Analiz

Moldova-Avrupa Birliği İlişkileri ve Rusya Boyutu

Moldova, jeopolitik konumu nedeniyle hem AB’yle hem de Rusya’yla karmaşık ilişkiler içindedir.
Moldova’nın AB süreci, sadece ülkenin iç politikası açısından değil, aynı zamanda bölgesel güvenlik ve istikrar açısından da kritik bir öneme sahiptir.
Moldova’daki son gelişmeler, ülkenin Avrupa Birliği’yle (AB) ilişkilerinde kritik bir dönemeçte olduğunu ve bu süreçte Rusya’nın yoğun müdahalesiyle karşı karşıya kaldığını göstermektedir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Moldova’nın Avrupa Birliği’yle (AB) olan ilişkileri, özellikle 2000’li yılların başlarından itibaren ülkenin dış politika stratejisinin en önemli unsurlarından biri haline gelmiştir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan Moldova, Batı ile Doğu arasında bir denge politikası izlemiş, ancak 2000’li yıllarda AB’yle yakınlaşma sürecini hızlandırmıştır. 2014 yılında Moldova, AB ile Derin ve Kapsamlı Serbest Ticaret Anlaşması’nı (DCFTA) imzalayarak ekonomik anlamda daha bütünleşmiş bir yapı oluşturmuştur. Bu anlaşma, Moldova’nın pazarını AB’ye açmış ve aynı zamanda ülkenin siyasi reformlar gerçekleştirmesi, yolsuzlukla mücadele etmesi ve demokratik standartları yükseltmesi için bir çerçeve sağlamıştır.

Moldova, jeopolitik konumu nedeniyle hem AB’yle hem de Rusya’yla karmaşık ilişkiler içindedir. Özellikle Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan Moldova, Batı’yla entegrasyon arayışlarına yönelmiş, ancak bu süreçte Rusya’nın bölgedeki etkisiyle karşı karşıya kalmıştır. AB’yle ilişkilerini geliştirmek isteyen Moldova, 2009 yılından itibaren reformlara hız vermiş ve Doğu Ortaklığı gibi projelerde yer alarak Avrupa’ya daha yakın olma çabası göstermiştir. Ancak Rusya, Moldova’nın bu yönelimine karşı özellikle enerji politikaları ve Transdinyester bölgesindeki etkisiyle denge kurmaya çalışmaktadır.

Moldova’nın AB’yle ilişkilerinde kritik bir dönüm noktası ise 2022 yılında Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası yaşanmıştır. Bu gelişmelerin ardından Moldova, AB’ye resmi olarak üyelik başvurusunda bulunmuş ve aynı yıl içinde aday ülke statüsüne kavuşmuştur.

Moldova’daki son gelişmeler, ülkenin AB’yle ilişkilerinde kritik bir dönemeçte olduğunu ve bu süreçte Rusya’nın yoğun müdahalesiyle karşı karşıya kaldığını göstermektedir. Rusya’nın Moldova’daki seçimlerde ve AB referandumunda halkın Batı’ya karşı oy kullanmasını sağlamak için yoğun bir dezenformasyon ve rüşvet ağı kurduğu iddiaları, bölgedeki jeopolitik mücadelelerin ne denli şiddetli olduğunu ortaya koymaktadır.

Ilan Shor gibi oligarklar aracılığıyla yürütülen bu tür operasyonlar, Moldova’nın demokratik süreçlerine doğrudan müdahale etmekte ve ülkenin Batı’yla entegrasyonunu engellemeyi hedeflemektedir. Özellikle 2022 yılında AB’den aday ülke statüsü kazanan Moldova, bu süreçte siyasi istikrarsızlık, yolsuzlukla mücadele ve dış tehditlerle boğuşmak zorunda kalmıştır. Rusya’nın Moldova üzerindeki ekonomik ve politik etkisi, enerji arzı kontrolü ve devlet kurumlarına sızma girişimleriyle daha da belirgin hale gelmiştir.

Moldova Hükümeti, bu hibrit tehditlere karşı AB’yle daha sıkı bir işbirliği yapmanın önemini vurgularken, Rusya’nın demokratik süreçlere müdahale etme girişimleri Avrupa için de önemli dersler içermektedir.[i] Moldova’da yaşanan bu olaylar, AB’nin de gelecekte benzer hibrit savaş taktikleriyle karşılaşabileceğine dair bir uyarı niteliği taşımaktadır.Dolayısıyla Moldova’nın bu kritik dönemde Batı’yla kuracağı ilişkiler hem ülkenin hem de bölgenin gelecekteki istikrarı açısından büyük bir önem arz etmektedir.

Rusya’nın Moldova üzerindeki etkisini artırmaya yönelik hibrit taktikleri, bölgedeki jeopolitik dengeleri sarsma potansiyeline sahiptir. Moldova’nın AB üyeliğine yönelik adımlarının, Kremlin’in yürüttüğü dezenformasyon kampanyaları ve mali müdahalelerle engellenmeye çalışılması, Moskova’nın eski Sovyet coğrafyasındaki nüfuzunu koruma çabalarının bir parçası olarak değerlendirilebilir. Rusya’nın özellikle savaş korkusunu kullanarak Moldova halkını Batı’ya karşı çevirmeyi hedeflemesi, hibrit savaşın yeni boyutlarına işaret etmektedir.

Bu süreçte, Moldova’nın hem siber saldırılarla hem de yerel aktörler üzerinden sahte partilerin devreye sokulması gibi karmaşık bir stratejiyle mücadele ettiği görülmektedir. Kremlin’in Moldova’daki seçim sürecine büyük miktarda yasadışı fon aktarması ve sosyal medya platformlarını kullanarak gençleri hedef alması, modern hibrit savaşın örneklerinden biri olarak dikkat çekmektedir.[ii] Moldova’nın AB’ye katılım sürecinin, Rusya’nın bölgedeki stratejik hesaplarını nasıl etkileyeceği ve bu hibrit tehditlerle nasıl başa çıkılacağı, önümüzdeki dönemde Avrupa’nın karşılaşabileceği benzer tehditler için önemli bir test alanı olacaktır.

Ayrıca Rusya yanlısı güçler, Moldova’nın 20 Ekim’deki başkanlık seçimlerine ve AB referandumuna müdahale ederek Chişinău’nun Avrupa Birliği’ne yakınlaşma sürecini engellemeye çalışmaktadır. Ulusal polis şefi Viorel Cernautanu, Rusya tarafından yönetilen bir ağ aracılığıyla 130.000’den fazla seçmene rüşvet verildiğini ve bu ağın seçim sürecine doğrudan bir saldırı düzenlediğini açıklamıştır.[iii] Özellikle Ilan Shor gibi Rusya yanlısı iş insanları, seçmenlere AB üyeliğine karşı oy vermeleri için ödeme teklif ederken, Sandu’nun Batı yanlısı politikalarına karşı güçlü bir kampanya yürütülmektedir. Sandu, seçimlerde önde gözükse de Rusya’nın hibrit taktikleri ve medya manipülasyonları ülkedeki demokratik süreci baltalama riski taşımaktadır.

Moldova’nın aday ülke statüsü, Moldova’nın Avrupa yolculuğunda önemli bir adım olsa da bu süreç, ülke için ciddi zorlukları beraberinde getirmektedir. Moldova, ekonomik ve siyasi reformlar yapmak zorunda kalırken, Transdinyester bölgesindeki ayrılıkçı durumun çözülmesi de AB üyeliği yolundaki en önemli engellerden biri olarak görülmektedir. Transdinyester bölgesi, Moldova’nın toprak bütünlüğü açısından kritik bir sorun kabul edilmekte ve bu sorunun çözümü, Moldova’nın AB üyelik sürecinde önemli bir belirleyici olacaktır.

Moldova’nın karşılaştığı bir diğer önemli zorluk ise yolsuzlukla mücadele ve hukukun üstünlüğü konularındaki eksikliklerdir. AB üyeliği için gerekli reformlar, bu alanlarda önemli ilerlemeler kaydedilmesini şart koşmaktadır. Ayrıca Moldova’nın ekonomik yapısının çağdaşlaştırılması, ülkenin AB standartlarına ulaşması açısından büyük bir gerekliliktir. Moldova, bu reformları gerçekleştirmek için çeşitli AB fonlarından yararlanmaktadır, ancak bu sürecin tamamlanması zaman alacaktır.[iv] Bununla birlikte Moldova’nın AB üyeliği süreci, ülkenin dış politika perspektifi açısından stratejik bir öneme sahiptir. Moldova, AB’yle entegrasyonunu derinleştirerek hem ekonomik kalkınmayı hızlandırmayı hem de demokratikleşme sürecini güçlendirmeyi hedeflemektedir. Ayrıca Moldova’nın AB’ye tam üye olması, ülkenin Avrupa’yla olan bağlarını daha da kuvvetlendirecek ve Doğu Avrupa’daki jeopolitik dengeleri değiştirebilecek bir potansiyele sahiptir. Bu nedenle Moldova’nın AB süreci, sadece ülkenin iç politikası açısından değil, aynı zamanda bölgesel güvenlik ve istikrar açısından da kritik bir öneme sahiptir.

Sonuç olarak Sonuç olSMoldova’nın Avrupa’ya entegrasyon süreci, aynı zamanda Rusya’yla yaşadığı stratejik ve ekonomik çekişmeleri de beraberinde getirmektedir. Bu süreç hem iç politikadaki kutuplaşmaları derinleştirmekte hem de ülkenin dış politikadaki tercihlerini doğrudan etkilemektedir. Moldova’nın bu iki güç arasında kurmaya çalıştığı denge, ülkenin gelecekteki yönelimi açısından belirleyici olacaktır.


[i] Gabriel Gavin, “Russia paying people to vote against joining EU, Moldova warns”, Politico, https://www.politico.eu/article/pro-russia-oligarch-network-influence-eu-moldova-elections-voter-bribery-disinformation/, (Erişim Tarihi: 04.10.2024).

[ii] Gabriel Gavin, “Moldova accuses Russia of trying to rig its EU referendum”, Politico, https://www.politico.eu/article/moldova-russia-eu-referendum-membership-social-media/ (Erişim Tarihi: 04.10.2024).

[iii] Alexander Tanas, “Moldova alleges pro-Russian vote-buying scheme ahead of key vote”, Reuters, https://www.reuters.com/world/europe/moldova-alleges-pro-russian-vote-buying-scheme-ahead-key-vote-2024-10-03/, (Erişim Tarihi: 04.10.2024).

[iv] Aynı yer.

Sena BİRİNCİ
Sena BİRİNCİ
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü

Benzer İçerikler