ABD-Çin Rekabetinin Kuzey Pasifik’in Güvenliğine Etkileri

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Amerika Birleşik Devletleri (ABD)-Çin rekabeti, etkisini dünyanın farklı bölgelerinde gün geçtikçe daha fazla hissettirmektedir. Özellikle de tarafların komşu oldukları siyasi fay hatlarında hissedilen bu durum, dünyanın diğer bölgelerinin ekonomik ve siyasi atmosferini etkilemekte ve devletlerin verdikleri kararlara yön vermektedir. Zira her ne kadar ticari olarak açık vermekte olsa da hala dünyanın en büyük ekonomisi unvanına sahip olan ABD ile dünyanın giderek büyümekte olan ve tahminlere göre ilerleyen süreçte ABD ekonomisini geçecek olan Çin, birçok ülke için hem kaybedilmesi kabul edilemez bir yatırımcı hem de güvenlik teminatı anlamına gelmektedir.

Bahse konu olan durumun en bariz örneklerinden biri de Kuzey Pasifik coğrafyasında cereyan etmektedir. Bölge, hem sahip olduğu siyasi fay hatları hem de sınırları içerisinde barındırdığı ekonomik devler sebebiyle Washington-Pekin hattındaki rekabetin en yoğun hissedildiği yerdir. Bilhassa Tayvan ve Kuzey Kore etrafında şekillenen güvenlik algısı ve Çin-Japonya-Güney Kore üçgeninde artan ekonomik yoğunluk küresel dengeleri etkileyebilecek mahiyettedir. Bu da tüm devletleri Kuzey Pasifik merkezli gelişmelere dair endişelendirmektedir. Nitekim Covid-19 salgını döneminde yaşanan tedarik zinciri aksaklıkları, küresel bir krize yol açmış ve bölgenin hassasiyetinin anlaşılması konusunda mühim bir örnek teşkil etmiştir.

Tayvan ve Kuzey Kore üzerinden ortaya çıkan güvenlik denklemine bakıldığında, bölgede yaşanan krizlerin ekonomik çekişme durumuyla birleştiğinde ne denli tehlikeli olabileceği bariz bir şekilde anlaşılmaktadır. Örneğin ABD ile Çin arasında devam eden ticaret savaşları nedeniyle Washington yönetiminin 2022 yılının Kasım ayında Çin menşeili Huawei ve ZTE’ye uyguladığı yaptırımlara cevap olarak Çin,[1] 22 Mayıs 2023 tarihinde ABD’li yarıiletken üreticisi Micron’un ürünlerinin Çin’in bilişim güvenliği ve ulusal güvenliği konusunda büyük risk oluşturduğunu ifade ederek yaptırım uygulama kararını açıklamıştır.[2] Söz konusu yaptırımlardan sadece ABD’nin etkilenmeyeceği; Güney Kore’nin de bu durumda taraf seçmek zorunda kalacağı açıktır.

Seul yönetiminin en büyük ticaret ortağına çip satmaya devam edip etmeyeceği merak konusuyken; Güney Kore Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, ulusal şirketlerin çıkarlarının diplomatik yöntemlerle korunacağı belirtilmiştir.[3] Bu bağlamda dış politikasında “Önce Kore!” şiarıyla hareket eden Güney Kore’nin ABD-Çin rekabetinden olumsuz etkilendiği tespiti yapılabilir. Zira ABD’nin müttefiki olan Güney Kore, 2015 senesinde yürürlüğe gire Serbest Ticaret Anlaşması’nın da etkisiyle 2022 yılında Çin’e 155.8 milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştirmiştir.[4] Ayrıca bu ihracatın çip ihracatının düşüşe geçtiği bir dönemde yapılmış olması ve tüm olumsuzluklara rağmen toplam çip ihracatının %55’nin Çin’e gerçekleşmesi,[5] ticaret hacminin büyüklüğünü gözler önüne sermektedir.

Kuzey Kore boyutunda ise askeri gelişmeler hız kesmeden devam etmektedir. Uzun zamandır füze fırlatmaları ve nükleer denemeler gerçekleştiren Pyongyang yönetimi, 31 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleştirdiği ilk casus uydu fırlatma[6] eylemiyle küresel çapta endişelere sebep olmuştur. Bu nedenle Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde ABD ve müttefikleri, Kuzey Kore’nin kınanması gerektiğini savumuştur. Fakat Çin ve Rusya, bu isteği reddetmiştir.[7] Dahası Kuzey Kore lideri Kin Jong Un’un kız kardeşi Kim Yo-jong, Kuzey Kore’nin yeni bir fırlatma gerçekleştireceğini ifade etmiş ve BM çerçevesinde yapılan tartışmaları şiddetle kınayarak BM’nin ABD’nin siyasi uzantısı gibi davrandığını öne sürmüştür.[8]

Bu bağlamda Çin ve Rusya’nın ABD’yle giriştikleri rekabet sonucunda Kuzey Kore’ye ve dolayısıyla askeri faaliyetlerine örtülü olarak destek verdikleri düşünülebilir. Bu destek, bölgede Kuzey Kore’nin askeri eylemelerine daha fazla ağırlık vermesine sebebiyet verebilir. Bu da zaten kırılgan olan güvenlik ortamının üzerinde daha fazla baskı yaratabilir.

Bölgenin ekonomik ve politik açıdan kırılgan olmasının bir başka nedeni de Tayvan Sorunu’dur. Bilindiği gibi Tayvan Sorunu, uzun bir tarihe sahiptir ve kökleri, Çin İç Savaşı’na (1927 -1949) kadar uzanmaktadır. Tayvan’ın bu dönemden sonra kazandığı ekonomik ve ticari potansiyel ise neredeyse tüm ülkelerin Tayvan’la teknolojik anlamda ilişkilerini geliştirmek zorunda olduğunu göstermektedir. Çok uluslu şirketleriyle Asya’nın en başarılı ekonomileri arasında yer almasının yanı sıra Tayvan, coğrafi olarak da Çin’i çevrelemek isteyen ABD liderliğindeki Batı açısından vazgeçilmez bir konumdadır.

Tayvan’ın ekonomik ve jeostratejik anlamda bu kadar önemli olması ve Tayvan Sorunu’nun direkt olarak Çin’le ilgili bir mesele olması, Tayvan’ı ABD-Çin rekabetinin bir parçası haline getirmektedir. Bu bağlamda tarafların birbirlerini Tayvan konusunda sürekli uyarmaları önemlidir. Örneğin ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, 3 Haziran 2023 tarihinde Çin de dahil birçok ülkenin katıldığı Shengri-La Güvenlik Zirvesi’nde Çin’i uyararak Tayvan Boğazı’nda yaşanacak bir çatışmanın yıkıcı etkiler yaratacağını ve küresel tedarik zincirine zarar vereceğini vurgulamıştır.[9] Aynı zirvede Austin’in ifadelerinin ardından Çin Savunma Bakanı Li Shangfu, Tayvan’ın Çin’in çıkarlarının merkezinde yer aldığını ve bu sorunu nasıl çözeceğine yalnızca Pekin’in karar vereceğini net bir şekilde ifade etmiştir.[10]

Bunun yanı sıra Çin’in itirazlarına rağmen 1 Haziran 2023 tarihinde imzalanan Tayvan-ABD ticaret anlaşması da göz önünde bulundurulduğunda,[11] Washington’un Pekin’le rekabetinde bir yandan Çin’i herhangi bir askeri eylemden caydırmaya çalıştığı; diğer taraftan de elindeki tüm kozları kullanmaya hazır olduğu görülebilir.

Kısaca özetlemek gerekirse ABD-Çin rekabeti, birçok alanda ve dünyanın muhtelif bölgelerinde etkisini hissettirmektedir. Bu durumdan en çok etkilenen bölgelerin başında ise hem teknolojik gelişmelerin merkezinde yer alması hem de ekonomik gelişmişliğin çok yüksek olması hasebiyle Kuzey Pasifik coğrafyası gelmektedir. Bölgede yer alan siyasi fay hatlarının ABD-Çin rekabetinin de etkisiyle daha da kırılgan hale geldiği görülmektedir. Bu da küresel düzeyde olumsuz neticelere yol açabilir.


[1] Christy Lee, “China’s Micron Chips Ban Is Litmus Test for South Korea”, VoA, www.voanews.com/a/china-s-micron-chips-ban-is-litmus-test-for-south-korea/7118446.html, (Erişim Tarihi: 06.01.2023).

[2] Dan Milmo-Graeme Wearden, “China Bans US Chipmaker Micron from Vital Infrastructure projects”, The Guardian, www.theguardian.com/business/2023/may/22/china-bans-us-micron-technology, (Erişim Tarihi: 22.05.2023).

[3] Lee, a.g.m.

[4]“Value of Goods Exported from South Korea to China from 2000 to 2022”, Statista, www.statista.com/statistics/657617/south-korea-exported-goods-value-to-china-since-free-trade-agreement/#:~:text=In%202022%2C%20the%20value%20of,about%20155.8%20billion%20U.S.%20dollars., (Erişim Tarihi: 01.06.2023).

[5] “BOK Report Says Korean Semiconductor Exports Overly Dependent on China, US”,Business Korea, www.businesskorea.co.kr/news/articleView.html?idxno=115609, (Erişim Tarihi: 04.06.2023).

[6] Hyung-Jin Kim-Kim Tong-Hyung, “North Korea Spy Satellite Launch Fails as Rocket Falls into the Sea”, AP News, apnews.com/article/north-korea-launch-military-spy-satellite-db6ce3f08e1ec8e23674aef519d04403, (Erişim Tarihi:32.05.2023).

[7] “US, Allies Clash with Russia, China over North Korea’s Failed Military Spy Satellite Launch”, AP News, apnews.com/article/us-china-north-korea-spy-satellite-un-4c32ecaa9fc95c77ce9cdf53d0e09b0b, (Erişim Tarihi: 03.06.2023).

[8] Hyung-Jin Kim, “North Korean Leader’s Sister Vows 2nd Attempt to Launch Spy Satellite, Slams UN Meeting”, ABC News, abcnews.go.com/International/wireStory/north-korean-leaders-sister-vows-2nd-attempt-launch-99817520, (Erişim Tarihi: 04.06.2023).

[9] Haley Britzky-Brad Lendon, “Taiwan War Would be ‘Devastating,’ Warns US Defense Secretary Lloyd Austin as He Criticizes China at Shangri-La Security Summit” CNN, edition.cnn.com/2023/06/02/asia/austin-shangri-law-dialogue-speech-taiwan-intl-hnk/index.html, (Erişim Tarihi: 03.06.2023).

[10] “China Could Use Force to Take Taiwan over: Defense Minister”, La Prensa Latina, www.laprensalatina.com/china-could-use-force-to-take-taiwan-over-defense-minister/, (Erişim Tarihi: 04.06.2023).

[11] “US-Taiwan Relations: New Trade Deal Signed as China Tensions Rise”, BBC, www.bbc.com/news/business-65773797, (Erişim Tarihi: 02.06.2023).

Elcan TOKMAK
Elcan TOKMAK
Elcan TOKMAK, 2022 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun olmuştur. Eylül-Aralık 2022 tarihleri arasında ANKASAM bünyesinde Kariyer Staj Programı'nı tamamlayan Tokmak, Temmuz 2023 tarihinden itibaren ANKASAM Asya-Pasifik Araştırma Asistanı olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Şu anda Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde Yüksek Lisans eğitimine devam eden Tokmak'ın ilgi alanları Çin-Japonya-Kore ilişkileri ve Çin Dış Politikası'dır. Tokmak; profesyonel düzeyde İngilizce, orta derecede Çince ve başlangıç düzeyinde Korece bilmektedir.

Benzer İçerikler