Analiz

ABD-Ukrayna Krizi Sonrası Avrupa’nın Planları

Avrupa, ABD’nin Ukrayna’ya verdiği desteği durdurması ve güvenlik politikalarındaki belirsizlik nedeniyle tarihi bir karar eşiğindedir.
AB, Ukrayna’ya yardımı sürdürmek ve kendi savunma kapasitesini artırmak için hızlı adımlar atmak zorundadır.
Bu süreçte, AB’nin ortak bir duruş sergileyip sergileyemeyeceği en büyük soru işareti olmuştur.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

28 Şubat 2025 tarihinde yaşanan Ukrayna ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki kriz, Avrupa’nın güvenlik mimarisi ve transatlantik ilişkiler açısından önemli sonuçlar doğurmuştur. Ukrayna’daki gelişmeler, yalnızca Washington ve Kiev arasındaki ikili ilişkileri değil, aynı zamanda Avrupa’nın bu krize karşı konumlanışını da yeniden şekillendirmiştir. Özellikle Rusya’yla olan gerilimlerin gölgesinde Avrupa ülkeleri, krizin bölgesel ve küresel etkilerini yönetmek adına diplomatik ve stratejik adımlar atmak zorunda kalmıştır. Bu bağlamda Avrupa’nın kriz sürecinde izlediği politikalar, hem ABD’yle ilişkilerini hem de kıtanın güvenlik perspektifini değerlendirmek açısından kritik bir çerçeve sunmaktadır.

Krizin ardından iki gün sonra gerçekleşen Londra’daki zirvede, Ukrayna’ya yönelik askeri desteğin sürdürülmesi gerektiği konusunda Avrupalı liderler, Kanada ve Türkiye ortak bir tutum sergilemiştir. Ukrayna Cumhurbaşkanı Vlodomir Zelenski, Washington’da ABD Başkanı Donald Trump ile yaşadığı gergin görüşmenin ardından Avrupa’nın güçlü desteğiyle karşılanmıştır. İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Avrupa’nın elini taşın altına koyması gerektiğini ancak ABD’nin de güçlü desteğinin şart olduğunu vurgulayarak kıtanın güvenliği için savunma çabalarının artırılması gerektiğini belirtmiştir. Liderler, Ukrayna’ya askeri yardımı sürdürme ve gelecekteki saldırıları caydıracak bir “istekliler koalisyonu” oluşturma konusunda mutabakata varmıştır.[1] İngiltere, Ukrayna için 1.6 milyar sterlinlik hava savunma füzesi finansmanı sağlayacağını duyurmuştur. Starmer, ABD’nin güvenilir bir NATO müttefiki olmaya devam ettiklerini belirtmiştir.

Zirvede Avrupa’nın Ukrayna’yı askeri ve ekonomik açıdan güçlendirme hedefi öne çıkmıştır. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ukrayna’nın “Rusya gibi potansiyel işgalciler için sindirilemez bir çelik kirpi” haline getirilmesi gerektiğini ifade etmiştir.[2] Ayrıca Avrupa’nın hızla silahlanması gerektiğini belirterek AB liderlerine kapsamlı bir savunma planı sunacağını açıklamıştır.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, ABD ve Avrupa arasındaki gerilimi azaltma çabalarına vurgu yaparak, “Batı’nın bölünmesi riskinden kaçınmamızın çok önemli olduğunu düşünüyorum” demiştir. Baltık liderleri ise NATO’nun caydırıcılığına ve ABD’nin Avrupa güvenliğindeki rolüne dikkat çekmiştir.[3] Letonya Başbakanı Evika Siliņa, ABD’nin NATO’nun 5. Maddesi konusundaki kararlılığını teyit ettiğini aktarırken, Litvanya Cumhurbaşkanı Nausėda, “Güçlü bir transatlantik bağı sürdürmek için çabalarımızı esirgememeliyiz” sözleriyle Avrupa ve ABD arasındaki işbirliğinin hayati önemine dikkat çekmiştir.[4] Zirve, Avrupa’nın Ukrayna konusundaki stratejik yönelimini belirlemede kritik bir an olarak öne çıkmıştır. Kıtanın askeri harcamalarını artırma ve bağımsız bir savunma stratejisi oluşturma ihtiyacı yeniden gündeme gelmiştir. Ancak ABD’nin desteği olmaksızın bu çabaların yeterli olup olmayacağı belirsizliğini korumaktadır.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Rusya’nın tehditlerine karşı Avrupa’nın korunması için Fransa’nın nükleer caydırıcılığını kullanmayı Avrupalı müttefikleriyle görüşeceğini duyurmuştur. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın dördüncü yılına girilirken Macron, Kiev’e destek ve Avrupa’nın askeri kapasitesinin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Macron, ABD’nin Ukrayna’yı daha az desteklemeye başlamasının ardından, Avrupa’nın ABD’den bağımsız olma yolunda hazırlıklı olması gerektiğini belirterek “ABD’nin yanımızda duracağına inanmak istiyorum, ancak bunun tersine de hazır olmalıyız” demiştir.[5] Fransa Cumhurbaşkanı, mevcut dünya düzeninin bozulduğunu ve barışın artık Avrupa’da garanti edilemeyeceğini ifade etmiştir. Ayrıca Ukrayna’daki savaşın küresel bir çatışma haline geldiğini söyleyerek Fransa’nın nükleer caydırıcılığını Avrupa’nın savunması için kullanma fikrini gündeme getirmiştir. Macron, Fransa’nın Ukrayna’da kalıcı bir barış için tüm taraflarla işbirliği yapma kararlılığını yinelemiş ve barış gücü kurulması için çağrıda bulunmuştur. Paris’te yapılacak bir başka toplantıya, Avrupa ülkelerinin genelkurmay başkanları da katılacaktır.

Avrupa Birliği liderleri, 6 Mart 2025 tarihi itibariyle Brüksel’de güvenlik üzerine özel bir zirve planlamaktadırlar. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa’nın tarihi bir dönüm noktasında olduğunu vurgulayarak zirvenin önemini belirtmiştir. Zirve, hem Avrupa’nın silahlanmasını hızlandırmayı hem de ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’ya yardımı durdurma kararının ardından, Avrupa’nın Kiev’e nasıl daha fazla destek olabileceğini ele almayı amaçlamaktadır. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski de zirveye davet edilmiştir.

Trump yönetiminin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yakınlaşması, Avrupa’da ABD’nin güvenlik desteği konusunda derin endişelere yol açmıştır. ABD’nin Ukrayna’yla istihbarat paylaşımını askıya alması, bu kaygıları artırmıştır. Macron, Fransa’nın Avrupa’nın güvenliği için nükleer koruma teklifinde bulunmaya açık olduğunu ifade etmiştir. Bu, Avrupa’nın savunma yeteneklerini daha fazla güçlendirmek isteyen bir gündemin parçası olmuştur. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “ReArm Europe” adını verdiği büyük bir savunma paketini açıklamıştır.[6]Bu paket, Avrupa’nın savunma harcamalarını hızla artırmayı ve Ukrayna’ya daha fazla destek sağlamayı amaçlamaktadır. Von der Leyen, savunma harcamalarına yönelik üç ana öneri sunmuştur: Ülkelerin savunma harcamalarını artırmak için daha fazla borçlanmalarına izin verilmesi, 150 milyar euro tutarında savunma yatırımları için kredi sağlanması, kapsayıcılık politikalarından savunmaya yönelik fon yönlendirilmesidir.[7] Bu adımlar, Avrupa’nın savunma kapasitesini artırmayı ve Ukrayna’ya yardımı hızlandırmayı hedeflemiştir.

Avrupa Komisyonu, stratejik özerklik sağlamak ve Ukrayna’yı desteklemek amacıyla 150 milyar Avro’luk borçlanma planını açıklamıştır. Bu plan, hibe yerine kredi şeklinde sunulmuştur. Üye devletler, savunma harcamalarını artırarak 650 milyar Avro oluşturabileceklerini belirtmiş ve 150 milyar Avro’yu tahvil ihraçlarıyla finanse etmeyi hedeflemişlerdir.[8]Bu borçlanma, AB’nin askeri harcamalarına yatırım yapılmasını hızlandırmıştır. Yatırımın büyük bölümü savunma ürünlerine odaklanmış, özellikle hava savunma sistemleri, füze teknolojileri ve siber güvenlik alanları ön planda tutulmuştur. Von der Leyen’in önerisi, mevcut ekonomik koşullarda geçici bir çözüm sunmuş olsa da uzun vadede daha sürdürülebilir finansman araçları oluşturulması gerektiği vurgulanmıştır.

Zirve, Ukrayna’ya acil silah ve mühimmat teminini sağlamayı hedeflememiş, daha çok Avrupa’nın kendi güvenliğini sağlamak için finansman yollarını ele almıştır. Ayrıca, Avrupa’nın savunma kapasitesini hızla artırabilmesi için mali kaynakların genişletilmesi ve Avrupa Komisyonu’nun üye ülkelere yeni askeri teçhizat alabilmeleri için kredi sağlama planları tartışılmıştır. Bu süreçte AB’nin artan sağcı akımlar ve Rusya yanlısı eğilimler nedeniyle zayıf bir noktada olduğu, ülkeler arasındaki bölünmelerin derinleştiği belirtilmiştir.

Ancak zirvenin en büyük zorluğu, AB’nin birleşik bir duruş sergileyip sergileyemeyeceği olmuştur. AB, genellikle tüm üye ülkelerin oybirliğiyle karar aldığı bir yapı içinde bulunduğundan, bu konuda ciddi fikir ayrılıkları yaşanmıştır. Macron’un savunduğu güçlü birlik çağrısına rağmen, Avrupa’da Rusya yanlısı liderler arasında karşıt görüşler de bulunmuştur. Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Ukrayna’nın zirvede yer almamasını talep etmiş ve Avrupa’nın ABD’yle olan stratejik uyumunun bozulduğunu belirtmiştir.[9] Orban, Avrupa’nın bir kısmının Ukrayna Savaşı’nı sürdürmekten yana olduğunu, diğer kısmının ise çatışmanın sona ermesini istediğini ifade etmiştir. Bu durum, Avrupa’nın savunma ve güvenlik politikalarında ciddi bir bölünmeye yol açmıştır.

Macron, Avrupa’nın geleceği için ABD ve Rusya’dan bağımsız hareket etmesi gerektiğini savunmuştur. Zirve öncesinde Orban ile Paris’te bir akşam yemeği yiyerek Avrupa’nın birleşik bir şekilde hareket etmesi gerektiği mesajını vermiştir. Macron, Brüksel’de alınacak kararların Avrupa’yı daha güçlü ve bağımsız bir savunma pozisyonuna getireceğini vurgulamıştır.

Sonuç olarak Avrupa, ABD’nin Ukrayna’ya verdiği desteği durdurması ve güvenlik politikalarındaki belirsizlik nedeniyle tarihi bir karar eşiğindedir. AB, Ukrayna’ya yardımı sürdürmek ve kendi savunma kapasitesini artırmak için hızlı adımlar atmak zorundadır. Ancak bu süreçte Avrupa içindeki görüş ayrılıkları, özellikle Rusya yanlısı ülkelerle yaşanan bölünmeler, birliğin sağlanmasında engel teşkil etmiştir. Bu süreçte AB’nin ortak bir duruş sergileyip sergileyemeyeceği en büyük soru işareti olmuştur. Üye ülkeler arasında fikir ayrılıkları devam ederken, sağcı akımların ve Rusya yanlısı politikaların etkisi AB’yi zor bir sürece sokmuştur. Zirve, acil askeri yardımlardan ziyade uzun vadeli finansman ve savunma kapasitesini artırma stratejileri üzerine yoğunlaşmıştır. Avrupa’nın güvenliği konusunda daha bağımsız bir yol izleme gerekliliği ortaya çıkmış ve savunma harcamalarının sürdürülebilir finansman modelleriyle desteklenmesi gerektiği vurgulanmıştır.


[1]  Jeremy Fleming-Jones, “Europe must do ‘heavy lifting’ on Ukraine at ‘crossroads of history’, says Starmer”, Euronewshttps://www.euronews.com/my-europe/2025/03/02/europe-must-do-heavy-lifting-on-ukraine-at-crossroads-of-history-says-starmer, (Erişim Tarihi: 06.03.2025).

[2] Alice Tidey, ‘‘Von der Leyen pitches ‘€800bn’ defence package ahead of EU leaders’ summit’’, Euronewshttps://www.euronews.com/my-europe/2025/03/04/von-der-leyen-pitches-800bn-defence-package-ahead-of-eu-leaders-summit, (Erişim Tarihi: 06.03.2025).

[3] Aynı yer.

[4] Aynı yer.

[5] Lucy Davalou & AP, “Macron to discuss nuclear deterrence with European allies, says Russia a threat to France and Europe”, Euronews, https://www.euronews.com/my-europe/2025/03/05/french-president-emmanuel-macron-says-russia-is-a-threat-to-france-and-to-europe, (Erişim Tarihi: 06.03.2025).

[6] Aynı yer.

[7] Laura Gozzi, “Europe’s leaders to hold Ukraine talks at ‘turning point in history”, BBChttps://www.bbc.com/news/articles/c3w14gw3wwlo, (Erişim Tarihi: 06.03.2025).

[8] Rob Picheta & Niamh Kennedy, “Europe’s leaders are meeting for another crucial Ukraine summit. Can they seize momentum back from Trump?”, CNN, https://edition.cnn.com/2025/03/06/europe/ukraine-europe-summit-eu-trump-zelensky-intl-latam/index.html, (Erişim Tarihi: 06.03.2025).

[9] Lorne Cook & Raf Casert, “EU leaders to hold emergency Ukraine talks, seeking to adapt to new security demands without the US”, ABC Newshttps://abcnews.go.com/International/wireStory/eu-leaders-hold-emergency-ukraine-talks-seeking-adapt-119477946, (Erişim Tarihi: 06.03.2025).

Sena BİRİNCİ
Sena BİRİNCİ
Sena Birinci, 2024 yılında Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı zamanda Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi'nden çift anadal yapmıştır. Şu anda Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nde Siyaset ve Sosyal Bilimler alanında yüksek lisans eğitimine devam eden Sena’nın ilgi alanlarını Avrupa siyaseti, Avrupa Birliği ve seçim siyaseti oluşturmaktadır. Sena, ileri derece İngilizce, başlangıç seviyesinde Rusça bilmektedir.

Benzer İçerikler