Müttefiki Japonya’yla askeri işbirliğini güçlendiren Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) kritik bir hamle gelmiştir. ABD Ordusu, 25 Nisan 2024 tarihinde nükleer enerjiyle çalışan uçak gemisi USS George Washington’un bu hafta ülkeden ayrılarak Japonya’ya doğru yola çıkacağını duyurmuştur. Yapılan açıklamada, nükleer enerjiyle çalışan Nimitz sınıfı uçak gemisi “USS George Washington”un 25 Nisan 2024 tarihinde Virginia’daki Norfolk Donanma İstasyonu’ndan ayrılarak Tokyo yakınlarındaki Yokosuka Üssü’ne doğru yola çıktığı bildirilmiştir.
Daha önce 2008-2015 yılları arasında Japonya’da bulunan USS George Washington, ülkede kalıcı olarak konuşlandırılan ilk nükleer enerjili uçak gemisi olmuştu. Japonya’dan 2015 yılında ayrılan söz konusu gemi, görevini USS Ronald Reagan’a devretmişti. ABD’nin donanma gemilerinin denizaşırı görevlerini 10 yılla sınırlandıran yasaları nedeniyle bu kez USS Ronald Reagan’ın Japonya’dan ayrılacağı belirtilmektedir.
Japonya Başbakanı Fumino Kishida’nın 12 Nisan 2024 tarihinde ABD’yi ziyareti esnasında iki ülke arasında çok sayıda anlaşma imzalanmıştı. ABD Başkanı Joe Biden, iki ülke kuvvetlerinin ortak bir komuta yapısı üzerinde işbirliği yapacağını ve Avustralya’yla birlikte yeni bir hava füze savunma ağı geliştireceklerini söylemiştir. Yaklaşık iki saat süren görüşmede liderler ağırlıklı olarak Hint-Pasifik bölgesindeki askeri konulardan, ayrıca Ukrayna ve Gazze’de devam eden çatışmalardan konuşmuştu. Bu gelişmeler doğrultusunda Kishida, ABD’yle birlikte hareket edeceğini belirtmişti.[1]
Görüşmelerde doğrudan söz edilmese de bu temasların asıl amacının Çin’e bir mesaj vermek olduğunu söyleyebiliriz. Washington, Japonya’daki Amerikan askerlerinin Öz Savunma Kuvvetleri’yle koordineli bir şekilde çalışması için birtakım değişikliklere gideceğini açıklamıştır. Diğer yandan Japonya, savunma bütçesini artıracağını belirtmiştir. Çin’le diyalogun devam etmesi gerektiğini söyleyen Kishida, ABD’de yaptığı görüşmelerde Tayvan-Çin meselesini ele aldıklarını ve hukukun üstünlüğüne dayalı uluslararası düzeni koruma sözü verdiklerini söylemiştir.[2]
Ayrıca 8 Nisan 2024 tarihinde Güney Çin Denizi’nde ABD, Avustralya, Filipinler ve Japonya tarafından ortak bir deniz tatbikatı düzenlenmiştir. Bu dört uluslu tatbikat, ülkelerin özgür ve açık bir Hint-Pasifik’i desteklemek için deniz alanında birlikte çalışacağının göstergesi olmuştur. Buna cevap olarak Çin Ordusu, yaptığı açıklamada Halk Kurtuluş Ordusu’nun Güney Tiyatro Komutanlığı altında bir “stratejik devriye” gerçekleştirdiğini duyurmuştur.
1954 yılından beri ABD, Tayvan’a destek olmaktadır. Fakat 1970’li yıllarda Çin’in Sovyetler Birliği’yle ittifakının bozulmasından sonra ABD, Çin’in stratejik öneminden dolayı “Tek Çin” politikasını kabul edeceğine, Çin Halk Cumhuriyeti’ni ülkenin tek yasal hükümeti olarak tanıyacağına ve Tayvan’a silah satışı yapmayacağına dair taahhütlerde bulunarak Çin’le yakın ilişkiler geliştirmiştir. Gelinen noktada ABD, “Tayvan Yasası” kapsamında bir yandan Tayvan’a destek olup diğer yandan Çin’in “Tek Çin” ilkesine olan bağlılığını yinelemektedir.
ABD, bölgedeki ülkelerle ittifaklar kurarak Çin’i deniz yoluyla çevrelemektedir. Bu yüzden ABD’nin Japonya’ya nükleer enerjili uçak gemisi göndermesi, Washington’un yalnızca Hint-Pasifik’teki etkinliğini artırması değil, aynı zamanda Çin’i kuşatma süreninin hızlandırılması anlamına gelmektedir. Hint-Pasifik bölgesinin “özgür ve açık” kalmasını sağlamak Biden yönetiminin birincil stratejik hedefidir. Deniz hukukunu korumayı, açık deniz yollarını ve deniz ticaretinin serbest akışını sürdürmeyi ve Tayvan’a desteği amaçlamaktadır. Bu amaçla ABD, askeri kapasitelerinin “entegre caydırıcılık” kapsamında yerel müttefikler ve ortaklarla iç içe geçebilmesini sağlamak için çalışmaktadır.[3]
ABD ve Çin arasında Tayvan konusunda yükselen gerilim, uzmanların daha geniş çaplı bir küresel çatışma riski konusunda ciddi uyarılarına neden olmaktadır. Viyana Üniversitesi’nden Doç. Dr. David F. J. Campbell, Tayvan konusunda yaşanacak herhangi bir askeri karşılaşmanın dünya barışı için bir kırılma noktası olabileceğini ve potansiyel olarak üçüncü bir dünya savaşına yol açabileceğini söylemiştir.[4] İstanbul’da düzenlenen Stratcom Zirvesi’nde konuşan Campbell, Rusya-Ukrayna Savaşı ve Gazze’deki son gerginlikler gibi mevcut çatışmalarla küresel ilişkilerin istikrarsız durumunun altını çizmiştir. ABD’nin stratejik belirsizlik politikasıyla Çin ve Tayvan arasındaki dengeleri gözettiğini belirten Campbell, bu hassas dengenin bozulması halinde belki de Üçüncü Dünya Savaşı’na sebebiyet verebileceği uyarısında bulunmuştur.[5]
Sonuç olarak ABD, ittifaklar ve anlaşmalar yoluyla bölgede Çin’i kuşatmaya ve Asya-Pasifik’te söz sahibi olmaya çalışmaktadır. Bunun yanı sıra Tayvan-Çin meselesinde stratejik muğlaklık politikası izleyerek taraflar arasındaki dengeyi gözetmek isteyen ABD, bu bağlamda Çin’le olan ilişkilerini sürdürürken, diğer yandan da Tayvan’a destek vereceğini açıklamaktadır. ABD’nin Tayvan’a destek olmasının nedeni Çin’in yıllar içinde küresel bir ekonomi devi haline gelmesiyle uluslararası alanda en büyük rakibi konumunda bulunmasıdır. Bu nedenle ABD, Çin’e karşı dünya çapında ittifaklar kurmakta olup bunu da “Tayvan kartını” kullanarak göstermektedir. Tayvan’a verilen bu destek, Çin’in “Tek Çin” politikası hedefleriyle çatışmakta ve stratejik bir rekabet ortamı oluşturmaktadır.
[1] “US and Japan announce new military agreements aimed at countering China”, The Guardian, https://www.theguardian.com/us-news/2024/apr/10/us-japan-military-agreement, (Erişim Tarihi: 29.04.2024).
[2] “Missiles and moon landings: US and Japan boost defence ties”, BBC, https://www.bbc.com/news/world-us-canada-68785295, (Erişim Tarihi: 29.04.2024).
[3] “America Prepares for a Pacific War With China It Doesn’t Want”, Foreign Policy, https://foreignpolicy.com/2023/09/16/us-china-marines-f-35-pacific-strategy-taiwan/, (Erişim Tarihi: 29.04.2024).
[4] “Expert Warns of Global Peril if US-China Tensions Over Taiwan Escalate”, Politics Today, https://politicstoday.org/expert-warns-of-global-peril-if-us-china-tensions-over-taiwan-escalate/, (Erişim Tarihi: 29.04.2024).
[5] Aynı yer.