Analiz

İrlanda’nın “İşgal Altındaki Topraklar Yasa Tasarısı”

Bu yasa tasarısı, işgal altındaki bölgelerde üretilen malların ithalatını suç sayarak önemli bir etki yaratma potansiyeline sahiptir.
İşgal Altındaki Topraklar Yasa Tasarısı, uluslararası hukuk gereği işgal altında kabul edilen bölgelerdeki yasadışı yerleşimlere ticaret ve ekonomik destek vermeyi yasaklamayı amaçlayan önerilen bir İrlanda yasasıdır.
İrlanda’nın bu yöndeki tutumu, yalnızca ulusal bir politika değişikliği olarak kalmayıp Avrupa’da da yankı uyandırabilecek bir gelişme olarak değerlendirilmektedir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

İrlanda, yıllardır Orta Doğu’daki İsrail yerleşimleriyle ilgili eleştirel bir duruş sergilemiştir. 2018 yılında ortaya konulan ve geniş destek bulan “İşgal Altındaki Topraklar Yasa Tasarısı”, İsrail’in Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki yerleşimlerinden gelen ürünlerin İrlanda’da ticaretini yasaklamayı amaçlamaktadır.[i] Ancak Avrupa Birliği (AB) ticaret yasalarını ihlal etme ihtimali bu tasarının ilerlemesini durdurmuştur. Son dönemde Orta Doğu’daki artan gerilimler ve Uluslararası Adalet Divanı’nın sunduğu yeni hukuki görüş, İrlanda’nın bu tasarıyı yeniden gündeme getirmesine neden olmuştur.

İşgal Altındaki Topraklar Yasa Tasarısı, uluslararası hukuk gereği işgal altında kabul edilen bölgelerdeki yasadışı yerleşimlere ticaret ve ekonomik destek vermeyi yasaklamayı amaçlayan önerilen bir İrlanda yasasıdır. Bağımsız senatör Frances Black tarafından sunulan yasa tasarısı, birçok siyasi parti ve kuruluşun desteğini almış ve İsrail’in bu bölgelerdeki eylemlerine yönelik artan endişeleri yansıtmaktadır.[ii] Yasa, İrlanda Parlamentosu’nun her iki kanadından da geçmesine rağmen Fine Gael Partisi’nin karşıtlığı ve AB yasalarıyla uyumuna dair endişeler nedeniyle ilerleme kaydedememiştir.

Son zamanlarda İrlanda, Orta Doğu’daki artan gerilimlerin ardından İsrail yerleşimlerinden ithalatı yasaklamayı hedefleyen yasa tasarısını yeniden gündeme getirmek için harekete geçmiştir. İlk olarak 2018 yılında sunulan ve geniş çapta destek bulan bu tasarı, AB ticaret yasalarına aykırı olabileceği endişesiyle yıllardır beklemekteydi. Ancak son dönemde Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) verdiği danışma görüşü, İrlanda’nın bu tasarıyı yeniden ele almasına olanak tanımıştır. İrlanda Dışişleri Bakanı Micheál Martin, bu kararın, “daha önceki hukuki tavsiyelerle tutarlı olduğunu ancak UAD’nin görüşünün süreci değiştirdiğini” söylemiştir.[iii]

UAD’nin sunduğu görüşte, devletlerin İsrail’in Filistin topraklarındaki varlığını sürdürmesine katkı sağlamaması gerektiği belirtilmiştir. Bu görüşün bağlayıcı bir niteliği bulunmasa da İrlanda Hükümeti bu kararı önemli bir yasal dayanak olarak görmektedir. İrlanda Başbakanı Simon Harris, bu konunun artık göz ardı edilemeyeceğini ve İrlanda’nın AB’nin tutumunu beklemeden harekete geçmesi gerektiğini ifade etmiştir.[iv]

Yasa tasarısı, İrlanda’daki hükümet yapısıyla da yakından ilgilidir. Hükümetin iki ortağı Fianna Fáil ve Yeşiller Partisi geçmişte bu tasarıyı desteklemişken, Fine Gael ise tasarıya karşı çıkmıştır. Ancak Simon Harris’in son açıklamaları, hükümetin bu tasarıya yeni bir yön verebileceği sinyallerini içermektedir. Özellikle Harris, İsrail’le olan ticari ilişkilerin tek taraflı olarak askıya alınabileceğini vurgulamıştır. UAD’nin kararının bağlayıcılığı olmasa da İrlanda Hükümeti bu durumu fırsat olarak görerek tasarıyı yeniden canlandırma yönünde adımlar atmayı düşünmektedir. Koalisyon hükümetinin çeşitli partileri yasa tasarısına destek vermeye devam ederken, hükümetin önündeki yasal engelleri aşmak için tasarının yeniden yazılması ve düzeltilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Bu gelişmeler, AB’deki diğer ülkeler tarafından da yakından takip edilmektedir. AB-İsrail ticaret anlaşması, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ten gelen ürünleri kapsamasa da bu ürünlerin etiketlenmesi ve AB pazarına girişi tartışmalara yol açmıştır. İrlanda ve İspanya, Brüksel’e İsrail’e yönelik ekonomik baskıyı artırma çağrısında bulunmuştur. Ekonomik açıdan büyük bir etki yaratmayacak olan bu yasa, İrlanda’nın İsrail’in işgal politikasına karşı güçlü bir duruş sergileyeceği anlamına gelmektedir ve bu, uluslararası alanda politik bir mesaj olacaktır.

Senatör Frances Black ise tasarının sembolik önemine değinmiş ve “Bu yasa tasarısının ekonomik olarak büyük bir etkisi olmayacağını, ancak İrlanda’nın İsrail’in işgaline karşı net bir duruş sergileyeceğini” belirtmiştir.[v] Black, yasa tasarısının, “Güney Afrika’ya karşı 1980’lerde uygulanan yaptırımlara benzer bir etki yaratacağını ve bunun tarihi bir mesaj niteliğinde olacağını” dile getirmiştir. AB-İsrail ilişkilerinin temelinde insan haklarına saygı ilkesi yer almakta olduğundan AB ülkeleri bu anlaşmayı askıya alma yönünde adım atabilirler. İrlanda’nın bu yöndeki tutumu, yalnızca ulusal bir politika değişikliği olarak kalmayıp Avrupa’da da yankı uyandırabilecek bir gelişme olarak değerlendirilmektedir.

İrlanda’da İşgal Altındaki Topraklar Yasa Tasarısı’na ilişkin bir planın Bakanlar Kurulu’na sunulacağı düşünülmektedir. Hükümet liderleri, UAD’nin geçmişte verdiği kararın ardından yasanın güncellenmiş hukuki tavsiyesini almıştır. Yeşil Parti Lideri Roderic O’Gorman, yasanın geçmesi gerektiğini vurgulamıştır. O’Gorman, yasanın “hukuken karmaşık” olduğunu da belirtmiştir. Ayrıca muhalefet lideri Ivana Bacik, yasanın geçmesinin, İsrail’in eylemlerine karşı net bir duruş sergileyeceğini ifade etmiştir. [vi]

Bu yasa tasarısı, işgal altındaki bölgelerde üretilen malların ithalatını suç sayarak önemli bir etki yaratma potansiyeline sahiptir. Eleştirmenler, bunun ekonomik sonuçlar doğurabileceği ve İrlanda’nın AB ticaret düzenlemeleriyle çeliştiği gerekçesiyle dava edilebileceği olasılığına dikkat çekmektedir. Uluslararası tepkiler karışık bir tablo çizerken bazı Amerikalı yetkililer, yasanın ticari ilişkileri zorlayabileceği konusunda uyarılarda bulunmuş ve İsrailli liderler, yasayı ahlaka aykırı olarak nitelendirmiştir. Bununla birlikte yasayı destekleyenler, düzenlemenin işgaliyle ilgili uluslararası hukuki standartlarla uyumlu olduğunu savunmaktadır.

Sonuç olarak İrlanda’nın İsrail yerleşimlerinden gelen ürünlere karşı başlattığı yasa tasarısını yeniden değerlendirmesi, ülkenin hem ulusal hem de uluslararası alanda önemli bir adım atma hazırlığında olduğunu göstermektedir. AB içerisindeki diğer ülkelerin de benzer adımlar atıp atmayacağı belirsizliğini korurken, İrlanda’nın tek başına bu konuda ilerlemeye kararlı olduğu gözlenmiştir. Bu gelişme, AB-İsrail ilişkilerini daha geniş bir çerçevede değerlendirme gerekliliğini ortaya koymuş ve Orta Doğu’da devam eden gerilimler kapsamında Avrupa’nın nasıl bir tutum alacağına dair önemli soruları gündeme taşımıştır.


[i] Mared Gwyn Jones, “What is Ireland’s Occupied Territories Bill and why could it be re-examined?”, Euronews, https://www.euronews.com/my-europe/2024/10/18/what-is-irelands-occupied-territories-bill-and-why-could-it-be-re-examined (Erişim Tarihi: 18.10.2024).

[ii] Aynı yer.

[iii] Vivienne Clarke, “Fresh legal advice could allow the Government to enact Occupied Territories Bill”, breakingnews.ie, https://www.breakingnews.ie/ireland/fresh-legal-advice-could-allow-the-government-to-enact-occupied-territories-bill-1683093.html, (Erişim Tarihi: 18.10.2024).

[iv] Aynı yer.

[v] Cormac McQuinn, “What is the Occupied Territories Bill, why did it stall and can it be revived now?”, The Irısh Times, https://www.irishtimes.com/politics/2024/10/15/what-is-the-occupied-territories-bill-why-did-it-stall-and-can-it-be-revived-now/, (Erişim Tarihi: 18.10.2024).

[vi] “Plan to progress Occupied Territories Bill could go to Cabinet as early as next week, says O’Gorman”, The Journal, https://www.thejournal.ie/occupied-territories-bill-could-come-before-dail-next-week-6515572-Oct2024/, (Erişim Tarihi: 18.10.2024).

Sena BİRİNCİ
Sena BİRİNCİ
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü

Benzer İçerikler