Afganistan’ın Rusya’yla Değişken Siyasi İlişkileri

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Afganistan ve Rusya arasındaki ilişkiler tarihsel olarak karmaşık ve dalgalı bir seyir izlemiştir. İkili ilişkiler, Sovyetler Birliği’nin 1979 yılında Afganistan’ı işgal etmesiyle başlayan süreçten belirgin şekilde etkilenmiştir. Bu tarihten sonra ilişkiler kimi zaman dostane ve kimi zamansa gerilimli olarak devam etmiştir.

1979-1989 tarihlerini kapsayan dönemde; Sovyetler Birliği, Afganistan’ı işgal ederek uzun süren bir savaşa neden olmuştur. Bu süreçte Ruslar, Afganistan’daki komünist hükümeti desteklemek amacıyla askeri bir müdahalede bulunmuş ve müdahale karşısında Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve diğer Batılı ülkeler tarafından ciddi şekilde eleştirilmiştir. Aynı zamanda Afgan mücahitlerin direnişiyle karşılaşmıştır. Bu direniş nedeniyle Sovyet askerleri 1989 yılında işgali sona erdirmiştir. Bu dönemde Afganistan ve Rusya ilişkileri gerilmiş ve işgalin sona ermesiyle birlikte iki ülke arasındaki ilişkiler tamamen kopmuştur.

Sovyetler Birliği’nin çekilmesinden sonra 1992-2001 yılları arasında ülke iç savaşa sürüklenmiştir. Bu dönemde ikili ilişkiler genellikle gerilimli seyretmiştir. 1990’ların sonlarına doğru ve 2000’lerin başlarında Rusya’nın Afganistan’daki durumu yakından takip ettiği ve Taliban rejimiyle gizli ilişkileri olduğu iddiaları ortaya çıkmıştır. Ayrıca Afgan gruplarının birbirine karşı savaşması ülkedeki istikrarsızlığın artmasına neden olmuştur. Bu dönemde Afganistan’daki terör tehdidi nedeniyle Rusya, ABD ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’yle (NATO) bazı ortak çıkarlar doğrultusunda çalışmalar gerçekleştirmiştir.

1996-2001 yıllarını kapsayan süreçte Taliban, Afganistan’ın büyük bir bölümünü kontrol ederek iktidarı ele geçirmiş ve böylece Rusya-Taliban arasındaki gizli ilişkiler hakkında çeşitli iddialar gündeme gelmiştir. Ancak Rus Hükümeti her zaman bu iddiaları reddetmiş ve her fırsatta Taliban’ın “terörist bir örgüt” olduğunu kamuoyuna duyurmuştur.

2010’ların sonu ve 2020’lerin başlarında Rusya, Afganistan’daki siyasi sürece daha aktif bir şekilde dahil olmuş ve Taliban’la doğrudan temaslar kurmuştur. Rusya, Afganistan’daki durumu izlemeye ve barış sürecine katkıda bulunmaya devam etmiş ve Taliban’a karşı yürütülen ortak yaklaşımı desteklemiştir. Rusya, Taliban’ın artan etkisinden kaygı duymuş ve terörizmle mücadelede ABD ve NATO’yla işbirliği yapmaktan çekinmemiştir. Ayrıca Moskova, Afganistan’ın barış sürecine katkıda bulunma isteğini sıklıkla dile getirmiştir. Ancak 2021 yılında Afganistan’daki durum tekrar değişmiş ve Taliban, ülkenin büyük bir kısmını kontrol altına almış ve Amerikan askerlerinin Afganistan’dan çekilmesiyle bölgedeki güç dengeleri yeniden şekillenmeye başlamıştır. Bu süreçte Rusya, Taliban’la diyalog kurma isteğini açıklamış ve Taliban’a karşı herhangi bir tehdit oluşturmamak kaydıyla Afganistan’daki diplomatik misyonunu sürdürmeye devam edeceğini belirtmiştir.

Rusya’nın Afganistan için önemi bölgesel ve jeopolitik faktörlerden kaynaklanmaktadır. Afganistan, Orta Asya’nın kavşak noktası olmasından dolayı stratejik bir konuma sahiptir. Bu nedenle Afganistan’daki gelişmeler ve istikrarsızlık bölgesel ve küresel güvenlik açısından önem taşımakta ve Rusya, Afganistan’a yönelik politikalarını çeşitli faktörlerin birleşimiyle şekillendirmektedir.

Afganistan’daki istikrarsızlık, terör örgütleri ve uyuşturucu ticareti, bölgesel güvenlik tehditlerini arttırmakta ve Rusya, bu tehditlerin kendi güvenliğini etkileyebileceğini düşünerek ülkedeki durumu yakından takip etmektedir.

Afganistan dünya üzerinde afyon ve eroin üretiminde önemli bir ülke konumundadır. Bu uyuşturucu trafiği hem Afganistan içindeki güvenlik durumunu kötüleştirirken hem de bölge ve dünya genelindeki uyuşturucu bağımlılığını olumsuz etkilemektedir. Rusya uyuşturucu trafiğinin kontrol altına alınmasına ve yayılmasının önlenmesine yönelik çabaları desteklemektedir. Afganistan’daki istikrarsızlık ve çatışma durumu bölgedeki diğer ülkeleri de kötü etkilemektedir. Rusya bölgedeki istikrarsızlık nedeniyle göç, terörizm ve diğer güvenlik tehditlerinin artmasını önlemek için bölgesel istikrarı teşvik etmeye çalışmaktadır. Rusya, Orta Asya’daki etkisini arttırmak ve bölgede nüfuzunu sürdürmek istemektedir. Afganistan, Rusya için Orta Asya’daki stratejik konumu nedeniyle bölgedeki etkisini güçlendirmeye yönelik bir alan olarak görülmektedir.

Afganistan ve Rusya ilişkileri tarihsel olarak iniş çıkışlı seyretse de dönemin siyasi koşullarına bağlı olarak değişkenlik göstermiştir. Her iki ülke; bölgesel güvenlik, terörle mücadele, uyuşturucu ticareti ve diğer ortak çıkarlar nedeniyle ilişkilerini değerlendirip siyasi süreci yürütmektedirler. Afganistan’daki iç siyasi dinamikler, bölgesel durum ve uluslararası güvenlik koşulları gibi etkenler Rusya ile Afganistan arasındaki ilişkilerin karmaşıklığını ve değişkenliğini etkilemektedir.

Ayşe Süreyya PEKÇETİN
Ayşe Süreyya PEKÇETİN
Ayşe Süreyya PEKÇETİN, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü mezunudur. Aynı zamanda PEKÇETİN, çift anadal kapsamında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü de tamamlamıştır. Yüksek lisans derecesini 2011 yılında Marmara Üniversitesi İşletmecilik Anabilim Dalı’nda hazırladığı “hazırladığı “Serbest Bölgeler ve Nitelikli Sanayi Bölgelerinin İhracata Olan Katkılarının İncelenmesi” başlıklı teziyle almıştır. PEKÇETİN, doktora eğitimine İstanbul Gedik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı’nda devam etmektedir. PEKÇETİN, iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler