24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı,[1] küresel sistemi derinden sarmış ve yeni bir rekabet ortamı doğurmuştur. Soğuk Savaş Dönemi’nden kalan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasındaki rekabet, bu savaşla birlikte ABD-Rusya gerginliği şeklinde tekrar gün yüzüne çıkmıştır. Bu, 1989 senesinde Berlin Duvarı’nın yıkılması[2] ve 1991 yılında Soğuk Savaş’ın bitiminin[3] ardından Washington-Moskova hattında yaşanan en büyük gerilimdir.
Rusya, bu savaşın gerekçesi olarak Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) Doğu Avrupa’ya genişlemesini ve sınırlarına dayanmasını göstermiştir.[4] Bu bağlamda Avrupa Birliği (AB) üye ülkeleri arasında petrol tavan fiyat uygulamasını[5] da kapsayacak bir şekilde Rusya’ya karşı ciddi yaptırımlar hayata geçirilmiştir.[6] Söz konusu yaptırımların birçoğunun ABD’nin isteği neticesinde yapıldığı bilinmektedir. Nitekim mevzubahis yaptırımlardan Avrupa’nın da oldukça kötü etkilendiği düşünülürse Washington temelli bu mücadeleyi Brüksel’in ne kadar devam ettirebileceği soru işaretidir.
ABD, öte yandan NATO üye ülkelerinin Gayri Safi Yurt İçi Hasılalarının (GSYİH) %2’sini savunmaya harcamasını istemektedir.[7] Doğu Avrupa bağlamında bakacak olursak, Moskova’ya karşı daha sert bir tutum takınılmasını isteyen Polonya’nın savunma harcamalarını %4’e çıkardığı,[8] ancak Almanya’nın %2 konusunda tereddütlü olduğu söylenebilir.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Joe Biden’ın Rusya’nın Ukrayna’da zafer kazanması durumunda NATO ülkelerine de saldıracağı iddiasını tamamen saçmalık olarak nitelendirmiştir. Putin, Rusya’nın NATO askeri ittifakıyla savaşma niyetinin olmadığını ekleyerek, “Bu tamamen saçmalık ve sanırım Başkan Biden bunun farkında” demiştir. Sözlerinin devamında Putin, Biden’ın bu açıklamalarını, Rusya’ya yönelik “yanlış politikasını” haklı çıkarmak için bir girişim olarak değerlendirmiştir.[9]
Biden, 2023 yılının Aralık ayının başlarında Putin’in Ukrayna’da zafer kazanması durumunda Rusya’nın bir NATO ülkesine saldıracağı uyarısında bulunmuştu. Ancak Biden, açıklamaları için net bir kanıt sunmamıştı. Öte yandan Putin, Rossiya devlet televizyonu tarafından yayınlanan bir röportajda, “Rusya’nın ne ekonomik ne politik ne de askeri olarak NATO ülkeleriyle savaşma gibi bir nedeni, bir çıkarı yok” demiştir.[10]
Rusya ile NATO arasındaki ilişkiler, tarihsel olarak gerilimli ve karmaşık olmuştur. Son dönemde Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi ve buna bağlı olarak Biden’ın yaptığı açıklamalar, bu ilişkileri daha da karmaşık hale getirmiştir. Putin, Biden’ın iddialarını “tamamen saçmalık” olarak nitelendirmiş ve bunların geçerli bir temele dayanmadığını vurgulamıştır. Ona göre Rusya’nın NATO’yla savaşma gibi bir çıkarı veya nedeni bulunmamaktadır.
Biden’ın açıklamaları ise Rusya’nın Ukrayna’daki eylemlerine karşı bir uyarı niteliğindedir. Ancak açıklamalarının somut bir kanıtla desteklenmemesi, Putin tarafından “yanlış politika” olarak nitelendirilmesine yol açmıştır. Bu durum Rusya-NATO ilişkilerindeki mevcut gerginliği vurgulamaktadır. Putin’in açıklamaları, Rusya’nın NATO’yla doğrudan bir çatışma niyetinde olmadığını, ancak Ukrayna’daki durumu kontrol altında tutma amacında olduğunu göstermektedir. Biden’ın açıklamaları ise Rusya’nın eylemlerinin uluslararası bir boyut kazanması durumunda NATO’nun tepkisini gösterme amacını taşımaktadır.
ABD ve NATO’nun Rusya’yla gerilim yaşamasının bir diğer nedeni de Rusya’nın Kuzey Kore’yle olan ilişkileridir. Nitekim Pyongyang, son yıllardaki askeri faaliyetleri nedeniyle uluslararası konjonktürde büyük ölçüde yalnızlaşmıştır. Bu da Kuzey Kore’nin isminin çok sık illegal aktivitelerle anılmasına neden olmaktadır. Pyongyang’ın Ukrayna’daki savaşta kullanılmak üzere Moskova’ya gizli bir şekilde silah sağladığı iddiaları, Kuzey Kore’nin adının geçtiği tartışmalı aktivitelerin başında gelmektedir.
Aynı zamanda Rusya’nın Ukrayna’daki savaşta Kuzey Kore yapımı füzeleri kullandığı iddiaları, iki ülke arasındaki işbirliğinin sadece diplomatik değil, aynı zamanda askeri boyutta da geliştiğini göstermektedir.Zira Batı’ya göre; Rusya, Kuzey Kore’ye sadece Doğu Asya’daki komşularını değil, aynı zamanda muhtemelen kıtalararası balistik füzelerle ABD’yi de tehdit edebilecek bir nükleer yetenekli füze programını geliştirmesinde destek olabilir. Askeri kapasitesini geliştirmekle birlikte bölgedeki tatbikatlarla sürekli komşularını alarma geçiren Pyongyang’ın Seul’le uzlaşma ve birleşme umutlarını söndürdüğü söylenebilir. ABD’nin bölgedeki hamlelerine yanıt olarak Kuzey Kore Ordusu, mühimmat endüstrisi, nükleer silahlar ve sivil savunma sektörlerine yaptığı yatırımlarla savaş hazırlıklarını hızlandırmaktadır.[11] Batı karşıtlığı noktasında Rusya ve Kuzey Kore’nin geliştirebileceği işbirliği zemininin oldukça fazla olduğu söylenebilir. Zira bu işbirliğinin Bat için zorlayıcı bir konjonktür oluşturabileceği öne sürülebilir.
Bu gelişmeler, Rusya-NATO ilişkilerinin hassas dengesini ve Ukrayna krizinin bu dengeyi nasıl etkilediğini göstermektedir. Diplomatik çözümlerin öneminin vurgulanması ve taraflar arasında iletişim kanallarının açık tutulması, uluslararası güvenliğin sağlanması açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu noktada, taraflar arasındaki diyaloğun güçlendirilmesi ve diplomatik çözümlere odaklanılması önem arz etmektedir.
[1] “February 24, 2023-It’s Now One Year Since Russia’s Invasion of Ukraine Began”, Cable News Network World, https://edition.cnn.com/europe/live-news/russia-ukraine-war-news-02-24-23/index.html, (Erişim Tarihi: 07.08.2023).
[2] “What Was the Berlin Wall and How Did it Fall?”, IWM, https://shorturl.at/dexRW, (Erişim Tarihi: 07.08.2023).
[3] “Mikhail Gorbachev: The Soviet Leader who Helped End the Cold War”, British Broadcast Corporation News, https://www.bbc.com/news/world-europe-13669848,(Erişim Tarihi: 07.08.2023).
[4] “Did NATO Expansion Really Cause Putin’s Invasion?”, American Foreign Service Association, https://afsa.org/did-nato-expansion-really-cause-putins-invasion, (Erişim Tarihi: 07.08.2023).
[5] “EU Agrees to Set $60 Price Cap Level for Russian Oil Exports”, Bloomberg, https://shorturl.at/ryDP1, (Erişim Tarihi: 07.08.2023).
[6] “Impact of EU Sanctions for European Companies in the Gulf”, Arabian Gulf Business Insight, https://shorturl.at/rswCE, (Erişim Tarihi: 07.08.2023).
[7] “NATO: Why is Spending 2% of GDP on Defence so Controversial?”, Euro News, https://www.euronews.com/2023/04/07/nato-why-is-spending-2-of-gdp-on-defence-so-controversial, (Erişim Tarihi: 19.08.2023).
[8] “Poland to Spend 4% of GDP on Defence This Year, Highest Current Level in NATO”, Notes from Poland, https://notesfrompoland.com/2023/01/31/poland-to-spend-4-of-gdp-on-defence-this-year-highest-current-level-in-nato/, (Erişim Tarihi: 19.08.2023).
[9] Putin Says Biden’s Remark about Russian Plan to Attack NATO is ‘Complete Nonsense’, Reuters, https://www.reuters.com/world/europe/putin-says-bidens-remark-about-russian-plan-attack-nato-is-complete-rubbish-2023-12-17/, (Erişim Tarihi: 17.12.2023).
[10] Putin Says Biden’s Remark about Russian Plan to Attack NATO is ‘Complete Nonsense’, Reuters, https://www.reuters.com/world/europe/putin-says-bidens-remark-about-russian-plan-attack-nato-is-complete-rubbish-2023-12-17/, (Erişim Tarihi: 17.12.2023).
[11] Aynı yer.