Çinli şirketler, üretimde kalite ve yenilik konusunda küresel liderler haline gelmiştir. Zira Avrupa telekomünikasyon şirketleri, ilk dönem Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın Huawei bileşenlerinin 5G dağıtım programlarından çıkarılmasını talep etmesinden endişe duymuştur. Çin’in iki mobil ödeme devi olan Alibaba’nın Alipay’i ve Tencent’in WeChat Pay’i, PayPal ve Apple Pay’in toplam kullanıcı sayısından çok daha fazla aktif kullanıcıya sahiptir. Bu durum, gelişmekte olan ülkelerdeki sıçrama etkisinin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır: Çin bankaları bürokratik ve yavaş işlemektedir ve küresel kredi kartı şirketleri Visa ve Mastercard’a yasak getirilmiştir. Alipay ve WeChat Pay, artık Çin’de o kadar yaygın hale gelmiştir ki nakit kullanımının pratikte sorun yaratması muhtemel olabilmektedir.[1]
Çin’in ilk “Sputnik anı” olarak adlandırılabilecek olay, 2016 yılında dünyanın en iyi Go oyuncusunun, Londra merkezli ve Google’a ait DeepMind tarafından geliştirilen AlphaGo adlı yapay zeka sistemi tarafından yenilmesidir. Bu olay, 1957 yılında Sovyetler Birliği’nin ilk başarılı uydu fırlatışına karşı Amerika’nın yaşadığı şokla karşılaştırılabilir. O dönemde, Başkan Eisenhower, Amerika’nın prestijine verilen bu darbeye karşılık olarak, yapay zeka ve bilgisayar teknolojilerindeki temel araştırmaları destekleyecek olan Gelişmiş Araştırma Projeleri Ajansı’nı (DARPA) kurmuştur.[2]
Son yıllarda, yapay zeka alanındaki küresel rekabet, büyük güçler arasında yeni bir teknolojik Soğuk Savaş’a dönüşmüş durumdadır. Bu savaşın en dikkat çeken figürlerinden biri, Çin’in DeepSeek adlı yapay zeka modelini piyasaya sürmesiyle birlikte güç kazanmıştır. Çin’in bu alandaki hızlı yükselişi, Batılı ülkelerde endişe yaratırken, ABD hükümeti karşı hamleler için büyük yatırımlar yapma yoluna gitmiştir. ABD’nin “Stargate Projesi” gibi devasa projelerle Çin’e karşı teknoloji üstünlüğünü sürdürmeyi amaçlaması, bu yarışın sadece ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir rekabete dönüştüğünü göstermektedir. Teknoloji yatırımcısı Marc Andreessen, DeepSeek’in bu başarısını, Sovyetler Birliği ile ABD arasındaki uzay yarışıyla kıyaslayarak “Yapay zekanın Sputnik anı” olarak nitelendirmiştir.[3]
DeepSeek adlı Çin menşeli yapay zeka modeli, Apple Store’daki indirmelerde rekor kırarak yatırımcıları şaşırtmış ve bazı teknoloji hisselerinin değer kaybetmesine neden olmuştur. Son sürümü 20 Ocak’ta yayımlanan DeepSeek, ChatGPT’ye kısa zamanda ciddi bir rakip haline dönüşmüştür.[4] Tesla CEO’su Elon Musk, ChatGPT’yi geride bırakarak Çinli yapay zeka girişimi DeepSeek’in iddialarına yönelik ciddi şüphelerini dile getirmiştir. “Yapay zeka alanındaki yeni oyuncu”, Silikon Vadisi’ndeki teknoloji devlerini sarsarken, DeepSeek’in yapay zeka programının hızla yükselmesinin ardından teknoloji hisselerinde önemli bir değer kaybı yaşanmıştır. Özellikle, Wall Street endekslerinin son günlerde düşüş göstermesiyle birlikte Nvidia Corp. ve ASML Holding NV’nin hisse senetleri gerilemiş ve Nvidia’nın piyasa değeri, 27 Ocak 2025 Pazartesi günü 600 milyar doların üzerinde değer kaybetmiştir.[5]
Piyasa değeri açısından dünyanın en değerli şirketi olan Nvidia, piyasa değerinin 3,5 trilyon dolardan 2,9 trilyon dolara düşmesiyle Apple ve Microsoft’un gerisinde üçüncü sıraya gerilemiştir.[6] Öte yandan DeepSeek özel bir şirket olduğundan, yatırımcılar herhangi bir büyük borsada hisse satın alamamaktadır. Bu durum, şirketin finansal etkilerini daha da karmaşık hale getirmektedir.
ABD merkezli şirketler, özellikle Nvidia gibi teknoloji devleri, DeepSeek’in başarısından önemli ölçüde etkilenmiştir. DeepSeek’in elde ettiği başarılar, daha büyük bütçeler ve üst düzey yapay zekayı geliştirme araçları adına tek çözüm olduğuna dair yaygın inancı zayıflatmıştır. Bu durum, yüksek performanslı araçların geleceğine dair belirsizlik yaratmıştır. DeepSeek, son teknoloji yapay zeka modellerinin sınırlı hesaplama kaynaklarıyla geliştirilebileceğini kanıtlamıştır. 157 milyar dolar değerindeki OpenAI’nin önemli getirilere ulaşamadan inovasyonda ve büyük harcamaların gerekliliği konusunda sorgulanmasına yol açmıştır.
Elon Musk’ın seçimlerde büyük destek verdiği ABD Başkanı Donald Trump, Amerikan şirketlerinin “kazanmak için rekabet etmeye” odaklanması gerektiğini belirtmiş, bunu Çin’e karşı bir uyanma çağrısı olarak değerlendirmiştir.[7]
DeepSeek’in öne çıkan özelliklerinden biri, OpenAI gibi sektör lideri modellerin maliyetinin çok daha düşük bir kısmına inşa edilmiş olmasıdır; az gelişmiş çiplerin kullanılmasıyla oluşturulmuştur. DeepSeek’in, gelişmiş çiplerin Çin’e ihracatının yasaklanması gibi önemli kısıtlamaları göz önüne alındığında, Washington’un Pekin’in teknoloji üstünlüğü kazanma çabalarını sınırlaması sorgulanmaktadır. Pekin ise, Başkan Şi Cinping’in yapay zekayı en önemli öncelik olarak ilan etmesiyle bu alandaki hamlelerini iki katına çıkarmıştır.[8]
Bugün Çin’in geldiği noktada çatışma potansiyeli çok katmanlı bir hal almaktadır. Trump’ın ikinci başkanlık döneminde, özellikle Çin’e yönelik yapay zeka stratejilerinde önemli değişiklikler ve yeni hamleler görülebilir. İlk başkanlık döneminde, ABD’nin yarı iletkenler üzerindeki ihracat sınırlamalarıyla Çin’in yapay zeka alanındaki ilerlemelerini sınırlama çabası, Çin’in teknoloji alanındaki yükselişini engellemeye yönelik bir strateji olarak öne çıkmıştı. Bu yaklaşım, Çin’in DeepSeek gibi yenilikçi yapay zeka modellerini geliştirmesini engellemek bir yana, tersine bu kısıtlamalar, Çin’in daha yaratıcı çözümler üretmesine ve alternatif yollar aramasına yol açmıştır.[9] Trump’ın ikinci döneminde, Çin’le yapay zeka yarışında giderek artan gerilimlerin daha da tırmanması muhtemeldir.
Thucydides Tuzağı, bir yükselen gücün mevcut bir güç tarafından tehdit olarak algılanıp bu tehdit karşısında mevcut güç tarafından saldırgan bir stratejiye yönelmesi durumunu tanımlar. Trump yönetiminin Çin’e karşı takındığı sert tavır, tam da bu tuzağa düşmenin örneklerinden biri olarak değerlendirilebilir. Çin’in yapay zeka alanındaki hızlı ilerleyişi, ABD için bir güvenlik tehdidi ve ekonomik rekabet oluşturduğundan, ABD’nin yarı iletkenler ve diğer kritik teknoloji bileşenleri üzerindeki ihracat kısıtlamaları, aslında bu yükselen güce karşı bir önlem olarak tasarlanmıştır. Ancak bu kısıtlamalar, beklenmedik bir şekilde Çin’in yaratıcılığını körüklemiş ve DeepSeek gibi inovatif modellerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Çin’in bu başarısı, ABD’nin teknoloji üstünlüğüne yönelik tehdit algısını daha da güçlendirebilir ve bu durum, Trump’ın yeni döneminde daha sert karşı hamlelere yol açabilir.
Trump’ın ikinci döneminde, bu tür bir stratejiye daha da sıkça başvurulması, ABD’nin Çin’i daha fazla teknolojik ilerleme kaydetmekten alıkoymaya yönelik daha etkili ve doğrudan engeller koymayı hedeflemesi muhtemeldir. Trump, ilk döneminde ekonomik ve ticari savaşlar yoluyla Çin’e baskı yaparken, aynı zamanda kendi teknolojik üstünlüğünü korumaya çalışmıştır. İkinci dönemde ise yapay zeka gibi stratejik alanlarda daha agresif bir yaklaşım benimseyebilir. Örneğin, yapay zeka ve ileri düzey yarı iletkenler gibi kritik teknoloji sektörlerinde Çin’e yönelik daha kapsamlı yaptırımlar ve ihracat kısıtlamaları getirebilir. Bu tür adımlar, aynı zamanda Thucydides Tuzağı’nın bir yansıması olarak Çin’in yükselen gücüne karşı Amerikan egemenliğini koruma çabası olarak değerlendirilebilir.
Sonuç olarak bu tür stratejik yasaklamaların, Çin’in tepkisini güçlendirdiği ve daha fazla motive ettiğini kanıtlamıştır. Çin, ABD’nin uyguladığı kısıtlamaları aşmanın yollarını bulduğunda, bu durum global yapay zeka yarışında yeni bir denge oluşturabilir. Trump yönetiminin, bu tür hamleleri bir güvenlik tehdidi olarak algılayıp Çin’in gelişmesini durdurmaya yönelik adımlar atması, uluslararası ilişkilerde daha fazla gerilime ve potansiyel bir Soğuk Savaş’a neden olabilir. Bu bağlamda Thucydides Tuzağı’nın her iki tarafın da güvenlik kaygılarından ve hegemonya mücadelesinden kaynaklanan bir stratejik çıkmazı işaret ettiğini söylemek mümkündür.
[1] “Thucydides And The Dragon: Artificial Intelligence And Sino-US Rivalry”, Forbes, https://www.forbes.com/sites/calumchace/2020/06/30/thucydides-and-the-dragon-artificial-intelligence-and-sino-us-rivalry/, (Erişim Tarihi: 28.01.2025).
[2] Aynı yer.
[3] “6 maddede Silikon Vadisi’ni sarsan DeepSeek”, Independent Türkçe, https://www.indyturk.com/node/752963/bi̇li̇m/6-maddede-silikon-vadisini-sarsan-deepseek, (Erişim Tarihi: 28.01.2025).
[4] “DeepSeek: The Chinese AI app that has the world talking”, BBC, https://www.bbc.com/news/articles/c5yv5976z9po, (Erişim Tarihi: 28.01.2025).
[5] “‘Lmao’, ‘Obviously’ To Emoji – How Elon Musk Mocked DeepSeek After It Beat ChatGPT”, NDTV, https://www.ndtvprofit.com/technology/how-elon-musk-mocked-chinas-deepseek-on-x-lmao-obviously-to-emoji-after-app-beat-chatgpt-read-all-about-it, (Erişim Tarihi: 28.01.2025).
[6] “DeepSeek Panic Live Updates: Nvidia Stock Rebounds 5% From Monday’s Historic Loss”, Forbes, https://www.forbes.com/sites/dereksaul/2025/01/28/deepseek-panic-live-updates-nvidia-stock-rebounds-5-from-mondays-historic-loss/, (Erişim Tarihi: 28.01.2025).
[7] “Trump: DeepSeek’s AI should be a ‘wakeup call’ to US industry”, Reuters, https://www.reuters.com/world/us/trump-deepseeks-ai-should-be-wakeup-call-us-industry-2025-01-27/, (Erişim Tarihi: 28.01.2025).
[8] “Remarks by China’s Permanent Representative to the UN Ambassador Fu Cong at the UN Security Council Briefing on Artificial Intelligence”, Ministry of Foreign Affairs The People’s Republic of China, https://www.mfa.gov.cn/eng/xw/zwbd/202412/t20241225_11517873.html, (Erişim Tarihi: 28.01.2025).
[9] “How the US may have unintentionally helped create an AI monster in China”, Business Insider, https://www.businessinsider.com/china-deepseek-chip-restrictions-exports-imports-2025-1, (Erişim Tarihi: 28.01.2025).