Myanmar Cunta Lideri Min Aung Hlaing, 6 Kasım 2024 tarihinde Çin’e ilk resmi ziyaretini gerçekleştirmiştir. Bu ziyaret, 2021 yılındaki darbeyle başlayan yeni Myanmar yönetiminin Çin’le olan yakın ilişkilerini ve stratejik uyumunu derinleştirme çabalarını gözler önüne sermektedir. Bu temasların zamanlaması, Asya’daki jeopolitik dengeler ve Myanmar’ın sınır bölgelerindeki iç çatışmaların etkileri nedeniyle oldukça dikkat çekicidir. Myanmar’ın kendi içinde süregelen istikrarsızlık ve ekonomik zorluklar, Çin’in bu komşusuna olan yaklaşımında farklı stratejilerin devreye girmesini de zorunlu kılmaktadır.
2021 darbesi sonrasında Myanmar’da iç güvenlik sorunları ve geniş çaplı ekonomik sıkıntılar baş göstermiştir. Cunta yönetiminin merkezi otoritesini sağlayamaması, ülkedeki etnik grupların ve demokratik hareketlerin daha büyük bir direniş gösterisine yol açmıştır. Bu durum, Çin açısından hem sınır güvenliği hem de bölgedeki ticaret yollarının güvenliği açısından önemli bir tehdit anlamına gelmiştir. Myanmar’daki etnik azınlıklar Çin sınırında yer aldığından, Çin’in bu çatışma bölgelerinde istikrar sağlamak adına farklı önlemler alması gerekmektedir.
Çin, Myanmar’a yönelik dış politikasında, diğer ülkelere karşı izlediği gibi “iç işlerine karışmama” ilkesi çerçevesinde hareket etmektedir. Myanmar’da istikrarın tamamen bozulması, Çin’in hem güvenlik hem de ekonomik kaygılarını artırmış durumdadır. Çin, Myanmar’la ekonomik işbirliğini sürdürmek adına darbe sonrası hükümete karşı açık bir yaptırım uygulamamış, aksine Myanmar’da yürüttüğü projelere devam etmiştir. Bu projeler arasında Çin’in “Kuşak ve Yol Girişimi” kapsamında Myanmar’ın altyapısına yapmış olduğu büyük yatırımlar da bulunmaktadır. Çin’in özellikle sınır bölgelerindeki altyapı projelerine yoğunlaşması, bu alanlarda doğrudan güvenlik ve istikrarı sağlama amacını taşımaktadır.[1]
Min Aung Hlaing’in Kunming ziyaretinin temel amaçlarından biri, ekonomik işbirliği zirvelerine katılarak bölgesel projelerde Myanmar’ın rolünü güçlendirmektir. Çin’in öncülüğünde yapılan Ayeyawady-Chao Phraya-Mekong Ekonomik İşbirliği Stratejisi (ACMECS) ve Büyük Mekong Alt Bölgesi (GMS) toplantıları, bölgesel altyapının geliştirilmesini hedeflemektedir. ACMECS ve GMS, Asya kıtasında ekonomik entegrasyonu güçlendirmeyi amaçlayan geniş çaplı projelerdir ve özellikle lojistik, enerji ve ticaret koridorları gibi altyapısal alanlarda Çin’le ortak çalışmaları öngörmektedir. Bu bağlamda Myanmar’ın bu toplantılarda yer alması, Çin’in Güneydoğu Asya’daki ekonomik ve siyasi etkisini sağlamlaştırmasına katkı sunmaktadır.[2]
Çin, Myanmar’daki yatırımlarını özellikle ülkenin Hint Okyanusu’na olan stratejik konumu nedeniyle artırmak istemektedir. Myanmar’ın “Çin’in Güney Asya’ya açılan kapısı” olarak görülmesi, bu iki ülkenin ekonomik işbirliğini daha da zorunlu hale getirmektedir. Özellikle Çin’in Kyaukphyu Liman Projesi gibi yatırımları, bölgedeki petrol ve doğalgaz taşımacılığı rotalarını çeşitlendirme ve güvence altına alma amacını taşımaktadır. Böylelikle Çin, Güney Çin Denizi’ndeki riskleri azaltarak enerji güvenliğini sağlamayı hedeflemektedir.
Çin ve Myanmar arasında yüzyıllara dayanan tarihi bağlar bulunmaktadır. İki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler özellikle Soğuk Savaş döneminde zaman zaman gerilmiş, fakat Çin’in Myanmar’a yönelik ilgisi, ekonomik kalkınma projeleri üzerinden devam etmiştir. Myanmar’daki etnik çatışmalar ve askeri darbeler, Çin’in Myanmar’daki ekonomik faaliyetlerini sınırlandırsa da Çin genellikle istikrarsızlık dönemlerinde bile diplomatik ilişkilerini sürdürmeyi tercih etmiştir.
Çin’in Myanmar’a yaptığı bu destek, iki ülke arasındaki ilişkinin “kalkınma odaklı bir işbirliği” modeli olarak tanımlanmasına neden olmuştur. Bu ilişki modeli, Çin’in doğrudan yatırımlarla bölgesel güvenlik ve istikrara katkı sağlamasına vesile olmaktadır. Çin’in Myanmar’daki istikrar arayışı ve ekonomik işbirliği çabaları, Asya Pasifik’teki güç dengesinde belirleyici bir etkiye sahip olabilir. Çin’in ASEAN ülkeleriyle olan ilişkilerini güçlendirme stratejisi kapsamında Myanmar’la ilişkilerinin artması, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) bölgede yürüttüğü “Hint-Pasifik Stratejisi” ile rekabet halindedir. ABD, Güneydoğu Asya ülkelerine yönelik yatırımlarını artırarak bölgedeki Çin etkisini azaltmayı hedeflemektedir. Bu nedenle Myanmar’ın Çin’le geliştirdiği işbirliği, Batı nezdinde endişe verici bir gelişme olarak değerlendirilmektedir.[3]
Myanmar Cunta Lideri Min Aung Hlaing’in 2021 yılındaki darbeden bu yana ilk kez Çin’i ziyaret etmesi, bölgesel dinamikler ve iki ülke arasındaki ilişkiler açısından önemli bir gelişmedir. Bu ziyaret, Myanmar’ın iç siyasi durumu, Çin’in bölgedeki stratejik çıkarları ve uluslararası tepkiler bağlamında değerlendirildiğinde, çeşitli boyutlarıyla dikkat çekmektedir. Bu temaslar, yalnızca ikili ilişkilerin değil, bölgesel jeopolitik dengelerin de test edildiği bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu, Çin’in Myanmar’da ekonomik işbirliğini sürdüren tutumunu ve bölgedeki stratejik önemini artırmaya yönelik çabalarını pekiştirmektedir. Buradan hareketle, gelecekte Çin’in Myanmar’la olan ilişkilerini ekonomik, güvenlik ve stratejik bir eksende sürdüreceği ileri sürülebilir.
[1] “Myanmar military government chief on first visit to ally China since coup”, Aljazeera, https://www.aljazeera.com/news/2024/11/5/myanmar-military-government-chief-on-first-visit-to-ally-china-since-coup, (Erişim Tarihi: 09.11.2024).
[2] “Myanmar junta chief to make first China visit since seizing power”, Reuters, https://www.reuters.com/world/asia-pacific/myanmar-junta-chief-make-first-china-visit-since-seizing-power-2024-11-04/?utm_source=chatgpt.com, (Erişim Tarihi: 05.11.2024).
[3] “Head of Myanmar’s military government Gen. Min Aung Hlaing visits China for first time since taking power”, The Hindu, https://www.thehindu.com/news/international/head-of-myanmars-military-government-gen-min-aung-hlaing-visits-china-for-first-time-since-taking-power/article68831499.ece, (Erişim Tarihi: 09.11.2024).