ABD-Çin Rekabetinde Avustralya’nın Konumu

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Avustralya, Asya-Pasifik bölgesindeki güç dengelerini başlı başına sarsacak potansiyele sahiptir. Dolayısıyla ülke, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Çin arasındaki rekabetin kaderini dahi belirleyebilir. Hatırlanmalıdır ki; Avustralya, temsili olarak Birleşik Krallık’a bağlıdır. Yani Birleşik Krallık’ın monarkı, Avustralya’da bir vali tarafından temsil edilmektedir. Ancak bilindiği üzere, bu sadece sembolik bir işleve haizdir.[1] Bu nedenle Avustralya’nın Batı menşeili yönetim sisteminden ve sosyal toplum yapısından beslendiğini söylemek ütopik kaçmayacaktır. Bu bağlamda Avustralya halkını bütünüyle “Doğu Toplumu” olarak nitelendirmenin zor olduğu söylenebilir.

Avustralya, ABD’nin kritik bir müttefiki ve ticari yatırım ortağıdır. Hint-Pasifik’te jeopolitik belirsizliğin arttığı bir zamanda ABD ve Avustralya; ticaret, yatırım, siyaset, kültür, istihbarat ve savunma alanlarında ortaklıklarını güçlendirmiştir. ABD’nin resmi metinlerinde Avustralya’yla ilişkiler şu şekilde tasvir edilmiştir:[2]

“Avustralya, ABD’nin hayati bir müttefiki, ortağı ve dostudur. İki ülke, ortak demokratik değerler, müşterek çıkarlar ve kültürel yakınlıklar tarafından desteklenen sağlam bir ilişki sürdürmektedir. Ekonomik, akademik ve halklar arasındaki bağlar canlı ve güçlüdür. Ortaklığımız gerek Hint-Pasifik Bölgesi’nde gerekse tüm dünyada barış ve istikrarı teşvik etmektedir. ABD ve Avustralya, 2020 yılında diplomatik ilişkilerinin 80. yıldönümünü kutlamıştır.”

Avustralya’nın Çin-ABD ikileminde aldığı en büyük siyasi manevra, AUKUS Paktı’nın imzalanmasıdır.[3] Üye ülkeler arasında İngiltere’nin de olduğu paktta, Avustralya’nın anlaşma yaptığı diğer iki müttefikiyle birtakım müşterek askeri hamleler öngörülmektedir. Anlaşmaya göre, askeri alanda yapılacak olan teknoloji transferlerinin, ortak tatbikatların ve kaynak eksikliklerinin temininin önü açılmış bulunmaktadır. Dolayısıyla AUKUS, Avustralya’nın Çin’e karşı ABD’yle işbirliği yapacağının en bariz göstergelerindendir.

Buna ek olarak UKUSA Anlaşması gibi, önceleri sadece ABD ile Birleşik Krallık arasında imzalanmış, sonrasında ise Avustralya ve Yeni Zelanda’nın dahil olmasıyla genişlemiş olan ittifaklar da bulunmaktadır.[4] UKUSA, sözü geçen ülkelerin elektronik istihbarat yapılanmalarının ortaklaşa çalışmasını temel alan bir anlaşma olarak dikkat çekmektedir.

Önemli anlaşmalardan bir diğeri, Dörtlü Güvenlik Diyaloğu’dur (QUAD). Japonya, Hindistan, ABD ve Avustralya arasında imzalanmış bir güvenlik anlaşmasıdır.[5]Asya-Pasifik bölgesindeki güvenlik kaygılarına karşı ortak aksiyon almak adına kurulmuş olan QUAD, bölgede Çin’in elini zayıflatmayı başlıca misyon edinmektedir.

Çin, bu güçlü ittifaklara karşı elini yükseltmek istemiş ve yüzünü diğer seçeneklere çevirmiştir. Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarından birçok ülkeyi hedefleyen Kuşak-Yol Projesi, bu noktada Çin’in dörtlü ittifaka verdiği güçlü bir misilleme örneğidir. Hülasa, Asya-Pasifik bölgesindeki ittifak blokları bu anlaşmalar yoluyla oluşmuştur. Günümüz konjonktüründe ise Avustralya, Çin’e karşı ABD saflarına yer almayı tercih etmiştir.

Çin-Avustralya ilişkilerinin 2020 yılında tamamen kopma noktasına gelmesi, beraberinde birtakım ekonomik yaptırımları da doğurmuştur. Örneğin Avustralya Hazine Bakanı Jim Chalmers, Çin’e ticari engelleri kaldırması çağrısında bulunmuştur.[6] Söz konusu ticari engellemelerden, Pekin yönetiminin 2020 yılında Avustralya’dan sığır eti, şarap, ıstakoz, arpa ve kereste ithalatını durdurması kastedilmektedir. Ancak bu ticari yaptırımlar silsilesini başlatan taraf Çin olmamıştır. Zira Avustralya, iç politikada yabancı etkisini önlemeye yönelik çıkardığı bir yasayla bazı Çin yatırımlarına karşı tedbirler alarak, Çinli telekomünikasyon şirketi Huawei’nin 5G ağ altyapısı kurmasını yasaklamıştır.

Avustralya’nın dış politikada böylesine Batı yanlısı ve keskin hamleler yapması tesadüf değildir. Yukarıda da değinildiği üzere, bir doğu toplumu olarak nitelendirilmesi zor olan Avustralya halkı, Batı modernizmi ekolünden gelmektedir.

Öte yandan Çin’in siyasi yapısı, Canberra’nın Pekin’e karşı endişe duyduğu hususların başında gelmektedir. Bu tezat duruma örnek vermek gerekirse, Avustralya’da liberal cenahta yer alan Scott Morrison, son seçimlerde İşçi Partisi Genel Başkanı Anthony Albanese’e karşı yenilmiştir. İktidar değişikliği yaşanmasının en büyük sebebi ise “iklim değişikliği” meselesine Albanese’in gösterdiği alâka olmuştur.[7] Bunun yanı sıra Çin, son anayasa değişikliğiyle birlikte ömür boyu iktidarda kalacak olan Şi Cinping tarafından idare edilmekte, halkın iktidar değişiminde payı bulunmamaktadır. Bu mesele, Avustralya’nın resmi bir devlet sitesinde yayınlanan bir makalede şu şekilde özetlenmektedir[8]:

“Çin, hızla dünya ekonomisine entegre oluyor; ancak entegrasyonu mümkün kılan devlet yapıları, ekonomik değişimin yarattığı yeni Çin toplumuna reform yapmakta ve uyum sağlamakta yetersiz kalıyor. Çin Hükümeti, anlaşılır bir şekilde ülkenin önde gelen bir dünya ekonomisi olarak yükselen statüsünün küresel kurumlarda ve ilişkilerde gerektiği gibi tanınmasını bekliyor. Fakat uluslararası toplumun önemli kısmı, hala Çin’in yerleşik uluslararası ilişkiler normlarına tam olarak uymadığını düşünüyor. Çin Hükümeti, bazı ABD’li çevrelerde kendisine duyulan korku ve şüphenin farkındadır. Bu yüzden kurumlarında ve siyasetinde reform yapılması yönündeki her türlü baskıyı Çin karşıtı yeni bir sınırlama biçimi olarak yorumlama eğilimindedir.

Sonuç olarak Avustralya, siyasi ve sosyal dinamikleri gereği Asyalı bir Batı devletidir. Bu açıdan Çin, Avustralya’yla ittifak kurmaya uygun değildir. Bu çıkarımlar ışığında, Avustralya-Çin ilişkilerinde politik ve ekonomik yönden daralmalar görülmeye devam edecektir.


[1] Yan Zhuang, “Why is Australia Still Part of the British Monarchy?”, The New York Times, https://www.nytimes.com/2020/12/03/world/australia/why-is-australia-still-part-of-the-british-monarchy.html, (Erişim Tarihi: 13.09.2022).

[2]  “U.S. Relations With Australia”, U.S. Department of State, https://www.state.gov/u-s-relations-with-australia/, (Erişim Tarihi: 13.09.2022).

[3]  “Aukus: UK, US and Australia Launch Pact to Counter China”, BBC, https://www.bbc.com/news/world-58564837, (Erişim Tarihi: 13.09.2022).

[4]  “UKUSA Agreement Release”, National Security Agency/Central Security Service, https://www.nsa.gov/Helpful-Links/NSA-FOIA/Declassification-Transparency-Initiatives/Historical-Releases/UKUSA/, (Erişim Tarihi: 13.09.2022).

[5]  Vikas Pandey, “Quad: The China Factor at the Heart of the Summit”, BBC, https://www.bbc.com/news/world-asia-india-61547082, (Erişim Tarihi: 13.09.2022).

[6]  Sarah Swain, “Treasurer Calls on China to End Bans on Aussie Goods”, 9News, https://www.9news.com.au/national/china-news-update-australian-treasurer-jim-chalmers-calls-on-beijing-to-end-bans-on-aussie-goods/b90756d2-95f0-4ac2-b538-e967470f7f49, (Erişim Tarihi: 13.09.2022).

[7]  “Australia election: Anthony Albanese signals climate policy change”, BBC, https://www.bbc.com/news/world-australia-61539426, (Erişim Tarihi: 13.09.2022).

[8]  Stephen Sherlock, “Australia’s Relations with China: What’s the Problem?”, Parliament of Australia, https://www.aph.gov.au/sitecore/content/Home/About_Parliament/ParliamentaryDepartments/ParliamentaryLibrary/Publications_Archive/CIB/CIB9697/97cib23#CONCLUSION, (Erişim Tarihi: 13.09.2022).

Benzer İçerikler