Tarih:

Paylaş:

Afrika’daki Hindistan Varlığı

Benzer İçerikler

Afrika, hızla gelişmekte ve fırsatların kıtası olma yolunda ilerlemektedir. Geleceğin önemli kıtalarından biri olacağı öngörülen Afrika, dünyada en hızlı büyüyen genç nüfusa ve mühim doğal kaynaklara sahiptir. Bu yönüyle Afrika kıtası, küresel ekonomide çok kritik bir konuma haizdir. Nitekim halihazırda dünyanın büyüme oranı bakımından en başarılı on ekonomisinin yarısına ev sahipliği yapan kıtada olumlu bir değişim rüzgarı esmektedir. Bu nedenle de Afrika, kıtada yaşayan insanlar kadar büyük ekonomik gücü olan devletler için de bir fırsat anlamına gelmektedir.

Asya’nın en büyük iki ekonomisi olan Hindistan ve Çin, söz konusu fırsatı değerlendirme konusunda istekli görünmektedir. İki ülke de Afrika devletleriyle yeni ilişkiler geliştirmekte ve kıtada nüfuz elde etmenin yollarını aramaktadır. Çin’in Afrika üzerindeki etkisi hakkında uzun zamandır yazılar yazılmaktayken; Asya’nın en büyük ikinci ekonomisi olan Hindistan’ın kıtada artan nüfuzunu inceleyen çalışmalar henüz yeni yeni gündeme gelmektedir. Oysa Hindistan’ın Afrika ülkeleriyle olan ticareti, daha önce hiç olmadığı kadar gelişmektedir. Zira 2016 yılında Afrika’nın en önemli ikinci ticaret ortağı Hindistan olmuştur.[1] İlk sırada ise Çin yer almaktadır. Her ne kadar Çin’in Afrika ülkeleriyle olan ticaret hacmi üç kat daha fazla olsa da Hindistan, aradaki farkı kapatmaya çalışmaktadır. Birleşmiş Milletler’in (BM) rakamlarına göre, Hindistan-Afrika ticareti, 2001 yılından beri yıllık ortalama %17,2 oranında büyümüştür.

Hindistan ile Afrika, sömürge tarihleri sebebiyle yakın bir bağ kurmaktadır. Zira Hindistan da Afrika ülkeleri de Batılı devletler tarafından sömürgeleştirilmişlerdir. Hindistan’ın Jawalharlal Nehru Üniversitesi’nde profesör olan Afrika uzmanı Ajay Kumar Dubey de durumu “Sömürge tarihlerinde güçlü bağlarımız vardı; ancak küreselleşmeyle beraber bu bağlar azalmaya başladı.” sözleriyle ifade etmiştir.[2]

Hindistan, liberal ekonomiye geçtikten sonra, kıta ülkeleriyle ilişkilerini yeniden canlandırmaya başlamıştır. Bu kapsamda Yeni Delhi yönetimi, öncelikle güçlü tarihsel ilişkilere sahip olduğu Güney ve Doğu Afrika ülkeleriyle yakın münasebetler tesis etmeye yoğunlaşmıştır. Hindistan’ın mevzubahis bölgelerle olan tarihi bağlarına kıtada yaşayan 3 milyon Hint kökenli insanın 1 milyondan fazlasının Güney ve Doğu Afrika ülkelerinde yaşıyor olması örnek gösterilebilir.[3] Güney ve Doğu Afrika’da böylesi yoğun bir biçimde Hint kökenli insanın yaşamasının sebebi ise sömürge döneminde İngilizler tarafından Hint kökenli işçilerin şeker kamışı tarlalarında, madenlerde ve demiryolu inşaatlarında çalışmaları için bölgeye getirilmesidir.

Hindistan’ın kıtanın diğer bölgelerine ulaşmaya başlaması ise 1990’lı yılları bulmuştur. Mesela son otuz yıllık zaman diliminde Gana ve Nijerya gibi hem doğal kaynak bakımından zengin olan hem de İngilizce konuşulan ülkelerde Hindistan’ın giderek aktif hale geldiği görülmektedir. Hindistan-Afrika ticaretinin hızlı şekilde büyümesinin ardındaki itici güç ise kıta ülkelerinin birçoğunun birincil mallara ve doğal kaynaklara olan gereksinimi ve buna karşılık Hindistan’ın da hızla artan enerji ihtiyacıdır. Bu sebeple Afrika’nın Hindistan’a olan ana ihracatı genel olarak kömür, ham petrol, altın ve diğer minerallerden oluşmaktadır.[4]

Afrika kıtasının Yeni Delhi için önemi, Hindistan Başbakanı Narendra Modi tarafından 2018 yılının Temmuz ayında Uganda Parlamentosu’nda yaptığı bir konuşmada, Hindistan-Afrika Anlaşması için açıkladığı “Yol Gösterici 10 İlke” üzerinden ifade edilmiştir.[5] Modi’nin belirttiği 10 ilke, genel olarak endüstri, bilgi teknolojisi, eğitim, sağlık, tarım, güvenlik ve finansal katılım konularıyla alakalıdır.

Hindistan’ın Afrika politikası, farklı gündemlere haiz çeşitli aktörlerden oluşmaktadır. Söz konusu politika; hükümeti, kamu kuruluşlarını, özel şirketleri, sivil toplum kuruluşlarını ve Afrika’da yaşayan Hint diasporasını içermektedir. Örneğin Hindistan Teknik ve Ekonomik İşbirliği ile Afrika için Özel Milletler Topluluğu Yardım Programı, 1964 senesinden beri hükümetin kalkınma diplomasisinin bir parçası olmuştur.

2000 yılı sonrasında Hindistan’ın Afrika devletleriyle olan bağları ekonomik, jeopolitik, jeostratejik ve kültürel anlamda istikrarlı bir şekilde güçlenmektedir. Aslında sömürge geçmişleri, ekonomik ve teknolojik gelişme seviyeleri, siyasi sistemleri, dilleri ve dinleri açısından muazzam çeşitlilikler barındıran 54 devletten oluşan bir kıtayla ikili, çok taraflı, bölgesel ve kıtasal olarak iyi ilişkiler kurmak son derece zor bir iştir. Ancak Yeni Delhi yönetimi, Hindistan-Afrika Forumu Zirvesi (IAFS) oluşturarak bu ülkelerle iyi ilişkiler kurma yolunda mühim adımlar atmıştır.

IAFS kapsamındaki ilk zirve, 2008 senesinde Yeni Delhi’de yapılmıştır. İkinci zirve, 2011 yılında Addis Ababa şehrinde ve zirvelerin üçüncüsü de 2015 yılında yine Yeni Delhi’de gerçekleştirilmiştir.[6] Dördüncü zirvenin 2020 senesinde yapılması planlanmasına rağmen Covid-19 salgınından ötürü gerçekleştirilememiştir. Zirveler, karşılıklı işbirliğinin sağlanması amacıyla tarım, gıda güvenliği, sağlık, eğitim, bilgi teknolojisi ve iklim değişikliği gibi konuları ele almaktadır.[7] Son zirvenin icra edilememesinden de anlaşılacağı gibi, Afrika-Hindistan ticaret hacminin büyümesi, 2020 yılında salgından dolayı bir kesintiye uğramıştır. Ancak Modi Hükümeti’nin Afrika politikasından dolayı Hindistan ile Afrika arasındaki siyasi ilişkilerin ilerleyen dönemde daha da gelişeceği öngörülebilir.

Hindistan, ekonomik açıdan da Afrika ülkelerine destek olmakta ve bu ülkelere kendilerini geliştirmeleri amacıyla krediler vermektedir. Verilen kredilerin bir diğer amacı ise imtiyaz sağlamaktır. Örneğin Hindistan Exim Bank, Afrika hükümetlerine krediler vererek onların altyapı projelerini finanse etmektedir; fakat projelerdeki mal ve hizmetlerin %75’inin Hindistanlı firmalardan satın alınmasını şart koşmaktadır.[8] Ayrıca Hindistan’ın Afrika ülkeleriyle ikili ticaret hacmi, 2001 senesinde 5,3 milyar dolar seviyesindeyken; 2018 yılına gelindiğinde, bu miktar 62 milyar dolara yükselmiştir.[9] Dolayısıyla birçok Hindistanlı firma kıtada iş yapmaya başlamıştır. Bu şirketler tarım, mühendislik, inşaat, telekomünikasyon, sağlık hizmetleri ve finansal hizmetler gibi birçok alanda projeler yürütmektedir.

Yeni Delhi yönetiminin Afrika’yla ekonomik ve politik ilişkileri geliştirme hususunda attığı adımlardan biri de Hindistan-Japonya-Afrika Büyüme Koridoru’dur (IJAGC). Koridorun diğer adı da Asya-Afrika Büyüme Koridoru’dur.[10] Bu girişim, Hindistan’ın Afrika’daki en büyük projesi niteliğindedir. Ayrıca Çin etkisine karşı koyma konusunda kıtada atılan cesur bir adım olarak da yorumlanabilir. Zira Çin’in Kuşak-Yol Projesi aracılığıyla Afrika’daki varlığını artırmasına karşı, Yeni Delhi de Tokyo’yla birlikte böyle bir girişim gerçekleştirmek istemektedir. Hindistan ve Japonya’nın çıkarlarını göz önünde bulundurarak tasarlanan proje, Afrika’yla daha yakın ilişkiler tesis etmeyi hedeflemektedir. Bahsi geçen proje, Afrika’da altyapı inşa etmeyi amaçlayan ortak bir Hint-Japon işbirliğini temsil etmektedir.[11] Hindistan ile Japonya, proje vesilesiyle Asya ile Afrika arasında bir deniz koridoru oluşturmayı amaçlamaktadır.

Güney Asya ve Afrika’daki birçok ülkeyi kapsayan girişimle eski deniz yolları canlandırılacak ve yeni deniz yolları oluşturulacaktır. Böylece Hindistan ve Japonya hem Çin’in Afrika’daki etkisini azaltmayı hem de Afrika’yla ekonomik ilişkilerini artırmayı planlamaktadır. Kısacası Hindistan, Afrika’daki varlığını sürdürmeye ve bölge devletleriyle olan münasebetlerini geliştirmeye devam edecektir. Zira Yeni Delhi’nin attığı adımlar da bunu göstermektedir. Dolayısıyla Çin’in Kuşak-Yol Projesi aracılığıyla nüfuzunu artırmak istediği Afrika kıtasında, Hindistan da etkin bir aktöre dönüşmek istemektedir.


[1] Martina Schwikowski, “India Makes A Comeback in Africa”, Deutch Welle, https://www.dw.com/en/india-makes-a-comeback-in-africa/a-51557458, (Erişim Tarihi: 08.01.2021).

[2] Ajar Kumar Dubey, “The Indian Diaspora as a Heritage Resource in Indo–African Relations”, eds., Ajar K. Dubey-A. Biswas, India and Africa’s Partnership. India Studies in Business and Economics, Springer, New Delhi 2016, s. 116.

[3] “15 Facts About the Indian Diaspora in Africa”, World Economic Forum, https://www.weforum.org/agenda/2015/06/15-facts-about-the-indian-diaspora-in-africa/, (Erişim Tarihi: 10.01.2021).

[4] Kingsley Ighobor, “Commodity Prices Crash Hits Africa”, United Nations Africa Renewal, https://www.un.org/africarenewal/magazine/december-2016-march-2017/commodity-prices-crash-hits-africa, (Erişim Tarihi: 10.01.2021).

[5] H. H. S. Viswanathan-Abhishek Mishra, “The Ten Guiding Principles for India-Africa Engagement: Finding Coherence in India’s Africa Policy”, Observer Research Foundation, https://www.orfonline.org/wp-content/uploads/2019/06/ORF_OccasionalPaper_200_India-Africa.pdf, (Erişim Tarihi: 12.01.2021), s. 2-4.

[6] Sachin Chaturvedi, “Enhancing India-Africa Development Cooperation”, Brookings, https://www.brookings.edu/research/enhancing-india-africa-development-cooperation/, (Erişim Tarihi: 12.01.2021).

[7] Aynı yer.

[8] Subhayan Chakraborty, “India Needs to Outflank China in Africa: Exim Bank CEO Rasquinha”, Business Standard, https://www.business-standard.com/article/economy-policy/india-needs-to-outflank-china-in-africa-exim-bank-ceo-rasquinha-1191213012771.html, (Erişim Tarihi: 12.01.2021).

[9] Ruchita Beri, “India-Africa Trade”, Diplomatist, https://diplomatist.com/2020/01/04/india-africa-trade/, (Erişim Tarihi: 14.01.2021).

[10] Jagannath Panda, “The Asia-Africa Growth Corridor: An India-Japan Arch in the Making?”, Focus Asia, https://isdp.eu/content/uploads/2017/08/2017-focus-asia-jagannath-panda.pdf (Erişim Tarihi: 14.01.2021), s.1-3.

[11] Panda, a.g.m., s. 2-3.

Göktuğ ÇALIŞKAN
Göktuğ ÇALIŞKAN
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde lisans eğitimi alan Göktuğ ÇALIŞKAN, aynı süreçte çift ana dal programı kapsamında üniversitenin Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yer alan Uluslararası İlişkiler bölümünde de eğitim görmüştür. 2017 yılında lisans mezuniyetini tamamladıktan sonra Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisans programına başlayan Çalışkan, bu programı 2020 yılında başarı ile tamamlamıştır. 2018 yılında ise çift ana dal programı kapsamında eğitim gördüğü Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olmuştur. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bursu kapsamında 2017 yılı YLSY programını kazanarak halen Fransa’da dil eğitimi alan Göktuğ Çalışkan aynı zamanda Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisidir. YLSY programı kapsamında Fas'ta Uluslararası Rabat Üniversitesinde Yönetişim ve Uluslararası İstihbarat alanında 2. yüksek lisansını yapmakta olan Çalışkan, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası Ilişkiler bölümünde doktorasına başlamıştır. Iyi derecede İngilizce ve Fransızca bilmektedir.