Astana-Moskova Hattında Güçlü İşbirliğinin Formülü: Rus Doğalgazının Çin’e Taşınması

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

12 Nisan 2023 tarihinde Kazakistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Murat Nurtleu’nun Moskova ziyareti gerçekleşmiş ve söz konusu ziyarette verilen mesajlar, Astana-Moskova hattındaki ilişkilerin genişleme ve derinleşme eğilimi içerisinde olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu da bölge gündemini takip eden araştırmacıların ve hatta enerji boyutunda verilen mesajlar itibarıyla uluslararası kamuoyunun dikkatini Kazakistan-Rusya ilişkilerine çevirmiştir.

Nurtleu’nun Moskova ziyaretinin ehemmiyetini açıklamak gerekirse, öncelikle görüşmede ele alınan konulara değinmek gerekmektedir. Kazakistan Dışişleri Bakanı’nın Rus mevkidaşı Sergey Lavrov’la bir araya geldiği toplantıda iki ülke arasındaki ekonomik, siyasi ve kültürel ilişkiler ele alınmıştır. Bu kapsamda Nurtleu, “Rusya, Kazakistan’ın stratejik ve önemli ekonomik ortağı olmuştur. Her iki ülke de dostluk ve iyi komşuluğa dayalı uzun süreli yakın ve güçlü ilişkilere sahiptir.” açıklamasında bulunmuştur.[1] Dolayısıyla taraflar arasındaki ilişkilerde Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından gözlemlenen birtakım ihtilafların geride kaldığı ifade edilebilir. Zaten bunun göstergesi olarak da Nurtleu, 2023 yılının sonbahar aylarında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Kazakistan’ın kuzeyindeki Kostanay şehrini ziyaret etmeye hazırlandığını duyurmuştur.[2] Bu yüzden de Kazakistan-Rusya ilişkilerinin genişleme ve derinleşme eğiliminde olduğunu ifade etmek mümkündür.

Belirtmek gerekir ki; Kazakistan’ın dış politikasındaki temel prensip, karşılıklı saygı ve çıkar çerçevesinde güç merkezleri arasındaki dengeleri göz önünde bulunduran çok yönlü-vektörlü ve çok boyutlu dış politika anlayışıyla hareket edilmesidir. Nitekim Astana yönetimi, bir yandan Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi çerçevesinde Orta Koridor başta olmak üzere mühim altyapı projelerine dahil olurken; diğer taraftan da özellikle de uyguladığı reform süreçlerine paralel olarak liberalleşmekte ve bu kapsamda Batı’ya yönelmektedir. Tüm bunları yaparken ise Rusya faktörünü göz ardı etmeyen bir Kazakistan yönetiminden bahsetmek mümkündür.

Moskova ise Primakov Doktrini olarak da bilinen “Yakın Çevre Doktrini” çerçevesinde post-Sovyet alandaki ülkeler üzerindeki etkisini sürdürmek istemektedir. Tahmin edileceği üzere, Orta Asya da bu gayeden bağımsız değildir. Dolayısıyla Astana, çok vektörlü dış politika anlayışı hasebiyle Rusya’yla münasebetleri önemserken; Moskova da yakın çevresi olarak gördüğü Orta Asya’yla yapıcı ilişkiler geliştirmeyi kendi güvenlik politikalarının önemli bir parçası olarak görmekte ve bu amaç doğrultusunda Kazakistan’ı mühim bir partner şeklinde değerlendirmektedir.

Anlaşılacağı üzere, taraflar arasındaki münasebetlerin geliştirilmesi, her iki ülkenin de temel beklentileriyle uyumludur. Bu kapsamda Kazakistan, çok vektörlü dış politika anlayışına da uygun bir biçimde Nurtleu’nun ziyareti vesilesiyle Rusya’ya mühim bir teklifte bulunmuştur. Söz konusu teklif ise Kazakistan topraklarından geçerek Çin’e bağlanacak yeni bir uluslararası doğalgaz boru hattının inşa edilmesini içermektedir.[3] Zira mevcut hattın kapasitesi oldukça düşüktür.

Üstelik mevzubahis öneri, Kazakistan’ın doğu bölgelerine de doğalgaz ulaştırılmasına hizmet edecektir.[4] Yani bu teklifin taraflarca kabul edilmesi halinde, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşın ardından yöneldiği Asya pazarına ve bu bağlamda Asya’nın başat enerji ithalatçısı olan Çin’e ulaşması kolaylaşırken; Kazakistan da hem enerji koridorları bağlamında jeopolitik ve jeoekonomik önemini arttıracak hem de ülke içerisindeki bir eksikliğin giderilmesini sağlayacaktır. Bu anlamda kazan-kazan temelli bir enerji işbirliği projesinin gündeme geldiği ifade edilebilir. Dahası Pekin yönetimi de dünyanın en önemli doğalgaz ithalatçısıdır.  Bu sebeple de Çin’in gerek büyüyen ekonomik kapasitesinin itici gücü olan sanayi sektörü için gerekse de 1,4 milyarlık nüfusunun[5] başlıca ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla bahsi geçen projeye sıcak yaklaşacağı öne sürülebilir.

Nurtleu’nun Moskova ziyaretiyle birlikte gündeme gelen ve Rusya ile Çin’i bağlayacak olan bu doğalgaz boru hattı önerisi, tüm taraflar açısından kârlı bir sürece kapı aralayabilir. Elbette bu durum, karşılıklı bağımlılıkları arttıracağı için ihtilafları azaltacak ve kazan-kazan temelli işbirliğini merkeze alan bir ilişki biçiminin teşkil edilmesine kapı aralayacaktır.  

Tüm bunlara ek olarak Astana’nın Moskova’ya önerdiği teklifin göz ardı edilmemesi gereken bir boyutu daha bulunmaktadır. Hatırlanacağı üzere Rusya, Avrupa Birliği (AB) tarafından kendisine uygulanan yaptırımlara rağmen Kazakistan’ın Druzhba Boru Hattı üzerinden Almanya’ya doğalgaz ihracatı gerçekleştirmesine izin vermiştir.[6] Dolayısıyla Kazakistan’ın önerisi, Druzhba Boru Hattı çerçevesinde yürütülen sürecin bir yansıması olarak okunabilir. Kısacası Kazak gazı AB ülkelerine giderken; Rus gazını da Çin’e yönlendirecek bir hamle üzerinden küresel enerji krizine çözüm üretecek şekilde tüm tarafların çıkarına uygun bir formül bulunmuş olabilir ya da en azından buna yönelik bir arayıştan bahsedilebilir.

Sonuç olarak Ukrayna’daki savaşın başlamasının ardından Kazakistan-Rusya ilişkilerinde meydana gelen birtakım sorunların aşıldığı ve tarafların iyi komşuluk ve karşılıklı fayda prensibi çerçevesinde aralarındaki işbirliklerini geliştirmeye odaklandıkları ifade edilebilir. Putin’in 2023 yılının Sonbahar aylarında Kazakistan’ı ziyaret edeceğinin duyurulması da bunu teyit eder mahiyettedir. Öte yandan Kazakistan’ın Rus doğalgazını Çin’e taşıyacak boru hattı inşasına yönelik önerisi ise taraflar arasındaki münasebetlerde enerjinin itici güç olmaya devam edeceğini ortaya koyar niteliktedir.


[1] “Kazakh, Russian Foreign Ministers Meet in Moscow”, Azernews, https://www.azernews.az/region/208618.html, (Erişim Tarihi: 14.04.2023).

[2] “President Putin to Visit Kazakhstan in Autumn 2023”, AKI Press, https://akipress.com/news:701673:President_Putin_to_visit_Kazakhstan_in_autumn_2023/, (Erişim Tarihi: 14.04.2023).

[3] Nuray Alekberli-Museyibova, “Kazakhstan Proposes Gas Pipeline Project Connecting Russia and China

Publication: Eu”, The Jamestown Foundation, https://jamestown.org/program/kazakhstan-proposes-gas-pipeline-project-connecting-russia-and-china/, (Erişim Tarihi: 14.04.2023).

[4] Aynı yer.

[5] “China Population”, Worldometers, https://www.worldometers.info/world-population/china-population/, (Erişim Tarihi: 14.04.2023).

[6] Emrah Kaya, “Russia’s Purposes for Authorizing the Use of Druzhba”, ANKASAM, https://www.ankasam.org/russias-purposes-for-authorizing-the-use-of-druzhba/?lang=en, (Erişim Tarihi: 14.04.2023).

Dr. Doğacan BAŞARAN
Dr. Doğacan BAŞARAN
Dr. Doğacan BAŞARAN, 2014 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2017 yılında Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda sunduğu ‘’Uluslararası Güç İlişkileri Bağlamında İkinci Dünya Savaşı Sonrası Hegemonik Mücadelelerin İncelenmesi’’ başlıklı teziyle almıştır. Doktora derecesini ise 2021 yılında Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı‘nda hazırladığı “İmparatorluk Düşüncesinin İran Dış Politikasına Yansımaları ve Milliyetçilik” başlıklı teziyle alan Başaran’ın başlıca çalışma alanları Uluslararası ilişkiler kuramları, Amerikan dış politikası, İran araştırmaları ve Afganistan çalışmalarıdır. Başaran iyi derecede İngilizce ve temel düzeyde Farsça bilmektedir.

Benzer İçerikler