Almanya’nın Özbekistan Açılımı: “Yeni Büyük Oyun”a Dahil Olmak İsteyen Yeni Aktör ve Orta Asya Jeopolitiği

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Diplomatik temaslar kapsamında Orta Asya ülkelerine üç günlük bir ziyaret programı düzenleyen Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbok’un Özbekistan ziyareti kapsamında gerek temasları gerekse açıklamaları oldukça önemli mesajlar içermektedir. Alman Bakan tarafından verilen mesajların sadece Almanya’nın dış politika tercihleriyle sınırlı olmayan bölgesel ve küresel dinamikleri etkileyebilecek birtakım niteliklere sahip olduğunu da vurgulamak gerekir. Bu yönüyle ziyaretin dikkatle analiz edilmesi gereken içeriklere haiz olduğunu ifade etmekte fayda vardır.

Üç günlük program kapsamında Orta Asya’nın gerek ekonomik gerekse politik anlamda önemli devletlerinden olan Kazakistan’ı da ziyaret eden Baerbok, Orta Asya’nın bir diğer yükselen yıldızı olan Bozkır’ın merkez ülkelerinden Özbekistan’da Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Mirziyoyev ve Dışişleri Bakanı Vladimir Norov ile siyasi görüşmeler yaptıktan sonra 1963 yılından beri Almanca öğreten bir okulu ve Almalyk Madencilik ve Metalurjik Kombinası/Kompleksi’ni ziyaret etmiştir.

Alman Dışişleri Bakanı’nın ziyaretlerinin politik boyutuna geçmeden önce ekonomik çıkarlar bakımından önem arz eden Almayık Kompleksi ziyaretine değinmenin de analiz bağlamında önemli olduğunu belirtmek gerekir. Dışişleri Bakanı düzeyinde gerçekleştirilen ziyaretler uluslararası ilişkiler ve diplomatik teamüller bağlamında ele alındığında siyasi temaslarla sınırlı tutulmaya çalışılan aktivitelerdir. Ancak Baerbok’un programında ekonomi alanında da ziyaretlere yer vermesi, Almanya’nın Orta Asya jeopolitiğine enerji ve madencilik sektörleri başta olmak üzere ekonomik boyutta da ilgi duyduğunu gösteren bir husus olarak ele alınabilir. Bu durum Çin’in yükselen bir ekonomik değer olması ve Batı hegemonyasının ekonomik sacayağına meydan okuması gerçeği üzerinden ele alındığında daha da anlamlı bir hal almaktadır. Ayrıca Çin’in Kuşak-Yol Girişimi kapsamında Orta Asya’ya yönelik vizyonel ve küresel nitelikteki projeleri de Alman Bakan’ın bu hamlesini daha da anlaşılır kılmaktadır.

Özbekistan ziyareti kapsamında resmi gündemin dışında ziyaretleriyle dikkat çeken Baerbok’un bir diğer durağı ise Taşkent’te Almanca öğretilen bir eğitim kurumu olmuştur. Burada da kültürel etkileşim ve kamu diplomasisi bağlamında Özbekistan’a ilerleyen dönemlerde daha fazla yatırım yapılacağının bir emaresi söz konusudur. Dolayısıyla Baerbook, bahse konu ziyaret programı kapsamında birden fazla amaçla hareket ederek sadece diplomatik ve resmi düzeyde politik ilişkilerle sınırlı kalmamış ve bir anlamda Almanya’nın Özbekistan açılımını gözler önüne sermiştir.

Ziyaretin bir diğer gündem maddesi Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın “Yeşil Orta Asya” girişimi çerçevesinde çevre konularında işbirliği olmuştur. Son dönemlerde başta Batı olmak üzere uluslararası sistemde odaklanılan en önemli sorun alanlarından olan ve uluslararası politikanın gündeminde de yukarı sıralarda yer alan çevre ve çevre güvenliği konularında işbirliği, bir anlamda politik işbirliğine zemin hazırlayan önemli bir araç olmaktadır. Dolayısıyla bir önceki paragrafta belirtilen ve “Almanya’nın Özbekistan Açılımı” olarak ifade edilen dış politika tercihini destekleyen ve Orta Asya’da Almanya’ya alan açma stratejisine uygun bir manevra alanının daha Alman devleti tarafından aktive edilmeye çalışıldığını iddia etmek çok da tutarsız değildir.

Özbekistan’la üst düzey diyaloğu geliştirmeyi amaçladıklarını ifade eden Alman Dışişleri Bakanı’nın temaslarında; Afganistan meselesi, Ukrayna ve buna bağlı olarak küresel gündemin güncel meseleleri, bölgesel işbirliği konuları, Rusya ve Çin’in Orta Asya’daki etkisinin genişlemesi ve derinleşmesi ile Özbekistan’daki demokratik yenilenme ve sosyo-ekonomik reform konularının ele alındığı belirtilmiştir.

Basın aracılığıyla kamuoyuyla paylaşılan konulara bakıldığında, Almanya’nın sadece realistlerin yumuşak politika konuları olarak ele aldıkları eğitim, çevre ve ekonomi alanlarıyla sınırlı bir ilgisi ve stratejik yönelimi söz konusu değildir. Bu bağlamda Alman Dışişleri Bakanı’nın Özbekistan’ın reform sürecini desteklediklerini ifade etmesi, öncelikle Özbekistan’ı yakından takip ettiklerini ve dikkate aldıklarını gösteren bir olgu olmakla beraber Batılı değerlere daha fazla yer veren Taşkent’in yeni dönemde Almanya için Orta Asya jeopolitiğinde partner olarak ele alınacağının da sinyallerini içermektedir.

Gerek Özbekistan ve Orta Asya gerekse uluslararası sistem açısından ciddi bir mesele olarak görülen Afganistan’ın mevcut durumu ve geleceği ile Rusya-Ukrayna Savaşı’nın da görüşmelerde ele alınması bir önceki paragrafta belirtilen partnerliğin dar bir bölgesel partnerlikle sınırlı tutulmayacak derecede genişletilebilme potansiyelini de gözler önüne sermektedir.

Çevre konularından ekonomiye, bölgesel meselelerden küresel konulara kadar geniş yelpazede birçok başlık ve stratejik öneme haiz meselenin ele alındığı ziyaretin en can alıcı noktası ise; Almanya Dışişleri Bakanı’nın Orta Asya’daki Rusya ve Çin etkisinin engelsiz büyümesinin önlenmesine ilişkin çağrısıdır. Bu çağrı bir yandan Almanya’nın Orta Asya açılımı bağlamında Özbekistan’ı merkeze alan yaklaşımı ortaya koyarken, diğer yandan Yeni Büyük Oyun’da Rusya ve Çin’e karşı Batılı bir güç olarak yer alacağını açıkça deklare etmiş olup “Ostpolitik”in Orta Asya’nın kalbine kadar uzayacağının da sinyallerini vermiştir. Tabi bu gelişme “Denizlerin Clausewitz’i” olarak anılan ABD’nin 20. yüzyıl deniz stratejisinin kurucusu Alfred Thayer Mahan’ın jeopolitik yaklaşımı üzerinden değerlendirildiğinde jeostratejik oyuncu olan Almanya, Rusya ve Çin’in bir rekabete girişmesi ve Almanya-Rusya koalisyonu ihtimalinin zayıflatılması Anglo-Amerikan jeopolitik kültürü için söz konusu olan kabus senaryosunun da ortadan kalması anlamına gelmektedir.    


Dr. Kadir Ertaç ÇELİK
Dr. Kadir Ertaç ÇELİK
ANKASAM Uluslararası İlişkiler Danışmanı Dr. Kadir Ertaç ÇELİK, lisans eğitimini Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde, yüksek lisans ve doktora eğitimini ise Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda tamamlamıştır. Günümüzde Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi olan Çelik’in başlıca çalışma alanları Uluslararası ilişkiler kuramları, Amerikan dış politikası, Türk Dünyası, güvenlik ve stratejidir.

Benzer İçerikler