Analiz

Bangladeş’te Geçici Hükümetin “Yüz Günü”

Geçici hükümetin karşılaştığı en büyük tehlikelerden birisi toplumsal çatlakların derinleşmesidir.
Geçici hükümet içeride radikal akımın yükselmesi, Avami Birliği’nin geleceği ve darbe tehlikesi konularında zorluklar yaşamaktadır.
Geçici hükümetin karşı karşıya kalabileceği iç ve dış sorunlar, Bangladeş’in geleceğini şekillendirmekle kalmayarak bölgenin jeopolitik yapısını da değiştirebilir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Bangladeş’te 5 Ağustos 2024 tarihinde kota reformu talep eden büyük ve kanlı öğrenci ayaklanmalarından sonra Şeyh Hasina’nın on beş yıllık iktidarı düşmüştür. Bu gelişme, Bangladeş’in siyasi tarihinde önemli bir kırılma noktası olmuş ve devrilen hükümetin yerine geçici bir hükümet kurulmuştur. Şeyh Hasina iktidarının düşmesinden sonra Bangladeş’te geçici hükümetin başına 2006 yılında Nobel ödülünü almış, Şeyh Hasina hükümetinin devamlı eleştirmeni olan Muhammed Yunus geçmiştir. Muhammed Yunus, mikrokredinin öncüsü olarak bilinmektedir ve Grameen Bankası’nın kurucularındandır. Söz konusu banka, mikrokrediler üzerine yoğunlaşmıştır ve yoksullara teminat gerektirmeyen mikrokrediler vermektedir.

Geçici hükümet, ülkenin siyasi istikrarını sağlamak ve demokratik sürece dönülmesini temin etmek için önemli bir göreve sahiptir. Bu hükümet, kurumların temel reformlarını yapmakla ve ülkeyi seçime götürmekle sorumludur. Muhammed Yunus, geçici hükümet iktidarının yüzüncü gününde de gerekli ve zaruri reformların tamamlanmasından sonra seçime gidileceğinin sözünü verip insanlardan sabırlı olmalarını istemiştir. Geçici hükümet, diğer partilerle bir uzlaşı kurmaya, demokratik kurumları yeniden yapılandırmaya ve sistemi “bölüm bölüm” tekrar inşa etmeye çalışmaktadır. Yeni ve kalıcı bir seçim sistemi inşa edilme hedefi konulmuştur.[1]

Ancak hükümet, ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmıştır. Politik karışıklıklar, sel felaketleri, seçimlere hızlı bir şekilde gitmek isteyenlerin baskısı ve azınlıklara yönelik şiddet olaylarındaki artış gibi bir dizi sorun ortaya çıkmıştır.

Muhammed Yunus’un liderliğindeki hükümetin atmış olduğu ilk adımlardan biri, Şeyh Hasina hükümetinin öğrenci eylemleri döneminde “militan ve terörist” ilan edilerek kapatılan Cemaat-i İslami Partisi’nin siyasi yasağını kaldırmak olmuştur. Yunus’un bu partinin yasağını kaldırması kimi çevrelerde radikal hareketlerin önünün açılması olarak yorumlanmış ve tedirginlik yaratmıştır. Fakat Yunus, bu partinin yasağının kaldırılmasının radikal hareketlerin önünü açmayacağını ve radikal hareketlerin etkisinin genişlemeyeceğinin teminatını vermiştir.

Avami Birliği’nin kaderinin ne olacağı geçici hükümet döneminde tartışılan bir diğer konu olmuştur. Şeyh Hasina iktidarı devrildikten sonra partisi Avami Birliği üst düzey üyeleri de ülkeyi terk etmeye çalışmış, evleri yağmalanmış ve banka hesapları dondurulmuştur. 23 Ekim 2024 tarihinde Avami Birliği’nin gençlik örgütü, Muhammed Yunus hükümetince terörizm faaliyetleri güttüğü öne sürülerek kapatılmıştır. Yunus, Avami Birliği’nin artık Bangladeş’te bir etkisi kalmadığını belirtmiş ve partiyi “faşist” olarak tanımlamıştır. Yunus’a göre, Avami Birliği demokrasiye karşı bir tehdit oluşturmaktadır ve bu yüzden ülkenin geleceğinde yeri olmamalıdır. Yunus, Avami Birliği’nin dağılabileceği yorumunda bulunsa da yönettiği geçici hükümetin bir siyasi hükümet olmadığı gerekçesiyle parti üzerine hiçbir kararda bulunmayacağını ilan etmiştir.[2]

Şeyh Hasina’nın Hindistan’a gitmesi üzerine geçici hükümet Hasina’ya suç duyurusunda bulunmuş, Hasina’nın Bangladeş’e geri getirilmesi ve adalet önüne çıkartılması, hükümetin öncelikli hedeflerinden biri olmuştur. Ancak Yunus, bu sürecin hızlı bir şekilde değil, adım adım ilerlemesi gerektiğini savunmuş ve Hindistan’la ilişkilerde dikkatli bir diplomatik yaklaşım sergilenmesi gerektiğine vurgu yapmıştır.

Hindistan’la ilişkiler açısından Bangladeş’in yaşadığı sıkıntılar, sadece Şeyh Hasina’nın iadesi meselesiyle sınırlı değildir. Bangladeş’in geçici hükümeti, Pakistan’la daha yakın ilişkiler kurma yoluna gitmiştir. Ayrıca geçici hükümetin ilk yüz gününde Bangladeş’teki Hindu azınlığa yönelik saldırılar iki binli rakamlara ulaşmıştır.[3] Bu saldırılar sıkça medya gündeminde yer almış ve Hindistan ile Bangladeş arasındaki ilişkilerde önemli bir gerginlik kaynağı olmuştur. Trump da Bangladeş’teki Hindu azınlığı savunmaktadır. Bu durumu dikkate alarak hareket eden Yunus hükümeti, en büyük ticari partnerlerinden biri olan Amerika Birleşik Devletleri’yle (ABD) ilişkilerini geliştirmeyi hedeflemektedir.

Geçici hükümetin karşılaştığı en büyük tehlikelerden birisi toplumsal çatlakların derinleşmesidir. Avami Birliği’nin zayıflaması ve Cemaat-i İslami’nin tekrar sahneye çıkması, radikal akımların yükselmesine zemin hazırlayabilir. Eğer bu radikal akımlar denetlenemezse ülkenin toplumsal yapısında ciddi bir bölünme yaşanabilir. Daha da büyük bir tehlike, Avami Birliği’ne karşı yahut Avami Birliği’nin girebileceği rövanşist bir tutumdan kaynaklanabilir. Nitekim geçici hükümet başa geldiğinde de taraflar arası şiddet olayları bitmemiş ve bu sefer Avami Birliği taraftarları şiddetin hedefi olmuş, hatta bu şiddet olaylarından bazıları ölümle sonuçlanmıştır. Avami Birliği üyelerinin birçoğu bu durumdan ötürü gizlenmiştir.[4] Avami Birliği’ne yapılan bu saldırıların insanların hafızasında kalacağı beklenebilir. Bu durum kontrol altına alınmazsa toplumda bir çatlak yaratabilir.

Tarihinde pek çok darbe yaşamış Bangladeş’te geçici hükümetin karşılaştığı derin tehditlerden birisi de askerin yönetime el koymasıdır. Reformların ve seçim hazırlıklarının gereken hızda yapılmaması, toplumdaki rahatsızlığın artması, politik belirsizliğin derinleşmesi yahut büyük ülkelerin bir müdahalesi sonucu bir askeri darbe olasılığı mevcuttur. Herhangi bir darbe ise Bangladeş’te uzun süreli bir istikrara ve politik karışıklığa sebep olabilir. Ayrıca bölgedeki jeopolitik dengeleri de değiştirebilir.

Muhammed Yunus’un liderliğindeki geçici hükümet, başlangıçta geniş bir destek bulmuş olsa da ülkenin mevcut durumundaki dengeler göz önüne alındığında Yunus’un reformlarının başarılı olup olamayacağı henüz netlik kazanmış değildir. Bangladeş için kritik bir dönüm noktası teşkil eden bu hükümetin başarılı olması, ülkenin geleceği açısından büyük bir önem taşımaktadır. Fakat geçici hükümet, toplumsal ve uluslararası dengeleri sağlama konusunda zorluklarla karşılaşır ve belirtilen reformlarla seçim süreçlerini gerektiği şekilde hayata geçiremezse, ülke daha derin bir krizle karşı karşıya kalabilir.


[1] “Bangladesh’s Yunus seeks time, says election roadmap after reforms”, Al Jazeera, https://www.aljazeera.com/news/2024/11/17/bangladeshs-yunus-seeks-time-says-election-roadmap-after-reforms, (Erişim Tarihi: 28.11.2024).

[2] “Bangladesh’s leader says ‘no place’ for Sheikh Hasina’s ‘fascist’ party”, Financial Times, https://www.ft.com/content/42e223c9-ade1-46a1-ac95-2c4f807b0c5c, (Erişim Tarihi: 28.11.2024).

[3] “Bangladesh: 100 days of Muhammad Yunus govt | Reports say Hindus victimised”, India Today, https://www.indiatoday.in/newsmo/video/bangladesh-100-days-of-muhammad-yunus-govt-reports-say-hindus-victimised-2637485-2024-11-22, (Erişim Tarihi: 28.11.2024).

[4] “Bangladesh’s new outcasts: Students from ex-PM Hasina’s party now in hiding”, Al Jazeera, https://www.aljazeera.com/news/2024/10/27/once-powerful-student-members-of-hasinas-party-bangladeshs-new-outcastes, (Erişim Tarihi: 28.11.2024).

Emin Mirbatur SEVAL
Emin Mirbatur SEVAL
Emin Mirbatur SEVAL, 2022 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Tarih Bölümü'nden mezun olmuştur. Halihazırda ODTÜ Tarih Bölümü’nde Yüksek Lisans eğitimine devam etmektedir. Başlıca ilgi alanları Doğu Asya Bölgesi ile Kuşak ve Yol Girişimi’dir. İleri seviyede İngilizce ve orta seviye Çince bilmektedir.

Benzer İçerikler