Hindistan ve Çin hükümetleri, 25 Ekim 2024 tarihinde yaptıkları açıklamada, Himalayalar’daki tartışmalı sınırda yaşanan gerginliği sona erdirmek için bir anlaşma uygulamaya koyduklarını duyurmuşlardır. İki ülke arasındaki anlaşmazlık, özellikle 2020 yılında Ladakh bölgesinde sınır hattında meydana gelen çatışmalarla gündeme gelmiştir. Bu tarihten beri yüksek düzeyde devam eden gerginlik, dört yılın sonunda önemli bir ilerleme kaydetmiş ve yumuşama sürecine girmiştir.
Sınırdaki anlaşmazlık noktalarını özetlemek gerekirse şunlardan söz edilebilir. 3488 km uzunluğundaki Hindistan-Çin sınırı üç sektöre ayrılmaktadır. Bunlar; Cemmu ve Keşmir Eyaleti’nin karşısında Batı Sektörü; Sikkim ve Arunuçhal Pradeş’in karşısında Doğu Sektörü ve Himaçal Pradeş ve Uttarkand’ın karşısındaki Orta-Merkez Sektörü’dür. Her üç sektörde de Hindistan’ın Çin’le çözülmemiş sınır anlaşmazlıkları vardır. Doğu ve Batı sınırındaki anlaşmazlıklar, dünyada sıkça gündem olmasına rağmen merkez sektördeki anlaşmazlıklar fazla bilinmemektedir.
Doğu sektöründeki sınır anlaşmazlığı, McMahon Hattı’nın Çin tarafından tanınmamasıyla ilgilidir. Söz konusu sınır hattı, İngiliz kontrolündeki Hint Hükümeti’nin 1914 yılında Tibet Hükümeti’yle yaptığı anlaşmayla çizilmiştir. Söz konusu anlaşma, Çin tarafından kabul edilmemektedir. Çünkü Tibet’in böyle bir anlaşmayı imzalayacak bir egemenliğinin olmadığını iddia etmektedir. Çin, günümüzde Hindistan’ın kontrolünde bulunan Arunaçal Pradeş’in tamamını, Güney Tibet’in bir parçası olarak görmekte ve McMahon Hattı’nı reddetmektedir.
Batı’daki sınır anlaşmazlığı, Cemmu ve Keşmir Eyaleti’ndeki Ladakh, Aksai Çin ve Demochek bölgeleriyle ilgilidir. 1962 yılındaki savaştan bu yana Çin, Aksai Çin ve Demochek bölgesinin kontrolünü elinde bulundurmaktadır. Ayrıca Pakistan, sınırdaki topraklarının bir kısmını Çin’e devretmiştir.
Orta sektör ise Hindistan tarafından kontrol edilen ve Çin’in üzerinde hak iddia ettiği toprakları ifade etmektedir. Bu alanlar; Uttarkand ve Himaçal Pradeş’te yer alan Chumar, Kaurik, Shipki La, Nelang ve Laptha’dır. Çin, bu bölgelerin Tibet’in bir parçası olduğunu iddia etmektedir.
Tibet Platosu ve Ladakh bölgesi gibi yüksek irtifalı yerlerdeki hakimiyet iddiaları, Güney Asya bölgesinde uzun süredir zaman zaman gerilime sebep olan sorunlardan biridir. Bu anlaşmazlıklar, bazen çatışmalara ve büyük ölçekli askeri yığınağa da yol açmaktadır. Hem Hindistan hem de Çin, Fiili Kontrol Hattı (LAC) olarak bilinen ve net bir şekilde tanımlanmamış olan ve iki ülke arasında 1962’de yaşanan savaştan bu yana belirsizliğini koruyan 2.100 mil uzunluğundaki fiili sınırda taraflar asker bulundurmaktadır.[i]
Nisan 2020 tarihinde yaşanan Pangong gölü çatışması ardından Hindistan’ın Ordu Şefi General MM Naravane’in de belirttiği gibi, “geçici ve kısa süreli çatışmalar”,[ii] ülkeler arasında yaşanan olağan bir süreç olarak karşılanmaya başlanmıştı. Fakat aynı yıl içerisinde yaşanan Ladakh bölgesinin Galwan Vadisi’ndeki ölümcül sınır çatışması, bu süreci daha önce olmadığı kadar gergin bir noktaya taşımıştır. Kırk yıldan uzun bir süre sonra ilk kez bilinen can kayıplarına yol açmıştır.
2023 yılında Johannesburg’da düzenlenen BRICS zirvesinde Şi Cinping ve Narendra Modi, tartışmalı sınır gerginliğini azaltmak için “çabaları yoğunlaştırma” konusunda anlaşmışlardı. Bu doğrultuda ağustos ayında Çinli ve Hintli müzakereciler tarafından 31. sınır görüşmeleri gerçekleştirilse de her iki tarafın da bölgede devriye gezdirmeye devam etmesi ve tampon bölgenin sabit kalmasıyla beraber kesin bir sonuca varılamamıştır.[iii] Bunun yanı sıra yeni sınır anlaşması, daha kesin yargıları ve kapsamıyla birlikte hem iki ülke arasındaki hem de bölgesel-küresel dengeleri etkileyecektir.
Yapılan yeni sınır anlaşmasıyla bölgede asker sayısının azaltılması, geri çekilme adımlarının atılması, kulübe ve çadır gibi yapıların kaldırılması, araçların geri alınması ve bölgedeki mevcut sınır çizgilerinin korunması gibi uygulamalar planlanmaktadır. Hindistan hükümetinden bir kaynak, Batı Himalayalar’ın Ladakh bölgesindeki sınırda iki noktada karşı karşıya gelen birliklerin geri çekilmeye başladığını ve gerginliğin sona erdiğini duyurmuştur.
Ayrıca her iki tarafın askerleri, karşı karşıya geldikleri son noktalar olan Depsang ve Demchok bölgelerinden çekilmeye başladığı söylenmiştir.[iv] Bu sürecin ay sonuna kadar tamamlanması beklenmektedir. Anlaşma, Himalayalar bölgesinde barışın korunmasını sağlayarak Hindistan ve Çin arasındaki gerilimi hafifletebilir. Bu durum Güney Asya’nın genel istikrarına da katkıda bulunabilir.
Hindistan ve Çin dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer almaktadır. Sınır sorunlarının azalması, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin iyileşmesi için bir fırsat yaratabilir. Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Avustralya ve Hindistan’dan oluşan QUAD gibi platformlar, Hint-Pasifik’te Çin’in nüfuzunu dengelemek için çabalarını hızlandırmaktadır. Hindistan’ın bu tür ittifaklara yaklaşımı, Çin’le ilişkilerine de bağlıdır. Sınırdaki gerilimin azalması, Hindistan’ın Batı’yla kuracağı olası yeni ittifaklarda daha temkinli bir tutum sergilemesine katkı sağlayabilir.
[i] “India and China have struck a deal that could ease border tensions ahead of expected leader meeting”, CNN World, https://edition.cnn.com/2024/10/22/asia/india-china-border-agreement-intl-hnk/index.html, (Erişim Tarihi: 26.10.2024).
[ii] “A border dispute between India and China is getting more serious”, The Economist, https://l1nq.com/xBxaV, (Erişim Tarihi: 26.10.2024).
[iii] Aynı yer.
[iv] “India, China begin implementing new border pact, ending Himalayan face-off”, Reuters, https://www.reuters.com/world/asia-pacific/india-china-start-pulling-back-troops-border-face-off-points-source-says-2024-10-25/, (Erişim Tarihi: 26.10.2024).