AB’nin Yeşil Enerji Dönüşümü

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

AB’nin dev enerji üreticisi konumda olan ve kıta üretiminin yarısını karşılayan Almanya, Avusturya, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Fransa ve İsviçre’nin katılım sağladığı “Beşli Enerji Forumu” toplantısı 18 Aralık 2023 tarihinde tamamlanmıştır. Forumda yapılan konuşmalar ve çalışmaların ana odağında halihazırda bitmiş olan COP28 taahhütleri ve karbonsuz bir enerji dönüşümü yer almıştır. Bilindiği üzere bu ülkeler 2035 yılına kadar karbon salınımı yapmayan enerji sistemlerine yönelme kararı almıştır.

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) sıfır emisyon hedefine yönelik yol haritasına dayanarak yedi ülke;  güç sistemini zamanında karbonsuzlaştırmanın,  2050 yılına kadar tam karbonsuzlaşmanın önkoşulu olduğuna karar vermiştir.[i] Forum içerisinde yapılan mutabakatlarda ülkeler, belirlenen hedeflere ulaşmada işbirliği prensipleri konusunda anlaşmışlardır. Hollanda İklim ve Enerji Politikası Bakanı Rob Jetten, “Beşli Enerji Forumu” ülkelerindeki elektrik üretiminin AB genel çıkışının neredeyse yarısını oluşturduğunu hatırlatarak bu yedi ülkenin enerji sistemlerinin hızlı bir şekilde karbonsuz hale getirilmesinin Avrupa’da CO2 emisyonlarını önemli ölçüde azaltacağını belirtmiştir.[ii] Yapılan açıklamaya ek olarak artık kömür, doğalgaz ve fosil yakıtların kullanıldığı enerji santrallerine ihtiyaç olmadığı belirtmiştir.

Bunun yanında Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan beri AB’nin Rus fosil yakıtlarına olan bağımlılığını büyük ölçüde azalttığı bilinmektedir. Kömür ithalatını aşamalı olarak durduran AB, petrol ithalatını ise yüzde 90 oranında azaltmıştır. Yine AB, gaz ithalatını 2021 yılında 155 milyar metreküpten 2022 yılında yaklaşık 80 milyar metreküpe düşürmüştür. 2023 yılı sonundaki resmi rakamlara göre bu rakımın 40-45 milyar metreküpe düşmesi beklenmektedir.

AB, gaz talebini önceki beş yıla kıyasla yüzde 18’den fazla azaltarak yaklaşık 53 milyar metreküp gaz tasarrufu sağlamıştır. Gaz depolama tesisleri, 2022-2023 kışı öncesinde yüzde 95 kapasiteye kadar doldurulmuştur ve yaşadığımız bu kış dönemi öncesinde bugün yüzde 98’in üzerinde doluluk oranına sahiptir. AB Enerji Platformu, 44,75 milyar metreküplük talebi toplayarak ve bunu 52 milyar metreküplük arz teklifleriyle eşleştirerek üç tur ortak gaz alımı düzenlemiştir. Kontratlarda büyük enerji reformlarına gidilerek enerji fiyatlarının konut tüketimine makul hale getirilmesi sağlanmıştır.

2022-2023 periyodu, yeni güneş fotovoltaik (PV) kapasitesi (+41 GW) açısından rekor bir dönem olmuştur. Bu oran, 2021 yılındaki kapasiteye (+26 GW) göre yüzde 60 daha fazladır. Yeni kara ve deniz rüzgâr kapasitesi 2021 yılına göre yüzde 45 daha yüksekti. 2022 yılında elektriğin yüzde 39’u yenilenebilir enerji kaynakları tarafından üretildi ve mayıs ayında rüzgâr ve güneş enerjisi, AB elektrik üretiminde ilk kez fosil yakıtları geride bıraktı. 2030 yılına kadar AB’de yenilenebilir enerjinin minimum yüzde 42,5’lik bir paya sahip olması ve yüzde 45’e ulaşma hedefi yönünde yasal hedefler üzerinde anlaşmaya varılmıştır.[iii] Nihai enerji tüketimini 2030 yılına kadar yüzde 11,7 oranında azaltmak amacıyla enerji verimliliği hedefleri de artırılmıştır.

Gaz fiyatları, Ağustos 2022 tarihinde 294 €/MWh ile zirve yaparken, Ocak-Haziran 2023 döneminde ortalama 44 €/MWh’ye gerilemiştir. Elektrik fiyatları ise Ağustos 2022 tarihinde 474 €/MWh ile zirve yapmış ve 2023 yılından bu yana ortalama 107 €/MWh’ye gerilemiştir.[iv] Buna rağmen yapılan analizler ve araştırmalar rehavete gerek olmadığı konusunda uyarmaktadır.

İsviçre Federal Çevre, Ulaştırma, Enerji ve Haberleşme Dairesi Başkanı Albert Rosti, ülkenin kamu yayıncısı SFR’ye verdiği demeçte şu ifadeleri kullanmıştır:[v]

“Fosil yakıtları kademeli olarak ortadan kaldırmak, ithal edilen elektriğin de fosilsiz olması durumunda anlamlıdır. Mevcut nükleer santrallerin öngörülen 50 yıldan daha uzun süre çalışacağını varsayıyoruz. Şu anda en az 60 yıl süreyle çalıştıklarını düşünüyoruz.”

Burada yapılan açıklamada, nükleer enerjinin hala AB için ne kadar büyük bir kilit olduğu anlaşılmaktadır. Yenilenebilir enerjiye geçiş aşamasında mevcut karbon salınımı oranlarının azaltılmasında ve büyük güç santralleri olarak adlandırılan nükleer enerji santrallerin önemi korunmaktadır. Enerjide istikrarlı büyüme, ülkelerin sanayileşmesinde ve büyümesinde direkt etki sahibidir. Yeşil enerji dönüşümünün radikal olarak değil, planlı ve istikrarlı yapılması AB ülkelerinin ekonomik ve sanayi güçlerinin küresel rekabette korunmasını sağlayacaktır.

Yeşil dönüşüm üzerine sadece fosil yakıtlara bağlı enerji türlerinin bırakılması yetmemektedir. AB’nin bu sene sonuna doğru yapmış olduğu enerji reformlarında kontratlı alımların kısa vadelere çekilmesi, ikili anlaşmalarda esnekliklerin yaşanması ve devlet sübvansiyonları gibi uygulamalar hukuki ve siyasi hamleler olsa bile buna ek olarak mühendislik alanındaki çalışmalarla pekiştirilmesi oldukça önemlidir.

AB ülkeleri arasında yeni trend olmuş başlıca Almanya ve Fransa gibi ülkelerde başlatılan enerji verimliliği bölgeleri ile artık mevsim şartlarının getirdiği meteorolojik farklılıkların enerji tüketiminde farklı uygulama alanlarına yol açtığı bilinmektedir. Fransa örneğini incelersek ülkede sekiz farklı iklim bölgesi belirlenmiş ve burada bulunan sanayiden konuta enerji tüketiminin coğrafyaya uygun ve verimli bir şekilde yapılması sağlanmıştır. Kıtada milyonlarca ısıtma ve soğutma sisteminin hem konutta hem de endüstride kullanılması direkt olarak küresel ısınmaya etki ettiğinden; ozon tabakasına zarar verme riski (ODP) sıfır olan ve karbondioksit salınımı oranı (KIP) değeri sıfır olan soğutucu akışkanların kullanılması da AB’nin yeşil dönüşüm planlarını desteklemektedir.

Son olarak enterkonnekte sistemin bütün kıta için vazgeçilmez olan bir diğer yatırımlarda rüzgâr enerji yönünde trend göstermektedir. Rüzgâr enerjisi konusunda süreklilik arz etmeyen enerji üretiminin yanı sıra sürekli ve büyük ölçekte enerji üretimi yapan deniz üstü rüzgâr enerji santralleri Kuzey Avrupa ülkeleri için yeşil dönüşümün anahtarı olarak görünmektedir. 2025 ve 2026 yıllarında tamamlanması planlanan büyük lityum-iyon pilleri, akifer enerji depolama sistemleri ve hidrojen enerjisine dayalı enerji dönüşümü için AB, emin adımlarla bu projeleri devam ettirmek konusunda kararlıdır.


[i] “Seven European Countries To Shut Down All CO2-Emitting Power Plants By 2035”, Balkan Green Energy News, https://balkangreenenergynews.com/seven-european-countries-to-shut-down-all-co2-emitting-power-plants-by-2035/, (Erişim Tarihi: 19.12.2023).

[ii] Aynı yer.

[iii] “REPowerEU: A Plan To Rapidly Reduce Dependence On Russian Fossil Fuels And Fast Forward The Green Transition.”, European Commission, https://ec.europa.eu/commission/presscorner/detail/en/IP_22_3131, (Erişim Tarihi: 18.12.2023).

[iv] “Enerji Birliği Durum Raporu 2023: AB, REPowerEU Hedeflerine Ulaşma Yolunda İlerliyor.”, Temiz Enerji, https://t.ly/VXb2P, (Erişim Tarihi: 26.10.2023).

[v] “Switzerland, 6 EU Members Agree To Decarbonize Power Generation”, AA, https://www.aa.com.tr/en/environment/switzerland-6-eu-members-agree-to-decarbonize-power-generation/3087374, (Erişim Tarihi: 20.12.2023).

Ömer Faruk PEKGÖZ
Ömer Faruk PEKGÖZ
Gazi Üniversitesi-Enerji Sistemleri Mühendisliği

Benzer İçerikler