Almanya-Polonya Rekabetinin Avrupa Jeopolitiğine Yansımaları

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Almanya’nın Avrupa içindeki en büyük rakiplerinden birinin Polonya olduğu ileri sürülebilir. Almanya, Avrupa Birliği’nin (AB) en güçlü ülkesi konumundadır. Diğer taraftan Polonya da Avrupa’da bir güç merkezi olmayı hedeflemektedir. İki ülkenin jeopolitik hedefleri, kaçınılmaz olarak birbirleriyle Avrupa’da nüfuz mücadelesinde bulunmalarına yol açmaktadır.

Öte yandan Polonya’nın Almanya’ya karşı tutumunu şekillendiren en temel unsur, ülkenin tarihi hafızasıdır. Zira Polonya’nın İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası’nın işgaline uğraması, Polonya halkının ulusal hafızasında önemli bir yere sahiptir.

Bu bağlamda 1 Eylül 2022 tarihinde Polonya, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası’nın işlediği savaş suçlarını gerekçe göstererek Almanya’dan 1.3 trilyon dolar savaş tazminatı talep etmiştir. Dikkate değer bir nokta, Polonya’nın Almanya’ya karşı savaş tazminatı konusunda yalnız hareket etmemesidir. Bu doğrultuda Varşova yönetimi, Atina’yla birlikte hareket ederek Berlin üzerinde baskı kurmayı amaçlamaktadır.[1]

Anlaşılacağı üzere, Almanya ile Polonya arasında geçmişten kaynaklanan ciddi anlaşmazlıklar bulunmaktadır. Taraflar arasındaki güncel rekabetin bir boyutunun da bu sorun üzerinden şekillendiği ifade edilebilir.

Diğer taraftan Polonya, Rusya-Ukrayna Savaşı öncesinde Almanya’nın Rusya’ya yönelik politikasına en sert tepki gösteren ülkelerden olmuştur. Bu nedenle Polonyalı yöneticiler, Moskova’nın Kiev’e yönelik müdahalesinin ardından Berlin’e karşı suçlayıcı ifadeler kullanmışlardır. 

Tahmin edileceği gibi, Almanya ile Polonya arasındaki rekabet, özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından daha da gün ışığına çıkmıştır. Polonya, Avrupa’nın Almanya’nın hakimiyetinde olmasına karşı çıkan başlıca ülkelerdendir. Bu kapsamda 4 Aralık 2022 tarihinde Polonya’da iktidarda bulunan Hukuk ve Adalet Partisi Genel Başkanı Jaroslaw Kaczynski, ülkesinin bir zamanlar askeri yollarla uygulamaya çalıştığı planları uygulamak için barışçıl yöntemler kullanmak istediğini söyleyerek, Avrupa’daki Alman “egemenliğini” sert bir şekilde eleştirmiştir.[2]

Söz konusu ifadeler, Polonya’daki karar alma mekanizmasının Almanya’ya karşı tutumunu yansıtması bakımından son derece önemlidir. Dolayısıyla Polonya’da iktidarda bulunan yöneticilerin Almanya’ya karşı olumsuz bir yaklaşımları bulunmaktadır.

Öte yandan Almanya’nın Ukrayna’ya Leopard 2 tanklarını tedarik etmesinde de en belirleyici hamleleri Polonya yapmıştır. Bu kapsamda 11 Ocak 2023 tarihinde Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, ülkesinin Kiev yönetimine Alman yapımı Leopard-2 tanklarını göndereceğini açıklamıştır.[3]

Bununla birlikte Varşova’nın mevzubahis hamlesi, Berlin üzerinde ciddi bir baskı yaratmıştır. Zira Almanya, o tarihe kadar Ukrayna’ya eski yapım Marder tipi zırhlı muharebe araçları göndermeyi kabul ederken; Leopard-2 tanklarını vermekten imtina etmiştir. Çünkü Almanya, Rusya’yla karşı karşıya gelmekten çekinmiş ve savaşın seyrini etkileyebilecek ağır silahlar göndermemeye özen göstermiştir. Lakin Polonya, Ukrayna’daki savaşın gidişatını değiştirebilecek silahlar gönderme noktasında tereddüt etmemektedir. Polonya’nın gerekirse Almanya’dan onay almadan dahi Ukrayna’ya Leopard 2 tanklarını gönderebileceği şeklinde açıklamalarda bulunması, Berlin üzerinde büyük bir baskı oluşmasına yol açmıştır. Nihayetinde Almanya’nın Ukrayna’ya Leopard 2 tanklarını göndermeyi kabullendiği görülmüştür.

Bir anlamda Polonya, Almanya’nın bahsi geçen tankları Ukrayna’ya gönderme kararı almasıyla bir taşla iki kuş vurmuştur. Böylece Polonya, tarihteki en büyük iki düşmanı olan Rusya ile Almanya arasındaki tansiyonun daha da artmasına vesile olmuştur. Bu doğrultuda Varşova yönetiminin temel stratejisi, Moskova ile Berlin’in birbirlerinin enerjisini tüketmesidir. 

Dahası dikkat çekilmesi gereken bir diğer husus da Polonya’nın Avrupa’daki en büyük müttefikinin İngiltere olmasıdır. Polonya’nın Avrupa’da bir güç merkezi olmayı hedeflediği düşünüldüğünde, İngiltere’yle geliştirdiği ortaklık önem kazanmaktadır. Londra yönetiminin Avrupa’ya yönelik jeopolitik hedeflerinin temelinde Rusya-Almanya yakınlaşmasının önüne geçmek yer almaktadır. Bu kapsamda Polonya, İngiltere’nin söz konusu hedefini gerçekleştirmesinde kritik bir partner olarak ön plana çıkmaktadır. Zira Polonya, Avrupa’da yer alan ülkeler arasında hem Alman hem de Rus karşıtlığıyla gündeme gelen nadir devletlerdendir.

Tüm bunlara ek olarak 21 Mart 2023 tarihinde Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, Almanya’daki Heidelberg Üniversitesi’nde bir konuşma yapmıştır. Morawiecki, AB içindeki ulusların başka milletlere hükmetmeye kalkması halinde, Avrupa’nın geçmişteki hatalara düşebileceğini dile getirmiştir. Ayrıca Polonya Başbakanı, “Avrupa yanlılığının” daha fazla merkezileşmeyle değil; AB’nin genişlemesine verilecekle destekle sağlanabileceğine dikkat çekmiştir. Dahası Morawiecki, Polonya’nın Almanya’dan İkinci Dünya Savaşı tazminatı konusundaki talebini de yinelemiştir.[4]  

Kısacası Varşova, AB’nin merkezileşmesine karşı çıkmaktadır. Çünkü Polonya, bunun Almanya’nın AB ülkelerindeki etkisini arttırabileceğini düşünmektedir. Ayrıca Polonya’nın savaş tazminatı hususunda Almanya’ya baskı yapmaya devam edeceği de açıktır.

24 Mart 2023 tarihinde ise Morawiecki, Almanya’nın Ukrayna’yı destekleme konusunda yetersiz kaldığını vurgulamıştır. Polonya Başbakanı, Almanya’nın Ukrayna’ya daha fazla silah, mühimmat ve para vermesi gerektiğini, çünkü Berlin’in AB içinde açık ara en zengin ve en büyük ülke olduğunu söylemiştir. YaniMorawiecki, Almanya’yı “beklenildiği kadar cömert olmamakla” itham etmiştir. Üstelik Morawiecki, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) üyelerinin Gayrisafi Yurt İçi Hasılalarının (GSYİH) %3’ünü savunma harcamalarına ayırmaları gerektiğinin de altını çizmiştir.[5] Nitekim Polonya, 2023 yılının Şubat ayında 2023 senesi için GSYİH’sinin %4’ünü savunmaya ayıracağını açıklamıştır.[6]

Özetle Polonya, Almanya’ya üzerinde baskı kurmaya yönelik bir siyaset yürütürken; NATO faktörünü de etkin bir biçimde kullanmaktadır. Dolayısıyla Morawiecki’nin söz konusu açıklamaları, uzun bir süre savunma harcamalarını GSYİH’sinin %2’sine çıkarmak noktasında direten Almanya’yı zor durumda bırakmayı amaçlamaktadır. Bunun yanı sıra Varşova yönetimi, AB’nin ekonomik anlamda en güçlü üyesi olan Berlin’in Kiev’e daha fazla silah ve para yardımında bulunması için de girişimlerini sürdürmekte ve Almanya’yı baskı altına almaya çalışmaktadır.

Sonuç olarak Berlin ile Varşova arasındaki rekabet, Ukrayna’daki savaşla birlikte daha da belirginleşmiştir. Taraflar arasındaki ilişkilerin gergin bir şekilde devam edeceği ve Polonya’nın Leopard 2 tanklarında olduğu gibi çeşitli fırsatlarI kollayarak Almanya üzerinde baskı kurmaya yönelik politikalarını sürdüreceği öngörülebilir.


[1] Cemal Ege Özkan, “Almanya-Polonya-Yunanistan Üçgeninde Savaş Tazminatı Sorunu”, ANKASAM, https://www.ankasam.org/almanya-polonya-yunanistan-ucgeninde-savas-tazminati-sorunu/, (Erişim Tarihi: 28.03.2023).

[2] “Poland’s Kaczynski Slams Germany’s ‘Dominance’ in Europe”, DW, https://www.dw.com/en/polands-kaczynski-slams-germanys-dominance-in-europe/a-63978369, (Erişim Tarihi: 28.03.2023).

[3] “UK and Poland Confirm Plans to Send Modern Heavy Tanks to Ukraine”, Financial Times, https://www.ft.com/content/092b8894-4441-4747-bfd4-5b21a0c68709, (Erişim Tarihi: 28.03.2023).

[4] Jonathan Packroff, “Polish PM Opposes an EU Federation, Slams Brussels”, Euractiv, https://www.euractiv.com/section/politics/news/polish-pm-opposes-an-eu-federation-slams-brussels/, (Erişim Tarihi: 28.03.2023).

[5] Lili Bayer-Jacopo Barigazzi, “Not as Generous: Polish Leader Hits Germany Over Ukraine Support”, Politico, https://www.politico.eu/article/poland-prime-minister-mateusz-morawiecki-germany-ukraine-support-not-generous/, (Erişim Tarihi: 28.03.2023).

[6] “Poland to Rise Defense Spending to Over 4 Pct GDP in 2023: President”, TVP World, https://tvpworld.com/66255029/poland-to-rise-defense-spending-to-over-4-pct-gdp-in-2023-president, (Erişim Tarihi: 28.03.2023).

Cemal Ege ÖZKAN
Cemal Ege ÖZKAN
Cemal Ege Özkan, 2019 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2022 senesinde aynı üniversitenin Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Anabilim Dalı’nda hazırladığı “Türk Siyasi Hayatında Selim Rauf Sarper ve Faaliyetleri” başlıklı teziyle almıştır. Hâlihazırda aynı enstitüde doktora eğitimine devam etmektedir. 2020-2021 yılları arasında Türk Tarih Kurumu Yüksek Lisans Bursiyeri olan Özkan, iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler