ABD’nin Taliban Muhaliflerine Yönelik Politikası

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarihinde en uzun süren savaş, Afganistan müdahalesi olmuştur. ABD, yirmi yıllık işgalin arından Taliban’ı yok edemeyeceğini düşünerek Afganistan bataklığına gömülmek yerine, Taliban’la uzlaşıp askerlerini çekmeyi seçmiştir. Bu amaç doğrultusunda Washington, 29 Şubat 2020 tarihinde Taliban’la Doha Antlaşması’nı imzalamıştır. Antlaşmaya göre ABD, Afganistan’dan çekilecektir. Taliban ise Afganistan topraklarının ABD ve müttefiklerine karşı kullanılmasına müsaade etmeyeceği taahhüdünde bulunmuştur. Daha sonra da Afganlar arası müzakereler sonucunda “Yeni İslam Devleti”nin kurulması öngörülmüş ve ABD’nin Afganistan’ın egemenliğine saygı duyması kararlaştırılmıştır. Ayrıca Washington yönetimi, Afganistan’ın iç meselelerine karışmayacağını ve yeni kurulan hükümeti destekleyeceğini beyan etmiştir.

ABD, Doha Antlaşması kapsamında söz konusu ülkedeki askerlerini çekse de mevzubahis antlaşmanın kalan kısmını uygulamamıştır. Taliban ise Afganistan Hükümeti’yle gerçek manada görüşmeyi reddetmiş ve gücün barışçıl şekilde kendisine teslim edilmesini istemiştir. Taliban’a göre, İslam Devleti’nden kastedilen şey, “Afganistan İslam Emirliği’dir.” ABD, Afganlar arası görüşmelerin sonucunu beklemeyip tamamen çekileceğini açıklayınca da Taliban, tüm gücüyle harekete geçmiştir. Böylece Taliban, Batı’nın desteğiyle kurulan Cumhuriyet rejimini devirip bir kez daha bayrağını Afganistan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na dikmiştir.

Taliban’ın Afganistan’a yeniden egemen olduğu sırada devrik rejimin yetkilileri ya yurtdışına çıkmış ya da Penşir’e giderek Taliban karşıtı “Penşir Hareketi’ni” kurmuştur. Penşir Hareketi ve Taliban’ın uzlaşamaması üzerine Taliban, güç kullanarak Penşir’i ele geçirmiştir. Bu süreçte Taliban ilan ettiği genel affa sadık kaldığını açıklamış ve “Geri Dönüş Komisyonu” kurarak yurtdışındaki muhaliflerini ülkeye dönmeye çağırmıştır. Her ne kadar devrik rejimin bazı yetkilileri, Kabil’e dönse de önde gelen yetkililer yeni siyasi yapılar kurarak, Afganistan’ın geleceği hakkındaki planlarını ve Taliban’la uzlaşma koşullarını kamuoyuyla paylaşmıştır.

Taliban muhaliflerinden Penşir Hareketi, askeri seçeneğe; eski Kuzey İttifakı liderlerinden oluşan “Afganistan’ı Kurtarmak için Yüksek Direniş Konseyi” ise siyasi ve askeri yönetime vurgu yapmaktadır. Son olarak Afganistan devrik rejiminin Dışişleri Bakanı Muhammed Hanif Atmar liderliğinde “Afganistan Ulusal Barış ve Adalet Hareketi” kurulmuştur. Söz konusu hareket, Afgan Sorunu’nun askeri yollarla çözülemeyeceğini; ancak siyasi yöntemlerle barışın tesis edilebileceğini açıklamıştır. Bu bağlamda bahsi geçen hareket, Doha Antlaşması kapsamında Taliban’ın Afganlar arası görüşmeleri başlatmasını ve ABD başta olmak üzere uluslararası toplumun bu sürece destek vermesini talep etmiştir.[1]

Her ne kadar ABD, Afganistan’dan çekilse de Doha Antlaşması’na aykırı olarak Taliban’ın yönetimi zorla ele geçirdiğini iddia ederek herhangi bir devlet ya da uluslararası örgütün Taliban Hükümeti’ni tanımasını engellemektedir.

Bununla birlikte Washington, Afganistan’ın ulusal rezervlerini bloke etmiştir ve Taliban’a baskı uygulamaktadır. ABD, terörle mücadele adı altında insansız hava araçlarını (İHA) Afganistan hava sahasında bulundurmakta ve çeşitli hedefleri vurmaktadır. Gerçekleşen son bir olayda ABD, El-Kaide terör örgütünün lideri Eymen El-Zevahiri’yi Kabil’de öldürmüştür.  

Washington yönetimi, Taliban’a baskı yapmakla birlikte, aynı zamanda Taliban’la ilişki kurarak örgütün daha fazla zayıflamasını önlemektedir. Bu bağlamda ABD, uluslararası toplumun insani yardım adı altında Afganistan’a dolar göndermesine ve Taliban’ın en çok ihtiyaç duyduğu Afgan banknotlarının basılmasına yeşil ışık yakmıştır.[2] Washington yönetiminin bu yaklaşımı, yabancı para birimleri karşısında Afgani’nin değerini korumasını sağlamıştır.

ABD, bir yandan silahlı muhalifleri desteklemeyeceğini duyururken; diğer taraftan da Taliban karşıtlarını hedeflerini birleştirmeye çağırmaktadır. ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Tom West, yaptığı bir konuşmada ülkesinin Taliban’ın silahlı muhaliflerini desteklemeyeceğini ve başka devletlerin de desteklememesi gerektiğini ifade etmiştir.[3]

Bilindiği gibi ABD, El-Kaide lideri Zevahiri’nin öldürülmesinin ardından önce Taliban’la görüşmelerini askıya almış; daha sonra da Taliban İstihbarat Başkanı ile ABD İstihbarat Başkan Yardımcısı Doha’da bir araya gelmiştir. Mevzubahis görüşmenin ardından Al-Jazeera’ye konuşan Taliban yetkilisi, ABD’nin Taliban’ın silahlı muhaliflerini desteklemeyeceği konusunda söz verdiğini belirtmiştir.[4]

ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi, yurtdışında bulunan Taliban muhalifleriyle görüşmek üzere farklı devletlere gidip kadın temsilciler ve diğer muhaliflerle temaslarda bulunmaktadır. Bu bağlamda West’in Duşanbe, Taşkent, Yeni Delhi, Doha ve diğer başkentlerde bulunan Taliban muhalifleriyle görüştüğü görülmüştür.

Söz konusu toplantılar vesilesiyle West, Afganistan’ın geleceğiyle ilgili Taliban muhaliflerinin görüşlerini öğrenmiştir. West, Taliban karşıtlarından isteklerini uluslararası toplumun koşuları doğrultusunda belirlemelerini ve askeri seçenekten vazgeçmelerini talep etmiştir.[5]

Ayrıca ABD, Afganistan’da bulunan Afgan siyasetçilerle de görüşmektedir. Bu bağlamda West’in zaman zaman Eski Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai ve devrik rejimin Ulusal Uzlaşı Konseyi Başkanı Abdullah Abdullah’la telefonda görüştüğü açıklanmaktadır. West, Karzai’yle yaptığı son görüşmede, kız okullarının açılmasının önem arz ettiğine ve Afganistan’ın geleceğini belirlemek için ulusal görüşmelerin başlaması gerektiğine vurgu yapmıştır.[6]

Washington yönetimi, Taliban ile muhalifleri uzlaştırma politikası bağlamında taraflar üzerinde etkisi olan devletlerle de ilişkilerini geliştirmektedir. Bu kapsamda ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi, Tacikistan yöneticileriyle görüşmüştür. Söz konusu görüşmenin ardından yapılan açıklamada, Washington ve Duşanbe’nin Afganistan’da tüm tarafların katılacağı meşru bir siyasi sürecin başlamasını destekleyecekleri belirtilmiştir.[7] Dahası ABD, son zamanlarda Taliban üzerinde önemli bir nüfuza sahip olan Pakistan’la da münasebetlerini geliştirmiştir. İslamabad da uluslararası toplumun koşulları doğrultusunda Taliban’ın adım atması gerektiğini dile getirmektedir.

ABD, Taliban’ın tüm muhalifleriyle görüşse de Taliban’a karşı siyasi yönteme vurgu yapan muhaliflerin fikirlerini önemsemekte ve onların taleplerini, Doha Antlaşması kapsamında ortaya koymalarını istemektedir. Nitekim Taliban’ın tüm muhalifleri, isteklerini Doha Antlaşması’na dayandırmakta ve Taliban’ın Afgan halkı ve uluslararası toplumun koşulları olan çoğulcu, insan haklarına saygılı ve terörle mücadele eden hükümetin kurulmasına müsaade etmesini ve gerçek manada Afganlar arası müzakerelerin başlatılması suretiyle ülkenin geleceğinin belirlenmesini istemektedir.

Sonuç olarak ABD, Taliban ile muhalifleri uzlaştırma arayışı içerisindedir. Washington yönetiminin buradaki hedefinin ise kaybettiği prestiji ve güveni yeniden tesis ederek “barışı inşa eden aktör” görüntüsü çerçevesinde hegemonyasını pekiştirmek olduğu söylenebilir.


[1] “Afganistan Ulusal Barış ve Adalet Hareketinin Tüzüğü”, https://drive.google.com/file/d/1HXI976FGUAEwnwk5_djKpiPMvikg46Mb/view, (Erişim Tarihi: 28.10.2022).

[2] “طالبان و نماینده امریکا از چاپ بانک‌نوت‌های تازه افغانی خبر دادند”, Afintl, https://www.afintl.com/202210226984, (Erişim Tarihi: 28.10.2022).

[3] “مقاومت آمادگی می‌گیرد؛ امریکا گفت از مخالفان مسلح طالبان حمایت نمی‌کند/ وضعیت در واقعیت چگونه است؟”, Sputnik, https://l24.im/JD8, (Erişim Tarihi: 28.10.2022).

[4] “طالبان: آمریکا به نیروهای مسلح ضد حکومت افغانستان کمک مالی نمی‌کند”, IRNA, https://l24.im/9muit, (Erişim Tarihi: 28.10.2022).

[5] “نماینده آمریکا با سران جبهه ضد طالبان در ترکیه دیدار کرد”, Pars Today, https://parstoday.com/dari/news/afghanistan-i176350, (Erişim Tarihi: 28.10.2022).

[6] “گفت‌وگوی ویست و کرزی؛ تأکید بر نیاز فوری به گفتمان ملی واقعی در افغانستان”, 8am, https://8am.media/the-conversation-between-wist-and-karzai-emphasizing-the-urgent-need-for-a-real-national-discourse-in-afghanistan/, (Erişim Tarihi: 28.10.2022).

[7] “نماینده امریکا از «همکاری نزدیک» با تاجیکستان در مورد افغانستان خبر داد”, Afintl, https://www.afintl.com/202206035965, (Erişim Tarihi: 28.10.2022).

Ahmad Khan DAWLATYAR
Ahmad Khan DAWLATYAR
Ahmad Khan Dawlatyar, 2013 yılında Kunduz Üniversitesi Hukuk ve Siyaset Bilimi Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi Anabilim Dalı’nda “Türkiye Cumhuriyeti ve Afganistan İslam Cumhuriyeti Anayasalarında Güçler Ayrılığı İlkesi Üzerine Karşılaştırmalı Bir Analiz” başlıklı teziyle 2019 yılında almıştır. Çeşitli bilimsel etkinliklere katılan Dawlatyar, Afganistan sorunuyla ilgili bildiriler ve makaleler sunmuştur. Bu kapsamda “Afganistan Sorununun Dini ve İdeolojik Nedenleri” başlıklı sunumu yayınlanmıştır. Halihazırda Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktora eğitimine devam etmektedir. ANKASAM bünyesinde yürütülen çalışmalara katkıda bulunan Ahmad Khan Dawlatyar’ın başlıca çalışma alanları Afganistan ve Pakistan’dır. Dawlatyar, anadil seviyesinde Farsça, Özbekçe, Türkçe ve Peştunca dillerine hakimdir. Ayrıca orta düzeyde İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler