Analiz

Astana’nın Doğu-Batı Eksenindeki BRICS Hamlesi

BRICS ülkelerinin genişlemesi ve özellikle Kazakistan’ın temkinli ama stratejik duruşu dikkat çekmektedir.
16. BRICS Zirvesi’nin ardından Çin ve Rusya arasında hassas bir denge politikası sürdüren Kazakistan, küresel ekonomik sistemdeki değişimlerin tam ortasında yer almaktadır.
Çin’in yükselen ekonomik etkisi ve Rusya’nın artan uluslararası izolasyonu, Kazakistan’ı çok yönlü bir dış politika izlemeye zorlamıştır.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Son yıllarda küresel güç dengelerinde yaşanan değişimler, uluslararası ekonomik ve politik sahneyi yeniden şekillendirmeye devam etmektedir. Bu bağlamda Batı’nın kurduğu ekonomik düzenin alternatiflerini arayan yükselen ekonomiler, BRICS gibi oluşumlarda daha etkin roller üstlenmeyi hedeflemektedir.

Rusya’nın Kazan şehrinde gerçekleştirilen 16. BRICS Zirvesi, yalnızca bir uluslararası işbirliği girişimi değil, aynı zamanda küresel güç dinamiklerine meydan okuma niteliği taşımaktadır. Bu rekabet ortamında BRICS ülkelerinin genişlemesi ve özellikle Kazakistan’ın temkinli ama stratejik duruşu dikkat çekmektedir. Kazakistan’ın Batı ile Çin-Rusya ekseni arasında denge politikası izlerken ekonomik çıkarlarını gözetmesi, jeopolitik karmaşıklığın tam ortasında yer aldığını göstermektedir.

Rusya’nın Kazan şehrinde 22-24 Ekim 2024 tarihlerinde düzenlenen 16. BRICS Zirvesi, Washington DC’deki Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası yıllık toplantılarıyla eş zamanlı olarak kamuoyunun dikkatini çekme yarışı içinde olmuştur. Bu rekabet niteliğindeki gelişmeler, uluslararası camiada farklı tepkilere yol açmıştır. Birçok gelişmekte olan ülke, mevcut uluslararası ekonomik ve finansal sistemin kalkınma ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz olduğunu düşünerek 16. BRICS Zirvesi’ni sistemin reformu için işbirliği yolunda önemli bir adım olarak değerlendirmiştir. Buna karşın Batılı gözlemciler, BRICS’i farklı çıkarları olan heterojen bir grup olarak görmüş ve somut eylemler yerine sembolik bir anlam taşıdığını ileri sürmüşlerdir.[1]

BRICS, Batı’ya karşı stratejik bir denge oluşturmayı hedefleyen bir platform olarak zirvede 13 yeni ülkeyi “ortak ülke” statüsüyle bünyesine kattığını duyurmuştur. Bu genişleme, Malezya, Endonezya, Vietnam ve Tayland gibi Güneydoğu Asya ülkelerinin yanı sıra Cezayir, Belarus, Bolivya, Küba, Kazakistan, Nijerya, Türkiye, Uganda ve Özbekistan’ı da kapsamıştır. Bu gelişme, BRICS’in küresel güney ülkeleriyle işbirliğini artırma çabasını ve çok taraflı ekonomik sistemlerde etkisini genişletme hedefini ortaya koymaktadır. Ancak Kazakistan, bu bağlamda dikkat çekici bir duruş sergilemiştir. BRICS’e tam üye olmaktan kaçınan Kazakistan, mevcut şartlarda ortaklık statüsünü yeterli görmektedir. Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Rusya ve Çin arasında hassas bir denge politikası izlerken, Çin’in Kazakistan’ın en büyük ticaret ortağı olarak Rusya’yı geride bırakmasının jeopolitik dengeleri değiştirdiğini ifade etmiştir.[2]

Kazakistan’ın Moskova Büyükelçisi Dauren Abayev de bu gelişmelere değinerek ülkesinin BRICS’te partner ülke statüsü elde etmesini önemli bir adım olarak nitelendirmiştir. Abayev, “Partner ülke statüsü aldık; bu büyük bir adım” diyerek, üyelik başvurusunda bulunmaktan şimdilik kaçındıklarını ve medyada çıkan spekülasyonların asılsız olduğunu vurgulamıştır. Kazakistan, BRICS’in ulusal çıkarlarına uygun yapıcı girişimlerini desteklemeye hazır olduğunu ve örgütün gelişimini dikkatle izlemeye devam edeceğini belirtmiştir. Bu bağlamda Kazakistan’ın, Çin’in teşviki ve etkisiyle BRICS’e olumlu yaklaşımı, Rusya’yla eskiye dayalı sıkı ilişkilerden uzak durma stratejisini göstermektedir. Gürcistan’ın NATO’yla tam üyelikten kaçınarak “ortaklık” modelini benimsemesi gibi Kazakistan da Rusya yerine Çin’le ticari ve lojistik işbirliği yoluyla denge politikası izlemektedir.[3]

Kazakistan’ın bu temkinli yaklaşımı, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı sonrası Batı’nın uyguladığı yaptırımlardan kaçınma çabasıyla şekillenmiştir. 2022 yılında St. Petersburg Ekonomik Forumu’nda Tokayev, uluslararası hukuk normlarına bağlılıklarını vurgulayarak Tayvan, Kosova, Abhazya, Güney Osetya, Luhansk ve Donetsk gibi yönetimleri tanımayacaklarını belirtmiştir. Tokayev, “Bir milletin kendi kaderini tayin hakkı – self-determinasyon – gerçekleşirse, dünyada beş yüzden fazla devlet ortaya çıkar ve kaos yaşanır” diyerek Kazakistan’ın uluslararası düzenin korunmasındaki tutumunu vurgulamıştır.[4] Aynı forumun ardından Tokayev’in Rusya’yla ekonomik projelere devam ettiklerini ve sanayi, tarım, yatırım işbirliğine vurgu yapması, Kazakistan’ın ekonomik diplomasiyi sürdürme çabasını ortaya koymaktadır. 2022 yılında Moskova’nın Zafer Günü Geçit Töreni’ne katılmayan Tokayev, bu kararını 2023 yılında değiştirerek Rusya’yla ilişkileri sürdürme iradesini göstermiştir.[5]

Kazakistan’ın 2024 yılının Ekim ayında BRICS’e üyelik başvurusunda bulunmayacağını belirtmesinin akabinde Rusya’nın ülke üzerindeki ekonomik baskıları, özellikle tarım ürünleri ithalatına yönelik kısıtlamalarla kendini göstermiştir. Kazakistan Tarım Bakanı Aidarbek Saparov, Rusya’nın tarım ürünleri ithalatına getirdiği kısıtlamaların çözülmesi için müzakereler başlatıldığını, ancak bu baskının Kazakistan’ın enerji ihracatında Rusya’ya olan bağımlılığını daha da karmaşık hale getirdiğini belirtmiştir. Kazak Tarım Bakanlığı, Rusya’nın fitosaniter endişeleri gerekçe göstererek yaptığı ithalat kısıtlamalarını reddetmiş ve benzer olayların Rusya’dan Kazakistan’a yapılan ihracatta da yaşandığını ifade etmiştir. Bu durum, Kazakistan’ın Çin’le işbirliğini güçlendirme çabalarını daha da öne çıkarmış ve Orta Asya’daki ticari dengelerin karmaşıklığını ortaya koymuştur.[6]

2023 yılında yayımlanan analizler, Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’nün (KGAÖ) nominal müttefiki olan Kazakistan’ın sadece Batı’yla değil, çeşitli uluslararası kurumlarla da ekonomik bağlarını güçlendirmeye çalıştığını göstermektedir. Kremlin, Kazakistan’ı güvenilir bir ortak olarak görse de 2014 yılında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “Kazaklar hiçbir zaman devlet kurmadı” açıklaması sonrası dönemin Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Avrasya Ekonomik Birliği’nden (AEB) ayrılmayı bile düşünmüştür.[7] Yine de Kazakistan, Rusya’yla ilişkilerinde sabit kalmaya devam etmiş, ancak Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından çok yönlü dış politika stratejisini uygulama fırsatı bulmuştur. Moskova’nın Ukrayna’daki askerî operasyonları, Kazakistan’ın Rusya’yla mesafeli bir ilişki kurarak Çin’le ekonomik bağlarını güçlendirmesine yol açmış ve bu denge politikasının jeopolitik etkileri uluslararası ilişkilerde dikkat çekmiştir.[8]

Kazakistan, mevcut uluslararası konjonktürde jeopolitik ve ekonomik ilişkilerini büyük bir dikkatle yürütmek zorunda kalmaktadır. 16. BRICS Zirvesi’nin ardından Çin ve Rusya arasında hassas bir denge politikası sürdüren Kazakistan, küresel ekonomik sistemdeki değişimlerin tam ortasında yer almaktadır. Çin’in yükselen ekonomik etkisi ve Rusya’nın artan uluslararası izolasyonu, Kazakistan’ı çok yönlü bir dış politika izlemeye zorlamıştır. Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in, Kazakistan’ın BRICS’e partner ülke statüsü kazanması, ülkenin ekonomik ve siyasi stratejilerini yeniden şekillendirmede önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Ancak, tam üyelik konusunda çekinceler göstermesi, Astana’nın Batı yaptırımlarıyla karşı karşıya kalmaktan kaçınma isteğinin ve Moskova ile karmaşık tarihsel bağların bir sonucudur.

Kazakistan-Rusya ilişkileri, Ukrayna’daki savaşın başlamasıyla birlikte ciddi bir dönüşüm sürecine girmiştir. Rusya’nın ekonomik baskıları ve tarım kısıtlamaları, Kazakistan’ın enerji ve ticaret alanlarında Rusya’ya olan bağımlılığını daha da karmaşık hale getirmiştir. Bu bağlamda Kazakistan’ın Çin’le geliştirdiği ekonomik ortaklık, Rusya’ya karşı bir denge unsuru oluştururken, Astana’nın Orta Asya’da artan Çin etkisinden yararlanmayı hedeflediği görülmektedir. Çin’in Kazakistan’ın en büyük ticaret ortağı olarak Rusya’nın önüne geçmesi, bölgedeki ekonomik dengeleri kalıcı bir şekilde değiştirmiştir. Bu durum, Kazakistan’ın Çin’le lojistik ve altyapı projelerinde daha derin işbirliğine yönelmesine ve aynı zamanda Rusya’nın etkisini sınırlı tutmaya çalışmasına yol açmaktadır.

Kazakistan’ın çok yönlü dış politika stratejisi, Ukrayna’da devam eden savaş ve Batı’nın Rusya üzerindeki yaptırım baskısının yarattığı karmaşık jeopolitik ortamda kendini göstermektedir. Kazakistan’ın Rusya’yla ortak geçmiş bağları göz önüne alındığında, Moskova’yla tamamen kopuş yaşaması beklenmese de Kazakistan’ın giderek daha bağımsız ve çok taraflı bir dış politika izleme çabası belirgindir. Tokayev’in St. Petersburg Ekonomik Forumu’nda yaptığı açıklamalar ve BRICS’e yönelik temkinli yaklaşımı, uluslararası hukuka bağlılık ve egemenlik haklarını koruma hedeflerini vurgulamaktadır.

Geleceğe yönelik öngörülerde, Kazakistan’ın Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi çerçevesinde önemli bir transit ülke olma rolünü artırması beklenebilir. Bu durum, Kazakistan’ı Orta Asya’daki enerji ve lojistik merkezlerinden biri haline getirebilir ve Çin’le olan ekonomik bağlarını daha da güçlendirebilir. Ancak bu denge politikası kolay olmayacaktır. Rusya’nın Orta Asya’daki etkisini sürdürme çabası, özellikle AEB içindeki bağlar üzerinden devam edecektir. Rusya’nın Kazakistan üzerindeki ekonomik baskıyı artırma olasılığı, Astana’yı zorlu kararlarla karşı karşıya bırakabilir.

Mevcut konjonktürde, Kazakistan’ın en büyük zorluklarından biri, enerji ihracatında Batı pazarlarına ulaşımın Rusya üzerinden geçmesi nedeniyle Moskova’ya olan stratejik bağımlılığını yönetmektir. Bu nedenle Kazakistan’ın enerji güvenliğini artırmak için alternatif lojistik yollar geliştirmesi ve Çin üzerinden yeni ticaret rotaları oluşturması hayati önem taşımaktadır. Orta Asya’daki bölgesel işbirlikleri, özellikle Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) gibi platformlar aracılığıyla Kazakistan’ın Batı, Çin ve Rusya arasında denge politikasını güçlendirmesine yardımcı olabilir.

Sonuç olarak Kazakistan’ın gelecek yıllarda jeopolitik ve ekonomik dengeleri iyi yönetmesi gerekecektir. Çin’le stratejik ortaklığını güçlendirmeye devam ederken, Rusya’yla ekonomik ve güvenlik alanlarında işbirliğini sürdürebilmek, Kazakistan’ın çok taraflı dış politika stratejisinin temelini oluşturacaktır. Astana’nın Batı yaptırımlarına maruz kalmadan Rusya’yla ilişkilerini dikkatle sürdürmesi, aynı zamanda Çin’le artan işbirliğinden faydalanması, Kazakistan’ın Orta Asya’da artan jeopolitik önemini koruması için kritik olacaktır. Bu bağlamda Kazakistan’ın gelecekteki diplomatik ve ekonomik adımları, bölgenin genel istikrarı ve uluslararası güç dengeleri açısından belirleyici olacaktır.


[1] Izzah Aqilah Norman, “Malaysia, Indonesia, Vietnam and Thailand become partner countries of BRICS”, CNA, https://www.channelnewsasia.com/asia/malaysia-indonesia-vietnam-thailand-brics-asean-global-south-russia-china-4699841, (Erişim Tarihi: 05.11.2024).

[2] Irina Sheludkova, “Kazakhstan Zayavil, Chto Poka ne Budet Vstupat BRIKS, Posle Chego RF Zapretila Vvoz Agroproduktsii”, Euronews, https://ru.euronews.com/2024/10/22/russia-is-pressuring-kazakhstan-around-brics, (Erişim Tarihi: 05.11.2024).

[3] Catherine Putz, “Additional Kazakh and Uzbek Companies Hit With Russia-Related Sanctions”, The Diplomat, https://thediplomat.com/2024/11/additional-kazakh-and-uzbek-companies-hit-with-russia-related-sanctions, (Erişim Tarihi: 05.11.2024).

[4] “Kazakhstan’s President Addresses Challenging Issues on International Agenda and Relations with Russia at Saint Petersburg Economic Forum”, Ministry of Foreign Affairs of the Republic of Kazakhstan, https://www.gov.kz/memleket/entities/mfa/press/news/details/390248?lang=en, (Erişim Tarihi: 05.11.2024).

[5] “Parad Pobedy na Krasnoy ploshchadi”, Prezindent Rossii, http://kremlin.ru/events/president/news/71104, (Erişim Tarihi: 05.11.2024).

[6] “Kazakhstan Hopes to Resolve Agricultural Trade Tension with Russia within a Week”, Reuters, https://www.reuters.com/markets/commodities/kazakhstan-hopes-resolve-agricultural-trade-tension-with-russia-within-week-2024-10-31/, (Erişim Tarihi: 05.11.2024).

[7] Anna Dolgov, “Kazakhs Worried After Putin Questions History of Country’s Independence”, The Moscow Times, https://www.themoscowtimes.com/2014/09/01/kazakhs-worried-after-putin-questions-history-of-countrys-independence-a38907, (Erişim Tarihi: 05.11.2024).

[8] Nikola Mikovic, “Russia’s ally Kazakhstan turns eyes to the West”, The Interpreter, https://www.lowyinstitute.org/the-interpreter/russia-s-ally-kazakhstan-turns-eyes-west, (Erişim Tarihi: 05.11.2024).

Ergün MAMEDOV
Ergün MAMEDOV
Ergün Mamedov, 2020 yıllında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler tezli yüksek lisans bölümüne kabul almış ve 2022 yılında tezini başarıyla savunarak mezun olmuştur. Eğitimine hâlihazırda 2022 yılında başladığı Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler ana bilim dalında doktora öğrencisi olarak devam etmektedir. Gürcistan vatandaşı olan Ergün Mamedov, ileri düzeyde Gürcüce, orta düzeyde İngilizce ve başlangıç düzeyinde Rusça bilmektedir. Başlıca ilgi alanları, Güney Kafkasya ve Türk Dünyası coğrafyaları merkezli güncel diplomasi gündemi ve siyasî tarihtir.

Benzer İçerikler