Son yıllarda Avrupa Birliği (AB) içindeki politik dengeler, üye ülkeler arasındaki farklı görüşlerin yansımasıyla giderek daha karmaşık bir hale gelmiştir. Bu dinamiklerin en çarpıcı örneklerinden biri, Macaristan’ın AB içindeki rolüdür. Macaristan, AB içindeki bazı ortak politikaları engelleme konusundaki kararlılığıyla dikkat çekmiştir.
Macaristan, Orta Avrupa’nın kalbinde yer alan tarihi ve kültürel bir ülke olarak Avrupa’nın politik ve sosyal dinamiklerinde kendine özgü bir yer edinmiştir. Ülkenin Avrupa içindeki rolü ve yaklaşımları, özellikle son yıllarda AB içindeki farklılıkları ve siyasi ayrışmaları daha da belirgin hale getirmiştir. Macaristan’ın politikaları, Avrupa’nın geniş entegre yapısından bazı yönlerden ayrılmakta ve bu durum, ülkenin Avrupa’daki konumunu karmaşık bir hale getirmektedir.
AB’nin Venezuela başkanlık seçimlerindeki “usulsüzlükleri” kınayan ortak bildirisi, Macaristan tarafından engellenmiştir. AB Dış Politika Şefi Josep Borrell, ortak bildirinin engellenmesinin ardından kendi açıklamasını yaparak seçimlerin şeffaflığına vurgu yapmış ve yeni yaptırım çağrılarının bu aşamada “erken” olduğunu belirtmiştir. Borrell’in açıklamasında, Venezuela’nın siyasi krizden çıkış yolu bulması gerektiği vurgulanmış, üye devletler arasında yapılan görüşmelerin devam ettiği ve tüm sürecin değerlendirilerek sonraki adımların belirleneceği ifade edilmiştir.[1]
Macaristan’ın ortak bildiriyi engellemesi, AB içindeki güç dinamiklerinin ve ülkeler arası anlaşmazlıkların ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Macaristan, 2024 yılı Haziran ayında Kremlin’in medya yasağını kınayan bir bildirinin yayınlanmasına da mani olmuştu. Bu tür vetolar, Macaristan’ın uluslararası politikada etkili bir oyuncu olduğunu ve AB içindeki tartışmalarda belirleyici bir rol oynadığını göstermektedir.
AB’nin mevcut yaptırımları, 2017 yılından bu yana Venezuela’nın demokrasi ve hukukun üstünlüğüne zarar vermesiyle suçlanan kişilere yönelik kara liste uygulamasını ve sokak protestolarını bastırmak için kullanılan silah ve ekipmanların ihracatını yasaklamayı içermektedir. Macaristan’ın vetosu, Maduro rejimine karşı gelecekteki yaptırımların güçlendirilmesi yönündeki çabaların önünde bir engel teşkil edebilmektedir.
Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, Rusya yanlısı tutumu ve Moskova’yla olan artan yakınlaşmalarıyla Avrupa’da büyük tepkilere yol açmıştır. Orbán’ın Putin’le Moskova’da gerçekleştirdiği toplantı ve “Barış Misyonu 3.0” olarak adlandırdığı ziyaretler, Brüksel’de ve diğer AB başkentlerinde diplomatik bir fırtınaya neden olmuştur.
AB, Macaristan’ın Ukrayna savaşındaki tutumu nedeniyle bir sonraki dışişleri ve savunma bakanları toplantısını düzenleme hakkını elinden almıştır. Bu karar, Macaristan’ın Avrupa Birliği Konseyi’nin dönem başkanlığını üstlenmesinden sadece birkaç hafta sonra alınmıştır. Orban’ın Moskova’da Putin’le gerçekleştirdiği toplantı nedeniyle yaşanan öfkenin ardından bu karar alınmıştır. Borrell, Macaristan’ın eylemlerinin sonuçları olması gerektiğini ve bir işaret gönderilmesinin faydalı olduğunu belirtmiştir. Macaristan bu hamleyi “tamamen çocukça” olarak nitelendirmiştir.[2] Ayrıca buna karşılık olarak bloğun karşılaştığı en büyük küresel sorunları tartışmak için düzenlenen gayri resmi toplantıların, 28-30 Ağustos 2024 tarihlerinde Budapeşte’de yapılması planlanıyordu. Ancak Borrell, bu toplantıların da Brüksel’de yapılacağını duyurmuştur.
AB’deki diğer 26 ülkeden yalnızca Slovakya, bu anlaşmazlıkta Macaristan’ı desteklemiştir. Lüksemburg Dışişleri Bakanı Xavier Bettel, bir boykotun “anlamsız” olacağını belirterek Budapeşte’ye gitmenin daha iyi olduğunu ve AB’nin eylemlerden memnuniyetsizliğini bildirmek için diyalog kurmanın önemli olduğunu ifade etmiştir.[3]
Bu gelişmeler ışığında temmuz ayında Macaristan, Rusya ve Belarus’un da dahil olduğu sekiz ülke için yeni bir vize rejimi getirmiştir. Bu yeni politika, ziyaretçilerin güvenlik kontrolleri olmadan ülkeye giriş yapmasına ve diğer AB ülkelerine serbestçe hareket etmesine olanak tanıyacaktır. Weber, bu kuralların “casusluk faaliyetleri için büyük boşluklar yarattığını” ve Rusların Macaristan’a minimal gözetimle giriş yapabileceğini belirtmiştir.[4] Avrupa Birliği yetkilileri, bu konuda Macar yetkililerle temas halinde olduklarını ve Rus vatandaşlarına yönelik kontrollerin azaltılmasının kıtanın güvenliğini tehdit edebileceğini vurgulanmıştır.
Avrupa’nın genişleyen sınırlarında Macaristan’ın kendine has görüşleri ve politikaları, kıtanın gelecekteki yönelimi belirleyebilir. Bu bağlamda, ülkenin politikaları ve stratejik tercihlerinin Avrupa Birliği’nin genel politikalarıyla nasıl bir etkileşim içinde olduğunu anlamak, hem tarihsel hem de güncel dinamikler açısından büyük önem taşımaktadır.
Sonuç olarak Macaristan’ın AB içindeki rolü, sadece Avrupa’nın iç dengelerini değil, aynı zamanda uluslararası politika üzerindeki etkileri de şekillendirmektedir. Bu durum, Avrupa’nın ortak politikalarının nasıl şekilleneceğini ve uluslararası meselelerde ne denli etkili olabileceğini anlamak açısından kritik bir göstergedir.
[1] Hans Von Der Burchard, “Hungary blocks EU bid for unified statement on Venezuela election”, Politico, https://www.politico.eu/article/hungary-block-eu-statement-venezuela-election-results-foreign-policy-josep-borrell/, (Erişim Tarihi: 31.07.2024).
[2] Christy Cooney, “Hungary stripped of EU meeting over Ukraine stance”, BBC, https://www.bbc.com/news/articles/cgr542l753po (Erişim Tarihi: 31.07.2024).
[3] Aynı yer.
[4] Aleksandar Brezar, “EPP’s Weber slams Hungary’s decision to ease visa restrictions for Russians”, Euronews, https://www.euronews.com/my-europe/2024/07/30/epps-weber-slams-hungarys-decision-to-ease-visa-restrictions-for-russians, (Erişim Tarihi: 31.07.2024).