Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, 4 Kasım 2022 tarihinde Pekin’e bir ziyaret gerçekleştirmiş ve bu temaslar, uluslararası basında büyük tartışmalara yol açmıştır. Söz konusu ziyaretten üç gün önce Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Japonya Başbakanı Fumio Kişida’yla Tokyo’da buluşmuştur.[1] Toplantıda konuşulan konular arasında nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve ekonomik güvenlik gibi hususların yanı sıra Rusya’ya yönelik yaptırımlar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) reformu ve iklim değişikliği meseleleri de yer almıştır. Taraflar, bu başlıklar üzerinde işbirliğinin geliştirilmesi noktasında mutabık kalmış ve Güney ve Doğu Çin Denizlerinde yaşanan problemlere ilişkin endişelerini de dile getirmiştir.
Steinmeier’in daha sonra yaptığı bir röportajda, coğrafi olarak uzak olmasına rağmen Japonya’yı önemli bir ortak olarak nitelendirmesi, ikili münasebetlerin geliştirilmek istendiğinin bir kanıtı olmuştur. Almanya-Japonya ilişkilerinin gelişmesinde iki faktör vardır. Bunlardan ilki, üst düzey ikili iletişimin ve temasların artması, diğeri ise işbirliği yapılan alanlarda artış yaşanmasıdır. 2022 yılı içerisinde Almanya Cumhurbaşkanı, Şansölyesi ve Dışişleri Bakanı’nın Japonya’ya ziyaretler gerçekleştirmesi, üst düzey diyaloğun güzel örnekleri olarak görülebilir.
İkinci olarak da taraflar arasındaki ticaret hacmi büyümekte, ekonomik işbirliği artmakta ve buna ek olarak güvenlik konusunda da ilerleme kaydedilmektedir. Nitekim Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, iki ülkenin güvenlik noktasında daha iyi iletişim ve ilişki geliştirmek istediğini dile getirmiştir.[2] Aslında Baerbock’un bu ifadesi, Almanya’nın Hint-Pasifik’te etkinliğini artırma arzusunda olduğunun göstergesidir.
Bununla birlikte Japonya ve Almanya, 2021 yılında bilgi güvenliği üzerine bir anlaşma imzalamış ve aynı yılın Kasım ayında Alman Donanması’na ait bir firkateyn, yirmi yıl aradan sonra Japonya’yı ziyaret eden ilk Alman savaş gemisi olmuştur.[3] Ayrıca söz konusu firkateyn, Japonya’yla gerçekleştirilen ortak deniz tatbikatında da yer almıştır. Buna ek olarak iki ülke arasında iklim, siber güvenlik ve 6G projeleri gibi alanlarında işbirliği masaya yatırılmıştır.
Japonya-Almanya yakınlaşmasının arka planında bazı haklı gerekçeler bulunmaktadır. Bu noktada ilk faktörün Almanya’nın Çin’le olan inişli çıkışlı ilişkisi olduğu söylenebilir. Zira Almanya, Çin’le olan ilişkilerinde çeşitli hususlarda bir ortak noktaya varamamaktadır. Scholz’un yakın zamandaki Pekin ziyaretinden bazı önemli mesajlar çıksa da aslında ikili ilişkilerin hala yerinde saydığı söylenebilir. Çünkü Berlin, Pekin’e karşı atacağı adımlarda temkinli olma ihtiyacı hissetmektedir. Ayrıca Alman şirketlerinin Çin pazarındaki planları ve işleri hem sıfır Covid politikası hem de çeşitli yabancı yatırım kısıtlamaları yüzünden engellenmektedir.[4]
Almanya ile Çin arasındaki sorunlar ve uzlaşmazlık yumağı, Berlin’in yönünü Japonya’ya çevirmesine ve Tokyo’yla işbirliğini geliştirmesine yol açmaktadır. Almanya, Çin’le ilişki kurarken; Japonya’yı rol model olarak konumlandırabilir.Zira Japonya’nın Çin’le ilişkisi, genel olarak dengede gitmekte ve taraflar, olası krizlerden kaçınmaya çalışmaktadır.
İki ülkenin yakınlaşmasına etki eden ikinci neden ise Eski Başbakan Şinzo Abe döneminden bu yana kullanılan stratejiye dayanmaktadır. Buna göre Avrupa ile Doğu Asya’da güvenlik sorunları bir bakıma birbirine bağlanmakta ve bu durum, Avrupa devletleri ile Japonya’yı yakınlaştırmaktadır. Örneğin Kişida, bir röportajında Almanya’yla işbirliği yaptıklarını ifade edip; Rusya’ya karşı yaptırımlar konusunda Avrupa’yı desteklediklerini açıklamıştır.[5] Bu da Japonya’nın Avrupa’yla güvenlik çıkarlarının örtüştüğünün göstergesidir. Baerbock ise bir açıklamasında, Berlin’in Hint-Pasifik’te Tokyo’ya tam anlamıyla güvenebileceğini dile getirmiştir.[6]
Öte yandan Almanya-Japonya ilişkileri açısından sorun teşkil edebilecek faktörler de vardır. Bunlar; Çin’in tutumu, Japonya’nın Çin’le ilişkileri ve Almanya’nın Hint-Pasifik politikasındaki değişim ve dönüşüm olarak sıralanabilir. Pekin, Ukrayna’daki savaşın sona etmesi için Moskova üzerindeki nüfuzunu kullanmasına karşılık Berlin’den bazı taleplerde bulunabilir. Bu da Almanya’nın Japonya’yla ilişkilerinin gerilemesine neden olabilir. Zira Çin’in Rusya üzerindeki ekonomik etkisi oldukça yüksektir. Dolayısıyla eğer Çin, Rusya’dan Ukrayna’daki savaşla ilgili, enerji bağlamında ve buna benzer birçok konuda taleplerini dile getirirse bunun karşılığında Almanya’dan büyük taleplerde bulunabilir. Bu doğrultuda Pekin, Berlin’den Pasifik’teki anlaşmazlıklar ve insan hakları ihlalleri gibi konularda Tokyo’nun yanında konumlanmamasını isteyebilir.
İkinci olarak Japonya, geleceğe yönelik politikasında çıkarlarını gözeterek adımlar atabilir. Örneğin Japonya’nın Çin’e insan hakları konusunda eleştiriler getirmemesi, Alman-Japon ilişkilerinin sorgulanmasına yol açabilir. Çünkü Almanya, insan hakları gibi değerlere destek veren bir ülke olarak Japonya’nın attığı adımdan rahatsızlık duyabilir.
Son olarak Almanya, 2019 yılında yayınladığı politika bildirisinde, Hint-Pasifik bölgesinde ortaklık kuracağı ülkelerin demokratik ve ortak değerlere sahip olması gerektiğine değinmiştir. Ancak 2022 yılının Eylül ayında Almanya Hükümeti tarafından verilen mesajlar ve yapılan açıklamalar, söz konusu politikasında değişikliğe gidildiğini göstermektedir. Buna göre, Hint-Pasifik’te kuracağı ortaklık ve işbirliklerinin bölgedeki bütün devletlere yönelik olacağı ifade edilmiştir. Yani demokrasi ve insan hakları gibi ortak değerlere bağlılık arka plana alınmış ve çıkarlar üzerinden işbirliklerine ağırlık verileceği anlaşılmıştır. Esasen dünyadaki güç ekseninin ve jeopolitik önemin Asya bölgesine kaydığı bir konjonktürde Almanya’nın böylesi bir değişikliğe gitmesi rasyoneldir. Fakat bölgede ortaklık kurulacak devletlerin artmasıyla Japonya’yla münasebetlere verilen önem de azalabilir.
Kısacası Japonya-Almanya ilişkilerinde işler yolunda gitmektedir. Son yıllarda görüşme ve ziyaretlerin artması, imzalanan anlaşmalar ve verilen mesajlar, iki ülkenin işbirliğini güçlendirmek ve özellikle de güvenlik temelinde daha çok işbirliği yapmak istediğini göstermektedir. Bu da ikili ilişkilerin daha da gelişeceği anlamına gelmektedir. Bununla birlikte Çin’in konumu ve tutumu, taraflar arasındaki ilişkileri etkileyebilecek en önemli faktör olarak dikkat çekmektedir.
[1] Haruka Nuga-Mari Yamaguchi, “Germany Stresses İncreasing Defense Role in Indo-Pacific”, AP News, 1 Kasım 2022, https://apnews.com/article/europe-business-china-japan-germany-5f9944de51934227f0a051cf15ee3f5f (Erişim Tarihi: 26.11.2022).
[2] “Japan, Germany Vow To Guard Rules-Based Int’l Order Amid Ukraine War”, Kyodo News, 11 Temmuz 2022, https://english.kyodonews.net/news/2022/07/033e3232483a-japan-germany-foreign-chiefs-seek-cooperation-amid-chinas-rise.html (Erişim Tarihi: 26.11.2022).
[3] Julian Ryall, “Germany, Japan Seek Deeper Ties During Scholz Visit”, Deutch Welle, 27 Nisan 2022, https://www.dw.com/en/germany-and-japan-seek-deeper-ties-during-scholz-visit/a-61608621 (Erişim Tarihi: 26.11.2022).
[4] “China’s ‘Zero-COVID’ Policy Frustrates EU Firms”, Deutch Welle, 5 Mayıs 2022, https://www.dw.com/en/chinas-zero-covid-policy-prompts-eu-firms-to-put-investments-on-hold/video-61694530, (Erişim Tarihi: 26.11.2022).
[5] Japonya Başbakanlık Ofisi, “Japan’s Response to Russia’s Aggression against Ukraine”, https://japan.kantei.go.jp/101_kishida/statement/202205/_00009.html, (Erişim Tarihi: 26.11.2022).
[6] Federal Dış İlişkiler Ofisi, “Statement by Foreign Minister Annalena Baerbock”, 6 Temmuz 2022, https://www.auswaertiges-amt.de/en/newsroom/news/baerbock-asia-g20/2541110, (Erişim Tarihi: 26.11.2022).