Amerika Kore Ekonomi Enstitüsü Uzmanı Kathryn Botto: “ABD ile Çin arasındaki bölünme derinleştikçe, Güney Kore de bu güç yarışında arada kalmaktan endişelenmektedir.”

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae, “Yeni Güney Politikası” kapsamında ülkenin Güneydoğu Asya ülkeleri ve Hindistan’la yakın ilişkiler geliştirmesini amaçlamaktadır.

Bu bağlamda Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Amerika Kore Ekonomi Enstitüsü Kıdemli Uzmanı Kathryn Botto’nun görüşlerini dikkatlerinize sunmaktadır.

Sayın Botto, Güney Kore’nin güneydeki komşularıyla ilişkileri nasıl?

Tarihi boyunca Güney Kore, diplomasi alanında odak noktasını Kore Yarımadası’nın çevresindeki büyük güçlere göre şekillendirmiştir. Çin, Japonya, Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) gibi güçlerin bölgesel yakınlıkları, bu devletlerin küresel politikadaki etkileri ve Koreler arasındaki barışın sağlanmasındaki rolleri düşünüldüğünde, Seul’un dış politikasının da söz konusu aktörlerden etkilendiği söylenebilir. Ancak ABD ile Çin arasındaki bölünme derinleştikçe, Güney Kore de bu güç yarışında arada kalmaktan endişelenmektedir. Çünkü Seul, stratejik hedeflerini gerçekleştirmek için bütün komşularıyla ekonomik ilişkiler geliştirmek istemektedir. Bu yüzden de Seul, Yeni Güney Politikası (NSP) çerçevesinde Hindistan ve Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) gibi aktörlerle ekonomik ve stratejik işbirliklerini çeşitlendirmeyi amaçlamaktadır. Söz konusu politikanın hedefi, Güney Kore’nin Hindistan ve Güneydoğu Asya’yla olan bağlarını Çin, Japonya, Rusya ve ABD’yle olan ilişkileriyle aynı düzeye çıkarmaktır.

NSP kapsamında Seul, Hindistan ve ASEAN üyeleriyle ekonomik, politik, stratejik ve sosyokültürel ilişkilerini derinleştirmeye odaklanmaktadır. Güney Kore’nin bölgede uzun yıllardır güçlü bağları olmasına rağmen NSP, Güneydoğu Asya ve Hindistan’la ilişkileri geliştirmeye yönelik ilk büyük stratejidir.

Yeni politika bu ilişkileri nasıl geliştirecek?

Bahse konu olan politikanın barış (siyasal ve stratejik işbirliği), refah (ekonomik işbirliği) ve toplumsal (sosyokültürel işbirliği) olmak üzere üç sacayağı bulunmaktadır. Nitekim Başkanlık Komitesi, politikanın 2020 yılında başlatılmasından itibaren 94 büyük projenin uygulandığını belirtmektedir. NSP, yurt dışına açılan küçük ve orta ölçekli işletmeleri destekleme çabalarından doğal afet müdahale mekanizmalarını geliştirmeye kadar birçok alanda işbirliğini teşvik eden kaplamlı bir projedir. 2021 senesinde yeniden düzenlenen politikanın ismi, bazı yeni siyasi alanlar eklenerek “Yeni Güney Politikası+” olmuştur. Söz konusu değişikliğin sebebi, etkisi git gide artan Covid-19 salgınıdır.

Bilindiği gibi, öngörülmesi zor olan salgın koşullarında bazı alanlardaki gelişmeleri takip etmek zorlaşmıştır. Bununla birlikte söz konusu politika, Güney Kore’nin Asya’ya yönelimine önemli katkılar da sağlamıştır. Örneğin Güney Kore Dışişleri Bakanlığı, ASEAN ve Güneydoğu Asya İşleri Bürosu oluşturmuş ve bunu Çin ve Japonya bürolarıyla aynı seviyeye çıkarmıştır.

Aynı zamanda Güney Kore, bölgedeki ticareti arttırmak için de çaba göstermektedir. Seul yönetimi, Endonezya’yla bir serbest ticaret anlaşması imzalamıştır. Bunu Kamboçya, Malezya ve Filipinler’le yapılan yeni ticaret anlaşmaları izlemiş ASEAN ve Hindistan’la ticaret anlaşmalarının güncellenmesi konusunda görüşmeler başlamıştır. Dolayısıyla bu politika, bölgede kalkınma ve işbirliğine mühim bir katkı sağlamıştır. Bu doğrultuda Seul, 2023 yılına kadar Kamboçya, Endonezya, Laos, Myanmar, Filipinler ve Vietnam’daki projeler için finansmanı iki katına çıkarmayı taahhüt etmiştir.

Güney Kore için Güneydoğu Asya ve Hindistan’ın önemini nasıl tanımlarsınız?

ASEAN üyeleri ve Hindistan, birkaç nedenden dolayı Güney Kore için doğal ortak konumundadır. Her şeyden önce, Güney Kore’nin bu ülkelerle özellikle ekonomik alanda zaten güçlü bağları vardır. ASEAN, ülkenin en büyük ikinci ticaret ortağı olmuştur ve Vietnam, tek başına Güney Kore’nin ihracatının yaklaşık yüzde 9’unu oluşturmaktadır. Güney Kore’nin Hindistan’daki ticareti ve yatırımı son yıllarda durgun olmasına rağmen Hindistan, hala Güney Kore’nin yedinci en büyük ihracat pazarıdır ve aralarındaki ilişkiler önemli bir potansiyele sahiptir.

Çin’de iş yapma riskinin artması, Güney Koreli şirketlerin üretim alanlarını farklı bölgelere kaydırmasına yol açmaktadır. Bu doğrultuda düşük işgücü maliyetleri ve coğrafi yakınlık gibi nedenler, Vietnam gibi ülkeleri avantajlı kılmaktadır. NSP aracılığıyla Seul, Vietnam gibi hedef ülkeleri Güney Kore’nin imalat yatırımları için uygun bölgeler haline getirmektedir. Bu nedenle Hindistan ve Güneydoğu Asya ülkeleri, Güney Kore’nin ekonomik portföyünü çeşitlendirmesine yardımcı olacak doğal alanlar olarak görülmektedir.

Üstelik bölge ülkeleri de Çin etkisi konusunda benzer kaygılara sahiptir. Ayrıca bu ülkeler, büyük güç rekabetinin yarattığı belirsizlikleri ve riskleri azaltma arzusunu da paylaşmaktadır. Güney Kore gibi Hindistan ve ASEAN da öfkesini çekmemek için Çin’e doğrudan meydan okumaktan kaçınmaktadır. Bunun yerine Seul, ülkenin ekonomik ortaklıklarını çeşitlendirmiş ve hassas bölgesel güvenlik sorunlarından ziyade çevre güvenliği ve halk sağlığı gibi geleneksel olmayan insan merkezli güvenlik konularında işbirliğini artırmıştır. Buna ek olarak ekonomik güvenliğin iyileştirilmesini vurgulamak için de NSP’yi kullanmıştır.

NSP ABD’nin bölgedeki çıkarlarını nasıl etkiliyor?

NSP, ABD’nin Hint-Pasifik’teki çıkarlarını tamamlayıcı niteliktedir. Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in ile ABD Başkanı Joe Biden arasında 2021 yılında Washington’da yapılan görüşmede, iki lider ABD-Güney Kore münasebetlerinin öneminin Kore Yarımadası’nın çok ötesine uzandığı noktasında hemfikir olduklarını belirtmiş ve “uyum için çalışma” konusunda anlaşmıştır. “Özgür ve Açık Hint-Pasifik Politikası” ABD’nin vizyonuna uygundur. Ortak bildiride, ASEAN ülkelerinde bağlantı, dijital inovasyonu geliştirme ve Mekong alt bölgesinde kalkınma konusunda işbirliği yapma ihtiyacı vurgulanmıştır. Bununla birlikte kolluk kuvvetleri, siber güvenlik ve halk sağlığı gibi alanlarda bölgesel koordinasyonu genişletmek amacıyla ortak hedeflere de dikkat çekilmişir. Yapılan ortak açıklamada, Güney Kore’nin ABD’yle ittifakının çok güçlü olması gerektiğinin altı çizilmiştir. İki ülke, bölgedeki güvenlik sorunları konusunda benzer değerleri ve bakış açılarını paylaşmasına rağmen söz konusu açıklama, bugüne kadar karşılıklı olarak verilen en güçlü desteğe işaret etmiştir.

Güney Kore’nin Güvenlik Diyaloğu’na yaklaşımı, “Özgür ve Açık Hint-Pasifik” yaklaşımına benzemektedir. Diğer yandan Seul, bölgesel planlarının açık bir şekilde belirtilmesinden de kaçınmaktadır.

Avustralya, Hindistan, Japonya ve ABD; yani Dörtlü İttifak (QUAD) üyeleri, gerçekleştirdikleri zirvelerde Çin’den açıkça bahsetmemeye özen göstermiştir. Ancak geçmişte Rusya’nın ekonomik misillemesiyle karşı karşıya kalan Güney, özellikle Çin’in durumdan hoşlanmadığını açıkça belirtmiştir. Çin, QUAD’a karşı hala temkinli bir tutum sergilemektedir. Nitekim üye aktörler, önceliklerini geliştirmeye ve tanımlamaya devam ederken; Güney Kore de işbirliği yapmaya istekli olduğunu göstermiştir. Güney Kore, QUAD’ın bir üyesi olmamasına rağmen 2020 senesinde salgın sebebiyle düzenlenen “Quad+” toplantılarının bir parçası olmuştur.

Bahsi geçen zirve, Güney Kore’ye ittifakla yakınlaşma için daha fazla fırsat verecek olumlu gelişmelere kapı aralamıştır. Grubun salgın yönetimi, altyapı geliştirme, iklim değişikliği, insandan insana değişim ve gelişen teknolojiler gibi konulara odaklanmaya devam etmesi, doğal olarak Güney Kore’nin NSP hedefleriyle uyumludur.

QUAD, Pekin’le ilişkilerin sarsılmamasına özen gösterdiği sürece, Seul de muhtemelen ortak öncelikler üzerinde işbirliği yapmayı sürdürecektir. Ancak Güney Kore’nin bunu QUAD’a katılarak değil; ABD’yle ikili koordinasyon yoluyla yapması çok daha olasıdır.

Röportajda yer alan görüşler, uzmanın kişisel görüşleri olup, Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi’nin (ANKASAM) yayın politikasını yansıtmayabilir.

Bu röportajın orijinal hali 1 Şubat 2022 tarihinde The International Asia Today’da Rusça ve İngilizce olarak yayınlanmıştır.

Rusça versiyonu için tıklayınız: https://theasiatoday.org/interviews-ru/%D0%BA%D1%8D%D1%82%D1%80%D0%B8%D0%BD-%D0%B1%D0%BE%D1%82%D1%82%D0%BE-%D0%BF%D0%BE-%D0%BC%D0%B5%D1%80%D0%B5-%D1%82%D0%BE%D0%B3%D0%BE-%D0%BA%D0%B0%D0%BA-%D1%82%D1%80%D0%B5%D0%BD%D0%B8%D1%8F-%D0%BC/?lang=ru

İngilizce versiyonu için tıklayınız: https://theasiatoday.org/interviews/kathryn-botto-u-s-china-frictions-intensify-south-korea-is-increasingly-concerned-about-being-entangled-in-great-power-competition/


Kenan AĞAZADE
Kenan AĞAZADE
Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı'na bağlı ADA Üniversitesi'nin Uluslararası İlişkiler bölümünde (2013-2018) lisansını yapan Kenan AĞAZADE, değişim programıyla Büyük Britanya'daki Glasgow Üniversitesi'nde okumuştur (2016-2017). Yüksek lisansını Küresel Politika ve Toplumsal Değişim alanında (2018-2020) İsveç'teki Malmö Üniversitesi'nden tamamlayan Kenan AĞAZADE, İsveç'te Rusya ve Kafkasya Bölgesel Araştırma Merkezi'nde (2019-2020) araştırma görevlisi olarak çalışmıştır. İyi derecede Rusça, İngilizce ve İsveççe bilmektedir.

Röportaj

GABİM Genel Müdürü Dr. Faruk BOSTANCI: “Kuşak ve Yol Girişimi, Orta Asya Ülkelerinin Ekonomik Gelişimine Önemli Katkılarda Bulunmuştur.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Çin ekonomisinin gelişiminde Kuşak ve Yol Girişimi’nin...

Newcastle Üniversitesi, Leverhulme Erken Kariyer Araştırmacısı Dr. Maria Papageorgiou: “Çin’in Orta Doğu’daki Angajmanı Çok Yönlüdür.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Çin’in Orta Doğu’daki yumuşak güç stratejileri, bunun...

Hazar Çevre Konsorsiyumu CEO’su Yernar Sailybayev: “Hazar Denizi, Tüm Kuzey Yarım Küre İklimini Doğrudan Etkilemektedir.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Hazar Denizi çevresindeki ekosistem ve iklim değişikliğiyle...

North Greenville Üniversitesi, Dr. Öğr. Üyesi Jong Eun Lee: “Rusya-Kuzey Kore İttifakı, Pyongyang İçin Daha Faydalı Olabilir”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Kuzey Kore’nin Rusya’yla askeri-ekonomik işbirliğini ve bu...