Orta Asya’da Radikal Grupların Etkileri: Dini-Sosyolojik Bir Bakış

1990 yılında bağımsızlığını kazanan bu ülkelerin en büyük sorunlarından biri radikal grupların ortaya çıkması olmuştur.
Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra Orta Asya, diğer tüm alanlarda olduğu gibi hem siyasi hem de dini alanda yeni bir sürece girmiştir.
Çoğu araştırmacı, bölgede radikal grupların yayılmasının temel nedeni olarak bölgenin mevcut sosyo-ekonomik ve siyasi durumuna işaret etmektedir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Korku, endişe ve kaos yaratan terör örgütleri, geniş ve karmaşık bir ağ oluşturarak tüm dünya için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu sorun her ülkede çözülmesi gereken temel problemlerden biri olmaya devam etmektedir. Terörün ortaya çıkış nedenlerini anlamak ve bu nedenlere karşı stratejiler geliştirmek, terörle mücadeledeki en temel konulardır.

Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra Orta Asya, diğer tüm alanlarda olduğu gibi hem siyasi hem de dini alanda yeni bir sürece girmiştir. 1990 yılında bağımsızlığını kazanan bu ülkelerin en büyük sorunlarından biri radikal grupların ortaya çıkması olmuştur. Bu radikal gruplar, yerel yönetimlerin otoritesini sarsarak bölgedeki istikrarı tehlikeye sokmuştur. Tacikistan bundan en çok etkilenen ülkelerden biridir.

Yeni kurulan Tacikistan Hükümeti, muhalefet gruplar ile yaşanan çatışmalar sonucunda bir iç savaş sürecine girmiştir. Bağımsızlığa yeni ulaşılan bu topraklarda İslam ülkesi kurmayı hedefleyen Tacikistan İslami Yeniden Doğuş Partisi ve Birleşik Tacik Muhalefeti gibi radikal gruplar ile yapılan iç savaş 1992 yılında başlayıp beş yıl sürmüştür. İç savaş sırasında Tacikistan’da siyasi istikrarsızlık ve ekonomik zorluklar had safhaya ulaşmış, binlerce can kaybı yaşanmıştır. Bununla beraber toplumu korku ve güvensizlik içinde bırakmıştır. İç savaşın ardından ülke, devam eden terör tehditleri karşısında istikrarı yeniden tesis etmeye ve korumaya çalışırken zor bir durumla karşı karşıya kalmıştır. Ülkenin ekonomik istikrarsızlık, güvensizlik ve sınır problemleriyle zayıf düşen ülke, terör örgütlerinin başlıca hedefi haline gelmiştir.

Tacikistan’ı tehdit eden büyük radikal terör örgütlerinden biri 1996 yılında kurulmuş olan Özbekistan İslami Hareketi olmuştur. Selefi-cihatçı ideolojiye sahip olan bu örgütün amacı, bölgedeki mevcut devlet yapısını devirmek ve şeriat yönetimini kurmaktır. Örgüt, “İslam düşmanları” olarak gördükleri iktidarı ve onun destekçilerine karşı savaşmakla beraber komşu ülkeleri de hedefi haline getirmiştir. Bunun dışında Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İsrail’i uzak düşmanları olarak görmektedirler.

Orta Asya’da uzun süredir faaliyet göstermekte olan Özbekistan İslami Hareketi’nin amacı, Fergana Vadisi’nin Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan’dan ayrılarak bu topraklarda ayrı bir devlet kurulması ve Ortadoğu ile Kafkasya’yı kapsayacak İslam Dünyası hilafetinin bir parçası haline getirilmesidir. Fergana’nın nüfus yoğunluğu yüksektir. Bu da söz konusu bölgeyi aşırılık yanlısı örgütlerin faaliyetleri için uygun ve yeni katılımcıların ilgisini çeken bir alan haline getirmektedir.

Günümüzde ve gelecekte bölgenin istikrarına tehdit oluşturan bir diğer radikal örgüt “Tebliğ Cemaati’dir. 1926 yılında Hindistan’da kurulan “Tebliğ Cemaati”, radikal Sünni bir gruptur. Dünya genelinde 150 ülkede faaliyet gösteren bu örgüt, 2020 yılı tahminlerine göre 150 ila 200 milyon üyesi ile geniş bir etki alanına sahiptir. Kazakistan, Rusya, Özbekistan, Çin ve Tacikistan gibi ülkelerde faaliyetleri yasaklanmıştır. Kırgızistan Din İşleri Devlet Komisyonu, 2009 yılında bu grubun faaliyetlerini kurumun dini politikasına aykırı olduğunu belirtmiştir.[i]

Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ) ve Şangay İşbirliği Örgütü, Tebliğ Cemaati’ni radikal bir örgüt olarak tanımıştır. Ancak ilahiyatçıların Tebliğ Cemaati ile ilgili tutumu belirsizdir. Bazıları bu hareketin apolitik olduğuna ve devlet yapısına herhangi bir tehdit oluşturmadığına inanmaktadır. Diğerleri ise hareketin gençler arasında radikal görüşleri şekillendirdiğini savunmaktadır.  

Tebliğ Cemaati’nin belli bir stratejisi yoktur. Hedefleri, her geçen gün Şeriat yasalarını uygulayan ve münzevi bir yaşam tarzı sürdüren insanların sayısını artırmaktır. Tebliğ Cemaati, laik devletleri düşman olarak görmektedir. Bu dini grubun eylemleri, radikal Sünni ideolojisi olarak görülmekte ve Orta Asya’daki laik devletler tarafından tehdit olarak algılanmaktadır.[ii]

Çoğu araştırmacı, bölgede radikal grupların yayılmasının temel nedeni olarak bölgenin mevcut sosyo-ekonomik ve siyasi durumuna işaret etmektedir. Özellikle radikal gruba meyleden genç neslin artmasının nedenlerinin ekonomik durgunluk, düşük ücretler, işsizlik, yaygın ve kitlesel yolsuzluk ve sosyal güvensizlik olarak görmektedirler. Aynı zamanda eğitim alanındaki yetersizlikler de buna eklenebilir. Bu faktörler, gençlerin radikal ideolojilere yönelmesine ve terör örgütlerine katılmasına zemin hazırlamaktadır.

Radikal gruplar, bölgedeki istikrarsızlığı tetikleyen önemli sorunlardan biri olmaya devam etmektedir. Bu durum, Orta Asya ülkelerinin her biri için ciddi önlemler alınmasını gerektirmektedir. Özellikle Afganistan’la en uzun sınır çizgisine sahip olan Tacikistan, radikal grup üyelerinin bir ülkeden diğerine kolayca geçmesine olanak sağlamaktadır. Terörle mücadelede sadece askeri önlemler yeterli olmayıp aynı zamanda eğitim, ekonomik kalkınma ve toplumsal dayanışma gibi unsurların da önemi büyüktür. Bu unsurlar, terörizmin temel nedenlerinin ortadan kaldırılmasına yardımcı olabilir ve uzun vadeli barış ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunabilir.


[i] “На какие радикальные группировки следует обратить особое внимание”, Central Asia Cronos, https://cronos.asia/politika/na-kakie-radikalnye-gruppirovki-sleduet-obratit-osoboe-vnimanie, (Erişim Tarihi: 05.08.2024).

[ii] Aynı yer.

Aitolkun VALERİİ KYZY
Aitolkun VALERİİ KYZY
Aitolkun Valerii Kyzy, 2020 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun olmuştur. 2023 yılında aynı üniversitede Din Psikolojisi bölümünde yüksek lisansını tamamlamış ve 2024 yılında Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi'nde Felsefe ve Din Bilimleri alanında doktora eğitimine başlamıştır. Ana dili Kırgızca olan Valerii Kyzy, ileri düzeyde Türkçe ve Rusça, orta seviyede İngilizce ve başlangıç seviyesinde Arapça bilmektedir. Başlıca ilgi alanları arasında Türk Dünyası, din sosyolojisi ve din psikolojisi çalışmaları bulunmaktadır.

Benzer İçerikler