonucu Macaristan ikna olmuştur.[v]
Macaristan’ın bu tutumundaki amaç, kriz ortamından kazanabildiğini kazanmaktır. Tarihsel bir hatırlatma yapmak grekirse; Macar toplulukları, 19. yüzyılın ortalarında bölgenin en büyük tahıl üreticisi konumundayken, 1948 Devrimi olayları sırasında Viyana’nın sert yaklaşımları ve özerklik isteklerinden ötürü kendilerini beslemeye yetecek kadar tahıl ve ürün üretmiş, “Pasif Direniş” adı verilen bu süreçte yönetimi boykot ederek vergi vermeyi kesmiştir. Bunun bir diğer örneği, 1903 yılında Macaristan Parlamentosu’nun imparatorluk dili yasasına karşı tıpkı Avrupa Birliği’nin Ukrayna’ya yolladığı mali yardımı engellemesi gibi imparatorluğun askeri bütçesini reddederek başlattığı saldırıdır. Bu bir noktada modası geçen Habsburg silahları göz önüne alınırsa, bu yarış içerisinde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’ndaki askeri yetkinsizliğini etkileyen önemli bir faktördür. Nitekim dönemin İmparatoru Franz Joseph önce İmparatorluk Ordusu’nda önemli sayıda askeri bulunan Macarlara yalvararak sonra da bir blöfle azınlıklara önce daha fazla oy hakkı tanıyıp Macar Parlamentosu bütçeyi onaylayınca geri çekmiştir.[vi]
Tarihte olduğu gibi günümüzde de Macaristan Hükümeti benzer tutumları benimsemeye devam etmekte ve politikaları Avrupa Birliği ilkeleri ile önemli ölçüde çatışmaktadır. Söz konusu yaptırımların dahilinde bir sonuç alınmadığına göre ihtiyatlı genişlemeyi savunan Avrupa Birliği’nde aşamalı bir küçülme bile söz konusu olabilir. Fakat Avrupa Birliği Anlaşması bir ülkenin üyeliğini iptal etmeye yönelik bir süreç sunmamaktadır. Dolayısıyla bu süreç ya Konsey’in 50. Madde altında Macaristan’ı çekilme sürecine davet etmesiyle başlatılabilir ya da anlaşmada ya da yasalarda temel bir değişim gerektirebilir.[vii] Böyle bir değişim Avrupa entegrasyonu açısından da olumlu sonuçlar getirebilir. Karar alma mekanizması hızlanır ama ülkeler için bir caydırıcı güç olması AB ilkeleri ile alakalı tartışmaları beraberinde getirebilir.
Orban’ın bu tutumuna karşı Avrupa Birliği Anlaşması’nın üye devletin oy hakkının Avrupa Birliği Konseyi’nden alınmasını öngören 7. Maddesi de durmaktadır. Önceki başkanlığı elinde bulunduran Belçika bu maddeyi Macaristan’a karşı onların başkanlığı süresince uygulamaya kalksa da bir sonuç alınamamıştır. Bu madde Polonya’ya karşı önceki hükümet baştayken de uygulanılmaya çalışılmıştı, fakat o da başarılı olmamıştı. Bu örnekler 7. Madde’nin zayıflığını ortaya koymaktadır.[viii]
Son olarak Macaristan’ın kapasitesinin üstündeki işlerde ve uluslarüstü bir organizasyonda kendi isteklerini bu seviyede diretebilmesi ülkedeki politikacıların ustalığını ve politik kültürün temelinin sağlamlığını yansıtmaktadır. Fakat bu durum daha fazla ileriye taşınırsa izolasyona da yol açabilir. O yüzden söz konusu ustalığın iyi tartılması ve eleştirilmesi gerekir. Avrupa Birliği’nde bölgesel bir entegrasyon yoluyla belki de federal bir yapı hayali kurulmaktadır.
Dolayısıyla ülkelerin bireysel çıkarlarının ötesinde kollektif bir tutuma sahip olması bu ideale uygundur. Fakat bahsedildiği üzere başta Macaristan olmak üzere birçok üye ülkenin politik kültürü bu idealle ekstra çatışmaktadır. Nihayetinde herhangi bir ülke sırf kendi çıkarını savunuyor ve kazanç elde etmeye çalışıyor diye suçlanamaz. Bu açıdan diğer devletlerle ilişkilerinde Makyavelli’nin bahsettiği bilinçli bir yükselme politikası güden Macaristan için de söz konusu şart geçerlidir ve gereklidir.[ix]
[i] “European Union: “Hungary”, Directorate-General for Communication”, https://european-union.europa.eu/principles-countries-history/eu-countries/hungary_en, (Erişim Tarihi: 22.10.2024).
[ii] Rij, Armida (2024), “Orban is using Hungary’s EU Council presidency to bulldoze EU norms”, Chatham House, https://www.chathamhouse.org/2024/07/orban-using-hungarys-eu-council-presidency-bulldoze-eu-norms, (Erişim Tarihi: 22.10.2024).
[iii] Viner, Katharine (2024), “Outrage as Hungary presides over EU talks on democratic standards”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2024/sep/24/outrage-as-hungary-presides-over-eu-meeting-on-democratic-standards, (Erişim Tarihi: 22.10.2024).
[iv] Liboreiro, Jorge (2024), “Brussels moves to deduct €200 million fine from Hungary’s EU funds, as country refuses to pay up”, Europe News, https://www.euronews.com/my-europe/2024/09/18/brussels-moves-to-deduct-200-million-fine-from-hungarys-eu-funds-as-country-refuses-to-pay, (Erişim Tarihi: 22.10.2024).
[v] Beardsley, Eleanor (2024), “European Union approves $54 billion aid for Ukraine as Hungary drops opposition”, NPR, https://www.npr.org/2024/02/01/1228316748/eu-ukraine-aid-hungary-orban, (Erişim Tarihi: 22.10.2024).
[vi] Gruyter, Caroline, (2024), “The Habsburg Solution for Viktor Orban”, Foreign Policy, https://foreignpolicy.com/2024/01/31/europe-hungary-orban-ukraine-habsburg/, (Erişim Tarihi: 22.10.2024).
[vii] Downes, James & Trillo-Figueroa, Sebastian, “Does Hungary still belong in the European Union”, The Loop: ECPR’s Political Science Blog, https://theloop.ecpr.eu/does-hungary-still-belong-in-the-european-union/, (Erişim Tarihi: 22.10.2024).
[viii] Aynı yer.
[ix] Arslanel, Nazan & Eryücel, Ertuğrul (2011), “Philosophical Foundations of the Modern State Concept”, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2011, 15 (2): 1-20.